Mehmet Özay 14.09.2021
Malezya siyaseti, geçtiğimiz Pazartesi günü iktidar ve muhalefet arasında varılan anlaşma ile yeni bir döneme adım attı.
Uzun bir aradan sonra toplanan federal parlamento’da
varılan anlaşma, “siyasi istikrar ve ekonominin rayına oturtulması” amacını
taşıyor.
Söz konusu anlaşma ile ortaya konulan iktidar ve
muhalefetin birlik görüntüsü hiç kuşku yok ki, Malezya toplumunun özlemini
çektiği bir görüntü olarak tarihe geçecek.
‘Siyasal Dönüşüm ve İstikrar” anlaşması adı verilen metin hükümet
adına başbakan İsmail Sabri Yaakob ve
muhalefet bloğu adına doğal lider konumundaki Enver İbrahim tarafından
imzalanarak federal sultana sunuldu.
Anlaşmaya göre, kurulacak olan ‘ulusal yönetim
komitesi’, çeşitli konularda kabineye danışmanlık yapacak.
“Siyasi olgunluk” mesajı
13 Eylül Pazartesi günü hükümet ve muhalefet arasında Siyasal
Dönüşüm ve İstikrar adı verilen anlaşmasının imzalanmasıyla, ülke modern siyasal
tarihinde olağanüstü bir işbirliği dönemi başladı.
İmzalanan anlaşma metninin kendisine sunulmasının
ardından federal sultan Abdullah yaptığı açıklamada, memnuniyetini dile
getirirken gelişmeyi “siyasi olgunluk” olarak tanımladı.
Ulusal İttifak (Perikatan Nasional-PN)
hükümetinin başbakanı Muhyiddin Yasin’in bir buçuk yıllık hükümetinin
parlamentoda çoğunluğu yitirdiğinin ortaya çıkmasıyla 16 Ağustos’da istifasının
ardından, yeni hükümet çalışmaları başlatılmıştı.
Bu çerçevede, 21 Ağustos’ta federal parlamentoda
çoğunluğu sağladığı tespit edilen İsmail Sabri Yaakob’un başbakan olarak atanmasının
ardından kurulan hükümet ile muhalefet bloğu
Umut Koalisyonu (Pakatan Harapan-PH)
ile varılan anlaşma, bir ulusal birlik hükümeti
izlenimi veriyor.
Söz konusu birlik ruhu, Muhyiddin Yasin’in başında
bulunduğu PN hükümetinin siyasi mottosu olan “Malay birliği”
söyleminin de artık geride bırakıldığı anlamı taşıyor.
24 Şubat 2020 tarihinde sivil darbe olarak
adlandırdığımız girişimle meşru Umut Koalisyonu hükümeti düşürülmüş ve ardından
yaşanan kısa ancak yoğun sürecin ardından Muhyiddin Yasin başbakan olarak
atanmıştı.
Bir buçuk yıl süren ve başarısızlıkla anılmayı hak eden darbe
sonrası Muhyiddin Yasin’in başında bulunduğu PN hükümetinin ardından, İsmail Sabri Yaakob başbakanlığına getirildi.
Yeni bir siyasi belirsizlik ve kaosun yaşanmaması adına
içinde federal sultanın da olduğu anlaşılan siyasi görüşmeler neticesinde
iktidar ve muhalefet, zor günler yaşayan ülkede geniş toplum kesimlerinin
menfaatleri ve toplumsal barı adına için ortak hareket edecekleri bir süreci
başlatmış oldular.
Malezya ailesi ve reel politik
Bu anlaşma, başbakan İsmail Sabri Yaakob’un başbakan olarak atanmasının hemen ardından yaptığı,
‘Malezya ailesi’ kavramının teoride kalmadığını, pratiğe geçirilmekte olduğuna
işaret ediyor.
Yukarıda dile getirdiğimiz üzere, “Malay birliği”nden
“Malezya ailesi birliği”ne geçişin yaşandığı bu süreç Malezya siyaseti
açısından gayet önemli bir döneme işaret ediyor.
Bu çerçevede ‘ulusal yönetim komitesi’ kurulacak. İçinde
bürokrasi ve özel sektörden etkili isimlerin yanı sıra, hükümet ve muhalefetten
beşer milletvekilinin yer alacağı komite, kabineye danışmanlık rolü yapacak.
Söz konusu komite, ülkenin geçmekte olduğu zor günlerde,
ulusal birliği tesis noktasında karar verici makamında olmasa da, en azından
moral olarak birleştirici rol oynaması bekleniyor.
Burada bir diğer diğer sorumluluk hiç kuşku yok ki,
kabine de olacak. Kabine alınan tavsiye kararlarını uygulaması halinde
muhalefet bloğundan eleştirilerin yükselmesi gündeme gelecektir.
Bu gelişme, kovid-19’la mücadelede beklenen başarıyı
yakalamayan aksine, giderek vaka ve ölüm vaka sayıları sürekli artış gösteren
ülke, aynı zamanda ekonominin olumsuz bir seyir takip etmesi karşısında, yeni
tedbirlerin alınmasına imkân tanıyacak bir siyasi iradenin oluşturulması anlamı
taşıyor.
Halk merkezli muhalefetten özveri
Umut Koalisyonu ve bu koalisyonun doğal lideri Enver İbrahim açısından bu anlaşma ne ifade ediyor?
Açıkçası, muhalefet bloğu salt federal sultan talep ettiği için bu anlaşmaya
yanaştığını düşünmek mümkün gözükmüyor.
Ayrıca, 2018 yılındaki 14. genel seçimlerde iktidardan
ettikleri Birleşik Malay Ulusal Organizasyonu’nun (United Malay National Organization-UMNO) yeniden iktidar olması anlamı taşıyan İsmail Sabri Yaakob hükümetine destek anlamı taşıyan bu anlaşma,
açıkçası muhalefetin bir anlamda ülke menfaatleri için siyasi feragâtta
bulunduğunu gösteriyor.
Bu noktada, vurgulanması gereken bir diğer husus,
muhalefet “pandemiyle mücadelede geniş toplum kesimlerini gözetecek,
halk-merkezli politikaların yürürlüğe konulması sözü verilmesi halinde yeni
hükümetin federal parlamentoda güvenoyu sürecini zora sokmayacağını” açıklaması
önemliydi.
İmzalanan anlaşmada yer alan maddeler arasında sadece
pandemiyle mücadele vurgu yok. Aynı zamanda muhalefet bloğunun başından bu yana
Malezya’da uygulamak istediği reformlardan bazıları da yer alıyor.
Bunlar arasında bürokraside dönüşüm, parlamentoda reform,
yargı sisteminin bağımsızlığı gibi maddeler dikkat çekiyor.
Anlaşmada ayrıca, pandemi dolayısıyla kamu desteğinin
parlamento onayı olmadan sadece, hükümet kararıyla kabulünün de önüne geçiyor.
Ayrıca, bugüne kadar 65 milyar Ringgit olarak açıklanan sağlık ve sosyal
yardımın 110 milyar Ringite çıkartılması plânlanıyor.
Bu durum hiç kuşku yok ki, pandemi sürecinde dar
gelirlilerin sesi olmaya çalışan muhalefet açısından geniş kesimlere
sorumluluğunu en azından bu maddeler ile yerine getirmekte olduğunu gösteriyor.
Kaybedilen yıllar!
Pandemi dolayısıyla ortaya çıkan bu kara tablo, çok
etnikli, çok dinli ülkede toplumsal barışı gizli/açık tehdit eden bir boyuta
gelmiş olması; sabık Muhyiddin Yasin’in başında bulunduğu hükümetin
politikalarının genel kamuoyunda arzu edilen beklenti karşılamaması bugün
birlik hükümeti kurulmasının temellerini teşkil ediyor.
Bugün beklenti, İbrahim Sabri Yaakob hükümetinin
önceliğinin neredeyse, bir ulusal güvenlik sorunu haline geldiğine kuşku
olmayan kovid-19’la mücadelede başarılı olmak.
Bu nedenle her ne kadar federal parlamentoda azınlık
desteğiyle hükümeti kurulsa da, yeni sağlık politikalarının uygulanması ve buna
paralel olarak açılma ile birlikte ekonomik yaşamın yeniden eski haline
gelmesine kadar geçecek sürede siyasi tartışmalarla zaman harcanmaması gerekiyor.
Daha önce Dr. Mahathir Muhammed tarafından önerilen
ulusal birlik hükümeti çağrısı, federal sultan nezdinde karşılık bulmazken,
yeni kurulan hükümet özellikle, yine sultanın talebi ve desteğiyle muhalefet
ile işbirliği çağrısı Pazartesi günü imzaların atılmasıyla hayata geçirilmiş
oldu. Bu durum, aslında Dr. Mahathir’in sunduğu çözümün de facto olarak
gündeme getirilmesi anlamına geliyor.
Yeni dönemde birlikte çalışacağı anlaşılan iktidar ve
muhalefetin başarılı olması, özellikle pandemi döneminde büyük zorluklar çeken
geniş toplum kesimleri açısından hayati önem taşıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder