15 Mayıs 2022 Pazar

ABD-ASEAN ‘özel’ zirvesi Washington’da yapıldı / The special Summit of the U.S. - ASEAN in Washington

Mehmet Özay                                                                                                                            14.05.2022

ABD-ASEAN arasındaki ilişkilerin 45. yılı dolaysısıyla, 12-13 Mayıs günlerinde Washington’da özel bir zirve yapıldı. Söz konusu zirve, ABD-ASEAN arasında ikili ilişkilerin tarihsel boyutunun ele alınması dışında da önem taşıyor.

ABD yönetimi açısından, özellikle Doğu Avrupa’da yaşanmakta olan ve küresel belirsizlik ve kaos ortamına yol açan gelişmeye rağmen, Asya-Pasifik bölgesine yönelik ilgisinin devam ettiğini kanıtlama peşinde.

Bu noktada, 12-13 Mayıs günlerinde Washington’da gerçekleştirilen ABD-ASEAN özel zirvesini bu çabanın bir örneği olarak görmek gerekir.

Küresel sistem ve ilkeler

Zirve ABD-ASEAN ilişkileri kadar 24 Şubat’tan bu yana küresel gündemi belirleyen Doğu Avrupa krizine atıfla da önem atıyor. Her ne kadar, ABD yönetiminin talebine rağmen, sonuç bildirgesinde Rusya’nın doğrudan kınanması konusunda bir karar çıkmadı.

Öte yanda, daha önce ASEAN üyesi bazı ülke liderlerinin yaptıkları açıklamalar benzer şekilde, Rusya’nın Ukrayna işgaline yönelik olarak, “siyasal bağımsızlık ve teritoryal bütünlük” vurgusu ve bunların ihlâl edilemeyeceği yönündeki uluslararası antlaşmalara ve konsensüse bağlı yaklaşım sergilendiği görülüyor.

Rusya’yı hedef alan bir açıklamaya yer verilmemesinde, ASEAN üye ülkelerinden özellikle Vietnam, Myanmar ve Laos’un Rusya ile yakın ilişkilerinin olması bulunuyor. Bu durum, aynı zamanda birlik içerisinde olası bir gerilim ve anlaşmazlığın da yol açmaması açısından gayet önemli olduğunu söylemek gerekir.

Ayrıca, G-20 dönem başkanlığını yürüten Endonezya’nın Kasıma ayında Bali Adası’nda yapılacak zirveye Rusya’yı davet etmesine yönelik ABD yönetiminden daha önce yapılan itiraza rağmen, zirve sürecinde açıktan bir itiraz gelmediği belirtilse de, başkan Joko Widodo’nun davet konusundaki ısrarının devam ettiğini söyleyebiliriz.

Doğu Avrupa krizi karşısında ABD yönetimi ASEAN’dan arzu ettiği açık ve doğrudan bir destek bulamamış olması, ASEAN’ın eleştirilmesi anlamına gelmiyor. Burada iki hususa dikkat çekmekte yarar var.

İlki, özellikle Barack Obama dönemi sonrası ABD yönetimlerinin genelde Asya-Pasifik ve özelde ASEAN ile ilişkilerde tek yanlı politikaları tercih etmesi, jeo-ekonomik ilişkiler yerine jeo-politiği öncelemesinin önemli bir etkisi bulunuyor. Bu durum, ASEAN tarafından gayet açık bir şekilde eleştiriliyor. Ve ortada bir kayıptan söz etmek gerekirse, kaybedenin açıkçası ABD olduğuna şüphe bulunmuyor.

İkinci husus ise, ASEAN’ın bu yazıda da dile getirdiğimiz üzere, uluslararası ilişkilerde ilkeler üzerinden hareket ettiğini sürekli vurgulayan ASEAN yönetiminin, bazı handikaplara rağmen, kendi içinde istikrarlı bir duruş sergilemeye devam ediyor oluşudur.

ABD’nin ASEAN vurgusu

Söz konusu zirvenin, her yıl ASEAN dönem başkanlığını yürüten ilgili ülkenin öncülüğünde yapılan zirvelere paralel olarak, tıpkı diğer stratejik ortaklıklar bulunan ülkeler gibi ABD ile de ASEAN topraklarında gerçekleştirilen zirvelerden bir farkı bulunuyor.

Bu zirveye, ‘özel’ sıfatının konulması da bundan kaynaklanıyor. Her ne kadar, iki taraf ilişkilerinin 45. yılı ‘gündem’ olarak ortaya konmuş olsa da, Washington’da yapılan bu zirvenin, yeni bir inisiyatif olmadığını aksine, sabık başkan Barack Obama döneminde başlatıldığından hareketle söylemek gerekir.

Bu durum, Biden yönetiminin Obama dönemi bölge politikalarının devamını sağlama noktasında bir örnek teşkil etmesi açısından dikkat çekicidir. Zirveyi özel kılan bir diğer husus ise, ABD-ASEAN ikili ilişkilerinin 45. yılı kutlamaları olarak da zikredilmesi.

ABD’nin bu zirve ile Pasifik ile Hint Okyanusları arasında geniş bir coğrafyada jeo-politik ve jeo-stratejik öneme sahip, bölgesel birlik olmasıyla dikkat çeken ASEAN ile ilişkilerini var olan durumdan daha ileri düzeye getirmeyi amaçlıyor.

Zirve’de alınan kararlara bakıldığında en dikkat çeken gelişmenin, ilişkilerin 45. yılında “kapsamlı stratejik işbirliği” antlaşmasının imzalanması olacak.

Söz konusu antlaşmasının Kasım ayında yapılacak olan ASEAN genel zirvesine paralel olarak gerçekleştirilecek olan 10. ASEAN-ABD zirvesinde imzalanması bekleniyor.

Küresel belirsizlik

ABD-ASEAN zirvesini Doğu Avrupa krizi öncesinde başlayan süreçlerin bir devamı olarak görmek mümkün.

Bu çerçevede, özellikle Çin’in Doğu Çin Denizi’nden başlayarak Güney Çin Denizi, Pasifik Adaları, Bengal Körfezi, Basra Körfezi gibi geniş suyolları boyunca agresif bir şekilde kurmaya çalıştığı bağlantıyı kırmaya ve okyanuslar ve ilintili suyolları üzerindeki bağlantıları kendi egemenliğini pekiştirecek şekilde yeni ittifaklarla gerçekleştirmeyi amaçlıyor.

Bu noktada, geçen yıl Quad ve Aukus ile Hint-Pasifik bölgesinde yeni ittifak blokları oluşturan ABD hiç kuşku yok ki, bu iki yapıya ASEAN ülkelerini bir bütün olarak veya en azından birliğin güçlü üyelerinden bazılarını katma arzusunda.

Bu konuda ASEAN bünyesinde bir konsensüsten bahsetmek mümkün olmasa da, pragmatik ve yazının ilgili bölümlerinde dikkat çekilen uluslararası antlaşmalar çerçevesinde bölgesel güvenliği tesiste ABD ile işbirliğine yakın duracak ülkelerin varlığının olduğu da biliniyor.

Her ne kadar, ASEAN bölgede sadece konvansiyonel değil nükleer silahlanmaya doğru evrilme ihtimali taşıyan bu gelişmeden memnun olmasa da, Çin’in agresif yayılmacı sürecinden de memnun olmadığı gayet açık.

Çin etkisi mi?

Bununla birlikte, kutlama çerçevesinde kapsamlı etkinliklerin ortaya konulmadığını da ifade etmekte yarar var. Bunu, Çin’e yakınlığıyla bilinen Kamboçya’nın ASEAN dönem başkanlığını yürütüyor olmasıyla bağlantılandırmak mümkün.

Öyle ki, söz konusu zirveyle ilgili olarak dönem başkanı sıfatıyla Kamboçya’dan yapılan açıklamada, görüşmelerin çerçevesi kovid-19, küresel sağlık, iklim değişikliği ve sürdürülebilir kalkınma gibi genel konularla sınırlandırılmış olmasında görmek mümkün.

Bir başka ifadeyle söylemek gerekirse, gündem maddeleri içerisinde Güney Çin Denizi sorunu, Tayvan sorunu gibi Asya-Pasifik bölgesinin güvenlik merkezli konularının yer almaması, Çin’in Kamboçya üzerindeki nüfuzu ile açıklanabilir.

ASEAN tarafsızlığının yapıcılığı

Bu ‘özel’ zirvenin sadece ABD açısından değil, ASEAN açısından da gayet önemli bir gelişme olduğunu söylemekte yarar var.

Bu çerçevede, ASEAN’ın ABD ile ilişkilerde rasyonel temeller üzerine inşa etme amacının öne çıktığı görülüyor.

Öyle ki, ASEAN tarafından yapılan resmi açıklamada, iki taraf ilişkilerinin dayanak noktası olarak Birleşmiş Milletler Sözleşmesi, ASEAN sözleşmesi, BM 1982 Deniz Kanunu Sözleşmesi (UNCLOS), Güneydoğu Asya’nın Nükleer Silahlardan Arındırılması Sözleşmesi (SEANWFZ) gibi uluslararası anlaşmaları öne çıkartıyor.

Bu yaklaşım, ASEAN’ın ne ABD ne de Çin ile ilişkilerinde karşı tarafın doğrudan baskısına muhatap olmadığını aksine küresel konsensüse dayalı ve bu anlamda evrensel değerleri içselleştirmiş bir bölgesel blok olarak hareket ettiği ortaya koyuyor.

ASEAN’dan yapılan bu resmi açıklamada söz konusu antlaşmalara vurgunun, gerek geçen yıl ABD öncülüğünde yapılan küresel demokrasi zirvesi, gerekse Doğu Avrupa krizi sonrasında ABD’de Biden yönetiminin, ‘biz ve ötekiler’ diyerek demokratik liberal ülkeler ve otokratik/diktatör ülkeler ayrıştırmasını kabul etmediğinin bir göstergesidir.

Bunun ilk işaretlerini söz konusu zirve hazırlığı dolayısıyla Mart ayı sonunda ABD’ye yaptığı ziyaret sırasındaki temaslarında ve sonrasındaki açıklamalarında gayet net bir şekilde ortaya koymuştu.

Bu durum, Singapur’un ve resmi olarak ASEAN’ın Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini desteklediği anlamına gelmediği gibi, bunun ötesinde uluslararası antlaşmaları öncelleyen bir küresel siyaset anlayışının hakim olması konusundaki bir çaba olarak görmek gerekir. 

12-13 Mayıs günlerinde ABD ve ASEAN arasında Washington’da gerçekleştirilen ‘özel’ zirve, iki taraf arasındaki ilişkilerin Kasıma ayında yapılacak toplantıda kapsamlı stratejik ortaklığa taşınmasındaki rolüyle önem taşıyor. Öte yandan, zirvenin, günümüz küresel belirsizlik ortamında çeşitli ülkelerin ve bölgesel blokların yeni bir küresel düzen oluşumuna katkının sağlanmasındaki rolünü de dikkate almak gerekir.

https://guneydoguasyacalismalari.com/2022/05/15/abd-asean-ozel-zirvesi-washngtonda-yapildi-the-special-summit-of-the-u-s-asean-in-washington/


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder