Patani
topraklarının konumu dikkate alındığında bir yandan Budist dünyaya öte yandan
Müslüman Malay topraklarına açıldığı görülür.Kara bağlantıları üzerinden kurulan
bu temel insan ve coğrafya etkileşiminin bir diğer boyutunu deniz bağlantıları
oluşturur. Bu anlamda, Patani Bengal Körfezi/Hint Okyanusu ile Güney Çin
Denizi’ni birbirine bağlayan dar kara parçası üzerinde oluşunun ekonomik
ilişkilerin geliştirilemesinde kayda değer bir rolü vardı. Doğu’da Tay Körfezi
ile Kamboçya, Doğu Çin Denizi ile Borneo Adası, Japonya, Çin, Singapur’a kadar
uzanan geniş bir liman şeridine bağlanıyordu. Tüm bu deniz bağlantılarının
ortaya çıkmasında Patani sahillerindeki doğal limanların rolü büyüktü.[1]
Patani
Sultanlığı’nın ekonomik ve ticari varlığının, Avrupalı güçlerin bu coğrafyaya
nüfuzu öncesinde bölge güçleri arasında kurulan bir denge esasına göre
yürütüldüğüne kuşku yok. Bu anlamda, Avrupa Kıtası’nda kendini ortaya koyan kapitalist
ilişkiler ağının Güneydoğu Asya siyasi güçleri arasında nasıl bir karşılığı
olduğu ilginç bir araştırma konusudur. 18. yüzyıl ikinci yarısından itibaren
Siam Krallığı’nın kuzeyde Burma topraklarına yönelik ihtirası ve yayılmacı
politikası güneyde Patani topraklarına da yansımaya başladı. Bunun bir sonucu
olarak 1785 yılında Siam ordularının Patani’ye saldırıları vuku buldu.[2]Farklı
dini ve külterel temeller üzerine yükselen iki toplum arasında ayrışmayı da beraberinde
getiren bu saldırı hiç kuşkuyok ki, Patani Müslümanlarının bugüne kadar Tay
siyasi yönetimi karşısında maruz kaldığı baskı ve zulmün başlangıç noktasını
oluşturuyordu. Bununla birlikte, Siam Krallığı ile ilişkilerinin, özellikle
İngiltere’nin Singapur merkezli olarak Malaya topraklarında ortaya koyduğu
siyasi egemenlik yapılanmasını takiben farklı bir yönelim seyrettiği görülür.
Patani,
Güneydoğu Asya coğrafyasının kuzey-güney ekseninde gerçekleşen ticaret ağına
eklemlenmiş ve bu süreçte önemli gelişmelere konu olmuştur.Patani’nin bölge ticaretinde
kayda değer öneminin ortaya çıkmasında geleneksel olarak Çin, Vietnam ve Siam
Körfezi’ndeki etkileşiminin yanı sıra, güneydeki Malay dünyası ve Avrupalı
sömürgeci güçlerin bu ticarete aktif olarak katılmalarının rolü vardır.Bu
noktada, 16.yüzyıl başlarından itibaren Avrupalılara ait tüccar gemilerinin
Songkhla limanı üzerinden yürüttükleri ticari faaliyetler dikkat çekicidir.
Songkhla’nın zamanla uluslararası ticarete açılması, Siam Krallığı’nın buraya
Budist Tay göçlerini teşvik etmesine yol açtı. Bu süreç nihayetinde
Songkhla’nın merkez ve Patani ve Trengganu’nun bu merkeze bağlı ilişkinin
temelini de oluşturmuştur.[3]
Bu çerçevede
Sultan Ijau (1584-1616) döneminde başlayan ticarete dayalı varsıllık bir yüz
yıl kadar devam etmiştir.Bu döneme dair bazı olgulara arkeolojik verilerden
ulaşmak mümkün.Patani şehir merkezine altı kilometre mesafedeki Kampung Kresik
bölgesindeki duvar kalıntıları, keramik vb. buluntular bunlardan bazılarıdır.[4]Hollandalılar,
burasını sultanlığın merkezi olması hasebiyle Kota Raja yani Sultan Şehri olarak da zikrediyorlardı.Bougas saray,
şehir yerleşimi konusunda ayrıntılı bilgiler vermektedir. Sarayın sahile yakın
bir mevkide oluşundan hareketle,[5]
yönetimin şehrin ticaretine ve dolayısıyla ekonomi yaşamına doğrudan müdahil
olduğu sonucu çıkartabiliriz.
Şehir yaşamına
dair bugün pek fazla bilgi mevcut değildir.Özellikle bölge ticaretinde ve
zanaatkârlığında önemli varlık gösteren Çinlilerin etkinliği göze
çarpar.Patani’de ticari yaşamın giderek önem kazandığı 1560’lı yıllarda şehirde
Çinlilerden oluşan birkaç bin kişilik ticaret kolonisinin varlığından söz
edilir.[6]Modern
dönemde Çin mahallesinin bir benzeri erken dönemlerde Kota Cina adıyla anılıyordu.Saray, ticari hayatın sürdüğü şehir
yaşamının ötesinde şehri çevreleyen alanlarda çeltiktarımı, sahilde ise
balıkçılık faaliyeti temel ekonomik aktivitelerdi.Sarayın da içinde bulunduğu
kompleks surla çevrili olduğu ve görece kayda değer bir savunma sisteminin
varlığından olabilir. Örneğin, 1563 yılında o dönem önemli bir siyasi güç
merkezi olan Sumatra Adası’nın güneyindeki Palembang’dan Patani’ye düzenlenen
saldırıda bu yapı üzerindeki toplar nedeniyle Cavalıların başarılı
olamadıklarına değinilir.1602 yılına tarihlenen bir Hollanda kaynağı buradaki
topların Amsterdam’dakilerden daha büyük olduğunu ileri sürer.Bu yapının batı
ve doğu ucunda iki büyük kapının bulunuyordu.Örneğin Doğu Kapısı’nın adı, aynı
zamanda Fil Kapısı’ydı.Siyasi gücün timsali olan filler bölgedeki diğer
devletler gibi Patani’de de önemli bir unsurdu.Bu kapıların büyüklüğünün
fillerin geçebileceği büyüklükte olduğunun belirtilmesi bunun göstergelerinden
biridir.[7]Yukarıda
zikredilen toplarla ilgili bir diğer referans Çinli bir seyyaha atfen dile
getirilir. 16. yüzyılda Patani’ye yerleşen Lim Toh Khiam adlı top dökmede usta
olan bu seyyah Patani Sultanı’na danışmanlık yapar ve süreçte Müslüman
olmuştur.[8]
19. yüzyıl son
çeyreğinde, Patani limanının ticari aktivitesini sürdürdüğü görülmektedir.
Özellikle o döneme ait gazette arşivlerinde özellikle Çinlilere ve İngilizlere
ait gemilerin Patani’deki etkinliklerine dair kafi miktarda kanıt mevcuttur.[9]
[1]Margaret L. Koch. (1977). “Patani and The Development
of A Thai State”, JMBRAS, Vol. 50,
Part 2, No. 232, s. 70.
[2]Wayne A. Bougas. (1990). “Patani in the Beginning of
the XVII Century”, Archipel, Volume
39, s. 113.
[4] Wayne A. Bougas. (1990). “Patani in the Beginning of
the BVII Century”, Archipel, Volume
39, s. 115, 117.
[6]Anthony Reid. (2003). “Charismatic Queens of Southeast
Asia”, History Today, June, 53, (6),
s. 32.
[7]Wayne A. Bougas. (1990). “Patani in the Beginning of
the BVII Century”, Archipel, Volume
39, s. 122; Syaikh Ali&Syaikh Davud al-Patani. (2011), s. 9.
[8]Patrick Jory. (2007). “From ‘Melayu Patani’ to ‘Thai
Muslim’: The Spectr eof Ethnic Identity in Southern Thailand”, ARI Working Paper, No. 84, Singapore:
Asia Research Institute,s. 5.
[4]Thanet
Aphornsuvan. (2006). “Nation-State and the Muslim Identity in the Southern
Unrest and Violence”, In Understanding
Conflict and Approaching Peace in Southern Thailand, (eds.) Imtiyaz
Yusuf&Lars Peter Schmidt, Bangkok: Konrad Adenauer Stiftung, s. 96.
[5]Supara Janchitfah. (2003). Violence in The Mist: Reporting on the Presence on Pain in Southern
Thailand, Bangkok: Kobfai Publishing Project, s. 61.
[6]Kobkua Suwannathat-Pian. (1988). Thai-Malay Relations: Traditional Intra-Regional Relations from the
Seventeenth to the Early Twentieth Centuries, Singapore: Obford University
Press, s. 75.
[7]Duncan McCargo. (2009). Tearing Apart The Land: Islam and Legitimacy in Southern Thailand,
Singapore: National University of Singapore Press,s. 61.
[8]Scot Barmé. (1993). Luang
Wichit Wathakan and the Creation of a Thai Identity, Social Issues in
Southeast Asia, Signapore: ISEAS, s. 4.
[10]Surin Pitsuwan. (2006). “Keynote Address-The Cosmology
of the Southern Conflict”, In Understanding
Conflict and Approaching Peace in Southern Thailand, (eds.) Imtiyaz
Yusuf&Lars Peter Schmidt, Bangkok: Konrad Adenauer Stiftung, s. 284-5, 288.
[11]Supara Janchitfah. (2003). Violence in The Mist: Reporting on the Presence on Pain in Southern
Thailand, Bangkok: Kobfai Publishing Project, s. 47; Mariya Johanna Futchs.
(1970). A Comparative Study of Thai and
Filipino Muslims, Master Thesis, Washington: The American University, s.
24.
[12]Nik Anuar Nik Mahmud. (2008). The Malays of Patani: The Search for Security and Independence,
Kuala Lumpur: MPH Group Printing, s. 48.
[13]Chaiwat-Satha-Anand. (2006). “The Silence of The ullet
Monument: Violence and Truth Management, Dusun-Nyor 1948 and Kru-Ze 2004”, In Critical Asian Studies, 38 (1),
Roudledge, s. 12, 17-8.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder