9 Eylül 2021 Perşembe

Saiful Mahdi, meritokrası ve yolsuzlukla mücadele / Saiful Mahdi, meritocracy and fighting against corruption

 Mehmet Özay                                                                                                               05.09.2021

Açe’de akademisyen Saiful Mahdi’ye tartışmalı ceza onandı…

Endonezya’nın Açe Eyaleti’nde devlet üniversitesi Şah Kuala’da (Universitas Syah Kuala-Unsyiah) 2019 yılında yaşanan gelişmenin ardından, Dr. Saiful Mahmid aleyhine açılan davada mahkemenin verdiği üç ay hapis cezası onandı.

Saiful Mahdi üniversite öğretim üyeleri ile sınırlı Unsyiah Kita adlı whatsapp grubunda 2018 yılında Teknik Fakültesi’ne memur alımıyla ilgili usulsüzlükler karşısında tepkisini 2019 yılında ortaya koymasının ardından, fakülte dekanı tarafından açılan dava sonrasında üç ay hapis ve on milyon Rupiah para cezasına çarptırılmıştı.

Fakülte Dekanı Taufik’ın, söz konusu paylaşımı şahsına yapılmış bir hakaret ve isminin “zedelendiği” vehmiyle hareket ederek Saiful Mahdi hakkında davacı olmuştu.

Açe’de geçen yıl Nisan ayında, eyalet mahkemesinin kararının ardından Saiful Mahdi, Anayasa Mahkemesi nezdinde temyiz girişimde bulunmasına rağmen, mahkeme 29 Haziran 2021 günü kararda değişiklik yapmayarak onadı.

Üniversitesi ve meritokrasi

Dr. Saiful Mahdi’nin tepkisi ve aleyhine verilen karar yakından değerlendirilmeyi hak ediyor…

Öncelikle, temel itibarıyla olan bitene bakıldığında, Dr. Saiful Mahdi, yakın geçmişte kurulan Teknik Fakülteye 2018 yılında yapılan kadro alımında usulsüzlük karşısında sağduyuya ve meritokrasi olgusuna vurgu yapmıştı.

Mesaj aslında bölgede böylesine saygın bir yüksek öğretim kurumu Şah Kuala Üniversitesi’nin bilimsellik kriterleriyle çelişen bir yapılaşmaya konu olduğu tehlikesine dikkat çekmişti.

Ancak, söz konusu bu gelişmenin sadece Açe’de saygın olduğu belirtilen bir yüksek öğretim kurumunda gerçekleşmesiyle sınırlı değil.

Meritokrasi olgusunun apaçık ihlâli anlamına gelen gelişmenin de sadece, ‘saygın’ akademi kurumu yani, Unsyiah ile de sınırlı olmadığı ortada.

Saiful Mahdi kendisi gibi üyelerin Unsyiah akademisyenlerinin oluşturduğu whatsapp grubunda doğal bir hak ve araç olarak gündeme getirdiği paylaşımın hazmedilememesi de öyle sıradan bir gelişme değil. Ve sadece söz konusu whatsapp mesajında adı zikredilmemekle birlikte, tepki veren Teknik Fakülte Dekanı’yla da sınırlı olmadığı gayet aşikâr.

Sorunlu yasa UU-ITE

Yerel mahkeme davayla ilgili olarak kararını, 2016 yılında kabul edilen Elektronik Enformasyon ve İletişim Yasası’nın 27. Maddesi’nin 3 fıkrası (pasal 27 ayat 3 UU ITE) dayandırmış olsa da, uzmanlar mahkemenin bu yasayı yanlış yorumlandığını ileri sürüyorlar.

Öte yandan, söz konusu iletişim yasası hukukçular ve sivil toplum çevreleri tarafından ifade özgürlüğünü kısıtlayıcılığı nedeniyle eleştiriliyor. Söz konusu yasayla ilgili eleştirilere başkan Joko Widodo’nun da (Jokowi) katıldığı belirtiliyor.

Bu gelişme üzerine, Endonezya Adalet Derneği’nce yapılan açıklamada, Saiful Mahdi’nin üniversite öğretim üyeleri ile sınırlı whatsapp grubunda görüş beyan etme hakkının elinden alındığını belirterek karara itiraz etti. Söz konusu yaklaşım, sadece sıradan söz söyleme ile ilgili olmayıp, bundan daha da öte, üniversite bürokrasisinde “hesap verilebilirlik, şeffaflık ve yolsuzluk karşıtı” duruşla bağlantılı olduğuna dikkat çekiliyor.

Jokowi’ye çağrı

Ayrıca, devlet başkanı Jokowi’ye çağrıda bulunarak Saiful Mahdi’yi affı gündeme getirmesi talebinde bulundu. Dernek yetkilileri Saiful Mahdi’din tartışmalı yasa UU ITE’nin kurbanı olduğuna dikkat çekiyorlar. Başkan Jokowi’ye benzer bir talep daha önce uluslararası af örgütü tarafından da gündeme getirilmişti.

Saiful Mahdi, son dönem Açe akademi çevrelerinde, öğretim görevliliğinin yanı sıra, entelektüel faaliyetleriyle dikkat çeken bir isim. Uzun yıllar sivil toplum ve düşünce kuruluşlarında etkin olarak faaliyet gösteren Saiful Mahdi, Açe Eyaleti’nde üniversite yönetiminde yaşanan usulsüzlüklere sessiz kalmamasının karşılığını böylece hapis cezası alarak ödüyor.

Söz konusu gelişme, sadece Açe’de değil, Endonezya genelinde de dikkat çeken bir haber olurken, uluslararası af örgütü de bu gelişmeyi gündemine taşıdı.

Yolsuzluk ve çelişkiler

Bu gelişme çerçevesinde üzerinde durulması gereken birkaç konu bulunuyor. Bunlardan ilki, Açe’de yolsuzluk süreçlerine dair uzun süredir dikkat çekmeye çalıştığımız bağlam. Bir diğeri, Açe Eyaleti’nin 2005 yılındaki Helsinki Barış Anlaşması sonrasında kazandığı özerk statüye rağmen, bugüne kadar ilgili anlaşma maddelerinin yürürlüğe konmamasıyla yaşanan gerginlik sadece, ilgili tarafların masa başı kararlarının uygulanmaması şeklinde tezahür etmiyor.

Bu durum, özellikle Açe’de ekonomik yaşamı kötürüm bir hale kalmaya mahkum etmenin gizli adı olarak dikkat çekiyor. Açe’de gerek barış süreci gerekse ekonomik yaşamı geliştirilmesinde en önemli katkının eğitim kurumlarından ve elbette akademi çevrelerinden bekleniyor.

Tekelci network ve yönetim

Bununla birlikte, Açe’deki devlet üniversitelerinde yönetimlerin belirli çevrelerin tekeline terk edilmişliği konusundaki görüntü, sanki Açe’de bu yönde bilinçli bir çabanın sergileniyor olduğu düşüncesini akla getiriyor.

Helsinki Barış Anlaşması’na sahiplendiği konusunda bugüne kadar ciddi bir açılım ortaya koymayan üniversite çevrelerinde, tıpkı bürokraside karşılaşıldığı üzere yerleşik yolsuzluk söylemlerinin günlük konular arasında yer almasının en son örneklerinden biri olarak Saiful Mahdi davasını göstermek gerekiyor.

Bu noktada, üniversite yönetimlerine hakim olan tekelci zihniyetin usulsüzlükler içeren icraatlarına yönelik eleştirileri çeşitli bağlantıları ile sindirme girişimleri, akademisyenlerin kampüs yaşamında karşılaşılan usulsüzlüklerin üzerini örtme/görmezden gelme şeklinde geçiştirilmesine neden oluyor.  

Bugün Açe’de gündeme gelen Saiful Mahdi davası, sadece tekil bir hadise olmadığı gibi, bu eyalet ile de sınırlı olmayan kötü yönetim ve yolsuzluklar zincirinin sadece küçük bir halkası olduğunu söylemek mümkün. Tsunami sonrasında bölgede faaliyet gösteren ve özellikle  Helsinki Barış Anlaşması’nın yürürlüğe girmesiyle paralel yürüyen süreçte bölgede faaliyet gösteren bazı uluslararası yardım kuruluşlarının yanı sıra yerel bürokraside çeşitli yolsuzluk iddiaları gündeme gelmişti.

Bugün Endonezya küresel medyada ve çeşitli uluslararası organlarda yolsuzluk ekonomisiyle anılmasına rağmen, ne Açe’de ne de genel itibarıyla Endonezya’da bu konuda kalıcı bir politika ve uygulamanın başarı ile gündeme getirilebildiğini söylenebiliyor.

Bu durum, söz konusu sorunun üstesinden gelinmesi konusunda herhangi bir çalışma yapılmadığı anlamı taşımıyor. Ancak bu konuda çaba sergileyen resmi, yarı resmi ve özel kuruluşların çabalarının yapısal değişim için yeter olduğu söylenemez. Ve bugün bunun en önemli göstergelerinden biri otonom bölge statüsüne sahip olmasıyla, diğer eyaletlerden daha iyi yönetilebileceği düşüncesini akla getiren Açe’de yaşanıyor olmasıdır.

Gerek devlet kurumlarının Açe Eyaleti’ndeki müdürlüklerinde, gerekse Eyalet’te akademik, entelektüel yaşamın merkezi konumundaki üniversitelerde genel itibarıyla adalet ilkesinin özelde de meritokrasi ilkesinin hayata geçirilmesi beklentisi gayet doğaldır.

Ancak bugüne kadar, bu yönde gerekli adımların atılmak bir yana, Eyalet yaşamının çeşitli kurumlarında dikkat çekilen usulsüzlükler ve yolsuzluklar geniş toplum kesimlerinde gidişata dair umutsuzluğu pekiştirmekten öte bir işlev görmüyor.

Saiful Mahdi’nin üniversite yönetiminin ve idaresinin meritokrasi temelli, rasyonel bir bürokratik işleyişe kavuşturulması konusundaki çıkışının bugün olmasa bile, hak ettiği olumlu karşılığı yakın gelecekte almasını ümit ediyoruz.

https://guneydoguasyacalismalari.com/2021/09/05/saiful-mahdi-meritokrasi-ve-yolsuzluk-mucadele-saiful-mahdi-meritocracy-and-fighting-against-corruption/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder