Mehmet Özay 14.12.2021
ABD dışişleri bakanı Anthony Blinken’ın, Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği’nin (Association of Southeast Asian Nations-ASEAN) önemli ülkelerine yönelik resmi ziyareti dün, yani Pazartesi günü Endonezya ile başladı.
Anthony Blinken, ziyaret çerçevesinde dün Endonezya
devlet başkanı Joko Widodo ile biraraya geldi.
Görüşmede, özellikle Endonezya’nın son dönemde alt yapı
çalışmalarına verdiği önem çerçevesinde, ABD’nin katkıları gündeme geldi.
Blinken ayrıca, Endonezya’nın bu gibi ziyaretlerde öne çıkartılan dünyanın
üçüncü büyük demokrasisi olma özelliğini yine gündeme taşıyarak, ülkesinin
Hint-Pasifik bölgesi politikaları için destek istedi.
Joe Biden yönetiminin Asya-Pasifik bölgesine yönelik
politikaların yeniden belirlenmesi açısından önem taşıyan ziyarette bakan
Blinken, Endonezya’nın yanı sıra, Malezya ve Tayland’ı da ziyaret edecek.
Yazının hemen başında ASEAN bölgesinin ABD için ne denli
önem arz ettiğini veya bu önemin giderek farklı bir boyuta taşındığının ipucu
olarak Dışişleri Bakanı Anthony Blinken’in katıldığı, 10-12 Aralık’ta
İngiltere’de düzenlenen G7 Dışişleri ve Kalkınma bakanları toplantısına ASEAN
üyesi ülkelerin de davet edilmesini hatırlatmakta yarar var.
Dışişleri bakanı Anthony Blinken’in Endonezya ziyaretinde
üç temel gündem maddesi öne çıkıyor.
Bunlardan ilki, iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden
yapılandırılması. İkincisi, Çin’in Asya-Pasifik bölgesinde ekonomik ve siyasal
egemenlik tesisi konusundaki çabalarını çerçeveleme çabaları. Üçüncüsü ise, küresel
ekonomide ilk yirmi sırada yer alan ülkeleri bir araya getirecek olan G-20 gibi
küresel ekonomi politiğin ve güvenliğin belirlendiği toplantının önümüzdeki yıl
yani, 2022’de Endonezya’da gerçekleştirilecek olması ve bu konuyla ilgili
hazırlıklar oluşturuyor.
Bali’de G-20 toplantısı
Ev sahibi ülke olması açısından Endonezya’nın G-20 gibi
gayet önemli toplantıda, kendi siyasi ve ekonomik görünürlüğünü ortaya koyma
hedefleyeceğini düşünmek mümkün.
Aynı şekilde, bu toplantı ABD’nin yanı sıra, Çin ve Rusya
gibi küresel güçlerin politik ve ekonomik söylemlerinin belirleyiciliği
noktasında da önem arz ettiğine kuşku yok.
Blinken’in bugün gerçekleştirmekte olduğu ziyaret
sürecinde yapılacak görüşmelerde, söz konusu bu toplantının genel bir
çerçevesinin belirlenmesi amacı taşırken, özellikle Endonezya yönetiminin,
süper güç olarak adlandırılan ABD, Çin, Rusya gibi ülkeler arasında var olan
çatışmaları gidermeye yönelik ve politikalar konusunda ortak bir yol bulma
konusunda da görüş ve kanaatleriyle katkıda bulunacağını düşünebiliriz.
ABD’nin Asya-Pasifik açılımı
Hemen belirtmekte fayda var ki, Endonezya, ABD’nin bölge
siyasetinde oldukça önemli bir yer işgal ediyor. ABD’li yetkililer tıpkı
Blinken’in ziyaretinde olduğu gibi, ABD-Endonezya Stratejik İşbirliği’ne
verdikleri önemi dile getirerek ortaya koyuyorlar.
Bununla birlikte, bu stratejik işbirliğinin somut olarak
nasıl bir karşılık bulduğu ise sorgulanabilir.
Tam da bu noktada, Dışişleri bakanı Anthony Blinken’in
ziyaretinin, gerçekte ikili ilişkilere ne türden katkı yapacağı Endonezya
siyaset ve sivil toplum çevrelerinde merak konusu. Öyle ki, bu ziyaretin, G-20 toplantısına
hazırlık görüşmelerinin gölgesinde kalmaması gerektiği konusunda düşünceler
hakim.
ABD’de geçen yıl yapılan seçimlerin ardından, Joe Biden
yönetimi ilk defa böylesine üst düzey bir ziyaretle Endonezya makamlarının
karşısına çıkıyor. Bu ziyaretin zamanlaması ve içeriği noktasında bazı
hususlara değinmekte yarar var.
Öncelikle, ABD yönetiminin son on, on beş yıllık geçmişte
Endonezya politikalarına kısaca göz atıldığında, Barack Obama döneminde
yükselme eğilimi sergileyen ilişkilere karşın, Donald Trump döneminde önemli
bir zaafın ortaya çıktığına kuşku yok.
Obama döneminde başkan yardımcılığı yapmış olan Joe
Biden’ın, yönetiminin bu ilk yılında, yeniden Asya-Pasifik bölgesi
politikalarına dönme eğilimi olduğu açıkça görülüyor.
Bu gelişme, hem ABD’nin küresel siyasetin
yapılanmasındaki etkisinin yeniden ortaya konması hem de, bölge ülkeleri
tarafından tek egemen güç faktörü yerine çok faktörlü bir sistemi tercih
etmeleri açısından oldukça önem arz ediyor.
Biden yönetiminin giderek daha çok gündeminde yer alan
Asya-Pasifik ve Hint-Pasifik söylemleri ve bu çerçevede ortaya koymaya
çalıştığı Quad ve Aukus örneklerinde olduğu gibi, yeni güvenlik
ve strateji paradigmaları ortadayken, bölgenin önemli ülkesi Endonezya ile
ilişkilerin yeniden yapılandırılmasında geç kalınıp kalınmadığı sorgulanmayı
hak ediyor.
İkili ilişkiler
Dışişleri bakanı Blinken’in Endonezya ziyaretinin kendine
özgü yönleri bulunuyor.
Bir Takımadalar ülkesi olan Endonezya’nın, ASEAN’ın en
büyük ekonomisi olması ve Pasifik ve Hint Okyanusları’nın kesişme noktasında
bulunması, bu ülkeyi ABD yönetimi nezdinde vazgeçilmez bir jeo-politik ve
jeo-stratejik bir partner olarak öne çıkmasını sağlıyor.
Öte yandan, Endonezya iç politikasındaki gelişmeler ve bu
noktada 2024 seçimleri ile Endonezya-Çin ilişkileri, ABD’nin bu ülke ile
ilişkilerini çeşitli düzeylerde çok daha güçlü kurumsal yapılara taşıması
beklentisini ortaya koyuyor.
Bu noktada, Endonezya’da iç politika, kalkınma ve
güvenlik bağlamındaki gelişmelerde ana başlıklar nedir diye baktığımızda
karşımıza şunlar çıktığını söyleyebiliriz:
Endonezya’da asker kökenli olmadığı gibi ana akım siyaset
aktörleri dışında bir nitelik taşıyan Joko Widodo’nun iki dönem başkanlığının
sona erecek olması; başkanlık yarışında yeniden asker kökenlilerin kendilerini
ortaya koyma çabaları; kovid-19 engeline rağmen, Jokowi döneminde yakalanan ekonomik
kalkınma çabalarının özellikle, ülkenin farklı bölgelerinde alt yapı
çalışmalarına duyulan ihtiyaç; bunun, zaman zaman doğal afetlere konu olan ve
sorunlu büyük şehir örneği gösteren başkentin, Kalimantan Adası’na taşınması ve
bu anlamda yeni bir şehir inşaası gibi dev projelerde karşılık bulması; Çin’in Güney Çin Denizi’nde egemenlik
iddiaları çerçevesinde yayılmacılığının sınırının Riau Eyaleti’ne bağlı Natuna
Adaları’na kadar uzanmasının getirdiği militarizasyon; belli bölgelerde,
potansiyel çatışma alanlarının ve bunların zaman zaman yükselme eğilimleri vb.
ABD yönetiminin tüm bu ve benzeri gelişmeler karşısında,
Endonezya politikasını nasıl şekillendireceği merak konusu.
ABD bölgedeki varlığı ve ‘ASEANlılık
değerleri’
Blinken’in bu ziyaretleri hiç kuşku yok ki, Güney Çin
Denizi, Deniz İpek Yolu, Kapsamlı ve Gelişimci Trans Pasifik İşbirliği
Anlaşması (Comprehensive and Progressive Agreement for Trans-Pacific Partnership-CPTPP) gibi Çin ile bölge ülkeleri arasında son
dönemde öne çıkan ilişkilere karşılık geliyor.
Söz konusu bu alanların, Çin ile bölge ülkeleri arasında
bir yandan ekonomik yakınlaşma, öte yandan teritoryal çatışma anlamı taşıması
ABD’nin bölgeye olan ilgisinin yeniden şekillenmesinde başat bir rol oynuyor.
Ancak, bu söylemden hareket ederek ABD’nin örneğin,
Endonezya ziyaretinde olduğu gibi tek belirleyici aktör olduğunu söylemek güç.
Endonezya gibi bölgenin önemli ülkeleri gerek ikili
ilişkiler anlamında, gerekse ASEAN gibi bölgesel işbirliği bünyesinde
kendilerini ABD gibi bir güç karşısında doğrudan tanımlamalarına ve ifade
edebilmelerine imkân tanıyacak araçlara sahipler.
Bu noktada, akla, ‘ASEANlılık değerleri’ olarak da
adlandırdığımız, temelde bütün bir bölgede çatışmayı değil, barışı temel
alındığını; iç işlerine karışmama ilkesinin, şu ya da bu şekilde, yaklaşık
yarım yüzyıldır uygulanageldiğini; ideolojik farklılıklara rağmen, siyasal ve
toplumsal etkileşimin çeşitli düzeylerde sürdürülebildiği ve bu noktada
çoğulculuğun fiili bir durum olarak ortaya konduğunu söylemek gerekir.
Bu ve benzeri parametrelerin bölgedeki tek tek
ulus-devletlerin varlık nedeni olduğu gibi, bölgeyi bir bütün olarak da
tanımlamaya elverdiği ortadadır.
Bu açıdan bakıldığında, ABD Dışişleri bakanı Anthony
Blinken’in ziyaretin Endonezya-ABD ikili ilişkileri kadar, belki de daha çok
Asya-Pasifik veya ABD yönetiminin giderek daha çok dillendirmeye başladığı
Hint-Pasifik bağlamında değerlendirilmesi gerekiyor.
Bakan Blinken’in Endonezya, Malezya ve Tayland
ziyaretlerinin sonunda, ABD ile söz konusu bu ülkeler ve bölge politikalarının nasıl
bir yönelim sergilediğini daha iyi değerlendirme imkânı bulacağız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder