14 Mart 2023 Salı

Malaya’da Hıristiyanlık: Bukit Mertejam’da bir açık din müzesi olarak Aziz Anne Kilisesi / Christianity in Malaya: St Anne Basilica as an open religion museum in Bukit Mertejam

Mehmet Özay                                                                                                                            15.03.2023

Hıristiyanlığın, genel itibarıyla Malay dünyasında karşılık bulmadığı konusu, bölge tarihi çalışmaları yapanların ortak kanaatidir.

Bu yaklaşım, salt sıradan bir ifade olmanın ve de tekrarlanmanın ötesinde halen araştırılmaya değer bir konudur.

Bununla birlikte, Hıristiyanlığın bölgedeki varlığının, özellikle kilise, misyoner okulları ve bu kurumların mekân-mimari bağlamlarında kayda değer bir görünürlük taşıdığı da bir o kadar gerçek.

Bu gerçekliğe, Aziz Anne kilisesi ve mekânı üzerinden aşağıda kısaca ele alacağım…

Malaya’da Hıristiyanlık

Günümüzde Malaya Yarımadası’nda veya bugünkü Malezya’da Hıristiyan kurumsal yapılarının varlığı bir anlamda Batı Avrupa sömürgeciliğine parallel olarak başta Malaka, Penang, Cohor gibi eyaletlerde tanık olunuyor.

Bu tanıklığı teyit eden küçük bir “not”, aşağıda tasvir edeceğim kompleksin idari bölümündeki bir ilânda yer alıyor…

Kilise adamı (rahip) açığının Malezya’daki Hıristiyan kurumsal yapısı bünyesinde de olduğunu ortaya koyan ilân, bekâr erkek inananları rahip olmaya davet ederken, adayların Malaka, Cohor, Kuala Lumpur ve Penang Piskoposlukları’na (Diocoese) başvurabilecekleri belirtiliyor.

İngiliz sömürge döneminde Welleyley adıyla da anılan Penang Adası ve Ada’yı çevreleyen bölgede bugün, Bukit Mertejam yakınlarındaki Katolik mezhebine ait ve Aziz Anne Basilikası (Minor Basilica of St. Anne) adını taşıyan devasa bir kompleksin varlığı gayet şaşırtıcı bir nitelik taşıyor.

Mekândaki ikinci küçük mabedin (chapel) inşa tarihinin 1865 olduğu dikkate alındığında, bölge için önemli bir tarihi döneme işaret ettiği anlaşılır.

‘Basilika’ kavramının içerdiği üzere bu kompleksteki irili-ufaklı açık ve kapalı mekânlardaki ibadete ayrılan alanlar, Hz. İsa’nın son günlerini ve aynı zamanda o günlerde ona eşlik edenleri temsil eden heykeller, buranın bir açık hava ‘din müzesi’ niteliğinde olduğunu ortaya koyuyor.

Bu kompleksin, bölgede Hıristiyanlığın bugüne kadar gördüğüm en geniş alanda temsil edildiği bir mekân olduğunu söylesem yanılmış olmam…

Aziz Anne Basilikası ya da Malaya’daki Kudüs

Malay Yarımadası’nın Batı sahil şeridinde, Güney-Kuzey istikâmetindeki otoban güzergâhının Wellesley bölümünde -ki bugün daha çok Sebarang Perai adıyla anılıyor- yol, Bukit Mertejam ve Penang Adası ayrımını oluşturuyor.

Bukit Mertejam ile eski yerleşim yerlerinden biri olan Kulim arasında yaklaşık on kilometre mesafede, Kulim Caddesi üzerindeki mevkide yer alan Aziz Anne Basilikası (Minor Basilica of St. Anne), bölgeye yabancı olanları şaşkına uğratacak şekilde geniş bir alana yayılmış ve çeşitli hizmet binalarıyla bölgede varlığını hissettiren bir dini kompleks hüviyetinde.

Basilika’ya, Hz. Meryem’in annesi Aziz Anne’nin adının verilmesi, aslında Hz. İsa öncesinden başlayan bir dini-tarihsel sürece gönderme yapıyor.

Doğu’lu Hz. İsa

Basilika’nın ana kapısındaki tabelada, Katolik kilisesi amblemi ile cemaatin etnik ve linguistik karakterini ortaya koyacak şekilde Mandarince, Tamilce ve İngilizce ifadeler yer alıyor.

Komplekin farklı bölümlerindeki Hz. İsa’yı ve yakınında bulunan ve ona karşı son görevlerini ifa eden kişileri tasvir eden heykellerdeki kişilerin ten renklerinin kahverengiye çalması, herhalde Katolik misyonerlerin bölge toplumları ile bir ‘benzerlik’ kurma çabasının ifadesi olsa gerek…

Her ne kadar, Malayca bölgede ortak dil, Malay etnik yapısı kayda değer bir nüfusu oluştursa da, tabelâda Malaycaya rastlanmamasının gayet anlamlı bir yönü bulunuyor. Tabelâda ayrıca, bu geniş kompleks içinde cemaatin ve ziyaretçilerin nasıl davranacağına dair semboller bize Katolik Ortodoks etiğinin varlığını hatırlatıyor.

Belki de, sıradan denilebilecek ve aralarında giyim-kuşamdan, yüksek sesle bağırmaya; dilencilikten evcil hayvan gezdirmeye kadar çeşitli görsel ifadelerin dikkat çekici bir şekilde yerleştirilmiş olması, bölgenin maneviyatına halel getirecek unsurlardan arındırılmasındaki ciddiyeti ve niyeti ortaya koyması açısından önem taşıdığını söyleyebiliriz.

Daha komplekse girmeden uzaktan dikkat çeken unsurlar arasında dev çan kulesi, yaklaşık yüz metre ilerideki tepe yamacına yerleştirilmiş dev Haç’lar, sağ tarafta 25 basamaklı merdivenle çıkılan ve Anglikan mimarisine benzerliğiyle dikkat çeken kilise ve hemen yanında okul olarak kullanılan bina ile sol tarafta geniş cemaat için yapıldığı anlaşılan ve dış cephesinde Mandarince ifadelerin yer aldığı bir diğer kilise bulunuyor.

Bunların yanı sıra, geniş meydanın farklı bölgelerine konumlandırılmış olan ve her biri, Hz. İsa’nın Çarmıha gerildiği “son günü” anlatan heykelleri belki de, bu komplekse özgün değerini katan en önemli unsurlar olarak kabul etmek gerekir. 

Tepeye doğru kıvrıla kıvrıla çıkan iki yandaki merdivenlerin etrafındaki, gayet büyükçe Haç’lar sanki burasının mezarlık olduğunu akla getiriyor. Ancak değil…

Yavaş yavaş yukarıya doğru yol alırken, bu Haç’ların ne anlama geldiği sorusu akla gelirken, aslında tepenin üst noktasındaki Kudüs’teki Yahudilerin ‘Ağlama Duvarı’nı andıran, hemen önünde yarım daire şeklindeki mekân ile Çarmıh’a gerilmiş Hz. İsa heykeli buranın, kompleks içinde gayet özel bir mabed işlevi gördüğünü ortaya koyuyor.

Tepeye çıkarken karşılaşılan dev bir kayanın üstüne yazılmış olan “on emir” başta olmak üzere, yol boyunca her bir Haç’ın aslında yukarıdaki tapınağa ulaşana değin, inanan Hıristiyan mümini nedamete davet eden unsurlar olduğunu söyleyebiliriz.

Bu geniş mekân içerisindeki çeşitli unsurların, zaman zaman restore edildiğini ortaya koyan ifadelerden biri, 2008 yılında Paris Katolik Dış Misyonu (Les Missions Etrangeres de Paris) birimince gerçekleştirilen yapı oluşturuyor.

Malay-dışı Hıristiyanlar

Tüm unsurlarıyla Basilika’nın halen işlevselliğini devam ettirdiği ortada. Bunda, Wellesley bölgesinin özellikle, 1786’dan itibaren başta Hindistan ve Çin’den önemli dış göç almasının etkisi gayet dikkat çekici.

Genel nüfus içerisindeki bu dış göç yapısının, İngiliz sömürge yapısının seküler idaresi ve bu yapı ile şu veya bu şekilde ilintili çeşitli misyoner oluşumlarının bölgede ulaştıkları toplumsal grupları oluşturuyordu.

Bugüne kadar, yaklaşık sekiz/dokuz nesil boyunca Hıristiyanlığın bu unsurlar üzerinden devam ettirilmesi ve göç yapılaşmasının özellikle 19. yüzyılda giderek artış göstermesi Bukit Bertejam, Wellesley bölgesinde Aziz Anne Basilikası’nın önemli bir dini-kültürel işlev görmesine olanak tanıdığı anlaşılıyor.

Hıristiyanlığın Doğu Takımadaları’nda yayılma serüveninde seküler yönelimine ragmen, sömürge yönetimlerinin işlevi kadar, farklı misyoner kurumlarının varlığı belirleyici olmuştur.

Her ne kadar, geniş Malay toplumu içinde Hıristiyanlık kabul görmese de, Malaya topraklarında özellikle sahil şeritlerindeki şehir ve kasabaların bölgesel ve küresel işlevi zamanla Hindistan ve Çin gibi çeşitli coğrafyalardan göç unsurlarını ortaya çıkarmıştır.

Özellikle, eğitim başta olmak üzere toplumsal gelişme/kalkınma noktasında sömürge yapısına bağımlı olan göç unsurları aynı zamanda Hıristiyan misyonerliğinin ulaştığı toplumsal grupları teşkil etmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder