23 Nisan 2020 Perşembe

Güneydoğu Asya Müslüman toplumlarında Ramazan ve Covid-19 / The month of Ramadhan and covid-19 in Southeast Asian Muslim societies


Mehmet Özay                                                                                                                        23.04.2020
foto: malaymail.com
Güneydoğu Asya bölgesinde Müslüman toplumların Ramazan hazırlıkları her zamanki gibi renkli ve hareketli bir nitelik arz ediyor.
Ulus-devlet düzeyinde müslümanların çoğunlukta toplumlar ile Budist ve Hıristiyan çoğunluğu oluşturan ülkelerde azınlık konumundaki müslüman toplumların Ramazanı yaşama biçimlerinin yapısal özellikler gösterdiğini de söylemek mümkün. Örneğin bütün bir ayın neredeyse Ramazan’a hasredildiği günler olduğu gibi, gündelik yaşamın merkezi hükümetlerin belirleyici olduğu ve Müslüman toplumlara tanınan bazı haklarla Ramazan ayının tecrübe edilmektedir.
Bu ve benzeri süreçlerin bu yıl covid-19 nedeniyle kendine özgü değişiklikleri gündeme getirdiğine kuşku yok. Covid-19’ın bazı çevrelerce ilgili toplumlarda, bölgelerde barış süreçlerinin ilerletilmesine vesile olacağı yönündeki görüşün yanı sıra, çeşitli düzeylerde çatışmanın körüklenmesine neden olma ihtimalini de içinde taşıyan bir dönemden geçiyoruz.
Myanmar, Filipinler, Tayland, Kamboçya, Vietnam ve Singapur gibi ulus devlet yapılarında azınlık konumunda bulunan Müslüman toplumlar kadar, Malezya, Endonezya gibi Müslümanların çoğunlukta olduğu ulus-devletlerde covid-19’un Ramazan ayına etkisi belirleyici bir özellik taşıyor.
Mudik’e covid-19 engeli
Özellikle Endonezya kısmen Malezya için dile getirilecek olan husus, uzan/yakın aile bireylerinin bir araya toplandığı, kamusal yaşamın dini-kültürel-geleneksel yapılaştırıcılığa konu olduğu bir Ramazan ayını bu sene gözlemlemek zor gözüküyor.
Alınan karantina tedbirleri nedeniyle seyahat yasağı, kamusal alanlarda toplum etkinlikler, camilerde ibadetler bu süreçler içerisinde en çok etkiye maruz kalan unsurlar olacak.
Söz konusu bu tedbirlerin birey ve kamu sağlığı kadar, küresel toplum için önemi ile, Müslüman bireylerin hilali gözlemlemekten başlayarak dini-geleneksel değerlerini günün her anına yayarak yaşama tecrübelerinden maruz kalmaları arasındaki çelişki hiç kuşku yok ki, neredeyse bütün bireyler tarafından hissedilmeye başlandı bile.
Ramazan ayının başlamasından günler öncesinde çalıştıkları büyük şehirlerden veya komşu ülkelerden memleketlerine giden ve büyük bir iç/bölgesel göç hikayesine (mudik) konu olan süreç akamete uğradı.
Bu noktada, özellikle devlet başkanı Joko Widodo yaptığı resmi açıklamada memurların ve güvenlik birimlerinde çalışanların memleketlerine dönmelerini yasaklandığını belirtti.
Uzun bir süre Covid-19 vakasının görülmemesi ile dikkat çeken Endonezya’da Nisan ayı ile birlikte gündeme gelen vaka sayısındaki ve ölümle biten vaka sayısındaki artışlar nedeniyle Güneydoğu Asya ülkelerinde ilk sırada yer alıyor.
Bangsamoro
Filipinler’in güneyinde Mindanao ve Sulu Adaları’nda Bangsamoro Özerk Bölgesi yönetimi, Ramazan ayın öncesinde covid-19 ile mücadelede işi ciddi tuttuğu anlaşılıyor.
Filipinler’de covid-19 genel itibarıyla yayılma eğilimi gösterirken, Ulusal sağlık bakanlığı tarafından yapılan açıklamalarda Bangsamoro Özerk Yönetim bölgesinde bir elin parmakları saysısınca pozitif vakanın görülmesini dikkatle ele almakta fayda var. Bununla birlikte, vaka şüphesi olan yaklaşık dokuz bin kişinin gözlem altında tutulduğu ve bazı bölgelerde karantina uygulandığı belirtiliyor.  
Bununla birlikte, Manila merkezi hükümetinin aldığı sağlık tedbirleri ile özerk yönetim bölgesindeki merkezi hükümet-özerk yönetim birimleri arasında bazı olumsuz karşılaşmalar, bölgede sadece sağlık süreçlerini engellemeye/geciktirmeye yönelik değil, mevcut barış ortamının zedelenmesine yol açacak boyutlar içerebilir.
Bu çerçevede, 13 Nisan günü covid-19’la ilgili sağlık süreçlerine müdahil olan özerk yönetime bağlı bazı birimlerin Cotabato polis müdürlüğünce bazı gerekçeler gösterilerek görevlerinden alıkonulmaları bu konuda ne tür gelişmeler olabileceğine dair bir örnek teşkil etmektedir.
Bu gelişme, Manila hükümetinin aldığı kararların özerk yönetimle ortaklaşa yürütülmesi konusunda yaşanan bürokratik bir karmaşa olabileceği gibi, kasıtlı ve bilinçli bir şekilde özerk yönetimin etkinlik alanını daraltmaya yönelik bir girişim de olabilir.
Bu çerçevede, Bangsamoro özer yönetiminden yapılan resmi açıklamada, bu gelişme üzerinde durularak, bu gelişmenin 16 Mart’da devlet başkanlığı bünyesinde Bangsamoro barış sürecini yönetim sekreter Salvador Medialdea’nın, hangi birimlerin covid-19’la ilgili karantina kuralları dışında icraatta bulunabileceği yönündeki açıklamasına atıfta bulunularak, Cotobato polis müdürlüğünün icraatı eleştiriliyor.  
Bu ve benzeri gelişmelerin önemi, hiç kuşku yok ki, bölgede geçen yıl hayata geçirilen ve üç yıl sürecek olan özerk yönetimin ilk yapılaşması olarak üç yıl sürecek geçiş döneminin yaşanıyor oluşudur.
Mindanao’da beş eyalet, üç şehir, 116 belediye ve Kuzey Cotabato’da 63 geleneksel yerleşim bölgelerinde yaklaşık dört milyon Bangsamoro Müslümanın yaşadığı özerk yönetimin, özellikle kurumsal yapılaşma konusundaki varlığının yerleşik bir nitelik kazanması, bölge halkının uzun dönemli savaş döneminin ardından gerekli alt yapı hizmetlerine ulaşabilmesi açısından oldukça önemli.
Bölge halkının çatışma döneminde merkezi/resmi otoritelerce maruz bırakıldıkları mağduriyetin doğurduğu psikolojik/dini-kültürel ve siyasal ayrışmanın halen izlerini taşıdığı bir dönemde Covid-19’la önemli bir sağlık sorunuyla mücadele sürecinde akamete uğramaması büyük önem taşıyor. Bu nedenle, özerk yönetim bölgesinin sağlık dahil olmak üzere diğer alt yapı konularında bölge halkına ulaşmasının önünün kesilmemesi gerekiyor.
Özerk yönetime bağlı olarak faaliyet gösteren İslam Danışma Konseyi (Darul Ifta), yaptığı açıklamada, camilerde toplu teravih namazlarının kılınmayacağını açıkladı.
Patani/Tayland
Çoğunluğu Budist bir toplum olan Tayland’da, ülkenin güney bölgesinde halen düşük yoğunluklu çatışmanın yaşandığı Patani kadar ülkenin özellikle başkent Bangkok gibi bazı bölgelerindeki Müslümanlar Ramazan’ı heyecanla beklerken, covid-19 sürecinin kısıtlayıcılığı ile karşı karşıyalar.
Tay monarşisinin tarihsel olarak tanıdığı ve kurumsallaşmasında rol aldığı Bangkok’daki şeyhülislamlık kurumu yaptığı açıklamada covid-19 tedbirlerinin uygulanması konusunda çağrıda bulundu.
Camilerde teravih namazları kılınmayacağı ve Ramazan’ın son on günü camilerde itikaf’ın yapılmayacağı hatırlatılırken, tam bir şenlik atmosferinde gerçekleşen iftar öncesi akşam pazarlarının açık olacağı ifade ediliyor. Bu çerçevede, gıdaların sağlık kurallarına azami özen gösterilerek hazırlanması ve kapalı olarak satılması isteniyor. Kamusal alandaki bu düzenlemelerin yanı sıra, ailelerin evlerinde de gıda paylaşımı ve ortak yeme geleneğinin günün koşullarına uyarlanması gerektiği belirtiliyor.
Covid-19’un vakaları, bu hafta başı itibarıyla Güney eyaletlerinde Yala (101) ve Pattani (90) en yüksek iki yerleşim yerini oluşturuyor.
Patani’de barış
Tayland’ın güneyinde, genel olarak Patani’de olarak bilinen dört eyalette, yani Pattani, Narathiwat, Yala ve Songkhla’da düşük yoğunluklu çatışmaya taraf olan Patani Devrimci Ulusal Malay Cephesi (BRN) tarafından bu ayın başında yapılan açıklamada, Ramazan ayın boyunca silahların bırakılacağı açıklandı.
De facto barış anlamına gelen bu açıklamada, covid-19 sürecinin de yaşandığı bir dönemde, Patani Malaylarını temsil eden gruplar ile Bangkok merkezi hükümeti arasında barış görüşmelerinin ivme kazanması için bir imkânı içinde barındırdığını söylemek mümkün.
Bu açıklamanın BM genel sekreteri antonio Gutierres’in 23 Mart’ta dünyadaki tüm çatışma bölgelerinde barışın tesisi için yaptığı açıklamanın etkisi olduğunu söylemek mümkün.
Hiç kuşku yok ki, doğal afetlerin çatışma süreçlerine yönelik olumlu etkisi, 26 Aralık 2004 tarihinde Hint Okyanusu’nu çevreleyen ülkeler, özellikle de Endonezya’nın en batısındaki Açe Eyaleti’nde kendini göstermişti.
O dönem sürgündeki Açe Özgürlük Hareketi (GAM) lider kadrosunun tek taraflı olarak sahadaki birliklerinin silah bıraktığını açıklaması ve Cakarta yönetimine barış sürecine geçilmesi çağrısı etkili olmuş ve oldukça yoğun geçen barış görüşmelerinin ardından 15 Ağustos 2005 tarihinde Helsinki Barış anlaşması imzalanmıştı.
Bugün Patani’de bağımsız/özerk yönetim talebinde bulunan BRN’in açıklamasında on beş yıl önce gerçekleşen bu sürecin yankısını görmek mümkün.
Covid-19 nedeniyle olağanüstü bir dönemden geçen küresel toplum, özellikle Batı toplumlarında toplumsal yalnızlaşmaya ve bazı siyasi liderlerinin öncülüğünde çatışmacı bir siyaseti ortaya koymaya çalışırken, Asya-Pasifik bölgesinde siyasal ve toplumsal disiplinin bir göstergesi olarak önemli gelişmelere konu oluyor.
Covid-19 gerçekliği içerisinde, Asya-Pasifik toplumlarının önemli bir bölümünü teşkil eden ve ağırlığını Malay Müslümanların oluşturduğu geniş kesimler bugün ve/ya yarın Ramazanla kucaklaşıyor.
Müslümanların Rablerine, bir anlamda yakınlaşmalarının en önemli dönemlerinden biri olan Ramazan ayı bazı maddi kısıtlılıklarla gelirken, bunun toplumsal hikmetin ortaya çıkmasına engel olmayacağını düşünüyoruz. Bu vesileyle öncelikle çatışma bölgelerindekiler olmaz üzere, tüm bölgelerdeki Müslümanların mübarek Ramazan aylarını tebrik eder hayırlara vesile olmasını dileriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder