17 Şubat 2025 Pazartesi

Çin, ABD’ye tepki vermeye başladı / China begins to respond to the U.S.

Mehmet Özay                                                                                                                            17.02.2025

ABD’de başkan Donald Trump’ın, Çin’e yönelik gümrük tarifi stratejisine ilk önemli tepki bugün gündeme geldi.

Çin’de başkan Şi Cinping’in, ülkenin önde gelen iş çevreleriyle düzenlenen bir sempozyumda biraraya gelmesi, ‘nadir’ bir gelişme olarak yorumlanıyor.

Bu sempoyzum, Cinping’in devlet başkanlığı koltuğuna oturmasından altı yıl sonra yani, 2018 yılında iş çevreleriyle yaptığı ilk önemli ve kapsamlı toplantıdan sonraki, ikinci önemli toplantı olarak değerlendiriliyor.

ABD baskısı hissediliyor

Bugün, devletin üst düzey isimleri ile önde gelen iş çevrelerini biraraya getiren sempozyumun gerçekleştirilmesine sebep, Çin ekonomisinde görülmeye başlanan duraklama ve ABD’den gelen ve de artması beklenen gümrük vergileri politikası oluşturuyor.

Söz konusu bu sempozyum, hiç kuşku yok ki, ABD başkanı Trump’ın ticaret politikalarının, Çin’de üretim ve devlet politikaları noktasında yansımalarının ortaya çıkmaya başlaması, -veya bu baskının yakından hissedilmeye başlanması- olarak değerlendirmek mümkün.

Başkan Cinping’in hedefinde, sektörün öne çıkan isimlerinden gelişmelere dair görüşlerini almak olduğu belirtiliyor.

Başkan Cinping’in, devletin siyasal gücünü üzerlerinde hissetmekle birlikte, üretim gücünü elinde tutan iş çevrelerinin görüşlerine başvurması Çin’de ekonomik -ve de siyasal- karar alma süreçlerinde yenilikçi bir model olarak adlandırmak mümkün.

Öyle ki, Çin’in, sadece ekonomik kalkınma süreçlerini değil, bölgesel ve küresel bağlamda, askeri ve siyasi  yönelimlerini de doğrudan etkilemesi mümkün olan dış ticaretinde, ABD’ye yönelik gümrük vergilerinin artışı karşısında, nasıl bir politika izleneceğine dair böylesine nadir ve de önemli toplantının, Pekin’de gerçekleştirilmiş olmasını önümüzdeki süreçte alınacak siyasal ve ekonomik kararlar bağlamında dikkate almak gerekiyor.

Cinping: Dinleyen başkan!

Başkan Şi Cinping, sempozyumda ilgili özel sektör liderlerini dinlemesinin ardından, yaptığı konuşmada, özel sektörün hem, ulusal yani iç ve hem de, uluslararası yani, dış pazarlarda genişlemeci bir politika izlemeye davet ettiği belirtiliyor.

Cinping’in öne çıkardığı alanların, ‘kritik’ olarak değerlendirilen, ‘yapay zeka’ ve ‘yarı iletken’ gibi alanlarda Çin’in dışa bağımlılıktan kurtarılması olmasına şaşırmamak gerekiyor.

Hatırlanacağı üzere, geçen hafta Japon başbakanı Shigeru Ishiba’nın ABD’ye yaptığı resmi ziyarette iki ülke üst düzey yetkilileri arasında yapılan görüşmelerin önemli bir bölümünü, enerji işbirliğinin yanı sıra, bu iki alanın olduğunu hatırlamakta yarar var.

Günümüzde, küresel güç olma iddiasındaki hiçbir ulus-devletin vazgeçemeyeceği bir alanı oluşturan ‘yapay zekȃ’ ve ‘yarı iletken’ alanlarında yenilikçi ve sürdürülebilir yaklaşımların ortaya konması ulusal güvenlik meselesi kadar, bu alanı da etkileyebilecek nitelikle önem arz ediyor.

Trump’ın kapsamlı dış ticaret politikası!

Trump’ın dış ticaret politikalarının yapıcı mı yıkıcı mı olduğu konusu, hiç kuşku yok ki, son yılların en önemli tartışma konularından birini teşkil ediyor.

Bu gelişmenin, sadece ABD’nin ulusal ekonomi politikası olarak kalmadığı, aksine, küresel düzeyled irili ufaklı her bir ulus-devleti yakından ilgilendirdiği bugün kendini giderek daha çok hissettiriyor.

Bu anlamda, dikkat çekilmesi gereken husus, başkan Trump’ın, ABD ile ikili dış ticaret ilişkilerinde büyük oranda açık verdiği ülkelere yönelik gümrük vergisi uygulaması yeni olmamasıdır.

Başkan Trump’ın, 2016-2020 yıllarında birinci başkanlık sürecinde uygulamaya koyduğu gümrük vergisi yaptırımı, ABD’nin sadece, Çin’i de hedef alan bir politikası değildi.

Aksine, Trump’ın ilgili diğer ülkelere yönelik yaptırım çağrısı, belki de, pek fazla dikkat çekmemiş olsa da, ABD’nin dış ticarette açık verdiği ülke ve bölgelerle ilişkilerini yeniden gözden geçirme kararı almıştı.

Bunun en açık görünümü sabık Başkan Barack Obama döneminin ürünü olan ve Trans Pasifik İşbirliği Anlaşması’nın (Trans-Pacific Partnership Agreement-TPPA) Trump tarafından 2016’da Beyaz Saray’daki ilk günlerinde rafa kaldırılmış olmasıydı.

Küresel ticaretin yeniden yapılandırılması gibi gayet iddialı bir proje olarak ortaya çıkan TPPA’nın Trump tarafından ABD ekonomisine yarardan çok zarar getireceği kabulü bu anlaşmayı reddetmesindeki temel faktördü.

Bugün, aynı Trump’ın 2020’de kaldığı yerden, özellikle, Çin’i hedef aldığına kuşku olmayan gümrük vergileri yaptırımı farklı bir politik zeminde, yeniden yürürlüğe koymasına tanık oluyoruz.

Bu ayın başında Meksika ve Kanada ile başlayan ve düşünülenin aksine, Çin’in ikinci planda kaldığı 2. Dönem Trump gümrük tarifeleri politikası hedef şaşırtma olarak değerlendirilebilir.

Ancak, yukarıdaki gelişme bağlamında kaleme aldığımız yazılarda Meksika ve Kanada’ya yaptırımların sadece, ticaret ve ekonomi alanıyla sınırlı olmadığına değinmiştik.

Öte yandan, Trump’ın yeni gümrük vergisi politikasında salt Çin’i hedefe alan bir yaklaşımdan ziyade, Çin’le doğrudan veya dolaylı ilişkileri olan ülkeleri -ki, bu anlamda komşuları Meksika ve Kanada’dan başlayarak öncellediğini söylemiştik...

Çin’le ticaret savaşı

Kapitalist Batı’nın, özellikle de, ABD’nin kendine özgü bir ekonomik modernleşmeyle ortaya çıkan Çin’e karşı sabrının dolduğunu söylemek mümkün.

Bunun bariz göstergelerini başkan Donald Trump’ın 2016’dan bu yana ortaya koyduğu söylemde ortaya konuyor.

ABD iç siyasetinde Demokratlar-Cumhuriyetçiler kapışmasına tanık olunmasına rağmen, konu Çin’in ekonomik modernleşmesinden kaynaklanan sorunla mücadeleye geldiğinde, 2020-2024 yıllarındaki başkan Joe Biden döneminin de, Trump politikalarına kayda değer ölçüde devam edildiği ortada. 

Bu gelişmeler karşısında bugün, Pekin’de başkan Şi Cinping’in ülkenin önde gelen özel sektör iş çevreleriyle toplantısı, bize Trump’ın ticaret politikalarının Çin’de doğrudan hissedilmeye başlandığının gayet önemli bir göstergesidir.

Bu gelişmenin ardından, Pekin yönetiminin somut olarak ne tür adımlar atacağını beklemek gerekiyor.

Bölge ülkelerinde uzmanlarca uzunca bir süredir dillendirildiği üzere, ABD-Çin ticaret savaşlarından özellikle, küresel kalkınmanın motoru konumundaki Güneydoğu Asya ülkelerinin yani, ASEAN’ın kazançlı çıkması yönünde bir konsensus bulunuyor. 

Bu yönelimin bir yanında, Çin üretici sektörlerinin güneye yani, ASEAN topraklarına kaydırılması öte yandan, Çin ürünlerinin ASEAN toprakları üzerinden ABD’ye tedariki gibi iki temel açılım gündemde bulunuyor.

ABD’de, başkan Trump’ın ve önde gelen ekonomistlerin bu gelişmeyi öngörmemesi mümkün değil.

Bu durum bize, önümüzdeki kısa dönemde sadece ABD-Çin ticareti lişkilerinin değil, aynı zamanda ASEAN-Çin ve ASEAN-ABD ticaret ilişkilerinin gündemde yer alacağını öngörmemizi sağlıyor.

https://guneydoguasyacalismalari.com/cin-abdye-tepki-vermeye-basladi-china-begins-to-respond-to-the-u-s/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder