28 Mart 2018 Çarşamba

Malezya’da tarihi seçim mücadelesine doğru / Towards a historical battle in Malaysian elections

Mehmet Özay                                                                                                                        28.03.2018

Malezya siyasetinde 14. genel seçimlerin ülkede bir dönüm noktası olacağına kesin gözüyle bakılıyor. Bu noktada, Birleşik Ulusal Malay Organizasyonu (UMNO) merkezli ulusal ittifak koalisyonunun altmış yıllık iktidarın devam edip etmeyeceği sorusu giderek güçlü bir şekilde gündeme getirilmesine neden oluyor. Seçimlerde popüler oyların çoğunu alarak iktidarı ele geçirme mücadelesinde ‘eski siyasetçiler’ arasında sürmesi, ne iktidar ne muhalefet kanadında yeni siyasal aktörlerin ortaya çıkmaması, özellikle genç nesillerin siyasetle aralarına mesafe koymalarına neden olması gibi ‘siyasal yabancılaşmaya’ dönük bir veçheyi de içeriyor. Bu bağlamda, iktidardan ümidini kesmekle birlikte, muhalefet partilerinin de ülkede arzu edilebilir bir yapılaşmayı sağlayıp sağlamayacağı konusundaki tereddütler genç seçmenlerin gündeminde yer işgal ediyor.

Bununla birlikte, ülke siyasal yaşamında gergin bir dönemin yaşanmasında, ‘köklü iktidar yapısının’ değişmesi konusunda muhalefetin ortaya koyduğu çabalara karşılık, hükümetin de mevcut statükonun değiştirilmemesi, aksine devamından yana açılımlar sergilemesi yatıyor. Ülkedeki bu iktidar mücadelesinin, bölge ülkelerinde ve küresel arenadaki siyasi gelişmelerle bağlantılı bir yönü de bulunuyor. Mevcut iktidar odakları uzunca bir süredir, Ortadoğu merkezli gelişmeleri gündeme taşıyarak Malezyalı seçmeni ‘güvenlik, ulusal birlik, ekonomik refah’ gibi, değerlerin koruyucusu olarak kendini göstererek, oyların iktidar koalisyonu partilerin dışına çıkmaması için çaba gösteriyor.

Muhalefet ise, yarım yüzyılı aşkın bir siyasi iktidarın varlığının demokratik değerlerle ne denli örtüştüğü ve bu uzun iktidar yıllarının getirdiği ‘çeşitli ağırlıkları’ gündeme taşımak suretiyle değişimin kaçınılmazlığa dikkat çekiyor. Bu noktada, Enver İbrahim’le yaptığımız bir mülâkatta söylediği gibi, yanı başındaki komşu Endonezya ve uzaktaki komşu Türkiye’de değişimin önünün açılmasına karşılık bu sürece reelde daha önce başlamış olan Malezya’nın, bu süreci şu ana kadar aşamamış olması, ülke siyasetinde -en azından muhalefet kanadında- bir handikap olarak değerlendiriliyor.  

İktidar ve muhalefet arasında siyasal kamplaşma yaşanırken,  her iki siyasi yapılaşmanın kendi aralarında da, ‘etnik temelli partilerin’ ittifakına dayanması nedeniyle farklı bir dinamik süreçten de bahsetmek mümkün. Kökleri ülkenin bağımsızlık öncesi yıllarına kadar giden, etnik temelli siyaset yapma biçiminin de ülkeye neler kazandırıp kazandırmadığının bir kez daha sorgulanmasını gerektiriyor. ‘Etnik temelli’ olduğu iddia edilen yapı içerisinde, her bir etnik yapının hem iktidar hem muhalefet içerisine serpiştirilmiş siyasi yapılanmaları, çoklu parçalı yapıların ortaya çıkmasına neden olmuş durumdu. Bu salt iktidar yarışında farklılaşma ve mücadeleyi körüklemekle kalmıyor, toplumsal yaşamın çeşitli alanlarında da bu ayrışmanın ciddi yansımalarını gözlemlemek mümkün.

Yakında yapılacak olan seçimleri ilginç kılan unsurlardan bir diğeri ise, düne kadar UMNO içinde mücadele vermiş, örneğin Dr. Mahathir Muhammed, Enver İbrahim, Muhyiddin Yasin gibi liderlerin muhalefet bloğu içerisinde yer almasının, UMNO ve ulusal ittifak kanadında bir zafiyet olarak beliriyor olmasıdır. Bu liderlerden Enver İbrahim’in 1998 yılında partiden ihracının ardından muhalefet liderliğine doğal denilebilecek bir süreçte yükselmekle kalmaması, aynı zamanda yapılan seçimlerde birbiri ardına başarı kazanmasının karizmatik siyasetçi tipine örnek olmaklığı kadar, UMNO’nun ‘derin yapılaşmasını’ bilmesinden kaynaklanıyor. 2013 yılı 5 Mayıs’ında yapılan 13. genel seçimlerde, Enver İbrahim gibi bir Malay politikacının muhalefet lideri olduğu bir ortamda, etnik Çinli seçmenin oylarını iktidardan muhalefet partilerine kaydırmasıyla artık ülke siyaset literatürüne geçmiş olan ‘Çin tsunamisi’nin yaşanmasına neden olmuştu.

Dr. Mahathir Muhammed ise, 2016 yılında dönemin UMNO genel başkan yardımcısı, başbakan yardımcısı ve Milli Eğitim Bakanı Muhyiddin Yasin’i yanına alarak, Malay etnik temelli ‘Malezya Yerli Birlik Partisi’nin (Parti Pribumi Bersatu Malaysia -Bersatu) kurulmasıyla öne çıkıyor. Dr. Mahathir’in UMNO’dan ayrılarak yeni bir parti kurması, 2015 yılında parti genel kurulunda başbakan karşısında yeni bir adayla çıkıp parti üst kademesinde değişiklik çabasının boşa çıkmış olması bulunuyor. En azından, bu gelişme, UMNO ile Dr. Mahathir arasında siyasi mesafenin açılması için önemli dönüm noktalarından biriydi.

Dr. Mahathir’in parti içerisinde liderlik değişiminin önünü açmaya yönelik bu yaklaşımının ardında, partinin dolayısıyla ülkenin iyi yönetilmediği konusunda güçlü kanaatlere sahip olması yatıyordu. Bu süreçte tetikleyici unsur, 2009 yılında, yani Başbakan Necib bin Rezzak’ın göreve başladığı yıldan itibaren uygulamaya konulan “1 Malezya Kalkınma Fonu”yla (1MDB) ilgili “mali icraatlardaki” gelişmelerin olduğunu söylemek abartı olmayacaktır. 92 yaşına gelmiş bir politikacının seçmenler üzerindeki etkisi ne olabilir sorusu haliyle gündeme getirilebilir. Ancak, Malezya’da Dr. Mahathir’in siyasi bir fenomen olarak halen güçlü bir konumda olduğuna şüphe yok. Bu noktada, 2004 ve 2009 yıllarında parti başkanlığı ve dolayısıyla başbakan değişimindeki rolünü hatırlamak gerekir.

Güneydoğu Asya krizinin tetiklediği 1997 ve 1998 yılında UMNO içerisinde ve hükümette yaşanan kriz ve Enver İbrahim’in partiden ihracıyla sonuçlanan gelişmeden yirmi yıl sonra bugün iki liderin yeniden yan yana geldiklerine tanık olunuyor. Bu yanyana gelme hakkında, nostaljik bir duruş olduğu yönünde bir yorum yapılabilir. Ancak yukarıda kısaca değinildiği şekilde, iki liderin yakın geçmişte muhalif siyasi bloklarda olmakla birlikte siyasetteki belirleyicilikleri, kendini şimdi kurulan muhalif ittifak koalisyonu içinde güç birliği şeklinde tezahür ettiriyor.

Hedefte altmış yıllık UMNO iktidarını yerinden etmek olması, etnik temelli siyasetin yapıldığı böyle bir ülkede, diyelim ki, Çinli ve Hintli etnik Malaylar başta olmak üzere Sabah ve özellikle Sarawak Eyaletleri’ndeki daha düşük popülasyonlara sahip etnik unsurlar için cazip bir durum arz edebilir. Ancak bugün Dr. Mahathir’in muhalefet bloğu içerisinde yer alması ve bu bloğun olası seçim zaferinin ardından başbakan adayı olarak isminin ilân edilmesi, kuşkusuz ki, Malay etnik seçmen kitlesi üzerinde bir siyasi yönelim farklılaşmasının kapısını aralayacaktır. 2013 yılındaki seçimlerde muhalefet, Çinli etnik seçmenin ‘tsunami’siyle izah edilen popüler oyların çoğunu almasına rağmen, iktidarı yakalamamıştı. Oysa, yakında yapılacak seçimlerde, bu sefer Dr. Mahathir faktörüyle, Malay etkin seçmen tsunaminin ortaya çıkması iktidarın kapısını sonuna kadar açılması anlamına gelecektir.

Zaten iktidar da, bugün parlamentodan geçirdiği seçim yasasıyla ilgili yeni düzenlemeyle, böylesi bir tsunaminin önünü almaya çalışıyor. Başbakan tarafından onaylanması beklenen bu yeni düzenleme, muhalefetin güçlü olduğu bazı bölgelerde, özellikle de başkent Kuala Lumpur’da seçmen dağılımlarını muhalefet aleyhine olacak şekilde yeniden düzenlenmesini öngörüyor. Yeni düzenlemenin kabul edilmesinin ardından, Başbakan siyasi bir müdahalenin söz konusu olmadığını söylerken, gerekçe olarak ise, seçmen kütüklerinin “eskimesinden”/”yenilenmesinin gerektiğini” dile getirdi.

Seçmenin bu yeni değişikliğe nasıl karşılık vereceğinin ise beklenip görülmesi gerekiyor. Bu noktada, acaba Malezyalı seçmen altmış yıldır iktidarda “eskiyen” siyasi kadroların ve de siyasetin yenilenmesi konusunda, sadece başkentte değil, ülke çapında alternatif cevaplar vermeye hazırlanıp hazırlanmadığı da dikkate alınmalıdır.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder