18 Aralık 2011 Pazar

Singapur’da Yeni Bir Dönem


Mehmet Özay – Malezya
10 Mayıs 2011

Singapur siyasetinde yeni bir dönem başlıyor. İşçi Partisi’nin muhalefet olarak gösterdiği büyük başarı, devletle özdeşleşmiş PAP’ın yaşadığı gerileme ve nihayetinde hayal kırıklığı, Singapur’da “Gelişmiş Ülke Demokrasisi”ne geçiş anlamı taşırken, seçim sonuçları ve doğuracağı etkiler uzun süre konuşulacak.
Singapur’da Cumartesi günü yapılan genel seçimlere, her ne kadar PAP yeni hükümeti kuracak çoğunluğu sağlasa da, İşçi Partisi’nin başarısı damgasını vurdu. İşçi Partisi, ülk tarihinde ilk defa grup seçim bölgesindeki (Al-Juneyd) oyların çoğunu (%54.7) alarak Parlamento’ya göndermeyi başardığı altı milletvekili ile değil, daha çok siyasi atmosferi değiştirecek söylemi seçimden başarıyla çıkarken, Singapur’da siyasetin artık “tek elde” olmadığını kanıtladı. Singapur siyasi tarihinde yeni bir dönemin açılırken, Lee Kuan Yew, kurduğu ve büyüttüğü PAP’ın aldığı yaradan ötürü hayal kırıklığı yaşadığına kuşku yok. Geçen yıl Ekim ayında altmış yıllık eşini kaybeden Lee şimdi de siyasi arenada şok yaşadığı gözlemcilerin ortak kanaati. Singapur’da seçimlerin bölgelere göre partiler ya tek adayla veya grup adaylarla yarışıyorlar. Yani bir bölgede, örneğin al-Juneyd beş adayla yarışa giren partiler oyların çoğunu aldığında beş aday birden parlamentoya giriyor.
Seçimle ilgili bazı istatistiklere göz adalım. Toplam 2. 350.873 seçmenden 1.8 milyonu kullandı. Oy verme işlemi toplam 700 sandıkta gerçekleştirildi. Seçime katılım oranı ise % 83 oldu. PAP 87 sandalyeli parlamentoda üye sayısı 81’e düşerken oy sayısında da önemli bir gerileme yaşadı. 2001 yılında aldığı %75’lerdeki oyu, 2006’da %8.7 gerilemişti. Cumartesi günkü seçim sonunda PAP oylarında bir kez daha, ancak bu kez %6.5’lik bir gerileme ile %60.1’e düşmesi iktidar partisindeki buhranı açıklıyor. İşçi Partisi genel ortalamalar dikkate alındığında %46’lık oy oranına yükseldiği görülüyor. Al-Juneyd’de oyların %54.7’sini, Hogang’da ise %62.7’sini alan İşçi Partisi, milletvekili çıkartamasa bile kimi bölgelerde iktidardaki PAP’dan önemli miktarda oy “çalmayı” başarması gelecek umutlarını daha da diri tutacak. Seçmenlerin beşte birinden fazlası ilk defa oy kullanan genç kitleden oluşuyordu. Bu durum, elbette Pazar günü ortaya çıkan siyasi manzaranın şekillenmesinde başat bir rol oynadı. Özellikle sosyal medyanın önemli bir artısının olduğu siyasi gözlemcilerin ortak kanaati. İşçi Partisi kadrosundan seçime katılan 35 yaşındaki Malay, Muhamad Faisal Abdul Manap parlamento’da Malay azınlığın sorunları ile yakından ilgilenecek isim olacak.
İşçi Partisi’nin başarısı ile sonuçlanan Cumartesi günkü seçimler aynı zamanda, ülke siyasi tarihindeki istatistiklerin tümünün değişmesine neden oldu. 6 adayı parlamentoya gönderme şansı bulan İşçi Partisi aynı zamanda, oylarını da artırmak suretiyle gelecek seçimler için umutlarını daha da artırırken, aynı zamanda, ülke de gelişme ülkeler düzeyinde bir parlamento oluşumunun da inşacısı oldu.
Singapur seçimleri Al-Juneyd’de konuşlandığını söylemek yanlış olmayacak. İşçi Partisi’nin Parlemonta’daki tek adayı Low, Hogang’daki seçim bölgesinden ayrılarak, bir anlamda büyük bir siyasi kumar oynaraka, partinin en önemli isimleri ile girdiği aL-Juneyd yarışından büyük bir başarı ile çıktı. İşçi Partisi bununla da kalmadı, Low’ın eski seçim bölgesinde de Parlamento’ya aday gönderen parti oldu. Low’un bu çıkışı, Singapur siyasetinde önemli bir dönemin açılması anlamına geliyor. Öncelikle Low’un seçim bölgesini değiştirerek PAP’ın güçlü olduğu al-Juneyd’de seçime girmeye karar vermesi sürecin başından bu yana dikkatle izlenen bir gelişmeydi. İşçi Partisi’nin bir diğer önemli atağı seçim sloganında ortaya çıktı. Başta parti lider iolmak üzere tüm partililer seçim propagandası döneminde Gelişmiş Ülke Parlamento, bir başka deyişle birinci sınıf parlamento söylemi oldu. Bu söylem seçmenler üzerinde önemli bir etki yaptığına kuşku yok. 1966 yılından bu yana ilk defa parlamento altı muhalefet milletvekilini ağırlayacak.
Devlet ile siyasi bir parti olarak PAP’ın özdeşleştiği Singapur demokrasisi Batılı ülkeler ve çeşitli sivil toplum örgütlerinden eleştiriler alıyordu. Her ne kadar, ülkenin ve partinin kurucuus Lee Kuan Yew bugünkü Singapur’un ortaya çıkışındaki rolü ile yadsınamasa da, giderek değişen siyaset kültürü içerisinde devlet partisi imajının soluklaşması seçmenler tarafından da eleştiri konusu yapılmaya başlandı. Cumartesi günkü seçim bunun en açık kanıtı oldu. PAP sadece Al-juneyd’i kaybetmekle kalmadı, bu seçim bölgesinde hükümetin çok önemli isimlerini de kaybederek, kabinede kan kaybına neden oldu. Özellikle Dış İşleri Bakanı George Yeo’nun bu seçim bölgesinden aday olduğu düşünüldüğünde, PAP’ın kaybı daha iyi anlaşılıyor. Bu gelişme, Pazar gününün ilk saaetlerinde seçim sonuçlarıyla ilgili ilk değerlendirmeleri yapan Başbakan Lee Hsien Lhoong konuşmasında önemli bir yer buldu. Her ne kadar, yeni kabineyi oluşturacak çoğunluğu elde etse de PAP’ın yaşadığı sarsıntıyı Lee’nin yüzünde okumamak mümkün değildi.  Singapurlular niçin muhalefete böylesine önemli bir destek verdiler sorusu önemli. Daha önce de dile getirdiğimiz üzere, Singapur gelişmiş bir ülke olmakla birlikte, gelişmişliğin getirdiği yeni sorunlarla baş etmede yaşamaya başladığı sıkıntılar halk, özellikle de orta gelir düzeyindekiler üzerinde baskı oluşturmaya başladı. Buna ilâve olarak PAP ile devletin özdeşleşmesi, Lee Kuan Yew’un halkın taleplerine kulağını tıkayan tehditkâr ve kibir dolu siyasi anlayışının da seçmenler üzerinde bir anlamda “rövanş” alma olarak algılandığı görülüyor.
Peki şimdi Singapur demokrasisinde neler değişecek? Öncelikle tek parti hakimiyetinin artık söz konusu olmadığı görülüyor. İşçi Partisi’nin başarısı, halkın doğrudan taleplerinin Parlamento’da yasama süreçlerine yansıyacağına kuşku yok. PAP artık tek başına karar mekanizmaları üzerinde rol sahibi olmayacak. Bu gelişme, aynı zamanda, PAP’ın başta kurmayları olmak üzere, bir siyasi parti olarak muhalefetle biraradalığı öğrenme süreci olacak. Bu yeni sürecin Singapur’un özellikle komşuları Malezya ve Endonezya ile ilişkilerini nasıl etkileyeceği ise merak konusu. Müslüman çoğunluğun yaşadığı bu iki ülke ile sınırlı ve çekingen ilişkileri bulunan Singapur aynı zamanda, ASEAN içinde de aktif rol olmaması ile dikkat çekiyor. Daha önceki yazımızda da değindiğimiz üzere Türkiye’nin Güneydoğu Asya açılımında Singapur’un henüz bir yer edinmemiş olması görece bir eksiklik olarak değerlendirmek gerekir. Singapur’da oluşan yeni siyasi atmosfere paralel olarak Türkiye’nin bölge ile ilişkilerini geliştirirken, Singapur’u es geçmemesi çeşitli bağlamlarda gerek ülkedeki Müslüman azınlık, gerekse Malezya-Endonezya ilişkileri ölçeğinde bölgeye katkı anlamı da taşıyacaktır.
  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder