8 Ekim 2025 Çarşamba

Tayvan liderinden Çin’i kızdıran mülâkat / Taiwan leader's interview angers China

Mehmet Özay                                                                                                                             08.10.2025

Çin ve Tayvan yönetimi arasında, dönem dönem yaşanan gerilimli süreçler askeri tatbikatlar kadar, her iki taraf liderlerinin yaptıkları açıklamalarla da gündeme geliyor.

Tayvan ‘devlet başkanı’ Lai Ching-te’nin, Amerikan radyo programı, “The Clay Travis and Buck Sexton Show’a verdiği dünkü mülâkat, Çin tarafından şiddetle eleştirilmesi, bu yöndeki gelişmelerin devam etmekte olduğunu gösteriyor.

Söz konusu mülâkatın, Çin basını tarafından alıntılanan bölümleri dikkate alınacak olursa, Lai’nin dile getirdiği bağımsızlık söyleminin, Pekin yönetimi tarafından büyük bir tepkiyle karşılandığına kuşku yok.

Lai, yaptığı açıklamada, “Tayvan ve Çin’in birbirine tabi olmadığını” ve de “Çin’in Tayvan’ı işgal etme hakkı bulunmadığı”nı gayet açık ve net bir şekilde ortaya koyuyor.

Buyaklaşım, Lai’nin bireysel konuyu bireysel bağlamda ele alışının dışında, özellikle de, mensubu olduğu Demokratik İlerlemeci Parti (Democratic Progressive Party-DPP) ve bu partiye destek olan Tayvan halkı nezdinde düşünüldüğünde kayda değer bir önemi olduğuna kuşku yok.

Bunun ötesinde, Lai’ni böylesine cesurca açıklamalar yapmasına imkân tanıyan bir diğer maddi neden ise Batılı liberal demokrat ülkeler ve özellikle de, ABD ile olan ilişkiler.

“İki devletli yapı”

Lai, kendisine yöneltilen sorulara cevaplar içerisinde, “Ana kıta Çin’in tehditi”, “yeni iki-devletli yapı” ile Tayvan’ın bağımsızlığının, “askeri güçle tesisi”ne yaptığı vurgular özellikle, bunlardan bazıları.

Lai yaptığı açıklamalarda, Çin’in, Hint-Pasifik bölgesinde barış ve istikrarı bozmaya yönelik askeri tatikatlarına gönderme yaparken, bu gelişme karşısında Tayvan’ın, “demokratik kampla” işbirliğine dikkat çekiyor.

Bu yaklaşımın, hiç kuşku yok ki, sadece, Çin ve Tayvan arasında bir gerilime odaklanmadığı aksine, bunun ötesine taşan ve küresel olarak adlandırılabilecek bir boyut olduğunu söylemek gerekiyor.

“kriz inşacısı”

Söz konusu mülâkatla ilgili olarak, Çin’de, “Tayvan İşleri’nden Sorumlu Ofis” sözcüsü Chen Binhua ise, Lai’nin “gerçekleri çarpıttığı”nı ileri sürdü.

Binhua, yukarıdaki ifadelerden hareketle Lai’ni, Tayvan Boğazı barışını dinamitlemekle bölgede “kriz inşacısı” olarak adlandırdı.

Sözcü Binhua, özellikle, 20 Mayıs 2024 seçimlerinden sonra başkanlık koltuğuna oturmasıyla birlikte, Lai’nin yaptığı açıklamalarla “Tayvan’ın bağımsızlığı gibi ayrılıkçı bir söylemi dile getirerek Çin-karşıtı bir duyarlılık oluşturmaya çalıştığını” ileri sürüyor.

Şimdilik retorik savaşı(!)

Her iki tarafın, “Tayvan’ın egemenliği” konusunda gündeme getirdikleri söylemler dikkate alındığında, ortada bir retorik savaşının varlığından söz etmek mümkün.

Resmi olarak ‘Çin Cumhuriyeti’ adını kullanan Tayvan ile Çin Halk Cumhuriyeti olarak bilinen Ana kıta Çin arasında yaşanan çatışma eksenli diyalogun devamlılığı ortada.

Bu durumun, bir tür açmaz olarak devam etmesi, Pekin yönetiminin Tayvan üzerindeki egemenlik iddiasından vazgeçmemesi ile doğrudan ilintili.

Özellikle, DPP iktidarları döneminde Pekin ile olan siyasi söylemler düzeyindeki atışmaları retorik savaşı olarak adlandırmak mümkün.

Bununla birlikte, bir yandan Çin’in bölgede, özellikle de, Tayvan Boğazı ve çevresinde zaman zaman düzenlediği kapsamlı askeri tatbikatlar öte yandan, ABD’nin bölgede olası bir sıcak gelişme karşısında Tayvan’ı koruyacağına dair açıklamalar bölgenin potansiyel bir çatışma alanı olarak önemini ortaya koyuyor.

İki parti – iki görüş

Tayvan açısından ise konuya bakıldığında, Ada’daki siyasi partiler ve kamu oyu nezdinde farklılık taşıdığı da bir vakıa.

Bu çerçevede, Tayvan’da iktidarın Ana kıta Çin’le statükonun korunmasına yönelik politikalarıyla tanınan Milliyetçi Parti (Kuomitang/KTM) ile, ‘bağımsızlıkçı’ söylemi dillendirmekten geri kalmayan Demokratik İlerlemeci Parti (Democratic Progressive Party-DPP) yaklaşımları temel bir ayrım olanak ortaya çıkıyor.

Tayvan’da iktidarın el değiştirmesiyle, Ana kıta Çin arasında anlaşmazlık olarak nükseden ‘egemenlik iddiası’ olgusunun gündeme geliş hızı ve yoğunluğu da değişkenlik arz ediyor.

Pekin yönetimi, KTM’in iktidarda olduğu yıllarda, “Tayvan üzerindeki egemenlik iddiası”ndan vazgeçmese de, KTM’in “statükoyu koruyalım” tavrı ile, şu veya bu şekilde Pekin’e yakınlaşma politikaları arasında bir denge güdüyor.

Dış destek

Tayvan’da DPP iktidarı partinin ideolojik olarak var oluş nedeni olarak Pekin’i sürekli rahatsız eden veya kışkırtan bir yönü bulunuyor.

Çin gibi bir küresel dev karşısında, DPP’yi, tıpkı Lai’nin dünkü mülâkatında dile getirdiği şekilde, kendinden emin kılan açıklamalar yapmaya sevk eden ise Batılı liberal-demokratik ülkeler ve özellikle de ABD ile olan yakın ilişkisi.

Bir başka ifadeyle söylemek gerekirse, ABD’nin Tayvan üzerinde bir tür askeri koruyuculuk vasfını taşıyor olmasıdır.

2016-2024 yıllarında Tayvan devlet başkanlığı görevini yürüten DPP’li başkan Tsai Ing-wen’in iki dönem devlet başkanlığının ardından, DPP iktidarının Lai ile devam etmesi son dönemde, Ana kıta Çin ve Tayvan arasındaki diyalogsuzluğun artışı anlamına geliyor.

https://guneydoguasyacalismalari.com/tr_tr/tayvan-liderinden-cini-kizdiran-mulakat-taiwan-leaders-interview-angers-china/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder