Mehmet Özay 25.02.2025
1980’ler ve Sonrası
Türkiye’de öncelikle, Malezya’nın akabinde “Malay Dünyası” kavramının gündeme gelişinin 1980’lerin sonu, 1990’lar boyunca bazı Türk öğretim üyelerinin Malezya’da, sekiz ülkenin işbirliğiyle 1983’de kurulan Uluslararası İslam Üniversitesi’nde (International Islamic University Malaysia-IIUM) ders vermelerinin başat bir rolü var. Bu süreç bile, kendi başına bir akademik çalışmaya konu olacak imkânlar sunmaktadır. Bu vesile ile söz konusu dönemde Malezya Federasyonu’nda bulunan akademisyenlerin halen hayatta olduğunu ve bu konuda en yakın sürede yüksek lisans ve doktora düzeyinde çalışmalara konu edilmesinin önemine dikkat çekmek isterim. Bu bağlamda, O dönem kimler geldiğine kısaca bir bakalım.
1990’lı yıllar, belki de Türkiye’nin içinde bulunduğu koşulların bir sonucu olarak bazı akademisyenlerin Malezya’da faaliyet gösteren Uluslararası İslam Üniversitesi’ndeki çeşitli fakültelerde dersler vermeye başladılar oldu. Bu çerçevede, sayısı yirmiyi bulan öğretim üyesi, değişik yıllar boyunca bu üniversitede kendi alanlarında dersler verdi. Hocaların büyük bir bölümü, 1989 yılından itibaren, söz konusu üniversitede dersler vermeye başladı. Bu isimlere, -bir iki istisna hariç, değinmeyeceğim...
1990’lı yıllarda Kıbrıs Türklerinden iktisatçı kimliğiyle tanınan ‘Ozay Mehmet’, Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlara hazırladığı raporlar ile öne çıktığı görülür. Bu çerçevede, iktisat alanındaki çalışmalar yapmış olan Ozay Mehmet’in üretken bir akademisyen olduğu kaleme aldığı özellikle, İngilizce eserlerle aralarında bazı siyasi figürlerin karşılaştırılmasının da yer alacak şekilde Malay-Türk bağlamlarına yönelik makale ve kitap çalışmaları bulunmaktadır. Güneydoğu Asya çalışmaları çerçevesinde, ilgili kesimlerce eserleri bilinen Ozay Mehmet’in çalışmalarının -kanımca- Türkiye’de arzu edilen karşılığı bulmamasının temel nedeni eserlerini İngilizce yazmış olduğunu düşünmekle birlikte, 1980’li ve 90’lı yıllarda yurt dışına gönderilen binlerce yüksek lisans ve doktora öğrencisinin İngilizce’ye hakimiyetlerini de burada hatırlatmakta ve Ozay Mehmet başta olmak üzere, Malay dünyası bağlamındaki eserlere eğinilmemesini başka nedenlere bağlanması gerektiğini söylemek isterim.
Yıllar sonra Açe’yle başlayan yazı çalışmalarım sürecinde, “Acaba, Açe’yle ilgili yazılmış anılar var mıdır diye?” soruma cevap ararken, bir arkadaşın yardımıyla merhum Teoman Durali Hoca’nın ‘Sorun Nedir?’ kitabına ulaşmıştım. Bu vesileyle onu da, bu mahallerde gerçekleştirdiği gezilerinde Batak’ından, Dayak’ına karşılaştığı ‘kelle avcılarına’ değindiği o güzel satırları vesilesiyle hatırlatmış olayım.
Bu sürecin doğal bir yansıması olarak kısmen de olsa, entellektüel etkileşimin gündeme taşındığına şahit olduk. 1990’lı yılların ortalarına doğru Türkiye’de, özellikle yerel yönetimlerde gündeme gelen değişimin bir vechesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kültür işlerince organize edilen entellektüel-akademik toplantılar serisiyle karşılığını buluyordu. Bu çerçevede, o dönem dünyanın çeşitli bölgelerinden, farklı üniversitelerinden Müslüman entellektüel ve akademisyenlerin daveti söz konusu oluyordu.
Açıkçası benim de şahsen, -en azından bazılarını- takip etmekten büyük keyif aldığım o günlerdeki toplantılardan birinde, Malezya’nın son bir yüzyılda yetiştirdiği en önemli entellektüel olarak adlandırdığım Prof. Dr. Seyid Nakip el-Attas da davet edilmişti. O sunumda Prof. Dr. Alparslan Açıkgenç ve Prof. Dr. Teoman Durali de tartışmacı olarak yer almıştı. Bu çerçevede, Nakip el-Attas’ın bazı çalışmalarının tercümelerinin yapılmaya başlandı. Ancak, bu vesileyle, “Türk hocaların Kuala Lumpur’daki akademik yatırımlarının karşılığında, Malay Dünyası’ndan üniversite hocalarının Türkiye üniversitelerinde katkılarına bugüne kadar tanık olunduğu söylenebilir mi?” diye sormakta yarar var.
Malay Dünyası’na Küresel Bakış
Antropolojik ve sosyolojik bağlamda Malay dünyasını içine alan coğrafi genişliğin dolaylı olarak ortaya koyduğu bir husus var ki o da, bu bölgenin batı ve kuzeyinden geçen iki ana arter suyolu ve çeşitli ara suyolları ile bağlantısından neşet eden Hint Alt Kıtası ve Çin ilişkisidir (Hall, 2001: 99).
Bu noktada, Malay dünyası denilen coğrafyanın iki ana suyolu yani, Hint Okyanusu ve Güney Çin Denizi ile Arap Denizi, Basra Körfezi, Bengal Körfezi, Malaka Boğazı gibi suyollarının tarih boyunca gördüğü işlevden bağımsız anlaşılamayacağıdır (Colombijn, 1994: 39; Pott, 1988: 377, d.n.7). Bu çerçevede, Hint Okyanusu’nun Batı’sında insan ve emtia mobilitesinin bölge için önemi için şu esere bakılabilir (Barendse, 2002: 5).
Bu suyolları, bir yandan Osmanlı Devleti ve hatta öncesinde Büyük Selçuklu Devleti’nin şu veya bu şekilde nüfuz ve etkileşimine konu olmuştur. Özellikle, Osmanlı Devleti ve Malay bölgesi arasında tarihin değişik evrelerinde kurulduğu gözlemlenen ilişkilerin Hint Okyanusu üzerinden gerçekleşmiş olduğunu hatırlanmaktadır. Bu noktada, Hint Okyanusu’nun batısında süren ticari faaliyette diğer milletlerin yanı sıra Türk unsurlarının da varlığına dikkat çekilmektedir (Kennedy, 1993: 22).
Hint Okyanusu’ndan başlayıp Güney Çin Denizi’ne ve doğuda Cava, Banda, Sulawesi, Sulu denizlerinde hakim olan muson iklimi değişik dönemlerde farklı denizci, tüccar ve seyyahlar gibi çeşitli toplumsal grupların faaliyetlerine olanak tanıyordu. Dönemin denizcilik teknolojisi ve seyahat mesafesinin uzunluğu öte yandan muson ikliminin sınırlayıcılığı gibi unsurlar dikkate alındığında çeşitli milletlere mensup denizci, tüccar, seyyah ve hacılar gibi farklı grupların bu geniş coğrafyanın özellikle, liman şehirlerinde çoğulcu toplum yapıları içerisinde yaşam sürmelerine ve bu anlamda, dini-kültürel yapılaşmaların paylaşmasına ve hatta difüzyonist yayılmacılığa imkân tanıdığına dikkat çekilmelidir (Lee, 1978: 25). Kuzey Sumatra örneği için şu esere bakılabilir (Boxer, 1996: 270). Muson iklimi, deniz ticaretini yönlendiren birincil etken olması nedeniyle ‘ticaret musonları’ olarak da anılıyordu (Chittick, 1979: 1; Rivers, 2004: 76; Reid, 1993: 64).
Bu bağlamda, 16. yüzyıl başlarında Cava Adası’nın kuzeyinde gelişmekte olan bir İslam beldesi Demak’ın İslamlaşma sürecinde, Sumatra Adası’nın kuzeyindeki Pasai ile bağlantısı hatırlanmaya değer bölgesel siyasi güç merkezleridir. Bu süreçte rol oynadığı ifade edilen Pasaili mübelliğin, blögedeki etkinliğinin sadece, Malay coğrafyası ile sınırlı olmadığı aksine, Batı Hindistan’da Gücerat ile Hicaz bölgesinde Mekke’ye yaptığı ziyaretlerle dönemi için bir örneklik taşıdığı ileri sürülebilir (Hall, 2001: 101).
Söz konusu bu suyollarının ötesinde, Malay dünyasının tarih boyunca ticari, sosyo-kültürel, dini ve siyasal yapılaşmasında süreklilik arz eden ilişkiler zincirinde Hint Alt Kıtası ve Çin kayda değer bir rol oynamaktadır. Her iki bölge, tarihin değişik evrelerinde ortaya çıkan göç hareketlerine kaynaklık etmesiyle Malay coğrafyasında azınlık insan stoğunu oluştururken, sosyo-kültürel, dini ve siyasi yapılanmasında önemli rol oynamıştır. Bu bağlamda, Hinduizm ve Budizm ile dini yapılar, ticaret ile ekonomi yapıları geniş suyolları üzerindeki hareketlilik Batılı sömürgeci devletlerin bölgedeki varlıklarından çok önce çeşitli düzeylerde ilişkiler geliştirildiğine işaret etmektedir. Bu çerçevede, bir örnek vermek gerekirse, 1272 yılında Çin’den Lamuri olarak adlandırılan Açe topraklarına elçilerin gönderilmiştir (Groeneveltdt, 1960: 28; Koentjaraningrat, 1980: 127).
Bu çerçevede, Çin’de örneğin Song Hanedanlığı (960-1276) gibi değişik dönemlerde denizcilik konusundaki girişimler Takımadalar bölgesi ile ilişkilerin geliştirilmesine neden olmuştur. Bölge denizciliğine dair konuları ele alan eserlerde Çin gemilerinin Sumatra’nın kuzeyinde yani bugünkü Açe bölgesinde Lamuri olarak adlandırılan bölgeye ulaştığı belirtilir. Lamuri’nin, aynı zamanda Batı ile yani, Hindistan ve Arap Yarımadası arasında dönemin deniz ticaretindeki yerine vurgu yapılmaktadır (Hall, 1985: 196).
Buna ilâve olarak, özellikle Çinli Budist hacıların Hindistan’a gerçekleştirdikleri uzun yolculukları sırasında Malay dünyasının çeşitli liman şehirlerindeki tanıklıkları bugün bölgeyle ilgili en erken yazılı kaynaklar olarak bilinmektedir (Wolters, 1974: 15, 17, 21; Diffie; Winius, 1977: 8). Ayrıca, devlet bürokrasisinin gelişmesine paralel olarak bölgeyle ilgili erken dönem yazılı kaynakların tutulması, Çin’in bölgedeki site devletleriyle ilişkilerinin rolü ve önemini ortaya koyarken, bu site devletleriyle ilgili atıfları da içermektedir. Örneğin, 1397 yılında, bir süredir Çin İmparatorluğu’na vergilerini vermeyen bazı site devletlerine atıf yapılmaktadır. Bunlar arasında Çampa, Kamboçya, Siam, Java, Bruney, Pahang ve Sumatra gibi yer isimleri zikredilmektedir (Groeneveltdt, 1960: 69).
Malay dünyasının ağırlıklı olarak Takımadalar bölgesinde oluşması kadar, bu coğrafyanın tarihsel olarak Asya kıtasının İslam öncesi kültür ve medeniyetinde belirleyici olan Hindistan ve Çin’le yakın etkileşim halinde olduğu bir gerçektir. Bu çerçevede, bugün dahi izlerine rastlandığı üzere Hint ve Çin kültür ve Budizm-Hinduizmin bölge toplumlarında, şu veya bu şekilde varlığını sürdürmesi bunun bir kanıtıdır.
Bu bağlamda, Hint ve Çin kültürünün bölgedeki etkisini ortaya koyan akademik çalışmalardan birkaçına değinmekte fayda var. Bu konudaki öncü isimlerden biri olan George Coedes’in kaleme aldığı The Indianized States of Southeast Asia ve O. W. Wolters’ın eseri Early Indonesian Commerce adlı çalışmaları zikredilmeye değerdir. Özellikle, Wolters’in çalşması 1970’lerden itibaren gündeme gelen revizyonist anlayışın temsilcisi olarak kabul edilmektedir. Buna göre, bölge ticari yapılanmasında tüccarların ve diğer yabancıların varlığı öne çıkartılmaktadır. Wolters, ayrıca bütün bir bölgeden ziyade belirli teritoryal alanlardaki gelişmeleri dikkate almasıyla dikkat çekmektedir.
Bu alanda, bir diğer eser, Kenneth Hall’ın A History of Early Southeast Asia: Maritima Trade and Societal Development 1000-1500 adlı çalışmadır. Hall’ın bu eseri yukarıda zikredilen ikinci grup yaklaşımın devamı mahiyetinde olup, Hint ve Çin etkileşiminden ziyade yerli unsurların bu alandaki yapılaştırıcı etkisine konuşlanmaktadır. Bu noktada Hall’ın çalışması yabancı unsurların baskın bir yapı oluşturma önceliğinden ziyade, yerli unsurların sentez ve adaptasyon gücünü ve süreçlerini ortaya koymaktadır (Hall, 2011: ix). Böylece, yerli sosyal dinamiklerin kendi dönüştürücü ve yapılaştırıcı güçlerine konuşlanmasıyla farklı bir teorik yaklaşım örneği olarak ortaya çıkmaktadır.
Wolters ve Hall’ın, eserleri bağlamında dikkat çekilen yenilikçi yaklaşımın ortaya çıkmasında, dönemin post-kolonyal sürece tekabül etmesiyle sosyal bilimlerde yeni bakış açılarının etkisi olarak değerlendirilebilir. Bu süreçte, Avrupa ve ABD kampüslerinde genel anlamıyla sosyal tarih okumalarında, toplumsal güçlerin etkinliğinde bireylerin, küçük grupların eğilinmesinin de bir etkisi olduğuna şüphe yoktur.
Öte yandan, Doğu Asya’da bir adalar ülkesi olan Japonya’nın özellikle 19. yüzyıl ortalarından itibaren Medici dönemi ile ortaya çıkan öz-modernleşmeci çabaların bir uzantısı olarak gerek ticari faaliyetler gerekse giderek artan bir şekilde siyasal yapılaşma noktasında Güneydoğu Asya Malay dünyası ile temasının giderek artış göstermiştir.
Bu gelişmenin 20. yüzyılın ortalarına doğru bölgedeki adıyla ifade etmek gerekirse, Pasifik Savaşı’nda Japonya’nın Asya Asyalılarındır ilkesinden ve bunun bir göstergesi olan Pan-Asyacılık ideolojisinden hareketle tüm bölge üzerinde sergilediği yayılmacı ve genişlemeci politikalardan Malay bölgesi de etkilenmiştir (Samarani, 2004: 6). Öyle ki, Malay coğrafyasındaki bağımsızlık hareketlerinin yeşermesi ve gelişmesi Japonya’nın kayda değer bir rolü olduğu görülmektedir. Örneğin, 1905 yılında Japon-Rus savaşını Japonların kazanması Takımadalar’daki halklar nezdinde ‘beyaz ırkı’ temsil eden Rusya’ya karşı Asyalıların kazandığı bir zafer olarak telâkki edilerek milliyetçilik hareketlerinde kayda değer bir referans noktası olmuştur (Ferro, 2017: 168).
Kaynaklar:
Barendse, R. J. (2002). The Arabian Seas: The Indian Ocean World of the Seventeenth Century, Armonk: An East Gate Book.
Boxer, C. R. (1996). “A Note on Portuguese Reactions to the Revival of the Red Sea Spice Trade and the Rise of Atjeh: 1540-1600”, (ed.), M. N. Pearson, Spices in the Indian Ocean World, Variorum.
Chittick, Neville. (1979). “Indian Relations with East Africa Before the Arrival of the Portuguese”, (ed.), ‘The Indian Ocean in Focus’ International Conference on Indian Ocean Studies, Section III The History of Commercial Exchange&Maritime Transport, Perth Western Australia, People Helping People.
Colombijn, Freek. (1994). Patches of Padang: The History of an Indonesian Town in the Twentieth Century and the Use of Urban Space, Leiden: Research School CNWS, s. 39;
Diffie, Bailey W.; Winius, George D. (1977). Foundations of the Portuguese Empire: 1415-1580, Vol. I, Minneapolis: University of Minnesota Press.
Ferro, Marc. (2017). Sömürgecilik Tarihi: Fetihlerden Bağımsızlık Hareketlerine 13. Yüzyıl-20. Yüzyıl, (Çev.: Muna Cedden), 3. Baskı, İstanbul: İmge Yayınları.
Groeneveltdt, W. P. (1960). Historical Notes on Indonesia&Malaya -Compiled From Chinese Sources-, Djakarta: C. V. Bhratara.
Hall, Kenneth R. (2001). “The Roots of ASEAN: Regional Identities in the Strait of Melaka Region Circa 1500 C. E.”, Asian Journal of Social Science, Vol. 29, No. 1. (87-119).
Hall, Kenneth R. (1985). Maritime Trade and State Development in Early Southeast Asia, Honolulu: University of Hawaii Press.
Kennedy, J. (1993). A History of Malaya, 3rd Edition, Kuala Lumpur: Percetakan Sooriya.
Koentjaraningrat. (1980). “Javanese Terms for God and Supernatural Beings and the Idea of Power”, In Man, Meaning and History: Essays in Honour of H. G. Schulte Nordholt, (ed.), R. Schefold; J. W. Schoorl and J. Tennekes, The Hague: Martinus Nijhoff. (127-139).
Lee, Edwin. (1978). “Trade and migration in the Malay World”, Berita Antropologi (Majalah Ilmu Sosial dan Budaya), Th. X, No. 35. (25-37).
Pott, P. H. (1988). “Willem Verstegen: An Extraordinary Member of the Council of the East Indies as Adventurer in India in 1659”, In Dutch Authors on Asian History: A Selection of Dutch Historiography on the Verenigde Oostindische Compagnie, (ed.), M. A. P. Meilink-Roelofsz; M. E. Van Opstall; G. J. Schutte, Dordrecht-Holland: Foris Publications. (331-360).
Rivers, P. J. (2004). “Moonsoon Rhythms and Trade Patterns: Ancient Times East of Suez”, JMBRAS, Vol. LXXVII, Part 2, No. 287.
Reid, Anthony. (1993). Southeast Asia in the Age of Commerce 1450-1680, Volume Two: Expansion and Crisis, Chiang Mai: Silkworm Books.
Samarani, Guido. (2004). “The Asian Connection: Dynamics of Colonialism, Nationalism and Identity in East and South Asia, 1915-1945, EJEAS, 3. 1, Leiden: Brill. (1-14).
Wolters, O. W. (1974). Early Indonesian Commerce: A Study of the Origins of Srivijaya, Ithaca: Cornell University Press, II. Baskı.
https://guneydoguasyacalismalari.com/osmanli-malay-calismalari-hakkinda-kisa-bir-deneme-ii-a-short-essay-on-ottoman-malay-studies-ii/
Devam edecek...