24 Aralık 2024 Salı

Endonezya siyasetinde gerilim ve değişim izleri / Traces of tension and change in Indonesian politics

Mehmet Özay                                                                                                                                24.12.24

Yeni başkan değişimi yaşamış Endonezya’da, siyasete dair böylesine bir tespit kimilerini şaşırtabilir...

Ancak, bazı önemli gelişmeler, ülkede siyasetin var olan veya görünür yüzünden ziyade, arka plâna yakından bakmayı gerektiriyor.

Böylesi bir yöntem izlendiğinde, ortada ulusal siyasetin dinamiklerini geren ve bu anlamda, bazı önemli değişimlerin sinyalini veren gelişmeleri beklemek makul gözüküyor.

Bugünlerde, Endonezya siyasetinde Megawati-Jokowi çatışması gündemi belirlemeye devam ettiğini söylemek, yukarıdaki iddia için bir ipucu niteliği taşıyor.

Geçen gün yazdığım yazıda bu konunun devam edeceğini dile getirmiştim...

Aradan birkaç gün geçmeden bu ihtimali doğrulayacak gelişmeler ortaya çıkmaya başladı.

Partiyi ele geçirmek

Bu anlamda dikkat çeken husus, -şimdilik bir iddia olarak yer almakla birlikte- Joko Widodo’nun Endonezya Mücadeleci Milliyetçi Partisi’ni (Partai Demokrasi Indonesia-Perjuangan, PDI-P) bölme yönünde girişimde bulunduğu iddiası oluşturuyor.

PDI-P içinden yükselen bu ağır eleştirinin, kampanya döneminden bu yana, Jokowi’ye yönelik sıradan bir hınç göstergesi olduğunu söylemek güç.

Partinin önde gelen isimlerinden biri tarafından ortaya atılan iddiaya göre, sabık başkan Jokowi önümüzdeki Nisan ayında PDI-P yıllık olağan kongresinde parti başkanlığını Megawati’den devralmak için girişimde bulunacaktı.

Bu girişimin ilk etabını, partinin kilit isimlerinden ve Megawati’ye yakınlığıyla bilinen genel sekreteri Hasto Kristiyanto’nun yerinden edilmesi oluşturacaktı.

Jokowi’nin, parti içindeki bağlantıları sayesinde, Kristiyanto yerine kendisine yakın bir ismin genel sekreterliğe getirilmesini istediği ve böylece, kendisine parti başkanlığı yolunun açılması düşüncesinde olduğu belirtiliyor. 

Jokowi’nin, 16 Aralık’ta PDI-P yönetimince alınan kararla partiden ihraç edilmesi bu süreci sona erdirmiş gözüküyor.

Ancak suların durulduğunu söylemek zor...

İktidar, muhalefet ve ulusal birlik

Şubat ayında başkanlık ve parlamento, Kasım ayında ise yerel seçimlerin ardından hükümetin kurulmuş olması nedeniyle, Endonezya siyasetinde yeni bir yapılanmanın ortaya çıkmakta olduğunu söylemek, belki kimilerine garip gelebilir.

Nihayetinde, ‘Büyük Endonezya Koalisyonu’ (Koalisi Kebangkitan Indonesia Raya-KKIR) adayı olarak başkanlık seçimlerini kazanmış ve 20 Ekim’de başkanlık koltuğuna oturmuş Gerindra Partisi lideri Prabowo Subianto’nun, bizatihi kendisini ve hükümetini değişimi adı olarak değerlendirmek mümkün.

Ancak, 2012 yılından bu yana, ulusal siyasette adını güçlü bir şekilde duyuran Endonezya Mücadeleci Milliyetçi Partisi’nin (Partai Demokrasi Indonesia-Perjuangan, PDI-P) ve de başkan Megawati’nin- gücü sarsılmakla birlikte, halen siyasal olarak en önemli konumda bulunduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Şubat ayında yapılan başkanlık seçimlerinde yarışı kaybetmesine rağmen, PDI-P ülke genelinde aldığı yüzde 16.89’luk oyla, ulusal parlamentoda en çok milletvekiline sahip parti olma unvanını sürdürüyor.

Bu oy oranıyla PDI-P, 580 sandalyeli ulusal parlamentoda 110 milletvekilliği kazandı. İkinci sırada Golkar 102 milletvekili ile ikinci; Gerindra 86 milletvekili ile üçüncü sırada yer alıyor.

Başkan Prabowo Subianto’nun partisinin üçüncü sırada olması, yukarıda dikkat çekildiği üzere, geniş bir koalisyon bloğu sayesinde başkanlık koltuğuna oturduğunu açıklıyor.

Prabowo için, bu siyasi koalisyonun anlamlı ancak, yeterli olmadığını seçimlerin hemen ardından bizatihi kendisi politik yaklaşımıyla göstermişti.

Öyle ki, Prabowo Subianto’nun seçimlerin hemen ardından, ‘Endonezya birliğini’ pekiştirme adına PDI-P lideri Megawati ile görüşme kararıydı. Ancak bu gelişme herhangi bir somut ve olumlu sonuç vermedi.

Parlamentoda en çok milletvekiline sahip bir partinin yani, PDI-P’nin desteğini alamamış olmak, Prabowo ve yönetimi için gayet önemli bir eksiklik addedilmelidir.

Nihayetinde, Prabowo başkanlığa gelirken, Jokowi dönemi iktidar yapılaşmasını devam ettireceğini söylemişti.

Bu yapının en önemli dinamiklerinden biri ise, parlamentonun çoğunluğunu ‘ulusal birlik’ çatısı altında bir araya getirmekti.

Jokowi’ye küskünlük

PDI-P’nin bu koalisyon ve dolayısıyla, hükümette yer almama kararının ardında, sabık başkan Jokowi’nin kayda değer desteğiyle oluşan ve seçimlerin sonucunu belirleyen siyasi refleksi olduğu herkesçe malum...

Bir başka ifadeyle söylersek, PDI-P başkanı Megawati’nin, 2014 ve 2019 seçimlerinde öne çıkartıp desteklediği ve bir anlamda, siyasi çocuğu kabul edebileceğimiz Jokowi’nin politika değiştirmesi neticesinde, Prabowo’nun başkan oluşunu hazmedebilmiş değil.

Bunun ötesinde, başkanlık seçimlerinde belirleyici olduğu bugün çok daha net anlaşılan Jokowi’ye yönelik ‘siyasi intikam’ sürecinin başlatılmış olması ulusal siyasette yeni gelişmelerin olacağı ihtimalini güçlendiriyor.

Bunun en açık göstergesi ise, seçimlerden aylar sonra yani, 16 Aralık’ta PDI-P parti yönetiminin, Jokowi ve iki oğlunu partiden ihraç etmesi oldu.

Jokowi ve siyaset

İlgili yazılarda dile getirdiğim üzere, Joko Widodo’nun özellikle Doğu Cava’yı temsil eden kişisel özellikleri, 2005 yılından 2012 yılına kadar yerel yönetimlerde ortaya koyduğu başarılı performans, son döneme kadar ‘yolsuzlukla’ adı anılmayan lider oluşu gibi faktörler Endonezya ulusal siyasetinde onu öne çıkaran faktörlerdi.

Bunları, kanımca ‘iç veya öz faktörler’ olarak adlandırmak mümkün.

Yine, geçmişte Jokowi ile ilgili kaleme aldığım yazılarda, onun siyasi bir ideolog olmadığı, herhangi bir siyasi hareketi yönetecek -bildik anlamda- karizma sahibi olmadığını belirtmiştim.

Bu durumda, Jokowi’yi 2005’de Solo (Surakarta) Belediye Başkanlığı, 2012’de Cakarta Valiliği ve 2014 ve 2019’da devlet başkanlığına taşıyan süreçte -dönemine ve siyasi açılımına göre, PDI-P’nin verdiği desteğin yukarda belirtilen ‘öz/içkarakteristikler’i tamamlayıcılığı olan ‘dış faktörler’ olduğuna kuşku bulunmuyor.

Ulusal siyasetin, farklı ekoller ve farklı aktörler arasında, kıyasıya verilen bir mücadeleye konu olduğu düşünüldüğünde, iç faktörler ile dış faktörler kıyaslamasında, ikincisinin çok daha belirleyiciği olduğu görülecektir.

Bu anlamda, bu yüzyılın ilk çeyreğinde Jokowi’yi, Endonezya ulusal siyasetinde belirli bir yere gelmesinde PDI-P’nin hakkını teslim etmek gerekiyor.

PDI-P’nin söz konusu bu belirleyiciliği bugün, devlet başkanı özelinde gerçekleşmemiş olsa da, parlamentoda çoğunluğu elinde tutmasıyla belirleyici bir siyasi güce sahip olduğu yadsınamaz.

PDI-P bu süreçte, Nisan ayında yapılacak olan parti genel başkanlık seçimlerine konuşlanacaktır.

Ancak, bu süreç partide Jokowi yanlısı olduğu tespit edilecek üyelerin de elimine edilmesini getirecektir.

Kısa bir süre öncesine kadar 77 yaşındaki Megawati’nin siyasetten emekli olacağına dair verdiği bazı imaların artık söz konusu olmadığı ve parti lideri olarak siyasete devam edeceği -mevcuk koşullar dikkate alındığında, makul ve anlamlı gözüküyor.

Parti kongresinden güçlenmiş olarak çıkacak olan Megawati’nin, parlamentodaki gücünü de kullanarak önce Jokowi ve ardından, Prabowo yönetimine yönelik siyasi aktarsiyonlarını artırarak sürdürecektir.

https://guneydoguasyacalismalari.com/endonezya-siyasetinde-gerilim-ve-degisim-izleri-traces-of-tension-and-change-in-indonesian-politics/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder