Mehmet Özay 19.11.2021
Malezya Federasyonu’nu oluşturan 13 eyaletten biri olan Malaka’da 15. eyalet parlamentosu seçimi yapılıyor.
Ülkenin güneyinde Cohor Eyaleti’ne komşu ve başkentini
Malaka şehrinin oluşturduğu Malaka Eyaleti’ndeki seçimle, 28 üyeli eyalet
parlamentosu ve eyalet valisinin (chief minister) belirlenmesi için
yaklaşık beş bin kişiye varan seçmen oy kullanacak.
Seçimlerin, Umut Koalisyonu (Pakatan Harapan-HP),
Ulusal Cephe (Barisan Nasional-BN) ve Ulusal İttifak (Perikatan
Nasional-PN) adlı üç koalisyon grubu arasında geçmesi bekleniyor.
2018 yılında yapılan seçimlerin ardından beş yıl dolmadan
yapılan bu erken seçime sebep ise ülkede son dönemde yaşanan siyasal
istikrarsızlık. Birleşik Malay Ulusal Organizasyonu’na (United Malay National Organization-UMNO)
mensup eyalet valisi Idris Haron’dan meclisteki dört milletvekilinin geçtiğimiz ay desteğini çekmesiyle erken seçim kararı
alındı.
Yarın, yani 20 Kasım’daki seçim birkaç açıdan önem taşıdığına
dikkat çekmekte yarar var. Bunlardan ilki, kovid-19 sürecinde yapılacak ikinci
eyalet seçimi olması, salgının yeniden nüksetmesine yol açıp açmayacağı.
Kovid-19 gölgesinde ikinci seçim
Bu noktada, kovid-19 sürecinin başladığı 2020 yılı Mart
ayı ve ilerleyen aylarda pek sorun yaşamayan Malezya’nın özellikle, aynı yılın
26 Eylül’ünde yapılan Borneo Adası’ndaki Sabah Eyalet seçimleriyle birlikte,
pandeminin ülkenin dört bir yanına yayılması örneği halen akıllarda.
Malaka seçimleriyle ilgili ikinci önemli husus, bu eyalet
seçimi ile 2022’de yapılması beklenen genel seçimler arasındaki olası ilişkiyle
bağlantılıdır.
Bu çerçevede, 2018 seçimleri sonrasında kurulan Umut
Koalisyon (Pakatan Harapan-PH) hükümetine karşı gerçekleştirilen ve sivil
darbe olarak adlandırılan 24 Şubat 2020 sürecinin ardından yaşananlar, hem
yarınki seçimde, hem de 2022 genel seçimlerine bir şekilde projeksiyon tutulmasına
imkân tanıyacağını söyleyebiliriz.
Pandemi yönetimsizliği ve siyasi kaos
Malezya gibi coğrafi genişliği ile nüfus oranı arasında
ilki lehine avantaja rağmen, Sabah Eyalet seçimlerinin kötü yönetilmesi
nedeniyle pandemide görülen artış ve ölümcül vaka sayılarının yükselmesi sadece
sağlık sektörünü vurmadı.
Ülke ekonomisi büyük bir yara alırken, dönemin Perikatan
hükümeti birbiri ardına aldığı bazı ekonomik destek tedbirlerinin de sonuç
vermemesi siyasi kriz olarak geri tepti.
Bir yandan, federal sultan Abdullah öte yandan, Enver
İbrahim liderliğindeki muhalefet pandemiyle mücadelede sözde alınan tedbirlere
rağmen, uzun süreli kapanmaların yaşanması, ulusal ve eyalet parlamentolarının
sekiz aya varan süreyle işlevsizleştirilmesi ve geniş toplum kesimlerinin
ekonomik anlamda mağduriyeti karşısında getirdikleri eleştiriler ülke siyasal
yaşamına damgasını vurmuştu.
Böylece, 24 Şubat sivil darbesinin ardından 1 Mart’da
kurulan Ulusal İttifak (Perikatan
Nasional-PN) hükümetinin pandemiyi yönetemesinin faturası
başbakan Muhyiddin Yasin’e çıkmış ve federal sultan ile muhalefetin giderek
artan yoğun eleştirileri sonrasında istifa etmek zorunda kalmıştı.
Bunun akabinde, geçtiğimiz 21 Eylül’de, UMNO merkezli yeni bir hükümet kuruldu.
UMNO milletvekili İsmail Sabri Yaakob’un başbakanlığa getirildiği
hükümet önceliği pandemiyle mücadeleye ve akabinde ülkeyi genel seçimlere
hazırlamayı öncellemesi nedeniyle bir seçim hükümeti olarak da adlandırılmayı
hak ediyor.
Malaka seçimleri ve çok katmanlı rekabet
Yukarıda kısaca değinildiği üzere, 24 Şubat 2020 ve 21
Eylül 2021 tarihleri arasında ülke tarihinin belki de en istikrarsız ve kaotik
ortamının yaşanması, bu çerçevede hükümetin düşmesi, koalisyon blokları
arasında ayrışma, yeni partilerin kurulması gibi çok kısa sürede yaşanan
siyasal değişimlerin yarınki Malaka seçimlerine gayet önemli yansımaları
olacaktır.
Yarın Malaka Eyaleti’nde yapılacak olan seçim işte
böylesine önemli bir dönemi arkada bıraktığı izlenimi veren Malezya’da ülkeyi
olumlu veya olumsuz anlamda etkileyebilecek bir öneme sahip.
Bununla birlikte, alınan tüm aşı süreçlerine ve
tedbirlere rağmen, seçmende belirgin bir pandemi korkusu olduğu aşikâr.
Son dönemde, aşı sürecinin hızlandırılmasıyla, toplumsal
yaşamın normale dönmeye başlamasına rağmen, sadece Malaka Eyaleti’nde değil, bu
eyaletteki seçmen listelerine kayıtlı olup da başka eyaletlerde yaşam süren ve
seçim için memleketlerine dönme arzusunda olanlar üzerinde de, kovid-19
salgınına maruz kalma endişesi söz konusu.
Bu endişeyle bağlantılı olduğunu söyleyenebilecek ilk
gelişme, özellikle güvenlik birimlerine mensup görevliler ve ailelerinin 16
Kasım’da oy verme sürecinde yaşandı.
Belirlenen sağlık protokollerine ve eğitimli kesimi
oluşturmasına rağmen, bu kitle arasında seçime katılım oranı yüzde 52 civarında
olması, yarın yapılacak seçimde katılım oranına dair endişeleri gündeme
getiriyor.
Eyalet seçimlerinin, girişte belirttiğim üç temel
koalisyon bloğu arasında geçmesi bekleniyor. Bunların yanı sıra, 2018 yılında
kurulan Malay milliyetçi partisi olarak da bilinen Malezya Yerli Partisi (Parti
Bumiputra Perkasa Malaysia-Putra) ve 2019 yılında kurulan Hint kökenli
Malay Müslümanların kurduğu Hint Müslümanları Ulusal Birliği Partisi (Parti
Perikatan India Muslim Nasional-IMAN) adayları ile bağımsız adaylar da
yarışacak.
Bu siyasi
bloklaşmada en dikkat çeken ise Ulusal Cephe (BN) ve Ulusal İttifak (PN)
arasında olduğunu söylemek mümkün. İçinde UMNO’nun ana omurgasını UMNO’nun
oluşturduğu BN içerisinde Çin etnik partisi MAC, Hint etnik partisi MIC yer
alıyor.
BN denkleminde yer alan Malezya
İslam Partisi (Parti Islam SeMalaysia-PAS), Malaka eyalet seçimlerinde Muhyiddin Yasi’in başında
bulunduğu ve Vatan Mücadelesi Partisi (Parti
Pejuang Tanah Air-Pejuang) ile ittifak kurmayı tercih etti.
Bu gelişme, UMNO ve PAS arasında 2016 yılında
kurulan siyasi ittifaktan kopuş anlamı taşıyor. Bu kopuşun sadece, Malaka
seçimleriyle sınırlı olup olmayacağını ise zaman gösterecek.
Bu çerçevede, Malakalı seçmenin nasıl bir yönelim
sergileyeceği merak konusu. Hükümetin aldığı pandemi tedbirlerine rağmen, kendi
bireysel tedbirini öncelleyen seçmenin sandık başına gidip gitmemesi de seçim
sonuçlarını önemli ölçüde etkileyecektir.
BN
içerisinde Çin ve Hint merkezli siyasi partiler olsa da, özellikle Malay Müslüman
seçmene hitap edilmesi bu koalisyon ile PN arasındaki önemli bir rekabetin
yaşanması anlamı taşıyor.
Öte yandan, bu rekabetin yoğun olarak yaşanacağı
tahmin edilen seçim bölgelerinde ise, başında Enver İbrahim’in bulunduğu PH
koalisyonunun kazançlı çıkabileceği üzerinde duruluyor. Yarınki seçimlerin
ardından oluşacak siyasi kompozisyonu ilerleyen günlerde yeniden ele alacağı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder