Mehmet Özay 26.10.2020
Malezya’da Cuma gününden bu yana yaşanan gelişmelerin ardından, başbakan Muhyiddin Yasin görevine devam ediyor.
Malezya’da son 24
saat, başbakan Muhyiddin Yasin’le ve başında bulunduğu Ulusal İttfak (Perikatan Nasional-PN) hükümetiyle tamam
mı devam mı sorusuna cevap aramakla geçti.
Özellikle hükümeti
oluşturan ittifaka bağlı partilerin birbiri ardına yaptıkları toplantıların
ardından, başbakan Muhyiddin Yasin yerini korurken, PN hükümetiyle devam
edilmesi kararına rağmen, suların durulduğunu söylemek mümkün gözükmüyor.
Malezya’da, 24
Şubat 2020’deki gelişmelerin ardından kurulan ve bu anlamda sivil darbenin
ürünü anılmayı hak eden PN hükümeti şimdilik devam ederken, özellikle Cuma gününden bu yana yaşanan gelişmelerde adı en çok öne çıkan isim
başbakan Muhyiddin Yasin olduğuna kuşku yok.
Sultandan kritik karar
Geçen Cuma günü
federal sultana “olağanüstü hâl ilânı önerisinde bulunan başbakan Muhyiddin
Yasin, sultanlar konseyinin öneriyi geri çevrilmesinin ardından yaşanan yeni
siyasi kriz sonrasında görev başında.
Federal meclisteki
çoğunluğu şüpheyle karşılanan Muhyiddin Yasin’e karşı Enver İbrahim’in 23 Eylül’de
“çoğunluk beni destekliyor” ilânıyla kaynamaya başlayan siyaset kazanında çoklu
çıkar ilişkilerinin rol oynadığı bugün gelinen noktaad çok daha net bir şekilde
gözüküyor.
Son 24 saat
içerisinde yaşanan siyasi kriz durumu, mevcut Ulusal İttifak (Perikatan Nasional-PN) hükümetinin ‘şimdilik’
devamı yönündeki kararla geçiştirilmiş oldu.
Federal sultanın 24
Ekim Cumartesi günü sultanlar konseyi toplantısı sonrasında, olağanüstü hale
gerek olmadığı yolundaki kararı, başbakan Muhyiddin Yasin’i istifanın eşiğine getirmişti.
Muhyiddin Yasin kritik eşikte
Muhyiddin Yasin,
olası bir sultan onayının ardından başbakanlığını ve de hükümeti güçlendirmek
için özellikle olağanüstü hali kullanma plânları içindeydi.
1 Mart 2020’de
kendisini başbakan olarak atayan federal sultanın 24 Ekim’de Muhyiddin Yasin’in
önerisini geri çevirmesi bir güven sorusu olarak neşet ederken, Muhyiddin Yasin
bunun istifa anlamına geldiğini bilecek kadar tecrübe sahibiydi.
Muhyiddin Yasin’in,
dün akşam geç saatlerde istifayı düşündüğü yolundaki haberler gündeme gelirken,
istifa etmemesinde iki temel neden aramak gerekir.
İlki, her ne kadar
federal sultan söz konusu talebi geri çevirmiş olsa da, diğer siyasilerden mevcut
kovid-19 salgını ortamında mevcut başbakan ve iktidarın desteklenmesi yönündeki
‘nazik’ talebinin neye yol açacağını bekledi.
İkincisi, ise hâlâ
mevcut hükümet içerisinde önemli bir desteği barındıran Birleşik Malay Ulusal
Organizasyonu’nun (United Malay National Organization-UMNO)
bugün geç saatlerde yapılan toplantısından sonra hükümet destek kararı oldu.
UMNO’dan yapılan
açıklamada başbakan’a destek ifadesi yer almazken, UMNO’da Muhyiddin Yasin
gitsin yönünde güçlü seslerin olduğuna işaret ediyor.
Söz konusu bu
gelişmeler dikkate alındığında, başbakanın görevde kalmasında ve de PN
hükümetinin devamında karar mercii konumuna gelen UMNO yüksek istişare
kurulunda bu akşamki önemli toplantılardan destek kararı büyük önem taşıyordu.
Bununla birlikte,
daha önceki yazılarımızda da dile getirdiğimiz üzere, UMNO’dan gelen bu destek
kararının gizli/açık şartlı olduğuna kuşku bulunmuyor.
Muhyiddin
Yasin’in temel hataları
Siyasi gelişmeler ışığında bugün gelinen noktada Muhyiddin Yasin hangi siyasi partilerden, kimlerden destek ummalı? Bugün konuşulan konu tam da bu aslında.
Bir yandan UMNO, öte yandan Enver İbrahim’in başında bulunduğu Halkın Adaleti Partisi (Partai Keadilan Rakyat-PKR), köşeye sıkıştığına kuşku olmayan Muhyiddin Yasin’den ne tür siyasi kazanç elde edebileceklerinin hesabını yapıyor.
Bu noktada olan biteni anlayabilmek için yakın geçmişe bakmakta yarar
var.
Muhyiddin Yasin’in ilk hatası 24 Şubat 2020’deki sivil darbe
hazırlayıcılarıyla işbirliği yaparak ya da buna zemin hazırlayarak Dr. Mahathir
Muhammed’i karşısına almak oldu.
Kurt politikacı Dr. Mahathir’in bu gelişmenin ardından 94 yaşında olması,
2018 seçimleri sonrasında başbakanlık koltuğuna oturarak zorlu bir yönetimde
giderek enerji kaybetmesi gibi düşüncelerle siyaset arenasından çekileceği
yönünde bir karar geliştirmiş olabilirler.
Ancak Dr. Mahathir, tam aksine kendi kurduğu Yerli Birlik Partisi’nden (Parti Pribumi
Bersatu Malaysia-Bersatu) ihraç
edilmesine karşı önce mahkemede ‘hak’ ararken, mahkemenin olumsuz kararının ardından
Mücadeleci Vatan Partisi’ni (Parti Pejuang Tanah Air) adıyla yeni bir parti kurarak, yeniden siyaset sahnesinde aktör olmaya bir kez daha
aday olduğunu kanıtladı.
Muhyiddin Yasin’in ikinci hatası, 2016 yılında Dr. Mahathir Muhammed’le
birlikte istifa ettiği UMNO’yla yeniden işbirliğine girişmesi oldu.
Her ne kadar, 1 Mart’da federal sultan tarafından başbakan olarak atanmış ve ardından kirli siyasetçilerle işbirliği yapmayacağı yönünde demeçler vermiş olsa da, karşısında çokyakın geçmişte “yolsuzluklarla kirlenmiş” dediği siyasetçilerin oluşturduğu partinin yani UMNO’nun, kendisinin başında bulunduğu Ulusal İttifak hükümetine destek veren en önemli parti olduğunu göz ardı ediyordu.
UMNO siyasi eliti için Muhyiddin Yasin hükümetine destek olmanın temel şartı, bir önceki hükümet döneminde yoğun bir şekilde başlatılan yolsuzluk sorgulamalarından kurtulabilmekti.
Bu konuda Muhyiddin Yasin hükümetinden destek almaları ve bazı partililerin ve aile mensuplarının yolsuzluklardan aklanmalarının ardından, UMNO’nin PN hükümeti içinde daha çok söz sahibi olma konusunda siyasi baskısı gelmeye başladı.
UMNO ne istiyordu? UMNO’nun istediği çoğunluğu teşkil ettikleri hükümette başbakan yardımcılığı dahil olmak üzere önemli bakanlıkların kendilerine verilmesiydi. Bu yöndeki talep, sadece UMNO siyasi elitinin değil, bu elit çevresinde öbek öbek oluşan çıkar çevrelerinin de talebiydi.
Muhyiddin Yasin’in üçüncü hatası Malezya toplumu oldu.
9 Mayıs 2018’de yapılan 13. genel seçimlerde halk Muhyiddin Yasin’in de
içinde yer aldığı Bersatu’nun da destek verdiği Umut Koalisyonu’nun reformcu
yapılaşması ve icraatlarına destek vermişti.
Ancak Muhyiddin Yasin 24 Şubat 2020’deki sivil darbe girişimindeki rolü ve sonrasındaki gelişmelerde tuttuğu taraf ile halkın demokratik eğilimleri ve hak ve adalet taleplerini ters yüz etmişti.
Bu tutum, halk nezdinde Muhyiddin Yasin’in, siyasi ahlâkla ne denli bağdaştığı sorgulanmaya son derece açık siyaset biçiminin eleştirilmesi anlamına geliyor(du).
Karizmatik bir siyasetçi olmayan, ayrıca, başında bulunduğu ve sadece 31 milletvekili bulunan Bersatu ile siyasi gücü sınırlı bir durumdaki Muhyiddin Yasin’in tek başına hareket etmediği ve arkasında bazı güç odaklarının olduğu konusu bugün de geçerliliğini koruyor.
6 Kasım’da yapılacak bütçe görüşmeleri öncesinde başbakanlığını devam ettirmeyi sağlayacak şekilde mevcut Ulusal İttifak yapısı içerisindeki partilerin özellikle de, UMNO’nun desteğini sürdürme veya yeni ve farklı partilerden destek arayışına girişmek zorunda olması aslında işinin pek de kolay olmadığına işaret ediyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder