30 Haziran 2018 Cumartesi

Malezya’da UMNO’ya yeni başkan: Değişim yok! / A New leader of UMNO in Malaysia: No Change!

Mehmet Özay                                                                                                                         30.06.2018

Malezya’da 9 Mayıs seçimlerinin mağlubu olmakla kalmayan, aynı zamanda yüzyılın şokunu da yaşayan Ulusal Birleşik Malay Organizasyonu’nda (UMNO)  hafta sonunda parti içi liderlik yarışı vardı. Yapılan seçimde parti başkanlığına başbakan eski yardımcısı ve iç işleri eski bakanı Ahmed Zahid Hamidi getirildi. Bu değişimin ne anlama geldiğine değineceğim bu yazıda.

Başbakanlığı kaybeden Necib bin Rezzak, seçimin hemen ertesinde UMNO başkanlığından da istifa etmesiyle parti başkanlığı için seçim bir zorunluluk haline gelmişti. Böylece partide yaklaşık on yıllık Necib bin Rezzak dönemi sona ererken, kaybedilen seçimin ardından partinin nasıl bir başkanlık profiline sahip olacağı konuşuluyordu.

Hiyerarşik yapısıyla disiplinli bir parti özelliği taşıyan UMNO’da, normal şartlarda parti başkan yardımcısının parti başkanlığına yükselmesi söz konusudur. Bununla birlikte, ağır seçim mağlubiyeti sonrasında boşalan liderlik koltuğu için parti başkanlığı için üç aday ortaya çıktı. Birincisi, Necib bin Rezzak’ın yardımcısı ve iç işleri eski bakanı Ahmed Zahid Hamidi aday; ikincisi ise 80’li yaşlara varmış olan ekonomi eski bakanlarından Ku Li lakaplı Razaleigh Hamzah; üçüncü aday ise, gençlik ve spor eski bakanı Khairy Jamaluddin’di.

Her ne kadar, Necib bin Rezzak’ın istifasının ardından yardımcısı Ahmed Zahid Hamidi geçici olarak başkanlığı üstlenmiş olsa da, nihayetinde hafta sonu yapılan seçimlerin ardından partinin yeni başkanı oldu.

UMNO değişim istemediğini kanıtladı
Parti içi seçimi kazanan Ahmed Zahid Hamidi, artık adına ‘eski blok’ diyebileceğimiz yapının temsilcisi olarak seçime girmişti. Necib bin Rezzak’la aynı kulvarda olmasına, yolsuzluklar nedeniyle Rezzak’ın cezaevinin eşiğinde bulunmasına, sadece kendisinin değil, partinin de şeref ve haysiyet meselesinin konuşulduğu bu günlerde Ahmed Zahid Hamidi’nin parti başkanlığına getirilmesi bir anlamda şaşırtıcı.

Bu durum, partide en azından Ahmed Zahid’in aldığı oylar dikkate alınacak olursa azımsanmayacak bir kesimin 2015 yılından bu yana gündemde olan hadiselerden ve 9 Mayıs seçimleri ile sonrasından ders çıkarıp çıkarmadıkları konusunda şüpheler uyanmasına neden oluyor. Seçim sonrasında bazı partililerin açıklamaları dikkate alınacak olursa, sanki tüm olup bitenler partiyi değil de, sadece ve sadece eski başbakan ve parti başkanı Necib bin Rezzak’ın kişisel sorunuymuş gibi bir anlayış hakim. Bu yaklaşım ve parti başkanlık seçimlerinin sonuçları, parti içerisinde değişimin istenmediği düşüncesini güçlü kılmaya yetiyor.

UMNO tabanından üst kadrolarına kadar değişim ihtiyacının anlaşılamamış olması, kendini 2015 yılı sonundaki parti genel kongresi öncesindeki eleştirilerde ortaya koyuyordu. Bu eleştiriler partinin eski üyesi ve dördüncü başbakan Dr. Mahathir Muhammed ve ona yakın isimlerce parti kadrolarına yönelik çağrıları genel kongrede yankı bulmamış ve ardından bu isimler ya partiden istifa etmiş veya ihraç edilmişti.

Khairy ve genç partililer
Öte yandan, parti başkanlığı için adaylardan ve ülkenin beşinci başbakanı Abdullah Ahmad Badawi’nin damadı olan Khairy, genç yaşı ve hemen seçim ertesinde dile getirdiği eleştirel tutumu ve parti içi değişime işaret eden duruşuyla bu siyasi yapı içerisinde bir hareketlenmenin habercisi görünümündeydi. Khairy’nin bu çıkışında hiç kuşku yok ki, genç yaşında bakanlık koltuğuna oturması kadar, genç partililer arasında aktif rolü ile öne çıkması da bu yöndeki ihtimalleri güçlendiriyordu.

Bu hafta sonu yapılan parti başkanlığı seçimlerine aday olması ise, bu süreci hızlandırıcı bir yön içeriyordu. 9 Mayıs seçimlerini kaybeden UMNO’da, bir anlamda kan değişimi argümanı ile Khairy kendine alan açıyordu. Ancak Khairy’nin partiye yönelik eleştirilerinin tabanda yankı bulması için önünde yeterli kampanya süresinin olmadığı seçimi kaybetmesinden anlamak mümkün. Ancak burada önemli olan Khairy’nin eleştirel çıkışının ne anlama geldiğidir. Buna ana hatlarıyla aşağıda değineceğim.

Adaylardan üçüncüsü, Ku Li’nin adaylığı ise akıllara, tıpkı Dr. Mahathir Muhammed gibi 90’ını aşmış tecrübeli bir politikacının muhalefetin başında kazandığı zaferin bir benzerinin kazanabileceğini getiriyordu. Ancak Ku Li’nin pek fazla destekçisi olmaması böyle bir olanağı daha başta elenmesine neden oluyordu.

Bu iki adayın yani Khairy ve Ku Li’nin parti başkanlık seçimlerini kaybetmesi, hiç kuşku yok ki, Necib bin Rezzak döneminin şu veya bu şekilde devam edeceği öngörüsünde bulunmaya sevk ediyor analizcileri. Bu gelişme, önemli bir seçim şoku yaşayan partide kırsal seçmene yönelik eğilimlerin ve geleneksel siyasetin hakim olmaya devam edeceğine işaret ediyor.

Khairy ne demişti?
Bu üç adaydan, seçimin hemen ardından gündeme getirdiği gecikmiş eleştirel söylemiyle dikkat çeken Khairy’di. Seçim mağlubiyetinin ardından Khairy yaptığı açıklamada, parti tabanında Başbakan Necib bin Rezzak’ın 1 Malezya Kalkınma Fonu (1MDB) ile ilgili yolsuzluk iddialarından duydukları endişeyi doğrudan yüzüne karşı söyleyememiş olmanın ezikliği ve pişmanlığı içinde olduğunu dile getiriyordu. Aslında bu gecikmiş itiraf, UMNO saflarında siyasi ahlâkın ne denli zedelenmiş olduğuna işaret ediyor. Khairy bununla da kalmıyor, bu pişmanlığı ömür boyu üzerinde taşıyacağını söyleyerek ne denli büyük bir hata yaptığını ifade ediyordu.

Khairy’nin zamanında dile getiremediği bu ahlâki duruşu, 2015 yılı boyunca dillendiren ve aynı yılın sonunda yani, 2015 Aralık ayndaki genel kurulda yüksek sesle dile getiren Dr. Mahathir ve yanındaki Muhyiddin Yasin ve Shafie Abdal gibi bazı üst düzey bakanlar parti saflarından yeterli destek alamayarak ya partiden ayrılmayı veya ihracı göze almışlardı. O dönem, tıpkı Khairy gibi tüm ahlâki yılgınlıklarıyla parti içinde kalarak kendilerine zaman ve zeminin sunduğu imkânlarla hareket edenler ise 10 Mayıs günü farklı bir manzara ile karşılaştılar.

Aslında Khairy’nin bu eleştirisinin ardından parti içerisinde önemli bir hareketlenme oluşacağı ve eski kadroların yerine yenilerinin gelebileceği olasılığı kendini belirgin kılıyordu. Khairy, açıklamasının devamında, parti yapılaşmasındaki feodalizme vurgu yaparak, aslında muhalefet partileri ile aralarındaki ayrıma ve de dolayısıyla seçimde geniş toplum kesimlerinin niçin muhalefete yöneldiğinin de belki de istemeden altını çiziyordu.

Muhalefet partilerinin yaptığı etnik temelli bir siyaset anlayışının yerine, çoğulculuk üzerine inşa edilebilecek bir yapılaşmayı öngörmesiydi. UMNO yapılaşmasında ‘Malaylılık’ üzerine inşa edilen siyasetin artık toplumsal taleplere cevap vermediği aslında 9 Mayıs’tan çok daha önceleri ortaya çıkmıştı. Khairy gibi UMNO içerisinde genç bir politikacının bunu anlayabilmesi için ise 9 Mayıs seçim mağlubiyeti gibi bir tecrübe gerekiyordu. Khairy, yenilginin ardından yaptığı açıklamalarında Birleşik ‘Malay’ Ulusal Organizasyonu değil, Birleşik ‘Malezya’ Ulusal Organizasyonu’na evrilebilmenin önemine vurgu yapıyordu.

Siyaset ahlâkı sorgulamasına devam
Malezya siyasetinde 62 yıl boyunca hüküm süren ve etnik milliyetçi temele dayanan bir yapının, dönemin ruhunu yansıtmadığı epeyce bir süredir ortadadır. Öyle ki, parti erken dönem bağımsızlık yıllarının ve bölgesel şartların doğurduğu özelliklerle varlığını sürdürse bile, bunu diyelim ki, son otuz yıllık süreçteki gelişmeler bağlamında sürdürülebilmesi için artık pek de imkân kalmamıştı. Ancak 9 Mayıs’a kadar var olduğu meselesi ise, yukarıda Khairy’den alıntılayarak dile getirdiğim siyasi ahlâki duruşun yerini çeşitli boyutlarıyla ahlâksızlığın almasıyla alâkalıdır.

Başkanlık seçimi, UMNO’da feodal yapının devamı anlamına geliyor. Aslında Malay siyaset çevrelerinde bu denli kısa sürede büyük bir değişimi beklemek pek de mümkün olmadığından, oluşan bu tabloda şaşılacak bir durum yok. Bu noktada, 62 yıllık iktidarı sona eren UMNO’da yerleşik kadroların, en azından büyük bir bölümünün vazgeçilmesi pek de mümkün olmayan çıkarlar üzerine inşa edilmiş bir yapı içerisinde yer aldıkları unutulmamalı.

Ve parti üst kadrolarının bu yapılaşmayı ‘sadakat’ kavramıyla da şekillendiren ve Malay kitleler için bir anlamda var oluş olgusu olarak ortaya koyan anlayışının partinin merkezden kıra doğru yapılaşmasında değişime olanak tanımasının o kadar da kolay olmadığını ortaya koymaktadır. Bugün parti başkanlık seçimlerinde yerleşik lider kadronun değişmemesi, büyük bir seçim mağlubiyetinin ardından bile partililerin önemli bir değişime oldukça uzak olduklarını ortaya koymuştur. Bu durum, aynı zamanda Khairy’nin, “Hiç kimse parti içinde büyük bir problemimiz olduğunu kabul etmek istemiyor” sözünün geçerliliğine işaret ediyor.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder