9 Ocak 2012 Pazartesi

Arakanlı Müslümanların sesini duyan var mı?

Adil Yurtkuran/Endonezya/TİMETURK
                                                                                                                                               12Şubat2009

11 Şubat günü, Endonezya Cumhuriyeti Açe Eyaleti’ne bağlı Weh Adası Sabang limanında, Endonezya Deniz Kuvvetlerine bağlı karargâhta misafir edilen Arakanlı Müslümanları ziyaret eden ve İHH adına yardımları mültecilere ulaştıran partner kuruluş PKPU temsilcileri heyecanla karşılandı.     
Ziyarette, İHH’nın partner kuruluşu PKPU, İHH adına Türkiye’den ilk yardım faaliyetini gerçekleştirdi ve yiyecek malzemelerinden oluşan yardım, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı yetkililerinin gözetiminde mültecilerle doğrudan ilgilenen Endonezya Kızılhaç (PMI) yetkililerine devretti.      
‘Ne kadar kalacaklarını bilmiyoruz’     
Rudi adındaki Deniz Kuvvetleri yetkilisi, Cakarta yönetiminin mültecilerle doğrudan ilgilendiğini, buraya bir ekip gönderildiğini ve kimlik tespiti çalışmasının yapılmakla birlikte bununla ilgili bilgi veremeyeceklerini, ancak getirilen yardımları seve seve kabul edeceklerini belirtti. Rudi konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘Sabang limanında misafir edilen 193 mülteciden, 20’si Bangaldeş asıllı, geri kalan 173’ü Myanmar’ın Arakan bölgesinden gelenler. Genelde 20’li yaş ortalamasındaki mülteciler arasında 12 yaşında iki çocuk bulunuyor. En yaşlı mülteci ise 55 yaşında. Ayrıca, şu anda mültecilerin genel sağlık koşulları iyi, sadece M. Hasan adında 22 yaşında bir kişinin hastahanede tedavi altında. Mültecilerin daha ne kadar burada kalacakları konusunda belirsizlik devam ediyor. Burada yardım işini Endonezya Kızılhaç’ı (PMI) organize ediyor. Gelen yardımları kabul ediyoruz. Mültecilerin morallerini yüksek tutmak için her gün çeşitli programlar tertip ediyoruz. Ailelerini aramaları noktasında PMI’ın imkânları olmakla birlikte, merkezi hükümetten bu yönde izin çıkmadığı için ülkelerini arayamıyorlar.’     
M. Hasan’ı Hastahanede Ziyaret      
22 yaşındaki Hasan, tüberküloz hastası. Rahatsızlığının uzun süredir devam ettiğini belirten Hasan, ülkesi Myanmar’da gerekli tedavileri göremediğini ve bu yüzden hastalığının ilerlediğini söyledi. İki yıllık bir yüksek okulda bilgisayar bölümü birinci sınıf öğrencisi olduğunu ifade eden Hasan, zor koşullar altında deniz yolculuğu yaptıklarını ve ölüm tehlikesi ile karşı karşıya kaldıklarını belirtti. Hasan sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Myanmar’da Müslümanlar baskı altında. Müslüman olduğumuz anlaşıldığında hemen ayrımcılığa tabi tutuluyoruz. Bu baskılardan kurtulmak amacıyla başka ülkeye iltica amacıyla ülkemizi terk ettik. Yaklaşık 600 kişi dört teknede denize açıldık. Tayland sınırlarına girdiğimizde yetkililer bizi karaya çıkarttı. Ülkeye girmemize izin vermediler ve yeniden okyanusa bıraktılar. Böylece dört tekne farklı yönlere hareket etmeye başladı. Bizim teknemiz, doğudan esen rüzgarla Weh Adası açıklarına geldi.’     
Umuda Kulaç Atış     
Aralık ayının sonlarında Myanmar’daki zor koşullar nedeniyle dört balıkçı teknesi ile ülkelerini terk eden Arakanlı Müslümanlar uzun bir deniz yolculuğu sonunda Endonezya Cumhuriyeti’nin en batısındaki Weh Adası’nda karaya çıktılar. Yolculukları sırasında Tayland sınırlarına girdiklerinde Tay güvenlik güçlerince alıkonulan ve işkenceye uğradıklarını belirten Müslümanlar daha sonra yeniden okyanusan bırakıldıklarını ve dört teknenin farklı istikametlerde okyanusta sürüklendiğini ifade ettiler.      
Mültecilerin Weh Adası’nda umuda uzanışları Açeli balıkçılar sayesinde oldu. 7 Ocak 2009 tarihinde, sabah erken saatlerde okyanusa açılan Ujang ve Mahmud adlı iki Açeli balıkçı karadan 12 mil açıkta sabah saat 7.30 sularında küçük bir tekne içerisinde yüzlerce kişi ile karşılaştı. Günlerdir açlık ve susuzluk içerisinde okyanus dalgalarında hayatta kalma mücadelesi veren Müslümanlar yardım çağrısında bulundu. Bundan sonrasını Ujang adlı balıkçıdan dinleyelim: ‘Denizin ortasında sıradan bir balıkçı teknesinde yüzlerce kişiyle karşılaştık. Bizden yardım istediler. Kalabalık olduklarından ilk anda yaklaşmaktan korktuk. Yanımızdaki su ve yiyecekleri onlara verdik. Bu arada üç kişinin durumu ağırdı. Telefonla bağlı bulunduğumuz Deniz Müdürlüğü’nü arayıp gelişmelerden haberdar ettik ve tekneyi limana çekme izni aldık. Biz iki tekne içinde dört kişiydik. Myanmarlıların bulunduğu tekneyi halatla bağlayarak çekmeye başladık. Yaklaşık dört saat sonra saat 11.000 sularında Sabang limanına vardık.’     
Uluslararası Kuruluşlardan Yardım     
Yaklaşık 40 gündür Sabang Limanı’nda Deniz Kuvvetlerine bağlı karargâhta Endonezya Kızılhaç’ı tarafından kurulan çadırlarda yaşayan mültecilere ilk yardım Açeli halktan geldi. Kısa sürede, bölgedeki devlet kurumları devreye girerek mültecilerin sağlık ve gıda sorunları çözüme kavuşturuldu. Sabang Belediye Başkanı Münavvar Liza’nın ziyaret ettiği mültecilere aynı zamanda, Sosyal İşler Müdürlüğü, Uluslararası Mülteciler Örgütü (IOM) ve Katar Şeyh Eid Vakfı yardımda bulundu. Ancak, gerek siyasi gerekse insani açıdan acil yardım bekleyen mültecileri Endonezyalı yetkililerin ve kurumların uzun süreli bakması zor. Bu nedenle Endonezyalı yetkililer IOM ve UNHCR gibi kurumlardan yardım talep ediyor. Gözlemciler, Açe’de faaliyet gösteren Türk Kızılay ofisinin mültecilere yardım konusunda girişimde bulunup bulunmayacağının henüz bilinmediğini belirttiler.     
Myanmarlı Mülteciler Sorunu ASEAN’da     
Uzun süredir Güneydoğu Asya’da sorun olmaya devam eden Myanmar siyasi yönetiminin baskıcı uygulamaları bölge ülkeleri arasında kaygıyla izleniyor. Son dönemde, peşpeşe mülteci gruplarının Endonezya sınırlarında karaya çıkması sorunu bir kez daha gündeme getirdi. Uzmanların ifade ettiğine gire, Endonezya hükümeti, şu ana kadar mülteciler sorununa cevap bulamazken, IOM, UNHCR gibi uluslararası kuruluşlardan da -en azından bugüne kadar- yeterli destek bulamadı. Mülteci sorununun önümüzdeki günlerde düzenlenecek ASEAN toplantısında gündeme gelmesi bekleniyor. Bununla birlikte, Arakanlı Müslüman mülteciler sorununun gündeme geldiği Ocak ayında İslam Konferansı Örgütü Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanloğlu 27 Ocak 2009 tarihinde yazılı bir açıklama yaparak, Tay görevlilerinin mültecileri ülkeye kabul etmeyerek okyanusa geri göndermelerini eleştirmiş ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR)’ni gibi uluslararası kuruluşları göreve davet etmişti. Dünyanın çeşitli bölgelerinde siyasi ve insani sorunlarla karşı karşıya kalan Müslümanlarla ilgili politikalar geliştirmekte olan İslam Konferansı Örgütü’nün bu konuda aktif olarak neler yapacağı ise merak konusu. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder