8 Haziran 2025 Pazar

Müslüman toplumlarda ‘Bayram’ ve anlamı! / ‘Holy Day’ and its meaning in Muslim societies!

Mehmet Özay                                                                                                                             07.06.2025

Bayramlar, Müslümanlar için ne anlam ifade eder?

Bu soru, sadece bugünü, bugünkü toplumsal, siyasal ve dini gerçeklikleri değil, bunun dışında uzunca bir dönemde ortaya çıkan, var olan bu ve benzeri alanlarla ilgili gerçeklikleri gündeme getirmeyi, ele almayı gerektiren bir olgu olarak dikkat çekiyor.

Yaşadığımız sürece dair gözlemler, tanıklıklar, söylemler bize bayramların Müslümanlar için -sahnenin önündeki tüm şenlikli, mutlu portrelere ve fiillere rağmen- bizatihi, yaşanan gerçekliklerin üzerine set çekilen dönemler olduğunu gösteriyor.

Bu yaşanan gerçekliklerin önemli bir bölümünün ilginçtir, yine -kasıtlı veya kasıtsız, bilerek veya bilmeyerek- Müslümanlar vasıtasıyla, eliyle üretilmiş olduklarına tanık oluyoruz.

Bu yaklaşımla, burada söylenmek istenen husus, Bayramların hususiliği, kutsallığı, inanan birey/toplum ile Kutsal ilişkisinin yenilenmesi, onarılması, tamiri vb. gibi, daha çok teolojik boyutuyla ilgili olan bir alanı kapsamıyor.

Keşke böyle olsaydı!...

Aksine, Müslüman kitleler, yaşadıkları dönemi, ilişkileri, yapıları, düşünceleri hak ettiği şekilde anlamaktan, analiz etmekten, yeniden yorumlamaktan ve yapılandırmaktan ziyade, tek tek eylemlerinin, kurumlarının, yapılarının olumsuzluğu, yolsuzluğu, düzensizliği, disiplinsizliği, itibarsızlığı vb. bağlamları ile yan yana ve derinden yaşamaya devam ediyorlar.

Beklenenin aksine, Bayramları yukarıda zikredilen olumsuzlukların üzerinden gelinecek dönemler, alanlar, imkânlar olarak değerlendiremiyorlar.

Aksine, Müslümanlar tek tek bireyler olarak ve biraraya gelip oluşturdukları çeşitli irili ufaklı, ulus-temelli, ulusaşırı temelli kurumlar olarak Bayramları, yaşanan tüm bu olumsuzlukları görmezden gelmenin, ört bas etmenin, duyarsızlaş/tır/manın aracı haline getiriyorlar.

Müslüman bireylerin ve de kitlelerin, Bayramları, hak edilen ve yukarıda dikkat çekilen ‘kutsal’ boyutu ile yaşabilmenin imkânını oluşturmanın sadece arefe günü, Bayram namazı ve akabinde ortaya konulan pratikler çerçevesinde olmadığını/olamayacağını görmeleri pek mümkün olmuyor.

Oysa, Bayramları bu özellikleriyle yaşabilmenin ve bunun ortamını oluşturmanın, Bayramlar’dan çok önceki süreçlerde yani, yılın diğer bütün zaman dilimlerinde ortaya konulacak etkinliklerle olabileceğini anlamaları gerekir. 

Müslüman bireylerin ve toplumların, böylesine kapsamlı, anlamlı bir eylem sürecinden uzak oldukları, böylesi bir süreci ortaya koy/a/madıkları, koymak istemedikleri için, Bayramlar da -tüm beklentilerin aksine, yaşanılası bir alanı, zemini, imkânı oluşturmaktan gayet uzak.

Müslüman toplumların, diğerleri bir yana, ‘Bayram hazırlıkları’ olgusu bile, tek başına bir sorun olarak kendini her yıl tekrar eden bir olgu olmaktan geri kalmıyor.

Sanki gizli bir el, Müslüman toplumların takvimlerini/zamanlarını belirleyen ‘ay’ın hareketlerini gözlemleri’, buna ilâve olarak adına ‘bilimsel’ denilen süreçleri dikkate alarak ay’ın hangi gününün neye tekabül ettiğini, hangi eyleme başlanılacağına işaret ettiğini belirleyecek bir mekanizmayı kurumsal olarak geliştirmelerine mani oluyor.

-Bizim neslin diyelim-, aklımızın ermeye başladığı yıllardan bu yana, her yıl tekrarlanan duyarsızlık ve umursamazlıkla ortaya konulduğu üzere, Müslüman toplumların bir türlü Bayram birlikteliklerini sergileyememiş olmalarını yenilenen ve tekrarlan bir şekilde, duyuyor, gözlemliyor ve tanık oluyoruz.

Bu tekrarlar, Müslüman bireylerde ve toplumlarda, öyle anlaşılıyor ki, kanıksanmışlık hali oluşturması nedeniyle, artık üzerinde pek de durulmasına gerek kalmayan meseleler arasına itilmiş durumda.

Ya da çoğalan ve de çoğaltılan pek çok sorunun yanında, bu alanın üzerinde durulmaya değer bir alan olarak bile öneminin kalmadığını söylemek mümkün.

Aslında, bu durum, Müslüman bireylerde ve toplumlarda bir zemin kayması, anlam kayması vb. olguların ortaya çıktığının ibaresi, belirtisi olurken, yetkilisinden yetkisizine kadar Müslüman bireylerde ve toplumlarda bu mesele niye, nasıl, niçin, kim gibi soruları sormaya meydan vermeyecek denli bir kanıksanmışlıkla göz ardı ediliyor.

Oysa Bayramlar, Müslüman ümmetin varlık bilincini aralarındaki gayet temel fiziki, mekâni birliktelikleriyle başlatacakları ve buradan hareketle, yılın diğer geri kalan bölümlerinde önce kendi bireysel ve toplumsal yapılarındaki sorunları ve ardından, dünyanın geri kalan toplumların sorunlarını hâl yoluna koymalarını sağlayacak düşünce ve eylemlerine dair bir mekanizma üretmeliydi.

https://guneydoguasyacalismalari.com/musluman-toplumlarda-bayram-ve-anlami-holy-day-and-its-meanings-in-muslim-societies/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder