17 Haziran 2021 Perşembe

Malezya’da kovid-19 ve siyasal meşruiyet sorunu / Covid-19 and political legitimacy in Malaysia

Mehmet Özay                                                                                                                            16.06.2021

Malezya’da kovid-19’la mücadelede, bu ay başında alınan iki haftalık genel kapanma iki hafta daha uzatıldı. Başbakan Muhyiddin Yasin tarafından yapılan açıklamada, iki hafta daha uzatılan genel kapanma ile kovid-19’la mücadelede dört aşamalı mücadeleye başlandığına vurgu yaptı.

Öte yandan, Federal Sultan çeşitli siyasi parti başkanlarıyla geçen hafta yaptığı görüşmelerin ardından, yarın yani Çarşamba günü gerçekleştirilecek olan sultanlar konferansı adı verilen geleneksel toplantıda gündeme gelen konuları masaya yatırması bekleniyor.

Sorun sadece sağlıkla sınırlı değil

Malezya’da gelinen bu noktada, ülke genelinde sadece sağlık sorununun değil, mevcut hükümetin kovid-19’la mücadelede arzu edilen başarılı mücadeleyi sergileyememesi nedeniyle farklı toplum kesimlerinin ekonomik sorunlarla yüzleşmeye devam edeceği anlamı taşıyor.

Ülke genelinde görülen vak’a ve ölümcül vak’a artışlarının ardından mevcut hükümet 1 - 15 Haziran tarihleri arasında genel kapanma kararı almıştı.

Haziran ayı boyunca yaşanmakta olan genel kapanma, başbakanın talebi üzerine federal sultanın geçen Ocak ayında ilân ettiği olağan üstü hâl uygulamasının da kovid-19’la mücadelede yetersiz kaldığını ortaya koyuyor.

Ocak ayından bu yana yaşanan sürece ilâve olarak başbakanın dört aşamalı olduğunu söylediği mücadele nedeniyle faaliyetlerini yerine getiremeyen federal meclisin en erken Eylül veya Ekim ayında açılabileceği anlaşılıyor.

Federal sultan hükümet ilişkisi

Federal sultanın geçen hafta 18 siyasi liderle yaptığı görüşmelerin ardından, başbakan Muhyiddin Yasin’in genel kapanmayı iki hafta daha uzatma kararı ve bununla bağlantılı olarak dört aşamalı mücadele konusundaki açıklaması üzerinde dikkatle durulmayı gerektiriyor.

Başbakan’ın hükümet adına bu açıklamaları, Federal sultanın yarın yapılacak Sultanlar konferansından önce yapması, yarınki toplantıda bir anlamda hükümeti destekleyici bir kararın çıkabileceği öngörüsünü güçlendiriyor.

Geçen Ocak ayında da, o dönem çeşitli siyasi ve toplum kesimlerinden gelen tepkilere rağmen, yine başbakanın önerisiyle federal sultan olağanüstü hal kararına imza atmıştı.

Ülkede son bir buçuk yıldır yaşanan süreç, kovid-19’la mücadelede arzu edilen başarıyı getirmezken, sağlık sorunu kadar önemli bir toplum kesiminin ekonomik faaliyetlerini yerine getirememesinden kaynaklanan toplumsal huzursuzluk siyasal çevreler tarafından dillendirilmesi sonrasında Federal Sultan Abdullah Ahmet, liderlerle teke tek görüşmelerde bulunmuştu.

Parlamenter demokrasi (mi?)

Malezya’da geçen hafta yaşanan olağanüstü siyaset trafiği sonrasında, başbakan Muhyiddin Yasin hafta başında yaptığı açıklamada, ülkedeki parlamenter demokrasiye ve anayasal monarşiye vurgu yapması dikkat çekiciydi.

Kovid-19’un henüz etkisinin Malezya’da hissedilmediği bir dönemde, 24 Şubat 2020’de yaşanan sivil darbenin en önemli mimarlarından ve ardından 1 Mart 2020’de yeni hükümeti kurmak amacıyla federal sultan tarafından başbakan olarak atanan Muhyiddin Yasin bugüne kadar federal meclisten güven oyu sürecini işletmiş değil.

Muhalefet partilerinin bugüne kadar kovid-19’la mücadelede gündeme getirdikleri eleştirilerin temelinde açıkçası, bu demokratik olmayan süreç bulunuyor.

Öyle ki, toplumun önemli bir kesininin mevcut siyasi meşruiyet ortamında kurulu hükümete ve başbakana yönelik tepkilerinin hiç kuşku yok ki, hükümetin sözde aldığı belirtilen kovid-19’la mücadelenin de bugüne kadar gözlemlendiği üzere başarısızlığının temelini oluşturuyor.

Ekonomide sağlıksız gelişme

Federal sultan Ahmed Şah geçen hafta Çarşamba gününden başlayarak ülkenin önde gelen siyasi partilerinin başkanlarıyla tek tek görüşerek ülkede yaşanmakta olan ve ülke genelini kapsayan kovid-19 kapanma süreci ilânında gelinen noktayı görüşmüştü.

Söz konusu görüşmelerde sadece muhalefetin önde gelen liderleri değil, mevcut Ulusal İttifak (Perikatan Nasional-PN hükümetinin en büyük ortağı konumundaki Birleşik Malay Ulusal Organizasyonu (United Malay National Organization-UMNO) lideri Ahmed Zahid Hamidi tarafından da önemli eleştiriler gündeme getirilmişti.

Üstüne üstlük, federal sultanın verdiği bir demeçte, iki haftalık kapanmanın yarardan çok zarar getirdiği vurgusu ise üzerinde durulmayı hak ediyor.

Muhalefetin gündeme getirdiği eleştirilerin odağında ise, geçen Ocak ayından bu yana uygulanan olağanüstü hâle rağmen, kovid-19’la mücadelede arzu edilen başarının elde edilememesi bulunuyordu. Ardından, bu ayın başında ilân edilen ülke genelini kapsayan iki haftalık kapanma ise eleştirilerin dozunun artmasına neden oldu.

Hükümetin birbiri ardı sıra ilân ettiği ekonomi paketlerine rağmen, muhalefet yaşanan gelişmenin özellikle, dar gelirli kesimler açısından giderek olumsuzlaşmasına dikkat çekiyordu.

Bu nedenle, kapanma süreci yerine, halkın ekonomik faaliyetlerini yürütebilmelerine olanak tanıyacak farklı politikaların uygulanması çağrısı dikkat çekiyordu.

Aradan geçen süre zarfında yaklaşık 92 milyar Dolarlık kovid-19 ekonomi paketi ilân edilse de, toplumun belirli kesimlerinin bu gelişmeden pay alıp almadığının sorgulandığı da bir gerçek.

Öte yandan, başbakan Muhyiddin Yasin, Haziran ayı boyunca yaşanmakta olan genel kapanma nedeniyle ülke ekonomisinin her gün yaklaşık 250 milyon Dolar kayba uğradığını açıklaması ise, durumun vahametini ortaya koyması açısından dikkat çekici.

Umutlar Eylül veya Ekim’e kaldı

Başbakan Muhyiddin Yasin yaptığı açıklamada, kovid-19’la mücadelede yeni bir yaklaşım ortaya koyması, yaşanan siyasi ve toplumsal baskılarla açıklanabilir.

Buna göre, bugüne kadar uygulanan kapanmanın ardından günlük vaka sayısının 2000’in altına inmesi, hastahanelerde yoğun bakım ünitelerinde has sayısının azaltılması ve halkın yüzde 40’ının aşılanması geliyor.

Dört aşamalı bu plânın yürürlüğe girmesi kadar, bu aşamalarda geçirilecek zaman dilimi de önem taşıyor.

Söz konusu bu safhaların sona ermesi, vak’a sayılarının 500 ilâ 600 arasında seyretmesiyle mümkün olacağı anlaşılıyor. Bu durum, dünkü yani, Salı günkü vak’a sayısının 5419 olduğu dikkate alındığında, açıkçası Malezya’nın önünde önemli bir sürecin olduğuna işaret ediyor.

Bu noktada muhalefetin geçen haftaki görüşmelerde öne çıkardığı konulardan biri olan federal meclisin faaliyetlerine başlaması yönündeki kararlı tutumlarına rağmen, başbakanın açıkladığı dört aşamalı sürecin öngörülebilirliği dikkate alındığında, kararının daha üç-dört ay gündeme gelmeyeceğine işaret ediyor.

Başbakanın açıklamasında nihai başarı olmasa da, kovid-19’la mücadelede mesafe kat edileceği belirtilen süre, Eylül veya Ekim ayının sonu olarak gösteriliyor.

Kovid-19 sürecinden bu yana ülke ekonomisinin giderek daha da kötüleşmesi, yukarıda dikkat çekildiği üzere toplumun belirli kesimlerinin bundan daha çok etkilenmesi anlamı taşıyor.

Yarın yapılacak Sultanlar Konferansı’da yeni bir hükümet kurulması ya da Dr. Mahathir Muhammed’in geçen hafta önerdiği üzere, “Ulusal Operasyon Konseyi” (Mageran) yönetiminin ilânı kararı zor gözüküyor.

Bununla birlikte, federal meclisten onay almamış başbakan Muhyiddin Yasin ve onun başında olduğu hükümetle birlikte, ülkenin sembolik kurumu olan federal sultanlık makamında inandırıcılık noktasında zaafa uğraması kaçınılmaz gözüküyor.

https://guneydoguasyacalismalari.com/2021/06/16/malezyada-kovid-19-ve-siyasal-mesruiyet-sorunu-covid-19-and-political-legitimacy-in-malaysia/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder