16 Ekim 2024 Çarşamba

Çin ve Tayvan arasında gerilim artıyor / Increasing the tension between China and Taiwan

Mehmet Özay                                                                                                                           16.10. 2024

Çin’den Tayvan’a göz dağı artarak devam ediyor...

Tayvan milli günü dolayısıyla başkan Lai Ching-te’nin 10 Ekim’de yaptığı konuşmanın ardından, Pekin yönetimi geçtiğimiz Pazartesi günü tüm askeri birimlerin katılımıyla Tayvan’ı çevreleyen sularda bir günlük tatbik gerçekleştirdi.

Bu gelişme, Avrupa’nın göbeğinde ve Ortadoğu’da sıcak çatışmalar sürer ve bir şekilde, barış adımları atılmaya çalışılırken, dünyanın farklı bölgelerinde potansiyel çatışma alanlarının başında gelen Tayvan Boğazı’nda tehlike sürekli büyümeye devam ettiği anlamına geliyor.

Küresel bir güç olarak Çin Halk Cumhuriyeti’nin (People’s Republic of China-PRC), Tayvan’a, ki resmi adı Çin Cumhuriyeti (Republic of China), yönelik tehditlerinin sadece lafta kalmadığı aksine, günden güne artan askeri tatbikatlarla, neredeyse her an Ada’ya yönelik bir askeri harekatı başlatacağı izlenimi veriyor.

Kognitif savaş

Geçtiğimiz Pazartesi günü, ‘Ortak Kılıç-2024B’ adı verilen ve Çin ordusunun (Chinese People’s Liberation Army-PLA) tüm birimleriyle katıldığı ve Tayvan’ı çevreleyen sularda gerçekleştirilen bir günlük tatbikatı, gelişigüzel yapılmış bir eylem olarak değerlendirmek yanlış.

Tüm ordu birimlerinin iştirak ettiği bu tatbikat, aynı zamanda literatürde “kognitif savaş” (cognitive warfare) olarak adlandırılan ve askeri yapı dışındaki unsurların da katılmasıyla belki de, önceki tatbikatlardan ayrıldığını söylemek yanlış olmayacaktır.

Bu yöntemle, Tayvan kamuoyunda algı değişiklikleri hedeflenirken, bunun sıcak savaş unsurlarının önünün açacak bir yol olarak kullanılacağı varsayılıyor.

Çin yönetiminin askeri tatbikatlar için, çeşitli vesileleri gerekçe gösterdiğini söylemek mümkün.

Pazartesi günkü tatbikat için de Tayvan devlet başkanı Lai Ching-te’nin, 10 Ekim günü, ulusal gün dolayısıyla yaptığı konuşma Pekin’de oldukça şiddetli bir karşılık buldu.

Başkan Lai, ne dedi?

Başkan Lai uzun bir konuşma yaptı... Konuşma metnine baktığımızda, pek çok konuya değindiği anlaşılıyor.

Ancak, öne çıkan temel hususlara kısaca değinmekte yarar var.

Lai, yaptığı konuşmada, “Tayvan ve Çin’in birbirinin hakimiyetine girmeyecektir” ve “Çin Halk Cumhuriyeti’nin Tayvan’ı temsil etme hakkı yoktur” ifadeleri açıkça, Pekin yönetiminin “Tek Çin” idealine muhalif bir bağlamda yer aldığına kuşku yok.

Tayvan’da bağımsızlık gününün 1949 yılından başlayan dönemden değil aksine, 1911 yılına yani, Çin hanedanlığına karşı gerçekleştirilen modern darbeye gönderme yapması dikkat çekiciydi.

Bu tarihi yaklaşım, hiç kuşku yok ki, 1945-1949 yılları arasında Ana kıta Çin’de komünist ve milliyetçi Çin arasında yapılan ve komünistlerin galibiyetiyle sonuçlanan iç savaşı ve devamını yok sayan bir açılımı içeriyor.

Başkan Lai’nin 1911 göndermesinin Çin hanedanlığını ortadan kaldıran milliyetçi güçler noktasında doğruluğu içinde barındırıyor.

Ancak, bu sürecin ardından bir toplumsal hareket olarak başlayan ve ardından, kurumsallaşan Çin komünizminin ve de 1949 sonrası Çin Komünist Partisi ve yönetiminin varlığını dikkate almamasıyla, gayet önemli bir tarihi söylem ortaya koyuyor.

Pekin’den güçlü tepki

Bu konuşmanın ardından, Çin’de Tayvan İşleri’nden Sorumlu direktör Chen Binhua Başkan Lai Ching’i “barışı baltalayan” vb. sıfatlarla suçlarken, açıklamasının devamında, Pekin yönetiminin, Tayvan Boğazı’nda barış ve istikrarın teminini sağlamaya yönelik olarak, olası gelişmelere karşı egemen devlet hakkını kullanmaktan çekinmeyeceğine vurgu yaptı.

Ve bu açıklamanın ardından, Pazartesi günkü tatbikat gerçekleştirildi...

Tatbikatın ertesinde yine, Chen Binhua’nın açıklaması gündemde önemli yer işgal ettiği görülüyor.

Chen’in, bu sefer, “... Barışçıl birleşme konusunda çaba harcama niyetindeyiz. Ancak, güç kullanmaktan da vazgeçmeyeceğiz...” şeklindeki ifadelerini, gayet güçlü siyasi demeçler olarak kabul etmek gerekir.

Elbette, bu söylem yeni değil...

Aynı ifadeleri, Çin devlet başkanı Şi Cinping’in söylemlerinde de tanık olunması, Pekin yönetiminin bu konuya ne denli önem verdiğinin bir kez daha kanıtı niteliğindedir.

Bu süreçte gündeme gelen söylemler çerçevesinde bakıldığında, aslında sorunun, Çin ve Tayvan arasında kalmayacak olduğunun işaretini de veren yine Chen.

Chen’in, olası bir sıcak çatışmanın hedefinin, “Tayvan’daki azınlık kitleyi oluşturan ayrılıkçılar ile müdahaleci olacak dış güçler”dir demesi, hem bölgesel ve hem de küresel güçlere gönderme yapıyor.

Köklü sorun

Hatırlanacağı üzere, Tayvan Boğazı sorununun Güney Çin Denizi ile yakın bağlantı kurulabilecek boyutlarının olması, küresel güçler yani, bu anlamda akla gelen ilk ülke elbette ABD ile bu ülkenin bölgedeki müttefiklerinden ilk akla gelen Japonya ve Filipinler oluyor.

Çin’in ‘Tek Çin’ politikasına ve bunun Batılı ülkelerce de tanınmasına karşılık, Tayvan’da son üç dönem devlet başkanlığı koltuğunda oturan devlet başkanları ve iktidardaki Demokratik Gelişimci Parti (Democratic Progressive Party-DPP) farklı bir söylemle gündeme geliyor.

Tayvan’ın demokratik kazanımlarına ve ekonomik gelişmişliği ve çeşitli alanlardaki öncülüğüne yapılan bu vurgu hiç kuşku yok ki, gizli/açık Tayvan’ın bağımsız ülke olduğuna gönderme yapıyor.

Bu yapıdan taviz verilmeyeceği söylemi ise Pekin’in siyasal olarak hazmedemeyeceği bir konu.

Çin ve Tayvan arasında yaşanacak olası bir sıcak çatışmanın Tayvan Boğazı’nın iki yakasındaki bu iki yapı ile sınırlı olmayacağı aşikâr.

https://guneydoguasyacalismalari.com/cin-ve-tayvan-arasinda-gerilim-katlaniyor-increasing-the-tension-between-china-and-taiwan/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder