5 Eylül 2025 Cuma

Çin: tarih’in yeniden yorumu ve bugün / China: reinterpretation of history and today

Mehmet Özay                                                                                                                             03.09.2025

Tarihi gelişmeleri okumanın ve değerlendirmenin, farklı yöntemleri olduğuna kuşku yok.

Çin’de bugün gerçekleştirilen gösteri bu tür bir tarih okumanın örneği olarak karşımızda duruyor ve bu anlamda, değerlendirilmeyi hak ediyor.

Söz konusu bu gösteri, özelde Çin’i ve genelde Asya-Pasifik’i  gözlemlediğim son yirmi yıllık süre zarfında, böylesine güçlü söylem ve yüksek sembolik göstergeye ilk defa tanık olduğum bir kutlama olarak karşımda duruyor.

Herhalde, bu görüntülerle ve de söylemlerle karşılaşan sadece ben değilim...

Çin devlet başkanı Şi Cinping’in, Asya-Pasifik bölgesiyle sınırlı olmayan aksine bu coğrafi sınırların dışına taşan bir argüman, umut ve tehdit ile çerçevelenmiş bir söylemi gündeme taşıması son derece önemliydi.

Birkaç düzelti

Yazının hemen başında, basında yer alan “2. Dünya Savaşı” kavramsallaştırmasını düzeltelim...

Çin-Japonya-Endonezya ya da kısacası, tüm Asya-Pasifik’te 1942 ve 1945 yılları arasında olan biten dünya savaşının ikincisi değildi.

Aksine, bu bölgede ortaya çıkan mücadele Pasifik Savaşı adıyla anılmaktadır ve kullanım bölgedeki gelişmeler çerçevesinde gayet doğru ve anlamlıdır.

Bir diğer düzeltilmesi gereken husus, Pasifik Savaşı’nı sona erdirenin Çin’in kendi topraklarında Japonya’ya karşı kazandığı askeri başarı değildir...

Ancak, her iki bağlamda sunumun Çin’in merkezine yerleştirildiği bir tarih okuması, taliplisine kullananına göre kabule şayan olmaktan üzerinde durulmaya değmeyecek sıradan ve standart bir söyleme değin yoruma açıktır...

80. yıl

Buradan, Çin devlet başkanı Şi Cinping’in 80. yıl zaferi olarak ortaya koyduğu söyleme ve gösteriye kısaca göz atmakta yarar var.

80. yıl olgusu, hiç kuşku yok ki, bir tarihsel sürece gönderme yapar...

Vurgulanan yıllara dair sayısal çokluk kadar, burada öne çıkartılmak istenen Çin’in, dünün Pasifik Savaşı koşullarında ‘düşman’ yani, Japon Krallığı karşısında sergilediği başarıdır vurgulanmak istenen.

‘Düşman’ın yani, Japon Krallığı’nın, 19. yüzyıl son çeyreğinden itibaren, Pasifiklerde ya da Asya-Pasifik’te yükselişi ve diğer tür modernleşme çabaları bir yana adına, militarist modernleşme denilmesinde haklılık payı olduğuna kuşku bulunmayan sürecin sonunda, Çin’in kendi topraklarındaki savaşta galip gelmesi anlaşılıyor.

O dönemin koşulları dikkate alındığında ekonomik ve askeri zorluklarla karşı karşıya bulunan bir  Çin’in ya da Japonya gibi dönemin süper gücüyle kıyaslandığında yine, ekonomik ve askeri zaaflarıyla anılabilecek Çin’in başarısına, bugün göz kamaştırıcı bir gösteriyle gönderme yapıldı.

İlginçtir ki, dün Japon modernleşmesinin en önemli ürünü ve sonucu olan militarist modernleşme olgusu, bugün Tiannengmen Meydanı’nda Çin’in askeri modernleşmesi olarak yenilendiği dikkat çekiyor...

Aktörler farklı, araç ise aynı...

Jeo-politik yarık

Bunun yanı sıra, bugün ulusal ve ‘patriotic’ olarak adlandırılan gösterilerde dikkat çeken bir diğer husus, Şi Cinping yalnız olmamasıydı...

Kutlamalara davet ettiği bir grup ulus-devletin başbakanları ve devlet başkanlarının kimlikleri, temsil ettikleri ülkeler vb. olgular dikkate alındığında karşımızda, Batı’yı temsil ile karşılaşılmayan bir siyasal düzeneğin kurgulandığı anlaşılıyor.

Bunun, hesaplı kitaplı bir yönü olduğunu söylemek abartı olmasa gerek.

Bu çerçeveyi anlamlı kılan tanımlama bize, Çin’in liderliğinde kurgulanan bir ‘yeni’ jeo-politik olduğunu ortaya koyuyor.

Bazı yayın organlarında dikkat çekildiği üzere günümüz Doğu-Batı -bir başka ifadeyle söylemek gerekirse, Amerika Birleşik Devletleri ile Çin arasında oluşan- jeo-politik ayrışmasının, sembolik olarak gayet güçlü olduğu bir görüntü vardı gözlerimizin önünde bugün...

Savaş ve barış

Bu yeni jeo-politikin mucidinin Çin olmadığını, bizatihi Şi Cinping, yaptığı konuşmada yer alan ifadelerden anlıyoruz.

Şi Cinping, “savaş ya da barış”, “diyalog ya da çatışma”, “ortak kazanım ya da toptan rekabet” söylemiyle, 80 yıl ne olup bittiğini söylerken, bu benzeri sürecin bugün de ortaya çıkmakta olduğunu ifadesi ile gayet önemli bir karşılaşma yaptı.

Bu karşılaştırma, aklı başında bireyler tarafından herhalde, şöyle anlaşılması gerekiyor: “Dün, nasıl bize sunulan çatışma ortamından başarıyla çıktıysak, bugün de aynı çatışmaya maruz kalan taraf olarak aynı başarıyı sergilemekten geri kalmayacağız!”

Şi Cinping’in bu karşılaştırma ile bize, bunu hissettirmediği söylenebilir mi?

Dünyaya vaat

“80 yıl öncesinde Çin’in yanında hangi ülkeler müttefik olarak yer alıyordu” bir bakmak lazım...

Ancak, 80 yıl sonra bugün, Çin’in yanıdaki ülkeler -ilgili medyaların dillendirmesiyle- Batı’yla arası nahoş olan ülkeler topluluğu olarak tanımlanıyor.

Tuhaf olan, dünün Çin’inde Japonya’ya karşı olan askeri mücadelede Çin ne kadar yalnız ise, -bunun tam zıddı olarak- bugün gösterilerde yer alan davetliler listesine bakıldığında, Çin’in yanında yer alan azımsanmayacak ulus-devletin olduğu görülüyor.

Barış: Ama nasıl?

Çin devlet başkanı Şi Cinping ‘savaş ve barış’ söyleminde savaştan kaçınmadığı söylediği kadar, barış olgusuna vurgusu da dikkat çekiyordu.

Ancak, bu barışın nasıl olacağı konusunda pek ipucu verdiği söylenebilir mi?

Örneğin, ‘savaş’ konusunda Avrupa’nın göbeğinde süren savaş ile yanı başında bu savaşın aktörü Rusya devlet başkanı Vladimir Putin’le nasıl bir siyasi diyalog içinde olduğu sorgulanmayı hak ediyor.

Ya da, yine verdiği konuşmasında yer verdiği Ortadoğu’daki savaş ortamına yönelik olarak Çin’in, ne türden barış girişimleri olduğuna dair açıklamalar yaptı mı?

Bugün Çin’de söylem ve gösterge gücü yüksek bir gün yaşandı.

Ancak, bu yaşananların küresel çapta yaşanan sorunlara ne denli anlamlı bir cevap niteliği taşıdığı sorusu cevap verilmeyi bekliyor.

Çin bugün, diğer kutbun lideri ve küresel hegemonya mücadelesinin baş aktörü olan ve bu aktörlüğünü bırakmak istemeyen ABD karşısında savunmacı bir dille kendini ortaya koyuyor.

Çin’in ya da Çin devlet başkanı Şi Cinping’in savaş ve barış dikotomisinde ‘barış’ vurgusunun silahların gölgesinde yapılması önemli bir çelişkiyi ortaya koyuyor.

Çin’in yapması gereken öncelikle bu çelişkiyi aşmak olmalıdır.

https://guneydoguasyacalismalari.com/tr_tr/cin-tarihin-yeniden-yorumu-ve-bugun-china-reinterpretation-of-history-and-today/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder