13 Mayıs 2013 Pazartesi

Malezya Nereye Gidiyor?


Mehmet Özay                                                                                                                   9 Mayıs 2013

Malezya’da yüzyılın seçiminin tamamlanmasının ardından heyecan dinmek bilmiyor. Yeni hükümeti kurma çalışmalarının ilk adımı olarak Ulusal Cephe Koalisyonu lideri Necib bin Razak’ın, Sultan’dan Başbakanlık onayını alması birkaç aydır üst düzeyde seyreden siyasi heyecanın dozunun azalacağı anlamına gelmiyor. Seçimin hemen ardından Başbakan Necib’in Ulusal Cephe ittifakının oy kaybında sorumluluğu Çinli seçmene yüklerken, seçim süresince ülkede ‘kutuplaşmanın’ had safhada olduğuna vurgu yapıyor ve kısa sürede bu kutuplaşmayı sona erdirecek icraatlara başlayacağı sinyali veriyordu.

Her ne kadar iktidar odakları seçimde ‘kazanılamayan oyların’ sorumluluğunu Çinli seçmene yüklese de, ortada başka faktörlerin göz ardı edildiğini söyleyebiliriz. Örneğin, UMNO çevrelerinde Başbakan Necib’in ‘içerden reform’ sürecine dahi tepki gösteren siyasi oluşumun varlığından neşet eden ve bu nedenle Müslüman Malay seçmeni muhalefete yaklaştıran yapının varlığı yadsınamaz. Bu çerçevede, ülkenin Batı eyaletlerinde dikkat çeken orta sınıf Malayların yanı sıra, ortada PAS’ın on yıllarca geleneksel Müslüman Malay seçmene hitap ettiği göz ardı edilemez.

Öte yandan, muhalefetin daha seçimler öncesinde özellikle uluslararası medyaya verilen demeçlerde gündeme getirdiği ‘seçimlere hile karıştırılacağı’ söyleminin bir şekilde karşılık bulduğu görülüyor. Yani, ‘hile’ ihtimalinin gerçekleştirildiği yönündeki ciddi iddialar Pazar akşamından bu yana ülkede yankı bulmaya devam ediyor. Söz konusu bu yaklaşım sadece söylem olarak da kalmadı. Öyle ki, Çarşamba akşamı muhalefetin organize ettiği kitle gösterisi ile bir başka sürecin başlangıcına işaret ediyor. Muhalefet lideri Enver İbrahim seçimlerde iktidarın nüfuzunu kullanmak suretiyle sayısı otuza varan milletvekilinin adil olmayan yollardan seçildiğini ilân ediyordu. Geçen yıllarda toplumsal desteğini organize ettiği kitle gösterileri ile duyuran muhalefet bu sefer seçim sonuçlarına itiraz ederek muhalefetin duruşunu gene kitle gösterileriyle devam ettirme niyetinde.

Bu anlamda muhalefet ve iktidar çevrelerinin farklı argümanlarla da olsa önümüzdeki süreçte önemli değişimlere yön verebileceklerini söyleyebiliriz. Öyle ki, Enver İbrahim’in muhalefetin ülkeyi baştan başa dolaşıp seçimde yapılan haksızlıkları halkla paylaşacaklarını ifade ediyordu. Öte yandan, iktidar çevrelerinde elde edilen seçim başarısına rağmen, parlamentoda üçte iki çoğunluk, genel oylarında azalma ve önemli eyaletlerin kazanılamamış olması nedeniyle Necib bin Razak’ın liderliğinin  sorgulanması gündemde. Bu sorgulamanın elbette Necib’in lideri olduğu koalisyonun unsurlarının ne tür den bir siyasi güce sahip olduklarıyla da ilintili. Yeniden hükümeti oluşturucak siyasal koalisyonda MCA ve MIC’nin verdiği kayıplar neticesinde ağırlık merkezinin UMNO’ya kaymış olması da mevcut koalisyon yapısının siyasi meşruiyetine darbe vurduğuna kuşku yok. Bu anlamda ne MCA ne de MIC’nin kendi etnik unsurları üzerinde bütünleştirici işlevden uzaklaştıkları sonucu dikkat çekiyor.

Bu sorgulamanın en başat unsuru hiç kuşku yok ki, Dr. Mahathir Muhammed’in seçimlerden kısa bir süre önce verdiği mülâkata dayanıyor. Söz konusu mülâkatta Dr. Mahathir özellikle de Ulusal Cephe’nin parlamentoda 140 milletvekilinin altında bir sayı elde etmesi veya üçte iki çoğunluğun elde edilememesi halinde liderliğin el değiştirmesi gerektiğine vurgu yapıyordu. Seçim sonrasında da Ulusal Cephe koalisyonunun aldığı düşük desteğe ‘çok şaşırdığını’ dile getirerek, bir anlamda seçim öncesi söylemine atıf yapıyordu. İlerlemiş yaşına rağmen Malezya siyasetinin en başat unsuru olarak dikkat çeken Dr. Mahathir’in UMNO içindeki güç dengeleri üzerindeki nüfuzu göz önüne alındığında Sonbahar veya yıl sonunda yapılacak genel kongrede Necib’in karşısına yeni bir liderin çıkma olasılığı yüksek. 2009 yılında Ahmed Badavi’nin Başbakanlıktan ayrılmasında da ciddi müdahalesi olduğu bilinen Dr. Mahathir’in benzer bir siyasi atraksiyonda bulunabileceğinden kimsenin kuşkusu yok. Tabii bu süreçte, düne kadar Dr. Mahathir’in desteğini almış Başbakan Necib’in nasıl reaksiyon vereceği de merak konusu. Ancak Başbakan Necib’in seçim sonrasındaki ilk açıklamalarındaki yoğun bir şekilde hissedilen hayal kırıklığı ve UMNO merkezinde basına verilen fotoğraflarda yardımcısı Muhyiddin Yasin’i öne çıkartan yaklaşımından önümüzdeki dönemde Başbakanlığın Muhyiddin Yasin’e geçeceği imasını almak güç değildi.

Her halükârda, UMNO ve Ulusal Cephe liderliğine gelecek olan her kim olursa olsun, bu geleneksel siyasal elitin halkın talep ettiği toplumsal değişim taleplerine nasıl karşılık vereceği ve bu anlamda gerek UMNO içerisinde gerekse Ulusal Cephe’de yeni bir yapılanmaya gidilip gidilmeyeceği sorgulaması da beraberinde gelecektir. Bu bağlamda iktidar kanadının ultra milliyetçileri arasında zikredilen İbrahim Ali, Zulkifli Nurdin gibi isimlerinin seçmenden olumlu karşılık bulamamaları, öte yandan gene iktidar odağının ‘ılımlı’ kanadında yer alan UMNO Gençlik Kolları Başkanı Khairy Jamaluddin ve Shahrir Samad’ın seçilmeleri parti içerisindeki eğilimlerin yönelimini göstermesi açısından kayda değer bir önemi var. Gözlemciler, parti içerisinde önce lider kadrosunda yaşanacak değişime ragmen, akabinde ‘içerden reform’ çabalarına daha güçlü bir katkının gelmemesi halinde UMNO’nun siyasi varlığının önemli bir darbe alacağı konusunda görüşler ileri sürüyorlar.

Son on yıldır iktidar odaklarınca gözden çıkartılan, ancak her seferinde güçlenerek siyasi arenada kendine önemli bir yer açan Enver İbrahim öncülüğündeki muhalefet karşısında iktidar yapısının sürekli gerilemesi, başlatıldığı ileri sürülen ‘içerden reform’ hareketinin sınırlarının yeniden çizilmesini gerektirecek boyutta. Bu süreç, ülkenin kuruluşundan bugüne odaklandığı ekonomik kalkınma eksenli toplumsal barış paradigmasının dayandığı temeller üzerinde de yeni düşüncelerin geliştirilmesi anlamına gelecektir. Seçimler öncesinde ülkedeki gelişmelerin bölge ve küresel aktörlerce izlendiğine vurgu yapmıştık. Bu anlamda en somut gelişme, seçim sonuçlarının açıklanacağı Pazar akşamı Endonezya siyasetinin önemli isimlerinden Yusuf Kalla’nın Kuala Lumpur’a çıkarma yapmasıydı. Kalla’nın ziyareti, UMNO ve Enver İbrahim arasında yaşanan kırılmanın önümüzdeki dönemde doğurabileceği sonuçlardan hareketle iki taraf arasında ‘barışı’ tesis etme yönünde bir inisiyatif olarak yorumlanıyor. Kalla’nın bu girişiminde temel motif, Enver İbrahim’in şahsından ziyade temsil ettiği kitleyle alâkalı. Hiç kuşku yok ki, bu inisiyatif, Ulusal Cephe’nin şehirli orta sınıfa, muhalefet koalisyonunun da kırsal kesimlere dönük siyaset anlayışlarında evrilmeye duyulan ihtiyacın üst düzeyde ortaya konması olarak da okunabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder