2 Haziran 2025 Pazartesi

Singapur Shangri-la toplantılarından savunma dersleri / Defence lessons from Shangri-la meetings in Singapore

Mehmet Özay                                                                                                                            02.06.2025

Geleneksel Shangri-la savunma bakanları toplantısının 22.’si, 30 Mayıs-1 Haziran günlerinde Singapur’da yapıldı.

Uluslararası Stratejik Çalışmalar Enstitüsü (International Institute for Strategic Studies-IISS) tarafından, Singapur’da her yıl düzenlenen Shangri-la savunma bakanları toplantısı, ilgili ülke savunma bakanlarını, düşünce kuruluşlarını ve akademisyenleri biraraya getirmesiyle önem taşıyor.

Bu yılki toplantının açılış konuşmasın Fransa devlet başkanı Emmanuel Macron yaparken, toplantıya toplam 47 ülkeden katılım olurken, 40 ülke bakanlık düzeyinde toplantılara iştirak etti.

Singapur savunma bakanı Chan Chun Sing’in 1 Haziran’da yaptığı ve başlığını “İstikrarlı bir Asya-Pasifik için Güvenlik İşbirliğinin Geliştirilmesi” başlığını taşıyan konuşmasını ev sahibi ülkenin toplantı vizyonunu belirleyen bakış açısı olduğunu söylemek mümkün.

Çin savunma bakanı katılmadığı toplantılarda Çin’e yönelik eleştiriler karşılıksız kaldı denilebilir. Ancak, aşağıda değineceğim üzere özellikle ABD savunma bakanı Pete Hegseth’in yaklaşımının başta ASEAN olmak üzere bölge ülkeleri tarafından paylaşılıp paylaşılmadığını da sorgulamak gerekir.

Sivil bir inisiyatif olması nedeniyle, politika yapıcılar açısından bağlayıcılığı bulunmayan toplantı buna rağmen, ABD’den Yeni Zelanda’ya, Japonya’dan Endonezya’ya kadar ilgili ülkelerin savunma bakanlarının önem verdiği ve gündemi belirleyici görüşlerle öne çıktıkları bir platform olma özelliğini sürdürüyor.

Macron sürprizi

Toplantılar dolayısıyla Ada ülkesi Singapur’a gelen önemli liderlerden biri Fransa devlet başkanı Macron oldu.

Açılış onuşması için Ada’ya gelen Macron, Singapur başbakanı Lawrence Wong ile samimi pozlarıyla dikkat çekti.

Macron, Singapur başbakanı Wang ile Ada’nın nefis yemek kültürünü, çat kapı gittikleri Lau Pat Say’da tecrübe etmeleri, iki lider arasında yakın bir olduğu ve/ya bu bağın geliştirilme niyeti olarak okumak mümkün.

Bunun yanı sıra, Macron’un Singapur ziyaretini, Fransa’nın kayda değer rolünden ötürü, Avrupa Birliği bünyesinde bir gelişme olarak da görmek mümkün.

Avrupa Birliği’nin başta ASEAN olmak üzere Asya-Pasifik bölgesiyle, Asya – Avrupa Toplantıları (Asia-Europe Meeting-ASEM) örneğinde olduğu gibi, değişik düzeylerde işbirliği mekanizmalarıbulunuyor.

Pete Hegseth yaklaşımı

Shangri-la toplantılarında bu yıl, görüşleriyle bölge medyasında öne çıkan isimlerden biri, ABD savunma bakanı Pete Hegseth oldu.

Bakan Hegseth’i medyaya taşıyan Trump-Lee Kuan Yew karşılaştırmasıydı. Bu hususa, aşağıda değineceğim.

Bakan Hegseth’in, toplantılar çerçevesinde 31 Mayıs günü yaptığı ve politik yapıcılara mesaj niteliğindeki açıklama ise, bölgenin silahlanmasına dairdi.

Bu açıklamanın, her şeyden önce bölge ülkelerinin hem, ikili hem de, bölgesel ilişkilerine bir şekilde doğrudan müdahale olduğu ortada.

Özellikle de, hedefe konulan Çin gibi küresel bir aktör olması, ASEAN başta olmak üzere bölge ülkeleri tarafından çekinceyle karşılanacağını söylemek mümkün.

Bakan Hegseth’in yaklaşımını, daha bir hafta önce 46. ASEAN zirvesi dolayısıyla ASEAN merkezli, Körfez Ülkeleri Birliği ve Çin arasında ortaya atılan ve taraflar arasında işbirliğini geliştirmeye hedefleyen çabaya ket vuracak bir niteliği içinde taşıyan bir açıklama olarak görmek gerekir.

Bu anlamda, bakan Hegseth’in bölge yani, Asya-Pasifik ülkelerine savunma bütçelerinde yüzde 5 artışa gitmeleri yönündeki önerisi, hiç kuşku yok ki, kasıtlı bir nitelik taşıdığı ortada.

Bu görüşü ortaya koyan bakan Hegseth’in, Asya-Pasifik ile Avrupa arasında bir benzerlik kurması gayet ilginç.

Avrupa’nın, yakın-uzak jeo-politik gerçekliği bağlamında ortaya çıkan tehdit algısı ve gerçekliği karşısında, NATO’nun bugün geldiği noktadaki belirsizlik özellikle de, ABD’nin, NATO üye ülkelerini savunma konusunda ortaya koyduğu -bir anlamda, dışlayıcılığı ve ötekileştiriciliği ile öne çıkan-, uluslararası savunma ekseninde safları yeniden belirlemeye matuf politika ile Asya-Pasifik bölgesi jeo-politik gelişmelerini birbirinden ayırmak gerekir.

Burada öncelikle, ABD’de Trump yönetiminin ‘tüccar’ niteliğinin damga vurduğu dış politikasında, bölge ülkelerine daha çok silah satma eğilimini sergilediğini söyleyebiliriz.

ABD yönetiminin, 20 Ocak’tan bu yana ortaya koyduğu ve içinde ASEAN ve Asya-Pasifik ülkelerinin de olduğu gümrük vergilerinin artırımı politikası nedeniyle bölgede, geleneksel ABD-ASEAN ilişkilerinin ortada olmadığı aksine, ABD’ye yönelik önemli bir tepkiselliğin varlığı dikkate alınacak olursa, bakan Hegseth’in savunma giderleri konusunda bölge ülkelerine akıl vermesinin karşılık bulacağını söylemek güç.

Barışa öncelik

ASEAN merkezli bir sivil platform olduğunu söylemekte bir mahsur olmayan Shangri-la toplantılarında, savunma ve güvenlik ile ilintili konuların silahlanma yarışısından ziyade, ulus-devletlerin tek tek kendilerinden başlayarak, bölgesel ve küresel barışa nasıl hizmet edecekleri konusunun öncellenmesi gerekir.

Temelde, ASEAN buna hizmet eden dış politikasıyla öne çıkarken, savunma ve güvenlik olgusunun gündeme getirildiği uluslararası etkinliği, bir tür savaş tüccarlığına dönüştürmek olsa olsa, Donald Trump benzeri liderlerin çıkarlarına hizmet etmeyi amaçlamış olmalıdır.

Bunları söylerken, ASEAN’ın devamı bir bölgeselleşme özelliği sergileyen Asya-Pasifik bölgesinde çatışma potansiyelinin olmadığını ve bölge ülkelerinin, en azından bazılarının savunma konusunda önemli adımlar atmakta olduklarını yadsıyor değiliz.

ASEAN ekseni belirgin

ASEAN Merkezli bakış açısı, hiç kuşku yok ki, bölgesel ve mümkün olduğunca küresel barışa yönelik eğilimlerle dikkat çekiyor.

Bu bağlamda, Çin’i ve Kuzey Kore’yi bölgenin arka bahçesinde önemli bir tehdit unsuru olarak gündeme taşımak, ABD’nin bölge politikasının merkezine oturtulmasında mantıklı bir yaklaşıma tekabül etmiyor.

ABD yönetimi, 2010 yılından itibaren, yaklaşık beş yıllık yoğun çalışmalar sonrasında tek tek ilgili ülkelerin imzasına kalmış olan Trans-Pasifik İşbirliği Anlaşması’nın, Trump’ın ilk başkanlık döneminin en önemli politik adımı olarak rafa kaldırılmasının ardından, bölge ülkeleriyle ABD ilişkilerinin tedrici olarak arasının açıldığı gayet ortada.

Bu durum, ABD yönetiminin bölge ülkelerinin dış politikada nasıl bir siyasal yaklaşım sergileyecekleri ve bu anlamda, ABD’den ne tür bir siyasal açılım ortaya koyması gerektiği konusunda önemli bir farklılaşma olduğuna kuşku yok.

Özellikle, Trump hükümetlerinin, bölge ülkelerinin yaklaşımlarını anlamakta gayet zorlandığı gayet açık.

Barışçıl dış politika ve bölgesel yapıcılık rolleri gibi unsurları göz ardı eden ABD’nin, bugün savunma bakanı marifetiyle bölge ülkelerine silahlanmaları konusunda akıl vermesinin somut bir karşılığı olduğunu söylemek güç.

Hegseth’e tepki

Savunma bakanları konuşmaları arasında ABD savunma bakanı Pete Hegseth’in savunma konusu ile doğrudan ilişkisini kurmanın zor olduğu bir konuya değinmesi dinleyiciler ve bölge halkı en azından Singapurlular nezdinde hoş karşılandığını söylemek güç.

Bakan Hegseth, başta ev sahibi Singapur yönetimi ve halkının ve ardından bölge kamuoyunun gönlünü kazanma adına olsa gerek ABD Başkanı Donald Trump’ı ve -toprağı bol olsun-, Singapur kurucu başbakanı Lee Kuan Yew’e benzetti.

Her iki lideri, “tarihi” olarak nitelendiren Bakan Hegseth’in, bu yaklaşımında bir ölçüde doğru olduğu söylenebilir.

Tarihe mal olacak işler yapma konusunda Lee Kuan Yew’in gayet analitik, entellektüel ve yapıcı gibi olumlu niteliklerle anılırken, Donald Trump’ın henüz hakkında tarihi denilebilecek süreç bitmemekle birlikte, bu ve benzeri olumlu kavramlarla anılmasının, en azından şu ana kadar gerçekleştiğinisöylemek güç.

Ancak, genelde Güneydoğu Asya tarihini özelde Singapur tarihini bilmediğini ya da kendisine okuması için verilen metni yazan danışmanlarının tarihi gerçekleri kasıtlı olarak tarafgirlikle manipule ettiklerini söylemek mümkün.

Güneydoğu Asya’nın ada ülkesi Singapur’da Uluslararası Stratejik Çalışmalar Enstitüsü (International Institute for Strategic Studies-IISS) tarafından ilki 2002 yılında tertip edilen ve bugüne değin her yıl tekrarlanan toplantılar, temelde ilgili Asya-Pasifik bölgesi ülkelerin savunma bakanlarını biraraya getiren toplantı bölgesel ve küresel sorunların ele alındığı bir platform olarak önemini sürdürüyor.

https://guneydoguasyacalismalari.com/singapur-shangri-la-toplantilarindan-savunma-dersleri-defence-lessons-from-shangri-la-meetings-in-singapore/

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder