Mehmet Özay 25.08.2025
Güney Kore başkanı Lee Jae Myung’un özel temsilcisi, eski
parlamento sözcüsü Park Byeong-seug’un dün Pekin’e yaptığı ziyaret, iki ülke
ilişkilerinde bir süredir yaşanan gerilim yerini, yeniden yakın işbirliğine
bırakma emaresi olarak kabul ediliyor.
Bu gelişme iki ülke arasında ekonomik ilişkiler kadar
siyasal anlamda da yakınlaşma olacağının izlerini taşıyor.
Gerginlik sebebi
Girişte dikkat çektiğim ‘gerginliğin’ sebebi, 2017’de
ABD’nin Güney Kore topraklarına füze savunma sistemleri kurmasıyla
başlamıştı...
Ancak bunun dışında özellikle, aradan geçen süre zarfında
ilişkilerin düzeltilmesi yönünde adımlar atılırken, 2023 yılında dönemin Güney
Kore devlet başkanı Yoon Suk Yeol’un söylemleriyle iki ülke ilişkileri yeniden
gerginleşmişti.
Gözlemcilerin ifadelerinden, Güney Kore ordusunu
sıkıyönetime davet eden -ve bu nedenle hakkında açılan davalar sonucu
başkanlığına son verilen- sabık devlet başkanı Yoon Suk Yeol’un Çin’le
ilişkilerde de olumsuz gelişmelere yön vermesiyle ülke siyasal tarihinde olumlu
bir şekilde anılmayacağının göstergesi olduğu anlaşılıyor.
Şi Cinping’e davet
Dün, özel elçi Byeong-seug’un Çin dışişleri bakanı Wang
Yi ile görüşmesinde, Çin devlet başkanı Şi Cinping’e verilmek üzere başkan
Lee’nin mektubunu iletti.
Çin tarafından yapılan ilk açıklama, yeniden işbirliğine
olumlu bakıldığı yolunda.
Bu çerçevede, Çin dışişleri bakanı Wang Yi,
“farklılıklara rağmen, ikili ilişkilerde ortak zemin arayışının” olumlu
olduğunu vurgu yaparken, bu ziyareti, aynı zamanda iyi komşuluk ilişkilerinin
bir yansıması olarak değerlendirdi.
Güney Kore özel elçisinin sunduğu mektubun içeriğine dair
detaylı açıklama yapılmazken, bunun Çin devlet başanı Şi Cinping’in, Ekim
ayında Seul’de düzenlenecek olan Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği’ne (Asia-Pacific
Economic Cooperation-APEC) daveti olduğu belirtiliyor.
Tarihsel bağ
Dışişleri bakanı Wang’ın, “ortak zemin arayışının”
akıllara öncelikle, ekonomik ilişkileri getirdiği düşünülebilir.
Bu doğru...
Ancak, bugünlerde bu açıklama ile dikkat çekilen hususu,
iki ülkenin Pasifik Savaşı sürecinde Japonya karşısında aynı konumda
bulunmaları olduğu anlaşılıyor.
Öyle ki, Güney Kore-Çin ilişkilerinin
‘normalleştirilmesi’ sürecine, ‘Japonya’ faktörüne gizli-açık bir atfın
olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
Bu çerçevede, Japon işgaline karşı Çin Halk Ordusu’nun
direnişinin 80. yılı münasebetiyle 3 Eylül’de Çin’de düzenlenecek olan
etkinliğe Güney Kore parlamento sözcüsü Woo Wonshik’in katılacağının
açıklanması, bunun somut bir göstergesi olacaktır.
Aynı dönemde, Güney Kore’nin de benzeri bir ‘işgale’
konusu olması, iki komşu ülkenin tarihsel tecrübe açısından aynı konumda yer
almalarına neden oluyor.
Doğu Asya ekonomisi
Bu ‘tarihsel’ tecrübe benzerliğine rağmen, iki ülkenin
Japonya’yı hedef tahtasına koyarak, göz ardı ettikleir gibi bir sonucu çıkarmak
ise mümkün değil.
Ortada, hassas bir dengenin var olduğu ve ikili
ilişkilerde, “zedelenen ilişkileri yeniden nasıl başlatmalı veya geliştirmeli”
sorusuna verilebilecek pratik cevaplardan biri olarak değerlendirmek daha
rasyonel gözüküyor.
Bu çerçevede, özel temsilci Byeong-seug’un Çin’e yaptığı
ziyareti bu anlamda, bir dönüm noktası kabul edilirken, ikili ilişkilerin
geliştirilmesinin, içinde Japonya’nın da yer aldığı, Doğu Asya ekonomik
işbirliğine de önemli katkısı olduğuna kuşku bulunmuyor.
Son dönemde, Güney Kore-Çin serbest ticaret anlaşmasının
yanı sıra, Doğu Asya üçlü ekonomik işbirliği yapılaştırılması anlamına gelen
Bölgesel Kapsamlı Ekonomik İşbirliği hiç kuşku yok ki, üç ülkenin de önemsediği
bir gelişmedir.
Bu durum, özellikle Trump’ın gümrük vergilerinde artışa
gitmesiyle oluşan belirsizlik sürecinde bir süre önce üç ülke yani, Güney
Kore-Çin-Japonya ticaret bakanlarının biraraya gelmesi önemli bir gelişmeye
işaretti.
Bu gelişmelerin, özellikle ulusal siyasette istikrarsız
bir dönem yaşayan Güney Kore’de dış ilişkiler ve ekonomik alanında önemli
adımlar atılmasıyla hem, siyasete moral destek hem de, ülke ekonomisinin
canlandırılması konusunda gayet önemli bir adım olarak anılmayı hak ediyor.
Ekonomik boyut
Güney Kore’nin Çin’le ilişkileri yeniden normalleştirme
çabası özellikle, iki ülke ekonomik ilişkileri açısından önem taşıyor.
Tıpkı benzeri ülkelerde olduğu gibi, Güney Kore’nin de en
büyük dış ticaret ortağının Çin olması, ilişkilerin neden normalleştirilmesi
gerektiğine dair yeterli ipucu sunuyor.
Bunun yanı sıra, Güney Kore’nin bu girişiminin
zamanlamasına dikkat çekmek gerekiyor.
Bunun yanı sıra, Güney Kore özel elçisinin Çin ziyaretinin,
başkan Lee’nin Washington ziyaretiyle aynı günlerde gerçekleşmiş olmasını da
doğru değerlendirmek gerekir.
Başkan Lee, ABD başkanı Donald Trump’la görüşmek üzere,
bugün erken saatlerde Washinton’a ulaşırken, özel temsilcisi dün Çin başkenti
Pekin’deydi.
Bir yandan, ABD’nin uygulamaya başladığı gümrük tarifesi
öte yandan, Güney Kore iç siyasetindeki istikrarsızlık, devlet başkanı Lee’nin
dış ilişkilerde açılıma verdiği önemi ortaya koyuyor.
Bu noktada, dikkatle izlenmesi gereken, Güney Kore’nin
ABD ve Çin ilişkilerini birarada götürme konusundaki yaklaşımıdır.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder