30 Ocak 2024 Salı

Malezya’da bir döneminin sonu / The end of an era in Malaysia

Mehmet Özay                                                                                                                            30.01.2024

Malezya’da, federal sultanlık makamında bulunan Pahang Sultanı Abdullah’ın görev süresi bugün sona eriyor.

64 yaşındaki Sultan Abdullah, Şubat ayıyla birlikte, Malezya Federasyonu’nda Feredal Sultanlık görevini Johor sultanlık makamında bulunan 65 yaşındaki Sultan İbrahim’e devretmiş olacak.

Son beş yılda yani, 2019 yılında bu yana, Malezya Federasyonu’nda ‘federal sultan’ unvanıyla, ülkenin sembolik de olsa başında bulunan Sultan Abdullah’ın dönemi, ülke siyasal yaşamındaki değişimlerle birlikte anılmayı hak ediyor.

2020 ve 2022 yılları arasında, üç hükümetin kurulmasını ve bu anlamda, üç başbakan atayan Sultan Abdullah salt bu süreçle bile ulusal tarihte yerini aldığını söylemek gerekiyor...

Bugünkü iktidar ve tarihi görev

2022 seçimlerinin ardından, halkın, iktidarı bir tek siyasal gruba vermemeis, iktidarın oluşumunda siyasi karar süreçlerinin öne çıkmasını sağlarken, ülkede sembolik rol’üyle bilinen Federal Sultanlık kurumu süreci yönetmesiyle önemli bir girişimde bulundu.

Son birbuçuk yılı aşkın süredir ülkeyi yöneten ‘Birlik Hükümeti’ni (Unity Government), Sultan Abdullah’ın siyasi yaklaşımının bir ürünü olarak görmek gerekiyor.

Sultan Abdullah, ülke modern tarihinde ‘olağandışı’ sayılabilecek bir ‘demokratik’ incelikle hükümetin kuruluşunun mimarı olarak ortaya çıktı.

Hükümetin kuruluşu kadar, hükümetin kimin kurduğu da en az birincisi kadar önemliydi...

Seçim sonuçlarına göre, iki ana koalisyon bloğunun çoğunluğu sağlayamamasına rağmen, Umut Koalisyonu’nun (Pakatan Harapan-PH), parlamentoda daha fazla milletvekili çıkarması ile başbakanlık görevi Enver İbrahim’e tevdi edildi.

Umut Koalisyon’un kurucu unsuru PKR olmasına rağmen, parlamentoda en çok milletvekili çıkaran koalisyon üyesinin Demokratik Eylem Partisi (Democratic Action Party-DAP) bazı çevrelerde ‘Çin’ nüfuzunun öne çıkması olarak değerlendirilmesini yine ülkenin kendine özgü toplumsal ve siyasal balğamında ele almak gerekiyor.

Bu ‘hassas’ duruma karşın, Sultan Abdullah’ın ‘Birlik Hükümeti’ kuruluş sürecinde Umut Koalisyonu üyesi DAP’ın varlığını bir ‘engel’ olarak görmemesi onun, demokratik eğilimlerinin ve yaklaşımının bir ifadesi olarak değerlendirilmelidir.

Sultan’dan “istikrar” vurgusu

Sultan Abdullah, kısa bir süre önce kendisiyle yapılan mülakatta, “ülkede siyasal istikrar” vurgusu dikkat çekiyordu.

Federal Sultanlık görevi sona ermekte olan Sultan Abdullah’ın mülakatta öne çıkan bu söylemi aslında, Malezya siyasetinin son beş yılının ne denli önemli olduğuna vurgu kadar, bundan sonraki sürecin de ne denli kritik bir dönem olacağına işaret ediyor.

2018 yılı sonlarında yapılan 15. genel seçimleriyle birlikte, modern Malezya Federasyonu’nda siyasal yaşamda büyük değişikliklerin izleri görülmeye başlanmış ve ardından, ortaya çıkan siyasi hareketler, Federal Sultan Abdullah’ın da içinde yer aldığı yeni kararların alınmasını gerekli kılmıştı.

O dönem, kaleme aldığımız detaylı yazılarla süreci paylaşmıştık. Bunları bir kez daha burada tekrarlamaya gerek yok...

Sultan Abdullah’ın “siyasal iktidar” vurgusu, gizli-açık onun ülke siyasal yaşamını yeniden ve hiç de beklenmedik şekilde yapılandırdığını da ortaya koyuyor.

Sultan, mülâkatta da dikkat çektiği üzere, 2022 yılı sonunda yaşanan genel seçimlerin ardından ortaya çıkan hassas siyasal süreci yönetebilme becerisi göstermesiyle gayet önemli bir görev icra etti.

Ve bugün ülkeyi yöneten siyasi yapıyı, ‘istikrar’ ve ‘ahenk’ sıfatlarıyla zikretmesi Sultan’ın, bu süreçte aldığı kararların ne denli haklı olduğunu da ortaya koyuyor.

Bugünkü hükümetin mimarlarından olan Sultan Abdullah’ın, son dönemde basında çıkan ve mevcut hükümete yönelik yeni bir siyasi girişim olarak aktarılan ‘Dubai Hareketi’yle ilgili bilgisi olmadığını söylerken, böylesi girişimlere tevessül edenleri hedef alacak şekilde, “Bırakalım, mevcut hükümet ülkeyi yönetsin... Dar görüşlü olmayalım...” söylemi gayet önemliydi.

Bu söylem, demokratik yollarla seçilmiş bir hükümetin devamlılığının hem siyasal etik, hem de mevcut ulusal ve uluslararası gelişmeler karşısında gayet rasyonel olduğunu ortaya koyuyor.

2022 ve yeni dönem

2022 seçimlerinin ardından, iki ana koalisyon bloğunun çoğunluğu sağlayamamasına rağmen, Umut Koalisyonu’nun (Pakatan Harapan-PH), parlamentoda daha fazla milletvekili çıkarması ile başbakanlık görevi Enver İbrahim’e tevdi edilirken, iktidarın hangi siyasi koalisyonla oluşturulacağı konusunda gayet dikkatlice gerçekleştirilen toplantılar silsilesinin baş aktörü Sultan Abdullah’dı.

Bu görüşmelerin ardından, ülkenin son çeyrek yüzyılında iki ana akım siyasi hareket olarak ortaya çıkan ve birbirlerine muhaliflikleriyle bilinen Halkın Adaleti Partisi (Partai Keadilan Rakyat-PKR) merkezinde olduğu Umut Koalisyonu ile Ulusal Cephe koalisyonun atardamarı hükmündeki Birleşik Malay Ulusal Organizasyonu (United Malay National Organization-UMNO) arasında varılan anlaşma ile adına ‘Birlik Hükümeti’ denilen siyasi yapı kuruldu.

Gerek iç, gerekse uluslararası çevrelerde büyük bir değişime işaret eden bu yeni koalisyon iktidarının varlığına yönelik alternatif arayışlarının, daha ilk günden itibaren ortaya çıktığını söylemek yanlış olmayacaktır.

Bu anlamda, bu süreci bir süprriz değil, aksine Malezya siyasetinin dinamiklerinin bir sonucu olarak ele almak ve değerlendirmeleri bu bağlamda yapmakta yarar var.

Bugün adına, “Birlik Hükümeti” denilen yapının mimarı hiç kuşku yok ki, Sultan Abdullah. Sultan’ın özellikle, PKR ve Umut Koalisyonu bloğunun lideri konumundaki Enver İbrahim’e hükümeti kurma şansı vermesini demokratik teamül olarak değerlendirmek gerekiyor.

O dönem itibarıyla, farklı alternatif hükümet modellerinin olabileceği dillendirilse de, halkın çoğunluğunun oyunu alan Umut Koalisyonu’na öncelik tanımasıyla Sultan Abdullah, önemli bir tarihi karara imza atmış oldu.

Covid’li dönem ve siyasi arayışlar

Hatırlanacağı üzere, 2019 yılı, 2. Dünya Savaşı sonrasında küresel toplumu etkileyen Covid 19’un etkisini hissettirmeye başladığı yıl olarak biliniyor.

Her ne kadar, Covid 19, Çin’de neşet etse de, Güneydoğu Asya ülkelerinden önce Batı Asya ve ardından, Batı ve Güney Avrupa ile Kuzey Amerika’da etkisini göstermesiyle dikkat çekmişti.

Malezya, tıpkı diğer Güneydoğu Asya ülkeleri gibi pandemiyi görece geç dönemde ve daha az hasarla atlatan ülkeler arasında yer alıyordu.

Bununla birlikte, 2019 yılı, aynı zamanda Malezya için 2018 yılında yapılan 15. Genel seçimlerin ardından, o dönem itibarıyla Enver İbrahim’in merkezinde bulunduğu Umut Koalisyonu (Pakatan Harapan-PH) iktidar oldu.

Bu seçim zaferi 1999’dan itibaren başlayan Reform Hareketi’nin (reformasi) verdiği siyasi mücadelenin bir anlamda nihayette iktidarı koalisyon gücüyle ele geçirmesi anlamı taşıyordu.

Bu iktidarın kazanılmasında, hiç kuşku yok ki, yine o dönem UMNO içinde yaşanan elitler mücadelesinde Dr. Mahathir Muhammed’in Muhyiddin Yasin ve diğer bazı isimlerle birlikte partiden ayrılmasının ve Umut Koalisyonu’yla iktidar için ittifak yapmasının da önemini dikkate almak gerekiyor.

2018 yılı sonunda yapılan seçimler, o dönem tarihiyle 61 yıl boyunca aralıksız yöneten Ulusal Cephe (Barisan Nasional-BN) ve bu koalisyon bloğunun en önemli kurucu unsuru olan UMNO’nun hakimiyetinin sona erdiği anlamına geliyordu.

Dr. Mahathir’in ikinci başbakanlık dönemiyle başlayan ve yerine, Enver İbrahim’in ne zaman geçeceği konusunda tartışmalar sürer ve bu sürecin ülkenin geleceğini nasıl belirleyeceği konusunda tartışmalar yapılırken, Sheraton Girişimi adıyla alınan siyasi hareket, yirmi iki ay sonra Umut Koalisyonu hükümetine son verip, yeni bir hükümetin Bersatu-UMNO-PAS ve diğer bazı küçük partilerin koalisyonun oluşumuna sağladı.

Federal Sultan Abdullah’ın ülke siyasal yaşamına etkisini tam da, bu noktada değerlendirmek gerekiyor.

Kanımca, Sultan Abdullah, meşru hükümeti hedef alan siyasi girişimler karşısında sürece doğrudan müdahale etmezken, bu sürecin demokratik olmadığının da farkındaydı. Ancak, ‘kendilerine destek veren milletvekilleri listeleriyle’ huzuruna gelen siyasetçiler karşısında, eğilimlere göre hareket etmeyi yeğledi.

Bu süreçle ilgili olarak halk katmanlarında ortaya çıkan huzursuzlukları hissetmemesi mümkün olmayan Sultan Abdullah, 2022 seçimlerinde tek başına hükümet kurma imkânı bulamasa da, muhalefet lideri Enver İbrahim’e yeni hükümeti kurma imkânı tanımasıyla demokratik teamülü güçlü bir şekilde gündeme taşımasını bildi.

Sultan Abdullah’ın bu beş yıllık federal sultanlık dönemi, modern Malezya siyasal tarihinde önemli bir dönem olarak hatırlanacağına kuşku yok.

https://guneydoguasyacalismalari.com/malezyada-bir-doneminin-sonu-the-end-of-an-era-in-malaysia/

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder