30 Aralık 2024 Pazartesi

Hindistan yasta... Manmohan Singh vefat etti / India mourns... Manmohan Singh passed away

Mehmet Özay                                                                                                                            29.12.2024

Manmohan Singh, üç gün önce yani, 26 Aralık’ta 92 yaşında vefat etti...

Hindistan’da, sabık başbakan Manmohan Singh’in vefatı ülkede, yakın geçmişte olan bitene dair yeni bir hatırlama ve düşünme olanağı sunuyor.

Öncelikle, şunu söylemekte yarar var ki, Singh’in vefatının ülkeyi birleştiren bir fenomene dönüşmüş olması gayet dikkat çekicidir.

Singh’in Kongre Partisi bakanı ve ardından, başbakan olarak hizmet ettiği dikkate alınacak olursa, rakibi konumundaki ve hemen onun ardından, Bharatiya Janata Partisi’nin lideri olarak başbakanlık koltuğuna oturan ve halen bu görevini sürdüren başbakan Narendra Modi yönetimince takdir edilen bir politikacı olarak ‘ebedi aleme’ uğurlanması, sıradan bir siyasal gösteri olarak değerlendirilemez.

Aksine, ülkesinin ekonomik kalkınmasına katkı yapmış bir teknokrat, ülkenin on üçüncü başbakanı olarak, 2004 ilâ 2014  yılları arasında görev yapmış Singh’in ortaya koyduğu performansın kıymet bilirliğinin bir ifadesi olarak görmek gerekir.

Bunun yanı sıra, belki de mensubu olduğu Sih inancının değerlerine bağlılığı sonucu olarak ortaya çıkan, alçakgönüllü kişiliği ile de takdir edildiğini söylemek mümkün.

Erken yaşlarından itibaren ekonomi alanına ilgi besleyen ve bu anlamda, bazı ülkelerin kalkınmasına karşılık diğerlerinin niçin kalkınamadığı üzerine kafa yoran bir teknokrat olan Singh, kariyeri sürecinde bu sırrın belki de en azından, bir bölümünü çözüm olmalı ki, Hindistan’a önemli bir kalkınma süreci yaşatabildi.

Singh’in bu soruyu sorabilmesi önemliydi...

Çünkü, tüm imkânlarına rağmen, Hindistan’ın ekonomik kalkınma süreçlerinde hak ettiği yeri alamamış olması, geniş toplum kesimlerinin, -tıpkı içine doğduğu ailesi ve sosyal çevresi gibi- yoksullukla yaşam sürmesi gibi temel sosyal gerçeklikler onu ülkesi adına harekete geçirmeye yol açacak kafi olgulardı.

Keşfedilen teknokrat

1990’lı yıllarda Başbakan Narasimha Roa liderliğindeki Kongre hükümetinde, Maliye Bakanı olarak görev yapan Singh, ortaya koyduğu başarılı politikaların ardından, bir ‘teknokrat’ siyasetçi olarak adı başbakan olarak gündeme getirildi.

1990’lı yılların, bir başka ifadeyle sosyalist-ekonomi sonrası dönemin ve yükselen küresel liberalizmin Hindistan’da görece parlak geçmesini sağlayan ve bunu, 2004 yılındaki başbakanlığı ile yeni milenyuma taşıyan Singh’in ülkesinin ekonomik sorunlarını derinden anlayıp, çözüm için olası süreçleri hayata geçirdiği söylenebilir.

Bununla birlikte, yine 1990’lı yılların, Soğuk Savaş döneminin sona ermesiyle, küresel değişim rüzgârlarına konu olduğu ve hatta belirsizliğin hakim olduğu hatırlandığında, Singh politikalarıyla Hindistan’ın ortaya koyduğu başarı dikkatle incelenmeyi gerektiriyor.

Dönemin küreselleşme ve liberal ekonominin yükselişe geçtiği dönem olması, Hindistan ekonomisinin iyilişmesinde, söz konusu bu sürecin -Singh sayesinde- anlaşılabildiğinin ve yakalanabildiğinin göstergesidir.

Bu nedenledir ki, Singh bugün Hindistan’ın ekonomik kalkınmasını, ‘liberal ekonomik yaklaşımlar’ üzerinden gerçekleştirebilmiş bir başbakan olarak anılıyor.

Singh, ekonomide devletin rolünü azaltan, ekonomiyi piyasalar üzerinden yeniden düzenleyen yaklaşımıyla dönemin kalkınma sürecini gerçekleştirebildi.

Bu sürecin, 2004 yılında başbakanlığı ile devam ettirmesine imkân tanınan Singh’in ekonomi politikaları sayesinde Hindistan, 2004-2009 yıllarında arasında yüzde 8.5/9 gibi yüksek bir büyüme oranına ulaştı.

Onun, 2009’dan itibaren başlayan ikinci başbakanlık döneminin ise başarısızlıkla tanımlanması, ekonomi politikalarında iki dönemi bu denli ayrıştıracak bir çelişkinin olup olmadığını da bize gösteriyor.

Bu noktada, Singh’in 2014 yılında görevini bırakırken ifade ettiği ve bugünlerde, neredeyse tüm medya organlarında alıntılanan, “Tarih bana, günümüz medyasından daha nazik davranacak” anlamına gelen sözünün, onun ortaya koyduğu ekonomi politikasının doğruluğuna inancını içerdiğini söylemek yanlış olmayacaktır.

Singh’in, buruk bir şekilde başbakanlıktan ayrıldığını gösteren bu cümleyle ilgili detayları belki de, kaleme aldığı eserlere bakarak bulmak mümkün olacak.

Ekonomide olağanüstü başarı

Başbakan Manmohan Singh’in uyguladığı ekonomi politikası bir mucize miydi yoksa, Hindistan’ın toplumsal ve ekonomik gerçekliği üzerinde yükselen rasyonel bir tutum muydu?

Kanımca bu soru, ilgili çevrelerde gündeme gelmeye devam edecektir.

Bir bilim dalı olarak ekonomi’nin kendi rasyonelleri olduğu hatırlandığında, ‘mucize’ olgusunun yersizliği kendiliğinden ortaya çıkıyor.

Ancak, yukarıda dikkat çekildiği üzere Hindistan’da ekonomik açılımın Kongre Partisi hükümetlerinin sorunlarla yüzleştiği dönemin ardından, alternatif bir isim olarak adı, başbakan olarak belirlenen Singh’le birlikte yön değiştirmesini, parti politikaları dışında bir açılım olarak görmek gerekir.

Bu farklılaşmanın temel adı, sömürge döneminde İngilizler yönetimince uygulanan ‘ekonomi politikalarına’ tepkisellikle geçen uzun Kongre Partisi yönetimlerinin aksine, Singh’in aslında tam da içinde bulunduğu topraklarda gerçekleştirilmiş bu tarihsel normu yeniden ortaya koymasıydı.

Sahip olduğu akademik ve teknokrat kariyerinin, Singh’e siyaset dünyasında sağladığı yer, bir anlamda, alternatif arayışındaki Kongre liderleri için bir tür siyasal kurtuluş imkânı sunuyordu.

Bunun yanı sıra, Singh’in ekonomi alanında Batı’da aldığı eğitim geçmişi ile Soğuk Savaş sonrasında, 1990’lı yıllarda küresel olarak gündeme gelen açılımların birleştiği, yeni ve gizli-açık bir sentezin varlığı söz konusuydu.

O dönem itibarıyla Soğuk Savaş sonrası duruma hazırlıksız yakalanan ülkelerin aksine, Hindistan, yine tarihi bir şans olarak Singh gibi bir teknokratın varlığıyla, dönemin özelliklerini doğru okumak suretiyle ekonomik dar boğazdan çıkmanın yollarını sunabilmişti.

Benzer bir durumun niçin, 2009’la birlikte ortaya konulamadığının cevabını, 2008 Eylül’ünde Lehman Kardeşler’in iflâsının tetiklediği küresel krizle açıklamak mümkün.

Belki de, Singh bu gelişmeye dayalı olarak, ‘tarihin kendisini haklı çıkaracağını’ söyleyerek, sorunun uyguladığı ekonomi politikalarında değil, küresel ve dış faktörden neşet ettiğini ifade ediyordu.

Uzun yıllar içe kapalı, yarı sosyalist – yarı devletçi politikalarla ülkeyi yönetmiş olan Kongre Partisi’nin başbakanı olarak ülkeyi liberal ekonomilerle düzlüğe çıkarmayı düşünen ve bunu uygulayan Singh’in ardından, özellikle Kongre Partisi siyasi elitinin, partinin siyasal tarihini yeniden okuması gerekecektir.

Belki de, bundan çıkartılacak derslerle Hindistan siyasetinde, yeni bir Kongre Partisi açılımı sergilemeleri mümkün olacaktır.

Bu anlamda, üç gün önce, 92 yaşında hayatını kaybeden sabık başbakan Manmohan Singh’in ekonomi politikaları, günün getirdiği şartlarla birlikte yeniden ele alınacaktır. 

https://guneydoguasyacalismalari.com/hindistan-yasta-manmohan-singh-vefat-etti-india-mourns-manmohan-singh-passed-away/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder