Tay-Patani
ilişkileri modern dönemde çalkantılı bir süreci ifade eder. Tay
milliyetçiliğinin önemli unsurları olan askeri cunta rejimi veya uzantıları ile
ülkeyi düzlüğe çıkarma uğraşı veren ‘liberal’ görüş yanlılarının iktidarda olup
olmadıklarına bağlı olarak Patani politikası değişiklik arz eder. Öncelikle
‘modern dönemden’ neyi kastettiğimizi açıkça ifade edelim.Modern dönem dendiğinde
II.Dünya Savaşı sonrasındaki ulus-devlet yapılanmaları akla gelir.Güneydoğu
Asya topraklarında varlık süren yüzlerce etnik yapının merkezi oluşturan
çoğunluk iktidarınca bu süreçte kırılmaya maruz bırakıldığı pek çok akademik
çalışmaya konu olmuştur. II. Dünya Savaşı öncesi ve sonrasındaki gelişmeler
Patani topraklarının modern Tayland Krallığı’na devrini öngörmüştür. Bu süreçte
Patani halkına siyasi geleceklerini belirleme hakkı verilmediği gibi, mensubu
oldukları kültürel, dini ve sosyal bütünlükleri de yok sayılarak merkezi
hükümetlerin politikalarına mahkum edilmişlerdir.[1]
Gücünü Tay Budizminden ve Monarşisiden alan milliyetçi yapı, ülkedeki etnik
unsurları bünyesinde eritme, asimile etme politikalarını yürürlüğe koymuş ve
Patanili Müslümanlar da bundan paylarını almışlardır.
Irk olarak
Malay, din olarak Sünni İslamı’na mensup bu halk, artık Tayland Müslümanları
adıyla anılmaya başlanmış ve bu süreç Bangkok yönetimlerinin politikaları
çerçevesinde Taylandlaştırma sürecine maruz bırakılmışlardır. Bu süreç
zorlamalar, baskılar, işbirliği, sözleşmeler vb. gibi süreçleri beraberinde
getirmiştir.Özellikle etnik kimlik üzerinde tanımlayıcı ve de zamanla
dönüştürücü olacak politikalar birbirini izlemiştir.Örneğin geleneksel İslami
eğitim, ailelerin çocuklarına Müslüman ismi vermesi, gündelik ve kamu yaşamında
Malaycanın kullanılması vb. Bangkok yönetimince müdahele alanları olarak
görülmüştür.Bu bağlamda, asimilasyon sürecinin bir parçası olarak Patani
Malaylarını kimliklerinden arındırmanın bir yolu olarak onları
‘Tay-Müslümanları’ olarak tanımlama yolu seçilmiştir.Erken dönem
politikalarından olan bu yaklaşıma karşı ilk siyasi tepki verenlerin arasında
-aşağıda değinileceği üzere- Hacı Sulong da bulunmaktadır.[2]
Bu süreçleri iki
ana bölümde değerlendirmek mümkün: a)Aşırı milliyetçi Tay unsurlarının
hakimiyetinde geçen 1932-1979 yılları: Bu yıllar ülkenin asker veya asker
destekli sivil yapıların hakimiyetinde geçtiği görülür. Demokratik seçimlerden
ziyade, ordunun siyasal yaşam üzerindeki nüfuzu alabildiğine kendini ortaya
koymuş ve sivil inisiyatifin geçerlilik kazanmadığı bir sürece atıfta
bulunulur.Bu dönemin en çarpıcı politikası 1939-1943 yılları arasında uygulanan
Ratthaniyom’dur. Bu dönem, aşırı
milliyetçi referanslarla ülkedeki tüm etnik unsurların Taylaştırılması sürecine
tekabül eder. II. Dünya Savaşı yıllarında Phibun Songkram’ın Başbakanlığı,özellikle
Avrupa özelinde kendini açık bir şekilde ortaya koyan totaliter duruşun
Tayland’daki versiyonu uygulamaya geçirmiştir.[3]Devletçi
zihniyetin katı uygulamalarına konu olan bu yıllarda Müslümanlar kendi dini ve
kültürel kimliklerinden, bunları ifade biçimi olan sembollerden ve yasalardan
arındırılmaya çalışılmışlardır. Bu süreçte giyim kuşamdan dile, din
değiştirmeye kadar varan zorlama ve baskılar gündemde yer tutmuştur. Savaş
yıllarının ardından Phibun’un ikinci başbakanlık dönemi (1948-1957) polis
kurumunda orduya karşı alternatif bir yapılanmaya tanık olundu.[4]İlerleyen
yıllarda, General Sarit Thanarat 1957 yılındaki darbenin ardındanülke anayasası
ve sivil yaşamı askıya alındığı gibi bu dönem yargısız infazların artış
gösterdiği yıllar olarak hatırlanır.[5]1973
yılına kadar devam eden bu yıllarda izlenen politakın temel nedeni hiç kuşku
yok ki, siyasi atavism güden Sarit’in
hükümet-bürokrasi-halk üçlüsü şeklinde öngördüğü toplum yapısı bağlamında
geleneksel güç yapılarını koruma arzusuydu.[6]
b) 14 Ekim 1973
tarihinde Başbakanlıkkoltuğuna Prof. Sanya Thammasak’ın oturmasıyla ülke derin
bir nefes almaya başlar. Sanya’nın görece kısa süren Başbakanlığı ülkenin ilk
demokrasi tecrübelerine tanık olur. Ülkenin çalkantılı geçen bu yıllarında 1976
ve 1978’de ardı ardına Başbakan değişikliği gündeme geldi.[7]Bir
süre sonra, yani 1978’de başbakan değişikliği ile ülke bir kez daha eski rejim
yıllarındaki uygulamalara dönüş yapar.
1980’li yıllarda
Patani bölgesinden kimi milletvekilleri Bangkok’da önemli görevlere
getiriliyorlardı. Özellikle bu dönemde aktif siyasetin içinde yer alan
Al-Wahdah (Dayanışma Partisi) üyeleri
1992-1995 yılları arasında hükümette görevlendirildi. Bunlar arasından Den
Tohmeena, İçişleri Bakanlığı Yardımcılığı’na getirilirken; Wan Mohammad Nor
Nattha Parlamento Başkan Yardımcılığı yaptı. 1995 seçimleri sonrasında ise Wan
Mohammad Nor Mattha İletişim Bakanı olarak görev aldı.[8]
[1]Mariya Johanna Futchs. (1970). A Comparative Study of Thai and Filipino Muslims, Master Thesis,
Washington: The American University, s. 16.
[2]Mariya Johanna Futchs. (1970). A Comparative Study of Thai and Filipino Muslims, Master Thesis,
Washington: The American University, s. 66.
[3]Thak Chaloemtiarana. (2007). Thaliand: The Politics of Despotic Paternalism, Southeast Asia
Program, Ithaca: Cornel University, s. 8, 13.
[4]Thak
Chaloemtiarana. (2007). Thaliand: The
Politics of Despotic Paternalism, Southeast Asia Program, Ithaca: Cornel
University, s. 57.
[5]Chris Baker&Pasuk Phongpaichit. (2005). A History of Thailand, Cambridge:
Cambridge University Press, s. 173; Suria Saniwa bin Wan Mahmood. (1999).
“De-Radicalization of Minority Dissent: A Case Study of the Malay-Muslim
Movement in Southern Thailand, 1980-1994”, In Sama-Sama:Facets of Ethnic Relations in Southeast Asia, Quezon
City: University of the Phillippines, s. 121.
[6]Thak Chaloemtiarana. (2007). Thaliand: The Politics of Despotic Paternalism, Southeast Asia
Program, Ithaca: Cornel University, s. 9, 10.
[7]Suria Saniwa bin Wan Mahmood. (1999).
“De-Radicalization of Minority Dissent: A Case Study of the Malay-Muslim
Movement in Southern Thailand, 1980-1994”, In Sama-Sama:Facets of Ethnic Relations in Southeast Asia, Quezon
City: University of the Phillippines, s. 122.
[8]Suria Saniwa bin Wan Mahmood. (1999).
“De-Radicalization of Minority Dissent: A Case Study of the Malay-Muslim
Movement in Southern Thailand, 1980-1994”, In Sama-Sama:Facets of Ethnic Relations in Southeast Asia, Quezon
City: University of the Phillippines, s. 116.
Gerçekte, bu
görüşler yeni değil. Daha 1940’lı yılların ikinci yarısında Bangkok’daki
İngiliz Büyükelçiliği yetkililerin bölgede yaptıkları araştırmada Tay
yöneticilerinin zaaflarına değindikleri görülür.[12]Bu
anlamda, aradan geçen on yıllar boyunca Bangkok yönetimlerinin Patani halkını
hak ettiği yaşam alanlarını açmaması, var olanları tıkama ve yok etme gayreti
bölge halkının ortaya koyduğu tepkilerin nedenini oluşturmaktadır.
İşte tüm bu
süreçlerin biraraya geldiği dönem 1940’lı yılların ikinci yarısı yani, II.
Dünya Savaşı sonrası olmuştur.Narathiwa’da 1948 yılı Nisan ayında patlak veren
şiddet hadisesi “Dusun-Nyor” adıyla tarihe geçmiş ve geri dönüşü sürecin
neredeyse ilk aşamasını teşkil ediyordu. Bu döneme kadar Tay yönetimi ve
Patanili Müslümanlar arasında ortaya çıkan en önemli çatışma olarak tarihe
geçmiş ve Surin Pitsuwan’ın ifadesiyle direniş ruhunun temellerini
oluşturmuştur. Bu sürecin bir diğer aşaması Patanili Müslümanların direniş
hareketlerini formel yapılara dönüştürdükleri 1960’lı yıllarda ortaya
çıkar.Ulusal Devrimci Cephesi (barisan
Revolution National) 1960 yılında, Patani birleşik Özgürlük Örgütü (Patani United Lieration Organization)
1968’de faaliyetlerine başladı.[13]
[1]Somsakdi Buto. (1987). “Introduction”, In Government and Politics of Thailand,
(eds.) Somsakdi Buto, Singapore: Obford University Press, s. xi.
[2]Chai-Anan Samudavanija. (1987). s. 23 In Somsakdi Buto “Introduction”,
In Government and Politics of Thailand,
(eds.) Somsakdi Buto, Singapore: Obford University Press..
[3]Suchit Bunbongkarn. (1988). “Contemporary Thai
Political Development”, In Thailand-US
Relations: Changing Political, Strategic and Economic Factors, (eds.) Ansil
Ramsay&Wiwat Mungkandi, Institute of East Asian Studies, Berkeley:
University of California, s. 41.
[4]Thanet
Aphornsuvan. (2006). “Nation-State and the Muslim Identity in the Southern
Unrest and Violence”, In Understanding
Conflict and Approaching Peace in Southern Thailand, (eds.) Imtiyaz
Yusuf&Lars Peter Schmidt, Bangkok: Konrad Adenauer Stiftung, s. 96.
[5]Supara Janchitfah. (2003). Violence in The Mist: Reporting on the Presence on Pain in Southern
Thailand, Bangkok: Kobfai Publishing Project, s. 61.
[6]Kobkua Suwannathat-Pian. (1988). Thai-Malay Relations: Traditional Intra-Regional Relations from the
Seventeenth to the Early Twentieth Centuries, Singapore: Obford University
Press, s. 75.
[7]Duncan McCargo. (2009). Tearing Apart The Land: Islam and Legitimacy in Southern Thailand,
Singapore: National University of Singapore Press,s. 61.
[8]Scot Barmé. (1993). Luang
Wichit Wathakan and the Creation of a Thai Identity, Social Issues in
Southeast Asia, Signapore: ISEAS, s. 4.
[10]Surin Pitsuwan. (2006). “Keynote Address-The Cosmology
of the Southern Conflict”, In Understanding
Conflict and Approaching Peace in Southern Thailand, (eds.) Imtiyaz
Yusuf&Lars Peter Schmidt, Bangkok: Konrad Adenauer Stiftung, s. 284-5, 288.
[11]Supara Janchitfah. (2003). Violence in The Mist: Reporting on the Presence on Pain in Southern
Thailand, Bangkok: Kobfai Publishing Project, s. 47; Mariya Johanna Futchs.
(1970). A Comparative Study of Thai and
Filipino Muslims, Master Thesis, Washington: The American University, s.
24.
[12]Nik Anuar Nik Mahmud. (2008). The Malays of Patani: The Search for Security and Independence,
Kuala Lumpur: MPH Group Printing, s. 48.
[13]Chaiwat-Satha-Anand. (2006). “The Silence of The ullet
Monument: Violence and Truth Management, Dusun-Nyor 1948 and Kru-Ze 2004”, In Critical Asian Studies, 38 (1),
Roudledge, s. 12, 17-8.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder