15 Kasım 2019 Cuma

Malezya’da 1MDB davası ve siyasal reform çabaları / 1MDB process and attempts for political reform in Malaysia


Mehmet Özay                                                                                                                         16.11.2018

Malezya’da, 2018 yılı Mayıs ayında yaşanan iktidar değişikliğinden bu yana geniş kesimlerin beklediği reform sürecinin başlayıp başlamadığı veya ne düzeyde olduğu sorusu tartışmaya açıktır. Bu duruma sebep olarak bazı yapısal nedenler ileri sürülebileceği gibi, uzun bir geçmişte biriken sorunların kısa bir sürede çözüme kavuşturulabilmesinin zor olmasıyla da ilintili.

Bazı gözlemcilerin ifade ettiği üzere, Umut Koalisyonu (Pakatan Harapan-PH) içinde yaşanan bazı huzursuzluklar kadar, muhalefetteki UMNO-Pas ittifakının, bazı hassas konular üzerinden iktidar üzerinde toplumsal baskı kurmaya çalıştığı yönünde bir yaklaşım bulunuyor.

Bununla birlikte, ülkede temiz toplum, adalet, refahın paylaşımı gibi konuların hepsinin içinde bulunduğu ve bu anlamda kilit noktalarından birini hiç kuşku yok ki, 1 Malezya Kalkınma Fonu (1 Malaysia Development Berhad-1MDB) ile ilgili yargılama süreci oluşturuyor.

Ancak süreçte, 1MDB yan kuruluşu uluslararası fon sağlayıcı SRC ve 1MDB üzerinden sabık Başbakan Necib bin Rezzak’ın kişisel hesaplarına gönderildiği iddia edilen toplam 2.3 milyar Malezya Ringgit bulunuyor. Savı Gopal’ın ifadesiyle bu süreçte Necib bin  Rezzak’ın hesaplarına giden 681 milyon dolar! Bu çerçevede, Necib bin Rezzak toplam 25 suçlama, 21 kez para aklama ve 4 kez de görevini kötüye kullanma iddiasıyla yargılamaya konu oluyor.

Bir dizi usulsüzlüklere ve yolsuzluklara konu olan 1MDB’de dair yargılama sürecinde, yargı makamı bugüne kadar sorgulamaya konu olan hususları mahkemeye taşıdı. 12 Kasım’da ise, sanık konumundaki Necib bin Rezzak’ın avukatlarınca savunma süreci başladı. Bu sürecin kısa sürmeyeceği ve tahminlere göre yeni yılın başlarına kadar devam etmesi bekleniyor.

Sabık başbakan Necib bin Rezzak, eşi ve üvey oğlu başta olmak üzere, bazı üst düzey UMNO yetkilileri ile bürokratları içine alan yolsuzluklar konusunda yargılamaların uzaması toplumda adalet duygusunun tesisi konusunda endişeleri gündeme getirmiyor değil.

UMNO merkezli Ulusal Cephe (Barisan Nasional-BN) iktidarının 2018 Mayı ayında yapılan 14. Genel seçimleri kaybetmesi 1MDB yolsuzluklarıyla doğrudan ilintiliydi.

Geniş toplum kesimlerinde tepkiyle karşılanan söz konusu yolsuzluk ve usulsüzlükler 2015 yılında kamuoyunun gündemine düşmesinden itibaren başlayan yasal süreç, o dönemki başbakan ve maliye bakanı Necib bin Rezzak’ın ve konuyla ilgili çevrelerin müdahaleleriyle üstü örtülmeye çalışılmıştı. Bu noktada, bu sürecin en önemli adımları savcılık ve yolsuzlukla mücadele kurumunun başındaki yetkililerin görevlerinden alınması olmuştu.

Özellikle, 2018 yılı Mayıs ayında yaşanan iktidar değişikliğinin ülkede kapsamlı reformlar anlamına geldiği ve bu nedenle ‘Yeni Malezya’ olgusunun gündeme geldiği hatırlandığında, bu sürecin en önemli aşamalarından birinin 1MDB davası olduğu açık seçik ortada.

1MDB

Oldukça karmaşık ve uluslararası ilişkiler ağı içerisinde gerçekleşen 1MDB yolsuzlukları ile ilgili en önemli iddia, Malezya ve ABD’deki yargılama süreçlerine de olan 4.5 milyar doların yanlış yönetildiği, bir dizi suistimal ve yolsuzluğa konu olduğu yönünde. Bu gelişmelerin Malezya ayağında ise, söz konusu suistimaller ve yolsuzluk konusunda söz konusu meblağın bir bölümünün sabık Başbakan Necib bin Rezzak’ın çeşitli banka hesaplarına gönderilmesi oluşturuyor.

1MDB’nin kurumsal olarak yalnız olmadığı, SRC, Goldman Sachs, Aabar Investments PJS gibi diğer bazı fon sağlayıcı uluslararası kurumların da bu süreçte yer aldığı ortada. Malezya için bu sürecin ekonomik bir sorun anlamına gelmesinde ve hatta bugün bir ekonomik kriz yaşamasının nedenlerinden biri olarak Malezya Maliye Bakanlığı bu fona sağladığı güvence nedeniyle kaybedilen paralar olduğu görülüyor. Yukarıda zikredilen fon sağlayıcı kuruluşlara devlet güvencesiyle Malezya kamu çalışanları fonundan 4 milyar Malezya Ringgitin sağlanması dikkat çekici.

Bu fon sağlama süreçlerinde aracı olanlar üzerinden belli bir miktarın sabık başbakan Necib bin Rezzak’ın kişisel banka hesabına yatırıldığı iddiası ise en önemli konuyu oluşturuyor. Necib bin Rezzak’ın bu gelişmelerden haberim yok demesinin nedenlerinden biri ve hatta 2015, 2016 sürecinde konu gündeme geldiğinde, kişisel banka hesabına bazı meblağların Suudi Arabistan siyasetinin üst düzey isimlerinden hibe olarak verildiğini söylemesiyse, işin uluslararası boyutunun karmaşıklığının bir başka ifadesi.

Yüzyılın yolsuzluğu olarak adlandırılan vak’ada, fon oluşturulması sürecinde rol alan aktörlerin aldıkları yüzdeler, şu anki yargılama sürecinde yer alan kişi/lerin en azından bir bölümüyle, örneğin sabık başbakan Necib bin Rezzak’la doğrudan ilintili. Yargılanmakta olanların banka hesaplarına kanalize edilen meblağları sağlayanlar  arasında bulunan ve adı finansör olarak geçen Çin asıllı Jho Low olarak da bilinen Low Taek Jho.

Tecrübeli savcı Gopal

1MDB ile ilgili verilerin toplanmasının ardından, 28 Ağustos 2019’da başlayan mahkeme sürecinde  tecrübeli savcı Gopal Sri Ram, sabık başbakan Necib bin Rezzak’ın 2011 ve 2014 yılları arasında 2.28 milyar Malezya Ringgitinin yasa dışı yollardan banka hesaplarına aktarıldığı ve aynı zamanda kara para aklamaya karıştığını ifade etmişti.

Necib bin Rezzak, yargılamanın başından bu yana yolsuzluk sürecinde rolü olmadığını yinelerken, savunma avukatları Çin kökenli Malezya vatandaşı ve finansör olarak adı geçen Jho Low tarafından yanlış yönlendirildiğini iddia ediyor. Jho Low’un 1MDB’de resmi bir görevinin olmamasına rağmen, soruşturmanın kilit ismi konumunda.

Bu noktada, Necib bin Rezzak ile Jho Low’un yakın ilişki içinde oldukları iddiası gündeme taşınıyor. Malezya Adalet Bakanlığı’nın Jho Low’u ülkeye getirme çabasının belki de en birincil nedenini oluşturuyor. Jho Low’u arayan sadece Malezya değil, ABD makamları da onun peşinde.

Daha önce sayısı beş olarak geçen ancak yargılama sürecinde dikkat çekildiği üzere, başta komşu ülke Singapur’dan başlayarak, on ülke üzerinde gerçekleşen para transferlerinin Jho Low üzerinden ve bağlantılı olduğu kişi ve bankalar, finans kurumları üzerinden gerçekleştirilmesi, bu konuyu uluslararası yapmaya yetiyor.

Yapılan tüm çabalara rağmen, Jho Low’un izine rastlanabilmiş değil. Farklı ülke pasaportları kullandığı tahmin edilen ve en son bu ay başında Başbakan Dr. Mahathir tarafından yapılan bir açıklamada, içlerinde Kıbrıs pasaportunun da yer aldığı birkaç ülke pasaportu taşıdığı ve bazı cerrahi müdahalelerle kimliğini değiştirdiğine dikkat çekiliyordu. Son dönemde, Hindistan’da mülk edindiği ve yaşadığına dair çıkan haberler ise doğrulanmaya muhtaç.

Umut Koalisoyonu ve yargılama süreci

Bununla birlikte, bugüne kadar yargılamanın sonuçlanmamış olması, sorunun büyüklüğüyle açıklansa da, Umut Koalisyonu’nun iktidarıyla bir dizi kapsamlı reforma konu olan ve Yeni Malezya olgusuyla anılan bu sürecin henüz bu en büyük yolsuzluk davasıyla ilgili adalet duygusunun yerleşmesine olanak tanıyacak bir sonuç alınabilmiş değil.

1MDB ile ilgili skandalın ulusal ve uluslararası medyada yansıması 2015 yılı Temmuz ayında olsa da, konuyla ilgili önemli belgelere sahip olan bazı çevreler 2009’dan yani, söz konusu fonun oluşturulduğu günden başlayarak süreci takip ettiklerini ifade ediyorlardı. Bu konuda yapılan açıklamalar kamuoyuyla paylaşmaya başlandığında, ulusal ve uluslararası çevrelerden söz konusu çevreleri dinleme ve okuma fırsatı bulmuş ve ortaya konulan bazı kanıtların ne denli önemli olduğunu fark etmiştim.

Malezya kamuoyunda, özellikle iktidar çevrelerinde ve iktidara destek veren toplum kesimlerinde sabık Başbakan’ın federal mecliste yer alması, UMNO’da başkanlığı bırakmasına rağmen, saygın bir yerinin olması, yargılama sürecinde görece rahat bir tavır sergilemesi, çeşitli toplumsal etkinliklere katılarak siyasi mesajlar vermesi gibi gelişmeler şaşkınlık ve kızgınlıkla karşılanmıyor değil. Bu durum, henüz suçu kanıtlanmamış bir kişi hakkında yargıda bulunmak değil, eldeki verilere karşın yargılama sürecinin uzamasına karşı duyulan bir öfke.

İşin diğer yanında, ülkede yolsuzluk konusunun salt bir siyasi ve onun yanındaki azınlık bir kitle ile sınırlı olmayan boyutu bulunduğunun görülmesi gerekiyor. Bunu Malezya özelinde kaleme aldığımız yazılarda daha önce de dile getirmeye çalıştık.

Yolsuzluğum siyasal ve toplumsal ahlâki dejenarasyonun kabullenilmiş, meşrulaştırılmış ve normalleştirilmiş bağlamlarıdır ki, bugün Malezya’da 1MDB soruşturmasının uzaması, yargılamaya konu olan kişi ve grupların kendilerinden emin tavırları, süreçte az bir ihtimal dahilinde de olsa sanık konumunda olanların ceza almayabilecekleri gibi alternatifler gündemde. Böylesine yaygın bir yolsuzluk kültürü içerisinde salt birkaç siyasinin suçlanması sorunun bizatihi kendisini oluşturuyor. Bir başka şekilde söylemek gerekirse, bu suçluluk sürecinde rahat hareket edebilen sanık konumundaki siyasilerin ve yakın çevrelerinin sadece kendilerinden ibaret olmayan bir büyük yapının parçası olduklarıdır.

1MDB yargılamasında yaşananlar ve sürecin bugün geldiği noktada, mevcut Umut Koalisyonu iktidarında aktörlerin değişebileceği yani yeni bir iktidar formülü kurulabileceği, hatta ve hatta UMNO-Pas destekli bir hükümet oluşabileceği söylentileri ülkede Enver İbrahim’in başını çektiği reform sürecinin işinin ne denli zor olduğunu ortaya koymaktadır. Şayet süreç böyle işliyorsa, Enver İbrahim’e başbakanlık makamının verilmesinde gecikmeler yaşanabileceği ve hatta başbakanlık makamına getiril/e/meyeceği tartışmalarını da dikkate almakta fayda var.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder