1 Aralık 2020 Salı

Malezya’da sivil darbenin sorumlusu aranıyor / Who was behind the civil coup in Malaysia?

Mehmet Özay                                                                                                                            01.12.2020

Malezya’da 2021 bütçesinin federal mecliste kabul edilmesine rağmen, siyaset kazanında tartışmalar durmak bilmiyor. Bu sefer, bir siyasi parti lideri edasıyla ülkenin önemli bir gazetesine ısmarlama olduğu anlaşılan bir mülâkat veren Azmin Ali önemli ancak eleştirilmeye gayet açık açıklamalarda bulundu.

Azmin Ali’nin, hafta sonu yayınlanan mülâkatının özünde, 24 Şubat sivil darbesine giden süreçte ana rolü kimin oynadığına işaret ediyor.

Bir başka deyişle, bu açıklama Umut Koalisyonu (Pakatan Harapan-PH) hükümetinin yıkılıp yerine, yeni bir hükümetin kurulmasında belirleyici rolü kimin oynadığıyla ilgiliydi.

Bu noktada, Azmin Ali, işaret parmağını Tun Dr. Mahathir Muhammed’e uzatarak, “sorumlu o” der gibisine, reform hükümetinin yıkılmasını isteyenin Dr. Mahathir olduğunu ileri sürüyor.

PH hükümetinin yıkılmasının temel dinamiği Birleşik Malay Ulusal Organizasyonu (United Malay National Organization-UMNO) ile işbirliği yapmaktan çektiği çok açık. Bu durumda,

Azmin Ali’nin iddiasına göre, PH hükümetinin yıkılıp yerine, özellikle UMNO ile işbirliği yaparak yeni hükümet kurulmasını isteyen Dr. Mahathir’miş. Bu konuda, elbette Dr. Mahathir dün yani, Pazartesi günü gayet net açıklamalarla Azmin Ali’yi yalanladı.

Dr. Mahathir’in gayet sarih açıklamalarına geçmeden önce, Azmin Ali’nin kendisini siyaset dünyasında nerede konumlandırdığına bakmakta yarar var.

Azmin Ali, söz konusu mülâkatta ifade ettiği üzere siyasette bir hedefinin olmadığına dair yaptığı vurgu metni okuyanları gayet şaşırtmış olmalı.

“Enver İbrahim’in yardımcılığı yaptığı uzun yıllar boyunca aklından siyasette aktif yer almak olmadığını” söyleyen Azmin Ali, süreçte Selangor eyaleti valiliği, PH hükümetinde ekonomi bakanlığı ve ardından şu anki mevcut hükümette başbakana bağlı olarak yine ekonomiden sorumlu bakan olarak görev yapmasının kendi istenci dışında geliştiğini söylemesi, gayet alçak gönüllü bir açıklama olarak değerlendirmek gerekiyor.

Özellikle, 24 Şubat sürecinde, şu anki hükümetin kuruluş süreçlerinde adının gündeme gelmesi, kameralara yansıyan görüntülerdeki rol ve yaklaşımları kadar, onun bugün niçin gizli/açık başbakan yardımcısı konumunda olduğunun üzerinde durup düşünmek gerekiyor.

23 Şubat’ta UMNO, PAS, Bersatu liderleriyle birlikte Dr. Mahathir’in evinde yapılan toplantıya “gittiklerini” söyleyen bir kişinin, “siyasette bir aktör olmak istemiyordum” sözüne gayet şüpheyle bakmak gerekir.

Azmin Ali’nin, Halkın Adaleti Partisi (Partai Keadilan Rakyat-PKR) içinde lideri Enver İbrahim’le arasının gayet açık olduğu, PH hükümeti sürecinde bilinmeyen bir durum değildi.

Öyle ki, bu gelişme bizatihi dışardan PKR’ı izleyenler tarafından parti için huzursuzluğun hükümete olumsuz yansımalarından bahsettiğine tanık olunuyordu. Bu noktada, Enver İbrahim’in Azmin Ali’yi doğrudan ihraç etmek yerine, parti içi kanalları kullanmayı tercih etmesi siyasi etik olarak doğru bir yaklaşım olabilir.

Ancak bugünden bakıldığında bu anlaşmazlığın hem PH hükümetinin yıkılına hem de Azmin Ali de içinde ve lideri olduğu toplma 11 milletvekilinin PKR’den ayrılması gayet önemli siyasi sonuçları olmuştur. Tabii, PKR içindeki gelişmeler başlı başına bir konu...

Dr. Mahathir’in, Azmin Ali’nin iddiasına verdiği yanıtlar gayet açık. “Ben UMNO yolsuzlarıyla birarada olamam” anlamına gelecek açıklaması birkaç açıdan oldukça rasyonel.

Bir yandan, onun 2016 yılında UMNO’dan ayrılmasına, ardından Yerli Birlik Partisi’nden (Parti Pribumi Bersatu Malaysia-Bersatu) adıyla yeni bir siyasi parti kurmasının ve akabinde 2018 seçimleri öncesinde UMNO’nun 61 yıllık iktidarına son verme kararlılığıyla Enver İbrahim liderliğindeki muhalefetle işbirliği yapmasının da tutarlılığına işaret ediyor.

Bu söyleme karşın, Dr. Mahathir yukarıda dikkat çekilen 23 Şubat toplantısıyla ilgili bir açıklama yapmıyor. Çünkü Azmin Ali, bu toplantıya atıfla, “Tun Dr. Muhammed’i ziyaret ettik, anlaştık, ne oldu da ertesi günü istifa etti” sözü, Dr. Mahathir tarafından izaha muhtaç gözüküyor. Bu konuyu, şimdilik bu haliyle bir kenara bırakalım...  

Dr. Mahathir, “Hayır ben değil, asıl sen bu kumpasın ardındaki isimsin” bağlamında Azmin Ali’ye, -aslında içinde bulunduğu durumu hatırlayan- bir söylem ile karşılık verdi. Burada herhalde perde arkasında olan bitenler kadar, açık bir referans olarak, 23-24 Şubat’ta Azmin Ali’nin kimlerle hangi toplantılar yaptığıyla ilgili yukarıda da dikkat çekilen görüntüler dikkate alınabilir.

Dr. Mahathir’in daha önce yaptığı açıklamalarda, “Bana ihanet etti” dediği Muhyiddin Yasin’in yanındaki ismin Azmin Ali olması ve ikisinin çabasıyla UMNO ve PAS ile yapılan görüşmeler sonrasında kurulan PN hükümetinde kazanılan konumlar sürecin nasıl işlediğine dair bir başka sarih izah konumunda bulunuyor.  

Unutmalayım ki, Dr. Mahathir’in istifasının ardından kurduğu partinin başına apar topar geçen Muhyiddin Yasin... Federal sultanla görüşerek meclis çoğunluğunun arkasında olduğunu söyleyerek 1 Mart’ta başbakan olarak atanan isim yine Muhyiddin Yasin...

Dr. Mahathir, bir başka hususa değinerek, Azmin Ali’nin iddia ettiği “siyasette aktör olmak istemiyordum” söylemini boşa çıkartıyor. PKR içinde Azmin Ali’nin giderek yerini kaybetme endişesinin onun özellikle, UMNO ile hareket etmesine yol açtığını ifade ediyor.

Bu durum, hiç kuşku yok ki, bugün gizli/açık halk adına konuştuğunu ileri süren Azmin Ali’nin 2018 yılında halkın meşru oylarıyla seçilmiş demokratik Umut Koalisyonu hükümeti devirmeyi amaçladığını açıkça ortaya koyuyor.

Enver İbrahim’le yaşadığı bireysel anlaşmazlıklar siyasetin doğası içerisinde gayet normal karşılanabilir.

Ancak, Azmin Ali’nin bu yazı boyunca dikkat çekilen ana izahatın da ortaya koyduğu üzere son bir, iki yıl içerisindeki kendisini siyaset dünyasına davet eden, halk ve reform yanlısı bir siyasi oluşumla, bugün güyâ kazanım olarak kablu ettiği yer arasındaki uçurum onun siyasi bir aktör olmaktan öte, siyasi etikle ilgili gayet sorunlu bir yerde durduğuna işaret ediyor.

Bu tartışmanın niçin Azmin Ali tarafından gündeme getirildiği ise başlı başına önemli. Sivil darbe sonrasında kurulan ve halen ülkeyi yönetme iddiasındaki Ulusal İttifak (Perikatan Nasional-PN) hükümetinde ekonomiden sorumlu bakan sıfatıyla ve aynı zamanda gizli/açık başbakan yardımcısı konumuyla dikkat çeken Azmin Ali bir parti lideri değil. Ancak darbe sonrası hükümette edindiği bu konum, onun darbeye giden sürecin ne tarafında yer aldığını açıkça ortaya koymaktadır.

Geniş koalisyonlu olduğu artık gayet açık olan 24 Şubat sivil darbesinde Azmin Ali, ne ileri sürdüğü gibi “ben siyasette aktör olmak istemiyordum” söyleminin ne de darbe girişiminin yegâne öncü ismi olduğu görüşü doğruluk taşıyor.

Azmin Ali olsa olsa, bu süreçte bir araç olarak kullanılmış olabilir...

Ancak bu durum, onun Enver İbrahim çatışması üzerinden halkın seçtiği demokratik ve reform yanlısı Umut Koalisyonu’nu sona erdirme sürecindeki sorumluluğunu hafifletmez.    

https://guneydoguasyacalismalari.com/2020/12/01/malezyada-sivil-darbenin-sorumlusu-araniyor-who-was-behind-the-civil-coup-in-malaysia/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder