Mehmet
Özay 20.11.2017
12-15 Kasım
günlerinde Filipinler’in başkenti Manila’da yapılan 31. ASEAN zirvesi, birlik
içerisinde geçen bir yılın hesabının verilmesinin yanı sıra, devir teslim
anlamı da taşıyordu. Bu yıl dönem başkanlığını yürüten Filipinler görevi,
önümüzdeki yıl üstlenecek olan Singapur’a devretti. Bu devir süreci bağlamında
bu yıl Filipinler’in birlik için neler yaptığına ve nasıl bir model olduğuna
kısaca bakmakta fayda var.
Filipinler’in
ASEAN dönem başkanlığında neler yapabileceği geçen yıldan bu yana başkan
Rodrigo Duterte’nin uygulamakta olduğu uyuşturucuyla mücadelede seçtiği
politikanın yankılarıyla yakından bağlantılıydı. Duterte’nin ulusal bir sorun
olan uyuşturucunun kökünü kazımak amacıyla başlattığı mücadelede seçtiği
yöntem, bu politikanın bölgesel ve uluslararası bir nitelik taşımasına yol açtığı
hatırlanacaktır.
ASEAN üye
ülkeleri şaşırılmayacak bir tepkisizlikle sokak ortası infazları izlerken,
Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler’den gelen
tepkilere Duterte’nin maço çıkışları, bu küresel yapılarla ilişkileri
gerginleştirmeye yetti. Geçen yıl, ABD eski başkanı Obama’ya, Papa’ya yönelik
küfürlü söylemi ABD ile ilişkilerin tek yanlı kopması süreci kadar, belki de en
önemli yönelimini Filipinleri Çin’e yaklaştırmasında bulmuştu.
Yukarıda
zikredilen bazı nedenlerden ötürü, bu yıl ASEAN’a başkanlık yapan Filipinler
devlet başkanı Rodrigo Duterte’nin neler yapacağı merak konusuydu ve bu anlamda
süprizlere gebeydi. Öyle ki, gerek üye ülkeler gerekse ASEAN’la ilişkileri olan
küresel bloklar ve ülkeler için de tahammül edilmesi gereken ve bekle-gör
politikasının uygulanacağı bir zaman dilimi olarak kabul ediliyordu.
Ancak geçen bir
yıllık süre zarfında, Duterte’den kaynaklanan öyle büyük sarsıntılar olmamakla
birlikte, çeşitli açılardan arzu edilen gelişmelerin de olduğunu söylemek güç.
Örneğin, ASEAN ekonomi birliği, insan trafiği ve kaçakçılığı, çocuk işçiler sorunu,
Arakan Müslümanların mağduriyetleri, Bangsamoro ve Patani barış süreçleri gibi
ilk etapta akla gelebilecek konularda olumlu adımlar atılabilmesi bir yana, bu
konuların gündemde yapıcı ve inandırıcı bir şekilde ele alındığına tanık
olunamadı.
Bununla
birlikte, Filipinler’in güneyinde Sulu Takımadaları ile Malezya’nın kuzeyinde
Sabah bölgesi arasında yaşanan adam kaçırma ve korsanlık faaliyetlerine
eklemlenen Ortadoğu merkezli terör yapılanmaları, giderek bölgede güvenlik
politikalarının ciddiyetine dikkat çekmeye yetti. Singapur başta olmak üzere,
Malezya ve Endonezya’nın ortaya çıkabilecek herhangi bir terör hadisesine karşı
hazırlık çağrıları sonrasında Malezya-Endonezya ve Filipinler savunma
bakanlıklarının ortak çalışma kararı gündeme geldi. Ancak bu süreç, Mindanao
Adası’nın en önemli şehri Marawi’nin silahlı bir grup tarafından istila
edilmesi, bölgenin terör karşısındaki hazırlıksızlığının bir ifadesi olarak
kabul ediliyor. Bu bağlamda, küresel terör oluşumlarının bölge üzerine bir
gölge gibi çökmesi ve bunun en güçlü bir şekilde Filipinler’de yankı bulması, belki
de yılın en dikkat çeken gelişmesiydi.
Bu süreç, hiç
kuşku yok ki, 2014’den bu yana ASEAN’ın gündemindeki uluslararası terör ve
güvenlik sorununa rağmen, Filipinler yönetiminin bununla baş etmede yetersiz
kaldığını ortaya koyuyor. Öte yandan, bu güvenlik süreçlerinden bağımsız ele
alınamayacak olan Bangsamoro Barış Süreci konusunda da herhangi bir adım
atılamaması, Duterte yönetiminin ASEAN geneline yansıyabilecek olumlu havanın
ortaya çıkmasına da mani oldu.
Oysa
Filipinler’in ASEAN dönem başkanlığında farklı beklentiler gündeme
taşınabilirdi. Bu çerçevede, geçen yıl sonunda kabul edilen ASEAN Ekonomi
Birliği’nin geliştirilmesi konusunda görüşlerin ortaya konması, tartışmalara
konu edilmesi başta gelen bir husustu.
Konunun sadece
‘ticaret, yatırım’ alanlarıyla kısıtlandırılmasının aşılmasına el verecek
şekilde, farklı açılımlara kapı aralaması bekleniyordu. Örneğin Malezya
başbakanı Necib bin Rezzak’ın daha önceki toplantılarda dile getirdiği
“peoplo-to-people”, yani ASEAN üye ülkeleri halklarının mobilizasyonuna,
sosyo-kültürel kaynaşmalarına dair gelişmeler Kuala Lumpur’da düzenlenen ASEAN
oyunları dışında kapsamlı etkinliklere konu olmadı.
Birlik ülkeleri
halklarının birbirlerini, kültürlerini, dini ve toplumsal yapılarını
tanımadıkları konusu bir sorun olarak zaman zaman dile getiriliyor. Öyle ki, bu
sorunun girişte dikkat çekilen çatışma bölgeleri ve buralardaki sorunlara
yönelik bölgenin sorun üretememesi de, birincil derecede halkların
birbirleriyle olan bağlarının sınırlılığına ve sorunun çözümünün politikacılara
havale edilmesine neden oluyor.
Peki Duterte’nin
uyuşturucu mücadelesi nasıl sonuçlandı?
Duterte’nin ülkenin kronik sorunu uyuşturucuyla
mücadele seçtiği yöntem, ilk etapta bir çözüm olarak ortaya konulsa da, ardında
daha büyük problemlerin üstünü örtmekle geleceğe dair umutsuzluğu artırmaktan
öte bir anlam taşımıyor. Ülkede kurumsal yolsuzluğa konu olan polis gücünün
Duterte’nin bu politikasında araçsallaştırılması, bu kurumda olan biteni
açıkçası göz ardı etme anlamı taşıyor. 2016 yılı boyunca ASEAN dönem başkanlığı
yürüten Filipinler bu anlamda diğer üye ülkelere olumlu bir örnek teşkil ettiğini
söylemek mümkün değil.
Kalkınmacı ekonomilere konu olan ASEAN, bununla tezat
teşkil edecek şekilde toplumsal sorunlar açısından da benzerlikler gösteren bir
bölge. Bu bağlamda, Filipinler örneğinde, yasalar ve kurumsal işlerlikte
yaşanan sorunların benzerleri komşu ülkelerde de mevcut. Örneğin, Endonezya’da,
Duterte’nin uyuşturucuyla mücadelede uygulamayı yeğlediği yönteme yönelik
olarak, “Biz de benzer bir yöntemi uygulayabilir miyiz?” sorularına şaşırmamak
gerekir.
Ancak bu sürecin bir başarıdan ziyade sorunların
çözümünde palyatif önerilerle gündemi oluşturmanın ötesinde bir sonuca ulaşmak
mümkün değil. Yine tıpkı Filipinler’dekine benzer şekilde, Endonezya’da devlet
başkanı Joko Widodo, adı yolsuzluklarla anılan polis gücünün başına gerekli
reformları yapması için emniyetteki hiyerarşiyi göz ardı ederek geçen yıl Tito
Karnavian’ı getirmişti. Polis gücünde reform sürecinin ne tür başarılara konu
olduğu bir yana, Filipinler örneğinin uygulanabilirliğinin tartışılması bile
ciddi bir sorun.
Filipinler’in ASEAN dönem başkanlığı geride kalırken,
toplumdaki ekonomik adaletsizlik, uyuşturucu gibi her bir köşeye siyaret etmiş
bir sorun, uluslararası terörün bölgedeki uzantıları ve tabii ki Bangsamoro
barış sürecini olumlu ve arzu edilir şekilde nihayete erdirme gibi önemli
sorumluluğu hâlâ devam ediyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder