1 Mart 2025 Cumartesi

“Osmanlı-Malay Çalışmaları” Hakkında Kısa Bir Deneme (III) / A Short Essay on “Ottoman-Malay Studies” (III)

Mehmet Özay                                                                                                          01.03.2025

Osmanlı-Malay Dünyası ilişkilerine ve de çalışmalarına dair katkı sağlayacağını düşünerek daha önce yayınlanmamış bir dizi çalışmayı burada paylaşmaya devam ediyorum. Bu yazılar, aynı başlık altında gerçekleştirilen bir çalıştay için hazırlanan metinler arasında yer alıyordu. Geçtiğimiz ay sonunda yayınladığım iki yazının ardından, bu yazıda ‘sömürgecilik’ dönemini ele alacağım.

Sömürgecilik Evresi

Batı Avrupalı denizci milletlerin, 16. yüzyıl son yıllarından itibaren gündeme gelmeye başlayan Hint Okyanusu çevresinde gerçekleştirdikleri sömürgecilik faaliyetlerinin, pek çok faktörü içinde taşıyan, küresel bir gelişme olduğunu ve bunun etkilerinin bugüne kadar devam ettiğini hatırlatarak başlamakta yarar var. 

Sömürgecilik tarihinde, suyollarının büyük bir önemi vardır. Her ne kadar, Malay Takımadaları halkları, Batı Avrupa ulusları gibi denizci milletler olma özelliği taşısa da, Avrupa medeniyetinin taşıdığı değerler, insan ve madde algısı dünya üzerinde hegemonya kurmasına yol açan maddi olmayan arka plânı oluşturmuştur. 

Bu bağlamda, Takımadalar bölgesi dikkate alındığında önce, reconquista idealiyle hareket eden Portekizliler ve ardından, İngiliz ile Hollandalıların Hint Okyanusu’na açılma süreçleri bu konuda kayda değerdir. Hint Okyanusu, birbirinden farklı pek çok milleti birbirine bağlamasıyla dikkat çeker. Bu geniş suyolu, Avrupa’yı ve Afrika’yı, Uzak ve Güneydoğu’ya bağlarken, dini, ticari, kültürel değiş-tokuşların da aracısı olmuştur. 16. yüzyıl başlarında, Portekizlilerin sınırlı insan gücüne karşın, görece gelişmiş teknolojilerinden öte sahip oldukları düşünce yapısı insan ve eşyayı algılama biçimleri onları, kısa sürede bu okyanusu çevreleyen ve birer atardamar hükmünde olan ticaret liman şehirleri üzerinde bir egemenlik kurmaya sevk etti.

Portekizlilerin, 15. yüzyılın son birkaç yılında Hindistan’a ulaşmalarıyla başlayan ve yüzyıl dönümünde sahil şeridi boyunca zaten yerleşmiş bulunan ticaret merkezleri üzerinde gerçekleşen askeri varlıklarıyla desteklenen ticari nüfuz girişimleri, beş yüz yıllık uzun bir sürecin başlangıcına işaret etmektedir. Sadece, Hint ve Malay bölgesindeki Müslümanlar değil, diğer din ve milletten grupları da etkileyen bu süreç, Portekizlilerin kısa sürede bölgeye yerleşmesine neden oldu (Reid, 1993: 144-5; Masselman, 1963: 218).

Hollandalılar, 1590’lı yıllarda, Lizbon limanı üzerinden gerçekleşen mal akışında yaşanan sorunlar karşısında, Avrupa’da Portekiz’in maruz kaldığı siyasi ve ekonomik gerilemesine paralel olarak ‘ticari bir strateji’ izlemek suretiyle doğu sularına açıldılar. Böylece, Hollandalar izledikleri ticari strateji ile İngiltere’den önce doğu ticaretinde rol almayı başardılar (van Veen, 2000: 228).  

Hollanda sömürgeciliğinin temellerini anlamak için işe, Avrupa’dan başlamak gerekir. O dönem itibarıyla bütünlüklü bir yapı arz etmekten uzak olan ve bugün Hollanda adıyla anılan toprakların, İspanya Krallığı’nın baskısına maruz kaldığı yıllarda, İngiltere ile İspanya arasında 1588 yılında yaşanan deniz savaşını İngilizlerin kazanmasıyla, Hollandalıların Avrupa’daki çaresizliklerinin önündeki engel de bir şekilde ortadan kaldırılmış oldu. Böylece, İber Yarımadası’ndaki egemen güç İspanyolların baskısından kurtulan Hollandalılar, Vasgo de Gama’dan yaklaşık yüzyıl sonra, 2 Nisan 1595 tarihinde dört gemi ile doğu denizlerine açılarak, uzun süredir işittikleri zenginlikten pay almaya başladılar (Fischer, 1959: 5).

İngilizler ise, Hollandalılarla yaklaşık aynı dönemde, Hint Okyanusu’ndaki ticaret merkezlerine  ulaştılar. Bu çerçevede, bölgedeki ticaret merkezlerinde Hint mallarının talep görmesi Avrupa’ya mal taşımanın ötesinde giderek bölge içi ticaret dünyasını şekillendiren bir boyuta taşındı. Ve böylece İngilizler, 17. yüzyıl başlarından itibaren, Batı Hindistan’da başta, Surat olmak üzere bölgedeki liman şehirlerinde ticari faaliyetler gerçekleştirmeye başladılar (Evers,  Hornidge, 2006. 7).

Bu sürecin devamında, İngiliz sömürgeciliğinin Malay topraklarında kalıcılığı anlamında, Francis Light’ın Penang Adası’nı 1786 yılında hakimiyet altına alması ve ardından İngiliz tüccarlarının bölgedeki ticari yaşamda belirleyici konuma taşıyacak ve kontrol altına alacak şekilde ticaret kanunları, vergiler vb. düzenlemeleri hayata geçirmiştir (Hussin, 2007: 75; Wurtzburg, 1990: 25).  Batılı ulusların sömürgecilik dönemi, bölgenin artık sadece, Hint Alt Kıtası ve Çin arasında değil, Hint Okyanusu ile Batı Avrupa sahilleri ile 19. yüzyıl başlarından itibaren, Takımadalar ve Amerika Birleşik Devletleri arasında ticari faaliyetin geliştirilmesi anlamına gelmektedir (Colombijn, 1994: 42-3).

Avrupalı sömürgecilerin bölgeye gelmesinden önce ve sonraki süreçleri birbirinden ayıran unsurlardan başında hiç kuşku yok ki, Hint Okyanusu’nu çevreleyen topraklardaki milletlerin birbirleriyle olan ticari faaliyetlerin, Avrupa çatışmacılığından uzak bir yönelim takip etmesiydi. Önceki süreçler şimdilik bir yana, Çin’de Ming Hanedanlığı’nın (1368-1644) erken dönemlerinde Cheng Ho liderliğinde gerçekleştirilen uzun deniz seferleri Doğu Afrika’ya kadar uzanırken bu süreç, aynı zamanda Hint Okyanusu bölgesinde barışçıl nitelikli, kültürel ve ticari etkileşimlere konu olmasıyla dikkat çekiyordu. Buna karşılık, Avrupalı denizci milletlerin bölgedeki varlığının farklı boyutlarda çatışmacı ve yayılmacı özelliğiyle anılması ise tüm bölgede yeni bir dönemin başlaması anlamına geliyordu (Pinto, 2012: xii).

20. yüzyıl ilk yarısında Japonya faktörü

Yukarıda kısaca dikkat çekilen sömürgecilik dönemi 20. yüzyıl ilk yarısında Japonların bölgede etkinliğini artırmasıyla Malay dünyası için farklı bir bağlama evrildi. Bu noktada, Japon modernleşmesine paralel olarak (Paramore, 2011: 2), Japon imparatorluğunun özellikle 19. yüzyıl sonlarından itibaren Pasifik Okyanusu’nun Batı sahillerinde ve güneye doğru geniş Malay dünyasında varlık göstermiş olduğu da hatırlanmaya değer bir durumdur. 2. Dünya Savaşı veya bölgedeki adıyla Pasifik Savaşı bağlamında Japon İmparatorluğu’nun 1942-1945 yılları arasında, bölgeyi ‘işgali’ kadar, bölgedeki en azından bazı ülkelerdeki, -ki burada Endonezya Cumhuriyeti akla gelmektedir- bağımsızlık hareketlerine etkisi nedeniyle Malay çalışmalarında yeri olduğuna kuşku yoktur (Colombijn, 1994: 118-9).

Japon modernleşmesinin ‘milliyetçi’ damarı, Pasifik Savaşı çerçevesinde kendini bölgenin Batılı sömürgecilerden temizlenip yerine, Asya uluslarının bağımsızlığına bırakması konusundaki çabasıyla birlikte değerlendirilmelidir. Yukarıda dikkat çekilen tarihi ve coğrafi alanlar, bugün burada gerçekleştirmekte olduğumuz çalıştayda, Hint Alt Kıtası ve Japonya uzmanı olan hocalarımızın varlığına neden ihtiyaç duyduğumuzun kanıtı hükmündedir. Bu bağlamda, sömürgecilik sürecinde Endonezya topraklarında dönemin entelektüellerinin Doğu ve Batı’da sömürge karşıtlığı ile dikkat çeken iki ülkesi yani, Türkiye ve Japonya ile ilgili haberlere yayın organlarında yer vermişlerdir (Hamid, t.y.; 75).

Cava topraklarında Türkiye ve Japonya üzerinden haberlerin varlığına dair şu veri, üç farklı coğrafyanın şu veya bu şekilde bağlantısını ortaya koymaktadır. Buna göre, Cava’da yayınlanan bazı gazetelerde, Mustafa Kemal’in sadece, Asya uluslararası için değil, İslam dünyası için de önemli ve örnek alınan bir lider olduğuna dikkat çekilir. Bununla ilgili Bintang Islam’da yer alan bir haberde Japonya’dan bir gazetecinin tanıklığına dayandırılarak, Çin’in Kansu bölgesinde yaşayan Müslüman toplumun genelde dünyanın diğer bölgelerindeki Müslümanlarla çok nadir iletişimleri olduğu ve Mustafa Kemal’in başarılarının kendilerine ulaşmasıyla birlik ruhunun meydana geldiği ve Müslümanların Çin’deki konumlarının düzeltilmesi için bir gayret içine girdiklerine değiniliyor (Hamid, t.y., 91). Kısaca dikkat çekilen bu ve benzeri gelişmeler, bize Osmanlı-Türk Malay dünyası çalışmalarında Japonya’nın yerinin önemine işaret ettiğini söylemek abartı olmayacaktır.

Hint Alt Kıtası’nın tarihin erken dönemlerinden itibaren Takımadalar’ın İslamlaşma süreçlerindeki rolü, öte yandan görece geç bir dönemde örneğin 1904-1905’deki Rus-Japon savaşında ve ardından Japonya’nın Pasifik Savaşı’nda bölgeyi işgali ile somutlaştığı üzere, Japonya’nın sömürgecilikle mücadelede bir model olarak ortaya çıkmıştır (Melarat, 1932: 4; Colombijn, 1994: 118-9; Ferro, 2017: 168).

Modern Döneme Kısa Bir Bakış

Bu geniş coğrafya, günümüz uluslararası ilişkiler ve küresel ekonomi ve siyaset yapılaşmasında sürekli gündemde olan Asya-Pasifik adıyla anılan bölgenin önemli bir bölümünü kapsamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin, adına ‘doğu siyaseti’ diyebileceğimiz politikalarında bölgenin gündeme gelmesi, hiç kuşku yok ki, bu coğrafyanın ele alınmasının önemini ortaya koyan bir başka gerekçeyi teşkil etmektedir. 

Dikkat çekilmesi gereken bir diğer nokta ise, ‘Osmanlı’ kelimesi ile ilgilidir. Buna göre, ‘Osmanlı’ kelimesinden hareketle Merkez’in çalışma sahasının tarihi perspektifle sınırlı olduğu düşünülebilirse de, iki coğrafya arasında ilişkilerin modern dönemi de kapsadığını hatırlatmak isteriz. 

Bir üniversite bünyesinde açılan Osmanlı-Malay Dünyası Araştırmaları ve Uygulamaları Merkezi’nin çalışmaları, pür akademik bir alanı kapsamakla birlikte, günün getirdiği şartlar bağlamında, Türkiye Cumhuriyeti ile yukarıda adı geçen coğrafyalardaki ülkelerle ilişkilerin geliştirilmesine katkı yapabilme imkânını da içinde barındırmaktadır. Bu noktada, teorik ve tarihi perspektiflerin önemi kadar, günün şartlarına uygun politikaların yapılandırılmasına da katkı yapması beklenmektedir. Bu nedenle, bugün biraraya geldiğimiz bu çalıştayda, devlet kurumlarından temsilcilerinin bulunması bunun bir işareti olarak değerlendirilmelidir.  

Bu bağlamda, siyaset, uluslararası ilişkiler, ekonomi, eğitim, enerji, turizm gibi temel çalışma alanlarının yanı sıra göç, doğal afetler, sivil toplum birlikleri, yerel yönetimler, çevre gibi güncelliği ve geliştirilmeye matuf yönlerinin de akademya bakışıyla değerlendirilmeye ihtiyaç duymaktadır.

Bu noktada Merkez’in çalışmalarında bu geniş coğrafyadaki ülkelerdeki üniversite, araştırma kurumları ile işbirliklerinin son derece önemli olduğu ortadadır. Bu bağlamda, her ne kadar merkezin kuruluş aşamasında Malezya’da adı geçen üniversite ile anlaşma gündeme gelmiş ise de, bu sürecin ilgili ülkelerdeki üniversite ve araştırma kurumlarıyla yapılan yeni işbirlikleriyle zenginleştirilmesi bir imkân ve zorunluluk arz etmektedir. Bu çerçevede, çalıştay sürecince ortaya konulacak tartışmalarda, hocalarımızın ve bürokrasiden gelen kıymetli katılımcıların görüş ve düşünceleri çekirdek araştırma kurumlarının belirlenmesinde katkı sağlayacaktır.  

Merkezin adı ve kapsamı bağlamıyla ilintili olduğunu düşündüğümüz bu kısa özet, bugün burada biraraya gelen siz kıymetli akademisyenlerimiz, politika yapıcılar ve ilgili devlet kurumları temsilcilerinin kendi alanlarında birikimlerini paylaşmaları, olgun ve interaktif bir tartışma ortamının gerçekleştirilmesi ve yakın ve orta vadeye dair bir projeksiyon sunması hedeflenmektedir. 




Kaynaklar

Colombijn, Freek (1994). Patches of Padang: The History of an Indonesian Town in the Twentieth Century and the Use of Urban Space, Leiden: Research School CNWS. 

Evers, Hans-Dieter; Hornidge, Anna-Katharina. (2006). “Knowledge Hubs Along the Straits of Malacca”, Working Paper Series, Center for Development Research, Department of Political and Cultural Change (ZEF), Universitat Bonn.

Ferro, Marc. (2017). Sömürgecilik Tarihi: Fetihlerden Bağımsızlık Hareketlerine 13. Yüzyıl-20. Yüzyıl, (Çev.: Muna Cedden), 3. Baskı, İstanbul: İmge Yayınları.

Fischer, Louis. (1959). The Story of Indonesia, New York: Harper&Brothers.

Hamid, M. A. “Orang Koeat Di Doenia: Toerki Pada Pemandangan Japan”, Bintang Islam, No. 4. Tahoen Ka I, (73-75).

Hamid, M. A. Hamid. “Gerakan Kaoem Moeslimin di Tiongkok”, Bintang Islam, No. 5, Tahoen I. (91-2).  

Melarat, Marhaen. (1932). “Pemoeda-Pemoeda Indonesia dan Nationalisme”, Fikiran Rakyat, No. 25, (16 December 1932). 

Reid, Anthony. (1993). Southeast Asia in the Age of Commerce 1450-1680, Volume Two: Expansion and Crisis, Chiang Mai: Silkworm Books. 

Masselman, George. (1963). The Cradle of Colonialism, New Haven: Yale University Press.

Pinto, Paulo Jorge de Sosa. (2012). The Portuguese and the Straits of Melaka 1575-1619: Power, Trade and Diplomacy, (Tr.: Roopanjali Roy), Singapore: NUS Press.

Van Veen, Ernst. (2000). Decay or Defeat? -An Inquiry into the Portuguese Decline in Asia 1580-1645, Research School of Asian, African and Amerindian Studies, Universiteit Leiden, The Netherlands.

https://guneydoguasyacalismalari.com/osmanli-malay-calismalari-hakkinda-kisa-bir-deneme-iii-a-short-essay-on-ottoman-malay-studies-iii/


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder