11 Ağustos 2025 Pazartesi

Hindistan ve Çin yakınlaşması: küresel dengeler / Rapprochement between India and China: global balance

Mehmet Özay                                                                                                                             08.08.2025

Yaşadığımız dönem, uluslararası ilişkiler alanında önemli kırılmaların yaşanması kadar, yeni ve sürpriz açılımlarla da farklı olduğunu ortaya koyuyor.

Bu söylemi ortaya koymamıza olanak tanıyan gelişmelerden sonuncusu, Hindiistan başbakanı Narendra Modi’nin, bu ayın sonunda Çin’e yapması beklenen ziyaretidir.

Modi’nin ziyaretinin, 31 Ağustos-1 Eylül günlerinde Çin’in kuzeyinde Tianjin’de yapılacak olan, Şangay İşbirliği Organizasyonu (Shanghai Cooperation Organisation-SCO) zirvesi vesilesiyle gerçekleşmesi bekleniyor.

Sınır anlaşmazlıklarıyla dikkat çeken iki ülkenin, bugün birbirine yakınlaşma emares göstermesini, iki ülke ilişkilerinin 75. yılı dolayısıyla olduğunu söylemek mümkün.

Ancak, bu ziyareti ve kuvvetle muhtemel Narendra Modi-Şi Chinping görüşmesini -veya olası mini zirvesini- daha geniş ve küresel bir perspektiften ele almak gerekiyor.

Bu durumda, karşımızda son birkaç haftadır, yine küresel gündemin ilk sıralarını işgal eden Hindistan-ABD sürtüşmesini gözden kaçırmamak gerekir.

Gümrük tarifleri ve öngörülemezlikler

Hindistan başbakanı Modi’nin bu ayın sonunda Çin’e yapacağı ziyareti, gerginliğin veya bunun neden olduğu ayrışmanın ortadan kaldırılması için önemli bir fırsat olacağına kuşku yok.

Bu çerçevede, Modi’nin kuvvetle muhmelen gerçekleşmesi beklenen Çin ziyaretini, ABD-Hindistan arasında üçüncü ülke Rusya üzerinden gelişen ve ABD başkanı Trump tarafından, doğrudan gümrük vergisine yansıtılan gerginliğin başlamasından sonra, Hindistan-Çin ilişkilerinde yeni bir evreye girildiğini gösteren bir gelişme olarak yorumlamak mümkün.

Trump’ın, Hindistan’a uygulama kararı aldığı yüzde 25 gümrük vergisi 27 Ağustos’da başlarken, Modi’nin Çin ziyareti 31 Ağustos’da gerçekleşecek...

Bu ziyaetin maddi yönünde, yedi yıl sonra Modi’nin ilk kez Çin’e resmi ziyarette bulunacak olması yer alıyor...

ABD-Hindistan geriliminin, Hindistan ve Çin arasındaki ilişkilerin yumuşamasına yol açacağı varsayılabilirdi.

Bu gelişmeden bağımsız olarak, iki ülke arasında 2024 yılı Eylül ayından bu yana, heyetler arası görüşmelerin yapıldığı biliniyor.

Ancak buna rağmen, Hindistan-Çin yakınlaşması olarak yorumlanmaya elverecek bir lider ziyaretinin bu denli hızlı gelişeceği kimsenin aklına gelmezdi.

Bu nedenle, Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin, Çin’e yaptığı resmi ziyareti sadece, iki ülke ilişkileri çerçevesinde düşünmek mümkün değil.

Çatışmayı aşmak

Hindistan ve Çin’in, ABD’den ve Trump yaptırımlarından bağımsız olarak, iki ülkenin Himalayalar’daki sınır bölgesinde zaman zaman gerçekleşen ve çatışma boyutlarına varan gelişmeler ortadayken, bugün başbakan Narendra Modi’nin Pekin’de, Şi Cinping’le görüşmesini küresel gelişmeler açısından önemli kabul etmek gerekir.

Bu çatışmaların sonuncusuna 2020 yılında tanık olunmuştu...

Söz konusu bu süreç, iki ülkeyi çeşitli alanlarda ilişkileri dondurma veya asgari düzeye indirme gibi seçeneklerle birbirinden uzaklaşmasına neden oldu.

Uzmanların dikkat çektiği üzere, iki ülke yetkililerinin 2024 yılı Ekim ayında Kazan’da yapılan toplantılarda yeni bir süreci başlatma kararlılığının bugünlerde yaşanan, ABD-Hindistan gerilimiyle daha da elverişli bir evreye yöneldiğini söylemek gerekir.

Benzerlikler ve yakınlaşma

Yukarda dile getirilen jeo-politik gelişmelerin dışında, iki ülkeyi birbirine yaklaştıran nedir sorusunu yöneltmek ve cevabını vermek gerekiyor.

Öncelikle iki ülke, kalkınma ve/ya kalkınmış ülke seviyesine ulaşma konusunda yapısal kararlılık gösteriyor.

Bu durum, hem nüfus hem coğrafi büyüklük gibi temel ve maddi unsurlarda da karşımıza çıkan benzerliklerin günümüz küresel ekonomisinin gereklilikleri olarak kabul edilebilecek, üretim ve tüketim süreçlerinde her iki ülkenini birbirine ihtiyaç duymasına neden oluyor.

Bir başka ifadeyle söylemek gerekirse, ‘kalkınma’ ortak paydasında buluşan iki ülkenin, birbiriyle yakınlaşmalarının uzaklaşmalarından çok daha rasyonel ve olumlu sonuçlar doğuracağına kuşku yok.

İki ülkenin küresel belirleyicilikleri noktasında, birbirine benzer olguları da bünyelerinde taşıdıkları görülüyor.

Bu çerçevede, geniş tarım arazilerinden başlayarak, önemli suyolları üzerindeki egemenliklerine değin iki ülkenin hem, bölgesel hem de, küresel anlamda aktörlükleri veya masada ellerini güçlü kılacak stratejik unsurlara sahipler.

Trump’ın Rusya nedeniyle Hindistan’a yüklediği yüzde 25’lik gümrük vergisinin ABD’ye ne tür bir geri dönüşü olacağını tartışırken, Hindistan’ın Hint-Pasifik/Asya-Pasifik bağlamına değinmiş ve ABD’nin bu geniş jeo-politik ve jeo-ekonomik bölgede Çin’i kıskaca alma çabasında, -Avustralya ve Japonya’nın yanı sıra- yanında görmek istediği Hindistan’ı doğru değerlendiremediğini gizli/açık ileri sürmüştüm.

Bugün, aynı Hindistan’ın Çin’le yakınlaşma sürecine ve iki ülke liderleri arasında bir zirveye doğru gidildiğine tanık olmak kanımca, -Trump bir yana- ABD’li uzmanlar tarafından dikkatle düşünülmesi gereken bir olgu olsa gerek.

https://guneydoguasyacalismalari.com/tr_tr/hindistan-ve-cin-yakinlasmasi-kuresel-dengeler-raproachment-between-india-and-china-global-balance/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder