8 Haziran 2012 Cuma

Myanmar'ın Suu Kyi'li Dünya Promosyonu

Mehmet Özay                                                                                                              1 Haziran 2012

Parlamento üyesi olmasının üzerinden henüz neredeyse bir ay geçmişken, 24 yılın ardından ilk defa yurt dışına çıkan Suu Kyi'nin bu uluslararası yönelimi sadece siyasi ve entellektüel kariyerini tatmin anlamı taşımıyor elbette. Bu Suu Kyi özelinde Myanmar'ın küresel topluma açılması ve bundan hasıl olacak gelişmelerle yakından alâkalı. Tabii bundan önce ülke içi siyasi ve toplumsal barışın en sembolik göstergelerinden biri olmasıyla dikkat çekiyor. Ne demek istiyoruz? Ne kendisine sunulan Nobel Ödülü'nü almak, ne de eşinin cenaze törenine katılmak için ülkesini terk etmiş Suu Kyi, bugün ülkesini terk edebiliyorsa, bunun yegâne nedeni, ülkesine dönüşünden emin olmasından. Dün, askeri cuntanın gitmesine izin verdiği, ancak dönüşünde ülkeye kabulünün kuvvetle muhtemel söz konusu olmamasıyla yukarıda zikrettiğimiz ciddi nedenlere rağmen ülkesini terk etmemişti Suu Kyi. Şimdi, birbiri ardı sıra gerçekleştireceği uluslararası ziyaretleri Myanmar hükümetinin Suu Kyi özelinde muhalefetle ve toplumsal kesimlerle 'yeniden buluşma'sı bağlamında değer kazanıyor.

Yani Suu Kyi'nin ziyaretleri, ülkede siyasi reformların yürürlüğe girmekte olduğunun dünya kamuoyuna izahının göstergesel boyutunu teşkil ediyor. Bu ziyaretin bir başka anlamı, ülkeye uluslararası çevrelerin yaptırımlarının sonlandırılmasında da bir değere sahip. Bir yandan reform çabasını sürdürmekte olduğunu göstermeye çalışan hükümet, öte yandan halkın yoksulluğu ve yoksunluğunun bir an önce giderilmesi konusunda özellikle de ekonomik kalkınmanın bir an önce ülke topraklarında yeşermesini arzu eden Suu Kyi'nin çabalarının ortak olduğu söylenebilir. Ancak bu ortaklığın, siyasi erk düzeyinde nasıl bir yansıma bulacağını bugünden kestirmek güç. Yani, ülkenin ekonomik kalkınma sürecine girmesine destek veren ve bugün 'yarı-cunta' görünümü sergileyen hükümet, bu sürecin hasılasını kendine biçmekte mahir davranırsa ne olacak? Beklentilerin ekonomi ile sınırlı olmadığı, sosyo-kültürel ve de etnik değerler üzerinde de hissedilir ve arzu edilir bir 'rahatlamanın' hedeflendiği süreç Suu Kyi'e olan ihtiyacı daha da güçlendirir mi?

Önce hangi ülkeleri gündemine aldığına bakalım. Seyahatinin ilk durağı sayısı iki milyonu bulan Myanmar göçmenlerine ev sahipliği yapan Tayland'ın başkenti Bangkok. Özellikle iki ülke sınırındaki Karen Bölgesi'nden siyasi veya ekonomik nedenlerle göç etmek zorunda kalan Myanmarlılar, ülkelerindeki açılım politikalarına paralel olarak geri dönüş umudunu taşıyorlar. Aslında, iş gücüne ve ülkenin siyasi ve toplumsal yaşamına niteliksel katkı sağlayacak entellektüel birikime ihtiyaç hissedilmiyor değil. Bu ihtiyaçı, Suu Kyi'nin Ekonomi Forumu'nda yaptığı konuşmada açıkça dile getirdi.

Bu, manevi bağın ötesinde, Tayland'ın komşu ülke ve ASEAN üyeliğinden hareketle Myanmar için önemi büyük. Batılı ülkelerin yaptırımlarının gündemde olduğu yıllarda ülkede ekonomik anlamda varlık katan nadir ülkelerden biriydi Tayland. Bangkok'daki konukluğu Dünya Ekonomi Forumu'na katılımıyla resmi bir hüviyet kazandı. Bu forum üzerinden, dünya yatırımcı ülkelerinin Myanmar'a biçecekleri ekonomik formatta ortaya konulacağına kuşku yok. Günün getirdiği zorunluluklar bağlamında Suu Kyi, yatırımcı ülkelere ne yapmaları gerektiğini söyleme hakkını kendinde bulmadığını ifade etse de, ülkesinin neye ihtiyacı olduğuna odaklanmasıyla aslında yönlendirme gücünü kendinde sakladığını ortaya koyuyor. Konuşmasında yolsuzluk olgusuna doğrudan temasta bulunan ve küresel yatırımların sıradan Myanmar halkının sorunlarına çare olacak bir bağlamda gerçekleşmesine vurgu yapan Suu Kyi, daha önceki yazılarımızda dile getirdiğimiz gibi, ülkenin "yatırım cennetine" dönmesinin sanıldığı gibi, tüm kesimlere maddi refah getireceği gibi lineal bir ilişki yanılsamasına dikkat çekiyordu. Bununla birlikte, ülkesinin dünya ekonomisinin öncü üyelerinin katkısıyla alacağı yönde ne kadar karar mercii olduğunu zaman gösterecek.

Suu Kyi'nin, Bangkok'un ardından Avrupa'da çeşitli ülkeleri ziyaret edecek olması dünya sahnesine çıkışının önemli bir basamağını teşkil edecek. Önce 14 Haziran'da Cenova'da ILO toplantısına iştirak edecek ardından da 16 Haziran'da Oslo'da tam 21 yıl önce adına verilen Nobel Ödülü'nü alacak. Norveç, İsveç ve Finlandiya gibi Kuzey Avrupa ülkelerinin Güneydoğu Asya topraklarındaki sivil ve siyasi hareketlere yönelik ilgileri dikkate alındığında, burada bir dizi görüşmelerin yapılacağını düşünmemek mümkün değil. Bu ziyaret silsilesinin en görkemli bölümünü ise 21 Haziran'da İngiltere Parlamento'sunda yapacağı konuşma olacak.

Bu ziyaretlerin kümülatif değerinin, çoktan Myanmar üzerine bölge ülkelerini üs seçerek çalışmalara başlamış olan sivil kurumların giderek daha çok ülke içinde hareketliliklere yol açacak girişimlere vesile olacaklarını öngörebiliriz. Bu değer, bir yandan ülkeyi 2014 yılındaki ASEAN başkanlığına hazırlama anlamı taşırken, genel sosyo-siyasi ve ekonomik dönüşümü de göz ardı etmeyecektir.
 
http://www.dunyabulteni.net/?aType=haber&ArticleID=212159

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder