13 Ağustos 2025 Çarşamba

Açe’yi anlamaya gerek yok! / No need to understand Aceh!

Mehmet Özay                                                                                                                 08.12.2025

Gerçeklerin nasıl anlaşılacağı ve ifade edileceği konusunda işimizi kolaylaştıran unsurlar sıradan gözlemlerden başlayarak yaşanmış tecrübeler ve pür bilimsel çalışmalara değin uzanan geniş bir alanı kapsıyor.

Bu anlama potansiyeline dair araçlara rağmen, anlama ediminin gerçekleş/e/memiş olması bilgisizlikle, inatla, ön yargıyla, ihtiyatsızlıkla ve dahi düşmanlıkla izah edilebilecek alanlara tekabül eden düşünce ve tavırlarla açıklanabilir.

Müslümanlar arasında ya da daha doğru bir ifadeyle söylemek gerekirse, akademisyen, araştırmacı, sözde düşünür, gazeteci, siyasetçi, sivil toplumcu vb. sıfatlarına sahip olanların yani, toplum içerisinde kültürel, entellektüel ve siyasal olarak belirli grupları, akımları, düşünceleri, sistemleri temsil bağlamlarına sahip olanların, Açe konusunda sergiledikleri tutumlar açıkçası, tastamam böyle bir duruma tekabül eder.

Açe’yi bil/e/meyenler, tanı/ya/mayanlar, anla/ya/mayanlar akademik, entellektüel ve siyasal açıdan birkaç alanda zaafiyete düçardırlar.

Bunlardan ilki, Güneydoğu Asya tarihinin ve özellikle de, bu tarihin Malay toplumlarına yönelik bölümüne tarihsel olarak da, bölgenin İslamlaşma ile başlayan ve süren, son bin yıllık sürece hakim olunamamasıdır.

İkincisi, bu geniş Malay coğrafyasının Hindistan ve Arap Yarımadası arasında yüzyıllarca var olan ve dini-kültürel-sanatsal-teknik vb. alanlarda sürdürülebilir medeniyet süreçlerini ve bu süreçlerde rol almış olan toplum kesimlerini anlamakta önemli güçlük çekilmesidir.

Üçüncüsü, son beş yüz yılı içine alan sömürgecilik süreçlerinin neye tekabül ettiğini, bu süreçlerin nasıl ve niçin yönetildiğini -veya yönetilemediğini-, nerelerde eksiklikler nerelerde doğruluk payları olduğunu hesap edilememesidir.

Dördüncüsü, sömürgecilikleriyle anılan Batı Avrupa toplumlarıyla diyelim ki, Portekiz, diyelim ki, Hollanda, diyelim ki Fransa ile ilişkilerin nasıl kurulduğu ve onların coğrafyalarına kadar ulaşan bir siyasal zekâ ve pratiğin -ilgili tarihi süreçlerde- Açe tarafından  nasıl ortaya konulduğunun farkına varılamamasıdır.

Beşincisi, geleneksel toplumun ve yapıların modernleşme ile ilişkilerinde, kendi asli unsurlarına bağlılık ile değişen süreci anlama konusunda ortaya konulan iç hesaplaşmanın gerçekleştirilememesidir. Buna ilave olarak, değişen ve değişimi yıpratıcı şekilde ortaya koyan süreçlere karşın geleneğin durağanlığını değil, aksine dinamizmini yenileyerek ürettiğinin kavranılamamasıdır.

Yukarıda dikkat çekilen hususların afaki, illüzyon, gerçek dışı ya da hayal mahsulü olduğu düşünülüyorsa maalesef, yapacak bir şey bulunmadığını üzülerek söylemek gerekiyor.

Yok, yukarıda dikkat çekilen hususların afaki, ilüzyon, gerçek dışı ya da hayal mahsulü olduğu düşünülmüyorsa o zaman Açe’yi anlamak için gayet ciddi eğilim ve çaba sergilemek sorumluluğunu ele almak ve üstlenmek gerekiyor.

Yukarıda çizdiğim coğrafi sınırları, küresel anlamda Müslüman toplumların tarihsel olarak ağırlıklı oldukları bölgeler çerçevesinde ele aldığımızda, niceliksel olarak önemli bir payı içinde barındırdığı görülür.

Böylesine önemli bir tarihsel, kültürel, dini nitelikler ile coğrafi dağılım ve genişlik noktasındaki niceliksel boyut bize, Açe’nin niçin sadece, geçmişte önemli olduğunu değil bugün için de, değişen şart ve koşullara ve çeşitli iç ve dış engelleyici zorlamalara rağmen, öneminin devam ettiğini gösterir.   

Evet yukarıda kısaca dikkat çekmeye çalıştığım hususların, Açe-merkezci bir yaklaşımı ortaya koyduğunun farkındayım.

Zaten, kastım da bu... Ancak, bu kastın, bir inada binaen olmadığının altını da ısrarla çiziyorum.

Ve bunu fark etmiş olmanın getirdiği bir ayrıcalık değil ileri sürmek istediğim.

Aksine, somut verileri kadar akademik, entellektüel yapılarıyla kendini var eden bir yapının, üzerinde yükseldiği coğrafyanın etki ve etkileşim alanından kaynaklanan bir gerçekliğin kaçınılmazlığına vurgu yapıyorum.

Şayet bir akademisyen, bir gazeteci, bir düşünür, bir sivil toplumcu, bir siyasetçi olarak Açe’nin kendini ortaya koyan ve genişleyen bir şekilde devasa bir coğrafyaya yayılan boyutunu, önemini fark edemiyorsak, ortada büyük bir hata ve eksiklik olduğuna kuşku yok.

https://guneydoguasyacalismalari.com/tr_tr/aceyi-anlamaya-gerek-yok-no-need-to-understand-aceh/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder