13 Eylül 2021 Pazartesi

Okullaşmada amaçlar, hedefler ve sapmalar / Purposes, targets and deviancies in schooling

Mehmet Özay                                                                                                                            10.09.2021

Okulların açılmasıyla birlikte, eğitim-öğretim sürecine doğrudan taraf olan ve olmayan çevrelerin görüşleri gündeme gelmeye başlar.

Söz konusu görüşler, eğitim-öğretimin bizatihi niteliği üzerine uzman görüşlerine başvurularak kurumsal yapı öne çıkartılır.

Bireyin ve toplumun eğitimi

Eğitim-öğretim sürecinin (teaching-learning process) yukarıda dikkat çekilen husustan çok daha geniş boyutları olduğunu, tekil öğrenci ve öğretmen ilişkisinin yanı sıra, okulun dışında gayet geniş toplumsal kesimleri içine aldığı hatırlanmalıdır.

Bu durum, bize adına okullaşma (schooling) denilen ve eğitim-öğretimin formel olarak uygulandığı kurumsal yapının önemi kadar, bu önemden hareketle neyi, niçin öğretmek ve uygulamak gerektiği konusunda geniş kapsamlı bir bakış açısının gündeme getirilmesinin zorunluluk arz etmektedir.

Aslında bu tam da, eğitim-öğretimden beklenen/beklenmesi gereken husus olmasıyla dikkat çekerken, kaçırılan bu imkânın bizi tamda modernleşme (modernization) tartışmalarının odağına getirip bıraktığını görürüz. Ancak burada, kavramsal olarak modernleşmeye değinmeyeceğim…

Temelde okulların açılmasıyla birlikte, eğitim-öğretimin ne olduğu ve ne olması gerektiği; kimin ve nasıl eğitilmesi gerektiği; öğretim eyleminin amaçları; öğrencilerin öğrendiklerinden hareketle neyi, niçin gündelik pratiklerinde uygulamaları gerektiği; öğrenci kitlesinin ne tür gayeleri ve hedefleri olduğu gibi bir dizi soru yine gündeme getirmek dinamik bir eğitim-öğretim faaliyeti için kaçınılmazdır.

Böylesi bir süreci, belki minik öğrencilerden, gençliğe yeni adım atmaya başlayan farklı yaş gruplarından beklemek zorlama olabilir.

Ancak hiç değilse, söz konusu bu öğrencilerin ebeveynlerinin, öğretmenlerinin başta geldiği; bununla birlikte, toplumdaki istisnasız tüm fertlerin yukarıda dikkat çekilen sorularla ve benzerleriyle karşılaşmasının, sağlıklı bir birey ve toplum inşası için elzem olduğuna kuşku bulunmuyor.

Sınav normalleşmesi mi travması mı?

Bununla birlikte, genel itibarıyla bakıldığında eğitim-öğretim süreçlerini daha ilk sınıflardan başlayarak sınavlara endekslemek, eğitim-öğretimin temelleri açısından işin daha baştan savsaklanmaya matuf bir yöne evrilmekte olduğuna işaret ediyor.

Öyle ki, okulların açılmasıyla birlikte onunla paralel giden, bir sınav sistemi ve bunun oluşturduğu gizli/açık kurumsal yapılar ve uzantılarının eğitim-öğretim işinin öğrenciler, veliler ve de okullardaki öğretmenler açısından hangi nedenlerle bu işe girişildiğini sorgulatır olması gerekir.

Sınavları karanlık bir tünele benzetirsek, tünelin sonunda bu sınav süreçlerine aday olan her bireyi beklediği varsayılan veya herkesin ulaşmayı arzu ettiği cazibeli meslekler, uzun-yorucu ve anlamlılığı gayet sorunlu süreçlerin sanki bir şekilde hazmedilebilir bir durum olarak algılanmasına neden oluyor.

Peki, sınav endeksli ve nihayetinde iyisi/kötüsü olmayan bir meslek sahibi olmak hedefiyle bir tür anılmaya değmeyecek şekilde geçirilmiş ergin yaşların ardından, bu bireylerin elde edecekleri bireysel değer/anlam (value/meaning), toplumsallık, toplumsal yarar gibi kavramlardan ne elde ettiklerini düşünüyoruz acaba?

Eğitim-öğretimin paydaşları ve anlamlı bütünlük

Eğitim öğretim sürecinin giderek artan paydaşları (partners) olduğu olgusu, bize sadece minikleri, genç bireyleri okul kapısına bırakmaktan ibaret olmayan gayet önemli sorumluluklar yüklüyor.

Köşe başındaki bakkal amcadan, kapı önündeki simitçiye; servis şoförü ve servis ablasından, okul güvenliğine; kitap yayıncısından, öğretmenlere; belediye çalışanından trafik polisine; şehrin en küçük idari biriminden, milli eğitim bakanına kadar uzanan gayet uzun bir liste çıkartmak mümkün.

Bu listede yer alan ve almayan çok farklı iş kolundan bireyler/çalışanlar ve bunların süreçlere katılımı, eğitim ve öğretimin dört duvar arasına sıkıştırılamayacak kadar geniş bir toplumsal çerçevede gerçekleştirilmekte olduğuna işaret ediyor. 

Miniklerin ve genç bireylerin eğitim-öğretimdeki ve bunların içeriğindeki gayet önemli olguları, isten/me/dik birer kitabi bilgi ve unutulmaya matuf gündelik haplara dönüştürülen ‘enformasyon’dan (information) ibaret olmadığı gerçeği görülmelidir. Eğitim ve öğretim bunun gayet ötesinde bir eylem biçimidir.

Sabah yataktan kalkıp, kahvaltı masasına oturmak; dişleri fırçalayıp, temiz ve düzenli bir şekilde kıyafetini/üniformasını giyip evdeki bireylere ‘hayırlı günler’ dilemekle başlayan ve gün boyu yukarıda listede yer alan meslek grupları, görevliler/yetkililer ile doğrudan veya dolaylı olarak girilen uzun bir ilişki ve iletişim ağının tam da ortasına gönderilen bireylerden bahsediyoruz.

Bu birbirinden kopuk izlenimi veren oysa tam aksine, birbirine eklemlenmiş olan bireyler ve bu bireylerin ürettiği eylemler bizler için, sadece bir eğitim-öğretim süreci olarak değil, gündelik toplumsal yaşamı (social life) anlamlı kılmanın yolları, imkânları, pratikleri olarak önem arz etmektedir.

Şu soruyu sormak gerekiyor: Acaba söz konusu bu eylemler zincirinde yer alan tüm bireysel aktörlere, sadece işin formel eğitim bağlamının dışında yer almayan, aynı zamanda ve en az bu grup kadar önem arz eden enformel eğitim içinde değerlendirilmesi gereken çeşitli meslek gruplarındaki bireylere, eğitim ve öğretim olgusundan bahsedebildik mi? Onları bu süreçten haberdar edebildik ve okullar faaliyete geçmeden hazırlayabildik mi?

Daha minikleri, genç bireyleri okul kapısına bırakmadan önce adı, unvanı, görevi, yaşı, kimliği arasında nitelik olarak fark gözetilmeksizin söz konusu toplumsal eylemlerin eyleyen kişiler olan bakkal amcaya, simitçi abiye, servis şoförlerine, servis ablalarına, temizlikçilere, güvenlik görevlilerine, araba kullanan velilere, öğrencilerin mahallelerinde/muhitlerinde muhatap oldukları her türünden esnafa kısacası, geniş bir topluma eğitim/öğretimin içeriği, anlamı, toplumsal sorunlara çözümü, örnek bir yaşamı, -pespembe mutluluk tablosu sunmasa bile- kayda değer anlamlı bir gün geçirmeye dair ne tür bilgiler, öneriler, çözümler, cevaplar, sorular ürettik ve bu süreçlere bu bireylerin katkılarının olması gerektiğine, bunun kaçınılmaz bir zorunluluk arz ettiğini hatırlatabildik mi?

Benci/l/lik

Mikro sosyoloji bağlamında konuyu ele almak ve bazı hususları gündeme getirmek mümkün gözükmektedir.

Tüm toplumlarda, bir ulus inşa etme projelerinin başında gelen eğitim-öğretim süreçlerinde gizli/açık, anlık/sürekli (instant/constant) çerçevesinde var olan, katılan, eşlik eden bireyler sadece kendi çocuklarının okullaşması ile bu sürece tanık olurken öteki çocuklar/öğrenciler için, onların varlıkları için acaba ne düşünmektedirler?

Bu noktada, yanı başındaki komşusunun çocuğuna; sokağındaki-mahallesindeki ebeveynlerin çocuklarına; okulda ebevenylikle (parenthood) aynı konumda bulunduğu kişilerin çocuklarını gizli/açık ‘öteki’ (other) olarak değerlendirip değerlendirmediği; apartman merdiveninde/asansöründe, otobüse/minibüse binerken, trafikte karşıdan karşıya geçerken, okul bahçesinde sırada beklerken, sınıfta oturacağı yeri belirlerken velhasıl, ‘ötekilerle’ paylaştığı tüm alanlarda kendini öncelleyen bencillikle izah edilmeye matuf eylemleri nasıl anlamak gerekiyor?

Toplumun çok farklı kesimlerini bir araya getiren eğitim-öğretim sürecinin öğretmenler-öğreticiler gibi öncü aktörlerinin varlığını pekiştiren ve anlamlı kılan, eğitim-öğretim sürecini sürdürülebilir, somut çıktıları olan ve hayatı sarıp sarmayan yönleri olduğunun fark edilmesi gerekiyor. Bu fark etme işinin, bugünlerde en çok ihtiyaç duyduğumuz bir şey olduğuna kuşku yok.

Bunu yaparken, rasyonel düşünce yapısına sahip olduğu varsayılan her bir yetişkin bireyin öz-eleştirel (self-critical) bir tutum takınması, ortak iyinin ve doğrunun ortaya konmasında herkese yol gösterici olacaktır. Bundan da hiç kuşku yok ki, en çok okullaşmanın öznesi konumundaki öğrenciler istifade edecektir.

https://guneydoguasyacalismalari.com/2021/09/10/okullasmada-amaclar-hedefler-ve-sapmalar-aims-targets-and-deviations-in-schooling/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder