Mehmet Özay – Dünya Bülteni
3 Haziran 2011
Uzun bir aradan sonra yeniden Açe’de olmak ve Açe’deki gelişmeleri yakinen takip edebilme imkânı bulmak oldukça dinçleştiriciydi. Açe her zaman ki gibi hareketliydi ve bu hareketlilikten kendim kadar davetlim olarak Açe’de bulunan Türk ve Malezyalı dostların da yeterince istifade etmesi memnuniyet vericiydi. Yerli ve yabancı bazı “yeni sömürgeci” çevrelerin çoğunlukla yermeyi yeğlediği Açe ve Açelilerin bir kez daha sosyo-ekonomik ve politik gelişmeler bağlamında ne kadar üretken olduklarını ortaya koyduklarına tanık oldum. İlk akla gelen gelişmeler ve bizzat tanıklıklarım arasında yaklaşan valilik ve yerel yönetim seçimleri öncesinde Vali İrvandi Yusuf ile Açe Partisi arasında yaşanan gerilim, Şeriat uygulamalarının kapsamı ve sınırlarına dair süregiden tartışmalar, Tgk. Hasan di Tiro’nun ölümünün birinci yıl dönümü vesilesiyle yapılan anma toplantısı, üçüncüsü düzenlenen Uluslararası Açe ve Hint Okyanusu Konferansı (ICAIOS), Açe turizmini tanıtma amacıyla gerçekleştirilen XII. Endonezya Belediyeler Birliği’nin Genel Toplantı ve İhracat Sergisi’nin geldiğini söyleyebilirim. Her biri bağımsız bir yazıya konu olacak önemdeki bu gelişmeler, Açe özelinde ve Endonezya genelinde elbetteki önemsenecek değerde. Bununla birlikte, bu yazıda, öz olarak 25-26 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilen ICAIOS’dan bahsedeceğim. Diğer önemli gelişmelere de gelecek haftalarda değinme fırsatı bulacağımı umuyorum.
2004 yılında, yani tsunamiden aylar önce Güneydoğu Asya tarihi konusunda tek isim kabul edilen Prof. Dr. Anthony Reid’in girişimiyle Singapur’da düzenlenen Açe konulu konferansı temelde Açe’deki uzun çatışma dönemini irdeleyen konu ile gündeme gelmişti. Tsunaminin ardından, Açe’nin dünya ile bağlantılarının kurulduğunun en bariz göstergelerinden biri hiç kuşku yok ki, 2007 yılında ICAIOS organizasyonu oldu. Dünyanın çok çeşitli ülkelerinden alanlarında uzman akademisyenlerin katılımı ile gerçekleştirilen bu konferans, aynı zamanda, kalıcı bir organizasyona dönüşme çabasını içinde taşıyan önemli bir girişimdi. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu katılımcı ülkelerden sağlanacak fonlarla söz konusu girişim kurumsal bir kimliğe bürünerek uzun erimli çalışmalara konu olacaktı. Organizasyon disiplinli başlagıcının göstergesi olarak 2009 yılında ikincisini ve de yukarıda belirtilen tarihlerde üçüncüsünü gerçekleştirdi. İkinci defa katılma imkânı bulduğum konferans 24 Mayıs akşamı, konferansa ev sahipliği yapan Şah Kuala Üniversitesi Rektörü’nün konutundaki yemekle başladı. Yemek öncesi ve sırasında on ülkeden akademisyenler ve araştırmacılar iki yıl sonra yeniden Açe’de buluşmanın hazzını yaşarken, alanlarındaki gelişmeleri de birbirleri ile ilk elden paylaşma fırsatı buldular. Konferansın önemini ortaya koyma adına, katılımcıların salt akademi dünyası ile sınırlı olmadığını ifade etmeliyim. Avrupa Birliği’nin ve Dünya Bankası’nın Açe Ofisi yetkililerinin katılımı, oluşumun aynı zamanda, Açe’deki siyasi ve ekonomik gelişmelere yönelik boyutunu da kapsaması bağlamında dikkat çekiciydi. Anthony Reid’le kendisiyle yaptığım görüşmede, ICAIOS’un kuruluş gayesini gerçekleştirmesini sağlayacak olanakların henüz hakkıyla ortaya konamamış olduğunu söylerkenki karamsarlığına rağmen, yola devam etme yolundaki kararlılığı ile genç akademisyenlere örnek teşkil ediyordu. İçinde Türkiye’nin de yer aldığını söylediğimiz bu oluşumun devamı elbetteki önemsenecek boyutta. Ancak üye ülkelerin bugüne değin arzu edilen katkıyı ortaya koy(a)mamaları da kayde değer bir eksiklik olarak ortada duruyor. Halbuki, gerek Malezya’da Şubat ayında ikincisi düzenlenen Açe Kalkınma Konferansı, gerekse Açe’de gerçekleştirilen ICAIOS serisi, Açe’nin bir eyelet olmanın ötesinde, tüm Malay Takımadaları ve Hint Okyanusu’nu çevreleyen kapsamları ile farklı öneme haiz olduğunu ortaya koyuyor. Diğer ülkeler bir yana, Türkiye’nin -içinde akademyanın da olduğu- resmi mercilerinin bu gelişmeden ne kadar haberdar oldukları ise meçhul. Tüm olumsuzluklara rağmen, bu yılki konferansın gerçekleştirilmesinde liderlik konumu ile başta Anthony Reid olmak üzere, Frankfurt Goethe Üniversitesi’nin girişimiyle “New Beginnings-Transformations in Post-Disaster and Post-Conflict Region” başlığı ile gerçekleştirildi. Toplam ellibeş tebliğin sunulduğu konferansa ağırlıklı katılım Amerika’dan Texas Üniversitesi ile Almanya’dan Goethe Üniversitesi’nden oldu. Ayrıca, Avustralya, Singapur, Malezya, Türkiye, İngiltere, Hollanda, Finlandiya ve Endonezya’dan akademisyen ve araştırmacılar çeşitli başlıklarda oluşturulan oturumlarda tebliğlerini sundular.
Goethe Üniversitesi Antropoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Susanne Schröter’in yaptığı açış konuşması geniş çerçevesi ile dikkat çekiciydi. Sömürge ve sömürge sonrası siyasal düzenler alanında uzman olan Schröter, katılımcıları Açe bağlamında tarihsel bir keşfe çıkarırken, kimi zaman duygusal anların yaşanmasına da neden oldu. Schröter, aynı zamanda, Açe denilince ilk akla gelen ve Güneydoğu Asya’da zamanında “at oynatmış” döneminin önemli oryantalisti Dr. Snouck Hurgronje’un The Acehnese adlı iki ciltlik kapsamlı eserine alternatif olduğunu ileri sürülemese de, Açe’nin sosyo-kültürel derinliğini ortaya koyan Aceh adlı kaleme aldığı ve yakın geçmişte yayınlanan eserini de tanıtma fırsatı buldu.
Konferansın ikinci günü gerçekleştirilen ve ‘Tarih’ başlıklı bölümde mitsel unsurlarla ve gerçekliklerin birbirine karıştığı Açeliler ile Türkler arasındaki ilişkiye dair ilginç sunumlar gündeme geldi. Kimi gözlemcilerin zaman zaman ortaya koyduğu üzere, söz konusu bu ilişkiye dair daha çok mitsel unsurların öne çıktığı Türkiye’deki anlayışın yerine, yeni ve alternative bakışların gündeme gelmesi geçmişin derinliklerine yeni yolculukların yapıldığını ortaya koyduğu gibi bunun devamını da zorunlu kılıyor. Öte yandan, arkeologlar İngiliz Edward McKinnon’un ve Açeli Husaini İbrahim’in Açe coğrafyasının tarihi gerçekliğinin belki de yegâne unsuru kabul edilebilecek mezar taşları bağlamındaki sunumlarında ortaya koydukları yeni bulgular, sadece Açe tarihini değil, Güneydoğu Asya İslam tarihinin yeniden gözden geçirilmesini gerektirecek boyutta.
Konferansın bir uzantısı olarak 27 Mayıs günü henüz yeni yayınlanmış Aceh: The Role of Democracy for Peace and Reconstruction adlı önemli bir çalışmanın tanıtım toplantısı Açe’nin bugünkü gerçekliğine değinmesi bağlamında dikkat çekiciydi. Oslo Üniversitesi’nden Siyaset Bilimi Profesörü Olle Törnquist, Endonezya’nın önde gelen demokratlarından Stanley Adi Prasetyo ve bağımsız araştırmacı Teresa Birks’in editörlüğünü yaptığı eserde, 2005 Helsinki Barış Anlaşması sonrasında Açe’de gerçekleştirilen 2006 yerel ve 2009 genel seçimleri bağlamında Açe entelijansiyası ile yapılan kapsamlı mülakatlarla Açe siyaseti konu ediliyor. Adı, her ne kadar, editörler arasında geçmese de bu eserin ortaya çıkmasındaki büyük katkısından ötürü Shadia Marhaban’ın ismini zikretmemiz gerekiyor. Aynı zamanda Açe Kadın Hareketi (LİNA)’ın önemli isimlerinden olan Marhaban, eser bağlamında Açe’nin önde gelen entellektüellerinin eser hakkında görüşlerini serdettikleri oturuma başkanlık etti.
ICAIOS varlığını devam ettirecek. Ancak bu süreçte, önemli rol oynaması beklenen Türk akademyasının ve Türk bilimsel kuruluşlarının bu oluşuma katkısının ne olacağını zaman gösterecek. Bu, bir anlamda, Türkiye’nin Açe-Türk ilişkilerine mitsel mi yoksa gerçeklere dayalı mı bakıp bakmadığını da ortaya koyacak. Bu vesile ile önümüzdeki Ankara İngiliz Kültür Araştırma Ekibi’nin çalışmaları kapsamında Aralık veya Ocak ayında Açe’de bir konferasın daha gerçekleştirileceğinin haberini verelim. Ayrıca, Türkiye’den davet ettiğimiz ancak iştirak edemeyen kimi dostları yakın zamanda gerçekleştireceğimiz bir sonraki “keşif” gezisine beklediğimizi buradan duyurmak isterim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder