22 Ekim 2024 Salı

Endonezya’da Prabowo dönemi / The era of Prabowo in Indonesia

Mehmet Özay                                                                                                            22.10.2024

Endonezya’da yeni dönem, Prabowo Subianto başkanlık koltuğuna oturmasıyla başladı...

Bu gelişmeyi, ‘Prabowo nihayet başkanlık koltuğuna oturdu’ başlığıyla da vermek mümkün.

Ordudan ayrılmasının ardından, ulusal siyasette rol almaya başlayan ve bu süreçte, Büyük Endonezya Partisi (Gerindra) adıyla siyasi bir parti kuran Prabowo, 2014 ve 2019 seçimlerine başkan adayı olarak katılmasına rağmen, başarıyı ancak, 2024 yılı 14 Şubat’ında yapılan seçimlerde yakalayabildi.

Üç seçimle, kendini ulusal siyasette akredite etmeye çalışan Prabowo’nun, aynı zamanda belki de askerlik mesleğinden kalan bir nitelik olarak, azimli ve kararlılığının sonucunda emeline ulaştığını söylemek mümkün.

Nasıl bir Endonezya?

Endonezya’yı önümüzdeki beş yıl boyunca yönetecek olan 73 yaşındaki Prabowo Subianto’nun ‘nasıl bir Endonezya inşa edeceği?’ gibi standart bir soru, elbetteki pek çok kişi tarafından soruldu ve sorulmaya devam ediliyor.

Daha önceki yazılarımızda özellikle, 2024 Şubat seçimlerinin ardından, Savunma Bakanı sıfatını taşımaya devam etse de, sanki de facto başkan edasıyla, çeşitli ülkelere yaptığı seyahatlerde ülke başkanları, başbakanları ve hatta monarklarıyla yaptığı görüşmelere rağmen, Prabowo’dan yukarıdaki soruya karşılık gelecek kapsamlı cevaplar bulmakta zorlandık.

Elbette, zaman zaman sabık başkan Joko Widodo’ya ve de politikalarına övgüler düzerek “mevcut politikalara devam edeceğim” tarzında açıklamaları olsa da, bunları daha çok kendisine başkanlık yolunu sonuna kadar açan Jokowi’yi onere etme olarak değerlendirmek gerekir.

Örneğin, şayet böyle bir benzerlik kurulacak ise, uluslararası ilişkiler bağlamında, Prabowo’nun Jokowi’yi takip etmesi halinde içine kapanık, çekingen, dış ilişkileri bakanına havale eden vb. bir yaklaşım sergilemesi beklenir.

Oysa, yukarıda dile getirdiğim üzere, Şubat ayından itibaren yurt dışı gezilerinde en azından, niceliksel olarak sergilediği agresifliğin, Jokowi’nin bizatihi kendisinin ortaya koyduğu dış politika yönelimleriyle uzaktan yakından ilintisi bulunmuyor.

Bunun en açık göstergesi, Pazar günü Cakarta’da parlamentodaki yemin törenine katılan aralarında başbakanların da bulunduğu yabancı ülke temsilcileriyde.

Singapur başbakanı Lawrence Wong, Malezya başbakanı Enver İbrahim, Güney Kore devlet başkanı Han Duck-soo, Çin başkan yardımcısı Han Zheng, Avustralya başbakan yardımcısı ve savunma bakanı Richard Marles gibi isimler yer alıyordu.

Başkanlık iktidarı

“Acaba başkanlık iktidarında Prabowo ne yapacak?” sorusunun bazı cevaplarını en azından, geçtiğimiz Pazar günü Cakarta’da parlamentodaki yemin töreni sonrasındaki konuşmasında bulmak mümkün.

Basına yansıdığı kadarıyla veya basının öne çıkardığı kadarıyla ilk dikkat çeken husus, “Tüm Endonezya’nın başkanı olacağım” ifadesiydi.

Bunun hakikaten Prabowo’nun icad ettiği, özgün bir söylem olmadığını, küresel siyaseti az çok takip eden insanların fark etmiş olması gerekir.

Bazı ülkelerde, ulu orta hale gelen bu söylem tarzının, Endonezya’da Prabowo gibi bir siyasetçi tarafından dillendirilmesinin, kamuoyunun önemli bir kesiminde nasıl karşılık bulduğunu anlamak için Prabowo’nun acilen bu yönde icraatlar ortaya koyması gerekir.

Yoksa ne, ordudaki görevi sırasında ne de, sivil siyasette yer aldığı dönemde, örneğin, 2016 yılın Ağustos ayı ve sonrasında yaşananlarda oynadığı rol Prabowo’nun, böylesi bir yönelimde siyasetçi olabileceğini anlamayı kolaylaştırıyor.

Tüm Endonezya ideali ve gerçekler

Yine basın organlarında öne çıkartılan ve belki de, kimilerince, “tüm Endonezya’nın başkanı olmak” söyleminin pratikteki yansıması olabilecek icraat, Endonezya toplumunun en fakir kesimlerin özellikle de, çocukların ve hamile kadınların yararlanacağı “ücretsiz öğle yemeği” programı oldu.

Yaklaşık 6 milyar Dolar (71 trilyon Rupiah) bütçeyi içeren bu programın kulağa hoş gelen yanı olduğuna kuşku yok.

Gizli açık ekonomik yardım programı altında değerlendirilebilecek olan bu uygulama, bir tür sosyal devlet sistemini andırsa da, kanımca daha çok STK’cı devlet modelinin bir örneği olabilecek gibi görünüyor.

Prabowo’nun gündeme getirdiği ve daha başkanlık koltuğuna oturmadan başlatılan bu politikayı savunan görüşü Pazar günkü başkanlık konuşmasında da değindi.

Prabowo, “Pek çok kardeşimiz fakirlik sınırının altında yaşıyor. Pek çok çocuğumuz okula kahvaltı etmeden gidiyor” açıklaması, ülkenin sosyal realitelerinden birine ortaya koyması açısından gayet önemli.

Ancak, son on beş yıldır ulusal siyasette rol alan bir siyasetçi olarak bu sosyo-ekonomik durumun nedenlerine dair açıklamalar nelerdir sorusuna da, başkan Prabowo’nun cevaplar üretmesi gerekir(di).

Ekonomi

Konu ekonomiden açılmışken...

Başkan Prabowo yaptığı konuşmada, ülke ekonomisinin ki, son on yılda Güneydoğu Asya’da sürekli büyüyen bir ekonomi olarak dikkat çeken Endonezya’da, ortalama yüzde 5 olan yıllık büyüme oranını yüzde 8’e çıkarmayı hedeflediğine vurgu yaptı.

Bu alanda tıpkı, “tüm ülkenin başkanı” olacağı söyleminde olduğu gibi, küresel gelişmeleri yakından takip edenler, yıllık büyüme oranları ile sosyal adalet sistemi arasında doğrusal bir orantının olmadığı bilir.

En azından bu fark edilebilir, gözle görülebilir bir sosyal gerçekliktir.

Bu noktada, başkan Prabowo’nun büyürken, nasıl bir ekonomik büyüme hedeflediğini ve hangi mekanizmalarla bu büyümenin sağlanacağını detaylı, basitleştirilmiş haliyle de olsa programları sayıp dökmesi beklenirdi.

Evet, Endonezya son yılların sürekli büyüme sağlayan ülkelerinden biri...

Zaten bu nedenledir ki, uluslararası kurumlarca orta büyüklükte yükselen ülkeler kategorisinde yer verilmiş durumda.

Endonezya’da var olan ekonomik büyüme ile ve örneğin, yine yukarıda kısaca değindiğim üzere, ASEAN üye ülkeleri arasında en büyük ekonomi olarak ortaya çıkması, üretim gücü, teknolojik kalkınma, imalât sanayi vb. gibi alanların bir sonucu değil.

Daha çok, 300 milyona yaklaşan nüfusunun iç tüketimince belirlenen ve buna ilâve olarak, halen küresel piyasaları besleyen doğal kaynakların içeriden dışarıda aktarılmasından neşet eden bir büyüme var karşımızda.

Zaten bu tür büyümeden dolayıdır ki, yine başkanın, “açlık sınırı altında olan kardeşlerimiz, kahvaltı etmeden okula giden çocuklarımız” söylemi, sosyal gerçeklikte yer almaya devam ediyor.

Aciliyet bekleyen alanlar

Bu çerçevede, ASEAN ülkeleri arasında en büyük ekonomi olmakla öne çıkan Endonezya’da, yeni başkanın dile getirmesi beklenen gayet temel bazı alanlar bulunuyor.

Örneğin bu alanları şu şekilde sıralamak mümkün: gelir dağılımı eşitliği, istihdam, temel eğitim ve mesleki eğitim, genç nesillerin üretken meslek sahibi olması, dünyayı beş yüz yıldır besleyen kaynaklara sahip Takımadalar’ın çeşitli bölgelerindeki sosyo-ekonomik kriterler bağlamında geri kalmış kitlelerin kendine yeter bir ekonomiye ulaşmaları, işsizlik nedeniyle dışarıya önemli bir göç veren ülke konumundan insanlarına kendi topraklarında istihdam edebilecek olanakları sağlama vs

Ya da, ülkenin belirli bölgelerindeki elektrik açığının kapatılması dalga, rüzgâr gibi alternatif enerji kaynaklarının oluşturulması ve geliştirilmesi; bugünün popüler kalkınma araçları arasında yer alan karbon emisyonu bağlamında, yağmur ormanlarıyla dikkat çekmesi nedeniyle Endonezya’nın bir ‘hub’ olarak küresel arenada yer alması; ‘helal’ olgusunun bir endüstri haline gelmesinden hareketle ve yanı başındaki Malezya’nın bu işin üstesinden gelebilmiş bir örnek teşkil etmesini dikkate alarak, hem iç hem de küresel pazara yönelebilecek kapsamlı düzenlemelerle ancak yerel üreticilerin önünü açacak yapılanmanın yürürlüğe konulması; zamanında, ülkenin en yoksul eyaletlerinden biri için gündeme getirdiğimiz üzere, belirli sektörler bazında, mikro kalkınma bölgelerinin oluşturulması ve bu bölgelerin bölgesel ve küresel pazarlara erişimini sağlayacak mekanizmaların kurulup geliştirilmesi; bölgedeki Japonya, Tayvan, Güney Kore, Singapur gibi ülkelerin kalkınma yönelimlerinde imalât sanayilerin ve bunlara eklemlenebilecek teknolojik yeniliklerin, aynı ölçüde olmasa bile, zamana yayılacak şekilde üretim süreçlerinde etkinliğinin artırılması vs.

Başkan Prabowo’nun ve açıkladığı kabinenin hiç kuşku yok ki bu alanlarda söz söylebilecek niteliklerde üyeleri bulunuyor. Önemli olan, bunları bütüncül ve sürdürülebilir bir şekilde ulusal politakanın merkezine acilen taşımak olmaladır.

Endonezya’nın bu yeni dönemini yakından izlemeye devam edeceğiz.

https://guneydoguasyacalismalari.com/endonezyada-prabowo-donemi-prabowo-era-in-indonesia/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder