12 Nisan 2020 Pazar

ASEAN’da Covid-19 sürecinde ekonomik mücadele / Reconstruction of economy during the Covid-19 in ASEAN


Mehmet Özay                                                                                                                         12.04.2020


foto: asean.org
Küresel ekonominin önde gelen sürdürücüleri konumundaki birkaç bölgeden biri olan ASEAN’da dönem toplantıları gündemin tek konusu olan covid-19’a odaklanmış gözüküyor.

Bu yıl ASEAN dönem başkanlığını yürüten Vietnam’ın öncülüğünde üye on ülkenin dışişleri bakanlığı yetkililerinin katılımıyla yapılan video toplantıda covid-19’la mücadele ele alındı.

Covid-19 mücadelesi

Bölge ülkelerine tekil olarak bakıldığında görece bir sürdürülebilir mücadeleden söz edildiği söylenebilir.

Bununla birlikte, tek tek ülkelerin sahip oldukları sağlık alt yapı farklılaşmaları ve yönetim becerilerinin varlığı ve sürdürülebilirliği değil, aynı zamanda covid-19’un neredeyse kısa aralıklarla bilinmeyen yeni bir boyutunun daha ortaya çıkmaya devam etmesi karşısında, tekil mücadeleden öte, çoklu ve geniş bir coğrafyada ortak mücadele yöntemini zorunlu kılıyor.

ASEAN özelinde bugün ortaya konmakta olan bu çabanın çok daha öncesinde alınması yerinde olurdu. Ancak yukarıda dikkat çekilen faktörlerin de yol açtığı bir tür rahatlık ve/ya engelleme ile sorunun kapsamlı bir şekilde ele alınmadığı söylenebilir.

Bölgesel ekonominin reorganizasyonu

Bununla birlikte, dünyanın gelişmiş ülkelerinde yaşananlara bakıldığında, ASEAN ve Çin, Japonya ve Güney Kore gibi Doğu Asya ülkelerinin gerek sağlık konusunda gerekse ekonomik durgunluk konusunda işbirliğine açık bir yönelim sergilemeleri küresel yapılanma adına oldukça önemli bir gelişme.

Geçen hafta başlayan ve devam edileceği anlaşılan görüşmelerde, bazı üye ülkeler tarafından alınmış ve/ya alınması beklenen tedbirleri yaygınlaştırma konusunda bilgi akışının yanı sıra, bölge toplumlarının ekonomik yapılaşmalarını destekleyecek çözümler oluşturuyor.

Öte yandan, ASEAN dışişleri bakanlarıyla birlikte, salgına konu olan birincil ülke olan Çin ile Doğu Asya’nın diğer iki önemli ülkesi Japonya ve Güney Kore dışişleri bakanlarının da katılımıyla önümüzdeki hafta içinde bakanlar düzeyinde yeni bir video toplantı yapılması bekleniyor.

Söz konusu bu iki bölgenin yani, Doğu ve Güneydoğu Asya’nın birarada ele alındığında bir yandan küresel ekonomiyi domine eden, öte yandan giderek orta sınıflaşma eğilimleri ve tüketimci özellikleriyle öne çıktığı unutulmamalıdır.

Bunun yanı sıra, dinamik ve genç nüfusuyla önemli bir pazar oluşturduğu ve orta sınıflaşma yönündeki bu eğilimin tedrici olarak arttığı da ortadadır.

Ulaşım ve turizmden bütüncül yapıya

Bölgede önemli bir mobilizasyon süreci anlamına gelen Ocak ayı başlarındaki Çin yeni yılı, virüs salgını nedeniyle alınan tedbirler nedeniyle ulaşım ve turizm sektöründe gerçekleşen iptaller, başta bu alanlarda ekonomik durgunluk şeklinde karşılık bulmuştu.

Çin’den gelen tur iptalleri sonrasında, söz konusu bu turizm dolaşımında önemli paya sahip Singapur, Malezya ve Endonezya farklı sektörlerdeki açılımlarla yaşanan açığı kapatma eğilimi sergilerken, bugün gelinen noktada artık düşünülen alternatiflerin de işe yaramayacağı ortaya çıkmış gözüküyor.

Bu nedenle, hafta içinde başlayan görüşmeler ve önümüzdeki dönemde de devam edeceği anlaşılan görüşmelerin bölge ekonomisine yeni bir yön verme açısından kayda değer gelişmelere konu olacaktır.

Virüsle mücadele tecrübesi

2003-2004 yılındaki SARS ve H1N1 gibi bölgesel düzeyde etkin olan salgınlar nedeniyle, gerek devlet kurumları gerekse halk katmanlarının tecrübe sahibi olmasının da verdiği etkiyle salgının ilk safhasında alınan tedbirlere uyumun olumlu sonuç verdiğine tanık olunmuştu.

Ancak ikinci safha olarak değerlendirilen, özellikle yurt dışında ülkelerine dönen vatandaşların neden olduğu yeni bir salgın dalgasına konu olan bölge sağlık tedbirlerini daha da yaygınlaştırırken, bir yandan da açıklanan ekonomi paketleriyle toplumun yakın ve orta vade geleceğine dair oluşan kaygıları izole etmeye çalışıyor. 

Kompleks üretim süreçleri nedeniyle birbirine giderek daha çok bağımlılaşmış ve bir o kadar da rekabet halindeki Doğu ve Güneydoğu Asya ülkelerinin yetkilileri, rutin ASEAN toplantıları çerçevesinde bir araya gelerek ortak kararlar alma aşamasındalar.

Bununla neyi kastettiğimiz biraz daha anlamlı kılma adına şu örneği vermekte fayda var. ASEAN, küresel çapta Çin’in ikinci büyük ihracat partneri olma özelliğine sahip.

Çin’in Asya’daki en büyük ihraçat yaptığı iki ülke Japonya ve Güney Kore’dir. Öte yöndan, Asya bağlamında Çin’e ihracatta ilk iki sırada yer alan ülke yine Güney Kore ve Japonya’dır.

Bu oldukça komplike durum, ülkeleri birbirine bağımlı kılması yaşanmakta olan kriz döneminde alınacak tedbirlerin de birlikte kararlaştırılması ve uygulanmasını zorunlu kılıyor.

Burada öne çıkan husus, bir ülkede üretim süreçlerinde yaşanan aksamanın, diğer ülkelere etkisi ve yaygınlaşma seyridir. Yaşanan riski daha da artıran husus hiç kuşku yok ki, sorunun ne zaman çözüme kavuşturulacağının bilinememesidir.

Üretim, finans, lojistik gibi ekonomi süreçlerinin rasyonel temellere dayandığı yapı, bu belirsizlik karşısında daha da eli kolu bağlı bir duruma itiliyor.

Bu nedenle, örneğin Singapur üretim süreçlerinin devamı noktasında bugüne kadar sürdürülebilirlik noktasında kararlı bir politika sergilerken, aynı zamanda Avustralya ile bu alanda bir anlaşma yapmak suretiyle bu karar sürecini nispeten bölgesel boyuta taşıdı.

Bugün ASEAN ile Doğu Asya ülkeleri arasında benzer bir sürecin başlatılabileceğini düşünmek için gayet makul nedenler bulunuyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder