Dünyada sahip olduğu en büyük Müslüman
nüfusla dikkat çeken Endonezya’ya bağlı bir bölgede yaşayan Açe halkının, 20.
yüzyıl boyunca bağımsızlık mücadelesi vermek zorunda kalması bir tezat gibi
görünür. Endonezya Cumhuriyeti kurulduğundan bu yana kendisini seküler bir devlet
olarak kabul etmiş olsa da, sahip olduğu değerler ve tarihi birikim İslam
kültürüne dayanır. Endonezya genelinde ve Açe’deki halklar ağırlıklı olarak
Müslümandır. Açe Eyaleti’ndeki bağımsızlık mücadelesinin temel argümanları arasında
İslami referanslar kadar, ekonomik sorunların da önemli rol oynadığı dikkat
çeker. Bu nedenledir ki, Açe Özgürlük Hareketi (GAM)’nin yönetici kadrosu Cava
yönetimini Hollanda sömürgeciliğinden sonra Cava sömürgeciliği olarak
adlandırır. Cava yönetiminin Endonezya Takımadaları’ndaki halkları eşit şekilde
yönetmek ve zenginliklerden pay vermek yerine Cavanizm ideolojisini hakim
kılmaya çalıştığını ileri sürer. Bu bağlamda GAM’ı kökleri geçmişe dayanan bir
hareket kabul edilmektedir.
Açe Özgürlük Hareketi’ni anlayabilmek,
bölge tarihinin bir bütün olarak ele alınmasını gerektirir. Açe’nin 16.
yüzyıldan başlayarak yabancı sömürgecilere karşı yürüttüğü mücadeleye daha önce
değinmiştik. 20. yüzyılda Endonezya Cumhuriyeti ile Endonezya halkları
bağımsızlıklarını ilân etmelerinden kısa bir süre sonra, Açe’de yaşayan dini ve
siyasal liderler kurulan hükümeti Hollanda-Cava birliği şeklinde
değerlendirdiler. Bunun temel nedeni ise, Hollanda’nın, Endonezya yönetimini
ülkenin toplam nüfusu içerisinde sadece %7’lik bir paya sahip olan Cava
kökenlilere bırakmasıdır. Bu bağlamda, Açe bağımsızlık hareketinin, 1873
yılında başlayan Açe Savaşı’nın, Endonezya Cumhuriyeti’nin kurulmasından kısa
bir süre sonra başlayan Darul Islam Hareketi’nin devamı olduğu kabul edilir.
Açe siyasal ve dini elitlerinin birbirine eklemlenen, kimi zaman birinin
diğerlerinden ön plâna çıktığı ve 1873’den 21. yüzyıl başlarına kadar devam
eden mücadele bu anlamda bir devamlılık arz eder.
Hasan Di Tiro ve yirmi dört arkadaşı
merkezi hükümetin ideolojisine ve yönetim biçimine eleştiriler yönelterek, 4
Aralık 1976’da Bağımsızlık Bildirisi’nin ilân etti. Böylece, Açe Özgürlük
Hareketi adıyla özgürlük hareketi başlamış oldu. Özellikle, bu dönemde Kuzey
Açe’de bulunan doğal gaz yataklarından elde edilen gelirlerden Açe halkının ve
Açeli işadamlarının istifade edememesi, hareketin doğuşunun önemli nedenlerindendir.
Bu yaklaşım, gelecek on yıllarda daha net bir şekilde ortaya çıkmaya başladı.
Açe halkı ve yöneticileri bölgenin doğal kaynaklarının Cakarta’daki merkezi
hükümet ve yabancı iştirakçiler -örneğin Exxon-Mobil- tarafından kullanıldığı
ve bölgeye aktarılmadığı kanaatindedir. Açe bölgesi, özellikle petrol ve doğal
gaz bakımından Endonezya’nın en önemli rezerv alanlarından biri haline geldi.
1990’lı yıllarda dünya sıvı doğal gaz ihracatı %40’lık payla Endonezya’nın
elindeydi. Endonezya ise bu zenginliğini Açe’ye borçludur.[1]
GAM mücadelesinin ortaya çıkmasında Açe
ile Endonezya’nın diğer bölgeleri arasında siyasi yapılanma farklılıklarının da
rolü vardır. Yüzyıllarca İslam’ın Güneydoğu Asya’daki temsilcisi kabul edilen
Açe’de İslam’ın Açe toplumsal yapısında belirleyici bir özelliği olması,
seküler temeller üzerinde yükselen Cakarta yönetimiyle çelişmesi kaçınılmazdı.
Bu bağlamda 1967 yılında Sukarno’dan yönetimi devralan Suharto (1967-1998),
birleşik bir Endonezya Kültürü
uygulamasına adını veren Yeni Düzen
politikası nedeniyle Açe halkının tepkisini aldı.
Söz konusu hareket, başlangıçta silahlı
eyleme başvurmadı. Cakarta yönetimi tarafından bastırılma kararından sonra
bağımsızlık bildirisine imza atan 24 kişiden 10’u, 1981 yılında Endonezya
Ordusu’nca öldürülmesi üzerine Açe Özgürlük Hareketi’nin silahlı kanadı olarak Açe-Sumatra Ulusal Özgürlük Hareketi
(ASNLF) kuruldu.[2] Hareketin
yönetim kadrosu yurt dışına kaçarak, hareketi sürgün hükümeti kurdu ve hareketi
dışarıdan yönetti. Devlet Başkanı Suharto’nun uygulamaya koyduğu “Yeni Düzen”[3]
politikalarının bir yansıması olarak, Açe Eyaleti’nde askeri operasyonların
yoğun bir şekilde uygulandığı “Şok Terapiler”e başlandı.[4]
Örgüt, başlangıçta geniş halk
desteğinden yoksun olmakla birlikte varlığını sürdürmeyi başardı. 1990’lı
yılların başlarında, 500 ila 750 GAM savaşçısı Libya’da eğitim görerek ülkeye
geri dönmesi[5] ve Cakarta
yönetiminin Açe’de Sıkıyönetim (DOM)
uygulama kararı oldu. Merkezi hükümetin ordu seçeneğini gündeme getirmesi,
1960’lı yılların ikinci yarısında komünist harekete karşı gerçekleştirilen ezme
hareketine benzetilir. Sıkıyönetim ile sözde ayrılıkçı grup üyeleri ile masum
halk arasında bir ayrım gözetilmemeye ve geniş halk kesimlerinin insan hakları
ihlâllerine maruz kalmasına yol açtı. Böylece, sıkıyönetim kararı, sözde
ayrılıkçı grubu ortadan kaldırmak bir yana, merkezi hükümeti halk nezdinde daha
da zor duruma soktuğu gibi, halkın örgüte giderek daha büyük bir destek
vermesine neden oldu.[6]
Bunun üzerine, Endonezya Ordusu’nun 1990’lı yıllarda Açeli köylülere baskı ve
işkence uygulamaya başlamasının ardından GAM, silahlanma kararı alması tarihi
bir dönüm noktası oldu.[7]
GAM ve merkezi hükümet arasında süren
mücadele siyasal muhalefetten, silahlı mücadeleye evrilmesiyle Açe toplumu her
anlamda büyük bir baskı altında yaşamaya mecbur oldu. Halkın on yıllarca
yaşamış olduğu baskı ve zulüm uluslararası camianın bir bölümünde sürekli
gündeme taşındı. Bu anlamda gelişmeler bazı Batılı insan hakları örgütlerince
yıllarca izlendi ve basında gündeme getirildi. Suharto sonrasında merkezi
yönetim çevrelerinde gündeme getirilen reform çabaları bağlamında Açe’de barış
umutları doğdu. Abdurrahman Vahid (1999-2001) ve Megawati Soekarnoputri
(2001-2004) dönemlerinde barış çabaları büyük destek görmedi. 2000 yılında
Cenova’da başlayan görüşmeler, 2002 yılı Aralık ayında COHA olarak bilinen
anlaşmayla sonuçlandı. Ancak her iki taraf birbirini suçlayarak varılan ateşkes
anlaşması sona erdi. Merkezi hükümet, 2001 yılında Açe’ye Özel Otonomi Yasası
çıkarma sözünü yerine getirmedi.[8]
2003
yılı Mayıs ayında Tokyo’da gerçekleştirilen ve “Açe’de Barışın ve Yeniden
Yapılanmanın Sağlanması Konusunda Tokyo Hazırlık Konferansı” başlığını taşıyan
oluşumda AB, Japonya, ABD ve Dünya Bankası birlikte yer aldı. Ancak GAM
sözcülerinin Tokyo’ya giderken Cakarta yönetimince tutuklanması üzerine barış
girişimi akamete uğradı.[9]
(başka dipnota bak). 2003 yılı Mayıs
ayında dönemin devlet başkanı Megawati Soekarnoputri, Açe’de askeri
operasyonlara başlanması emrini verdi.[10]
[1]Tim Kell, The Roots of Acehnese
Rebellion -1989-1992-, s. 14.
[2] Martinkus, s. 57.
[3] “Yeni Düzen”
politikası, Sukarno sonrasında ülkede giderek önem kazanmaya başlayan siyasal
ve toplumsal değişiklikler karşısında otoriter bir rejim olarak
değerlendirilir. (Bkz.: Nakamura Mitsuo, Sharon Siddique,
Omer Faruk Bajunid, Islam & Civil
Society -In Southeast Asia-, Institute of Southeast Asian Studies,
Singapore, 2001, s. 33 ; Juwono Sudarsono, “Political Changes and Development
in Indonesia”, s. 56, 62)
Yani, ‘yeni düzen’ adı uyandırdığı cazibenin aksine, uygulamada, siyasal
özgürlükleri engellemeye yönelik icraatlar bütününü oluşturur. ‘Yeni Düzen’in
iki önemli hedefi vardı. Bunlardan ilki, ülke doğal kaynaklarının kullanımı ve
bunun belli ellerde toplanması, ikincisi ise silahlı güçlerin doktrin ve
uygulamalarının şekillenmesi. (Bkz.: Geoffrey Robinson,
“Rawan Is as Rawan Does: The Origins of Disorder in New Order Aceh”, (Ed.),
Benedict R. O’G. Anderson, Violence and
the State in Suharto’s Indonesia, Southeast Asia Program Publications,
Southeast Asia Program, Cornell University, Ihaca, New York, 2001, s. 214).
[4]Geoffrey Robinson, “Rawan Is as Rawan Does: The Origins of Disorder in
New Order Aceh”, (Ed.), Benedict R. O’G. Anderson, Violence and the State in Suharto’s Indonesia, Southeast Asia
Program Publications, Southeast Asia Program, Cornell University, Ihaca, New
York, 2001, s. 213.
[5]Samantha F. Ravich, “Eyeing Indonesia Through The Lens of Aceh”, Islam, Politics and Law in South East Asia,
Compilation, 2004, s. 13. (Not: GAM’ın Bireun sorumlusu Panglima Derviş Jeunib,
kendisiyle yaptığımız görüşmede, bu sayıyı teyid etti.)
[6]Samantha F. Ravich, “Eyeing Indonesia Through The Lens of Aceh”, Islam, Politics and Law in South East Asia,
Compilation, 2004, s. 13.
[7] Bowen, s. 112.
[8]Edward Aspinall, “The Helsinki
Agreement: A More Promising Basis for Peace in Aceh?, East-West Center,
Washington, 2005, s. 3, 5.
[9]Kirsten E. Schulze, Mission Not
So Impossible: The AMM and the Transition
from Conflict to Peace in Aceh, 2005-2006, S. Rajaratnam School of Internationl Studies, Singapore, 2007, s.
[10]Aspinall, a.g.e., s. 3.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder