9 Şubat 2025 Pazar

Panama Kanalı: Trump mutlu, Çin kızgın! / The Panama Canal: Trump glad, China furious!

Mehmet Özay                                                     07.02.2025

ABD başkanı Donald Trump dünya siyasetini ve kamuoyunu verdiği demeçler ve aldığı kararlarla meşgul etmeye devam ediyor. 

Başkan Trump’ın Panama Kanalı idaresiyle ilgili bir süredir yaptığı açıklamalar, dün olumlu karşılık buldu. 

Buna göre, Panama devleti, kanal yönetimini gerçekleştiren Hong Kong merkezli şirketin kontratını uzatmayacığını açıkladı. 

Böylece, başkan Trump’ın Çin karşısında ilk güçlü hamlesi başarıyla sonuçlanmış oldu. 

Trump memnun

Başkan Trump’ın Panama Kanalı’nın işletiminin Çin’den alınması konusundaki görüşü, Panama yönetimi Kuşak-Yol Projesi’nden çekildiğini ilȃn etmesiyle bugün somut karşılığını bulmuş oldu. 

20 Ocak’ta başkanlık koltuğuna oturmasından bu yana, yaptığı açıklamalarla ana akım uluslararası ilişkilerde ana akım yaklaşımların dışına çıkan Trump, Panama’ya yönelik söyleminin arzu ettiği şekilde sonuçlanmasından gayet mutlu. 

Buna karşılık, Çin’den başlayıp bir yandan kara, öte yandan, deniz güzergȃhlarıyla kuşak-yol projesinin mimarı olan Çin’de yönetim ise kızgın. 

Panama devlet başkanı Jose Raul Mulino’nun dün yani, Perşembe günü yaptığı açıklamada Çin’le yapılan anlaşmanın uzatılmayacağını belirtmişti. 

Böylece, Hong Kong merkezli Hutchinson Limanları adını taşıyan şirketin 80 km uzunluğundaki Panama Kanalı işletim hakkını kaybetmiş oldu. 

“Baskı ve zorlama”

Bunun ardından, Çin hükümetinden yapılan ilk açıkmalarda, başkan Trump’ın Çin’in kuşak-yol projesine müdahalesi “baskı ve zorlama ürünü olduğu” belirtilerek eleştiriliyor. 

Baskı ve zorlama söyleminin ardında ise, Trump’ın Panama Kanalı’nın kontrolünü sağlama hususunda güç kullanmayı devre dışı bırakmadığı yönündeki iması bulunuyor... 

Çin’in, 150’yi aşkın ülkeyle çeşitli düzeylerde işbirliği anlamına gelen kuşak-yol projesi’nde Panama Kanalı işletiminin yitirilmesi nicelik olarak değilse bile, nitelik olarak gayet önemli. 

Bu durum, geçen yıl seçim kampanyasından bu yana, Çin’i hedefe koyduğunu defaatle gündeme getiren Trump’ın ilk somut kazanımı olduğunu söylemek mümkün.

Panama’nın iki küresel güç arasında kaldığı çelişkili durumdan, ABD’de Trump yönetiminin baskısına boyun eğme yönünde kullanmış oldu. 

Öyle ki, geçen Pazar günü dışişleri bakanı Marco Rubio, Panama devlet yetkililerine çağrıda bulunarak, acilen Panama üzerindeki Çin nüfuzunun sona erdirilmesini aksi halde, Trump’ın karşı hamleleriyle karşı karşıya kalacaklarını duyurmuştu. 

Panama iki dev arasında

İlginçtir, Çin tarafı da yaptığı açıklamada, Panama’yı ABD’nin nüfuzu altına girmemesi yönünde uyarıda bulunuyordu. 

Bununla birlikte, Çin’in elinde güçlü bir yaptırım organının bulunduğunu söylemek şu ortamda mümkün gözükmüyor. 

Panama üzerinde olan biten siyasal gelişmelerin iki aktörü yani, ABD ve Çin  yönetimlerinin tarihsel verilerle hareket ettiklerini söyleyebiliriz. 

Öyle ki, Trump, Panama’ya yönelik söylemini “yüz yılı aşkın bir süre önce ABD tarafından inşa edilen ve ardından, 1999 yılında Panama’ya devredilmesini gündeme taşırken, -en azından, bu ölçüde olmasa da-, Çin de kuşak-yol projesini temelde kadim Kara ve Deniz İpek Yolları varlığına dayandırıyordu. 

Yukarıdaki cümlede ‘en azından’ dememe sebep tarihin erken dönemlerinde Panama’nın Çin’in siyasi kontrol veya ticari etkisi altında bir bölge olmadığından hareketle belirtildi. 

Ancak, günümüz küresel gelişmeleri çerçevesinde, Çin yönetimi kadim tarihsel ticaret ağını genişleterek Latin Amerika’ya kadar taşımış durumda. 

Bölgede yaklaşık yirmi ülke ile işbirliği anlaşmaları tam da, kuşak-yol projesinin doğasına uygun bir nitelik taşıdığını söyleyebiliriz. 

Kanal’ın iki ülke açısından da önemli olduğunu belirtelim. 

Öyle ki, ABD dış ticaretinin yüzde 40’ını bu kanal üzerinden gerçekleştirirken, Kanal’ın ikinci en büyük kullancısı ise Çin...

Bu durum, bugün Panama üzerinden iki ülkenin karşı karşıya gelmesinin temel sebebini oluşturuyor. 

ABD donanması 

Panama Kanalı ile ilgili gelişmelerin bir diğer yanında ise ABD’nin donanma güçlerini kanaldan herhangi bir ödeme yapmadan geçirme konusunda Panama yönetimiyle anlaştığı yönünde...

Ancak, bunun teyidinin yapılması gerektiğini söyleyebiliriz... 

Washington’da yetkililerin bu yöndeki açıklamalarına karşın Panama başkanı Mulino, savunma bakanı Pete Hegseth ile yaptığı görüşmede, böyle bir konunun konuşulmadığını belirtiyor.

Bu durum, Trump yönetiminin Panama Kanalı işletiminin Çin’den alınması konusundaki görüşünün Çin’le olan ticaret savaşının bir konusu olmadığını ortaya koyuyor. 

Öyle ki, ABD yönetimi, herhangi bir savaş durumu halinde Panama Kanalı’nı korumakla yükümlü oldukları yönünde bir anlaşmaya atıfta bulunuyorlar. 

Ve Kanal’dan herhangi bir ödeme yapmadan geçme konusunu da bu savaş bağlamına dayandırıyorlar. 

Başkanlık koltuğuna oturmasından bu yana, başkan Trump’ın yaptığı açıklamalar ve bugün Panama özelinde aldığı somut gelişme, onun bölgesel ve küresel konularda ortaya attığı görüşleriyle gündemi belirlemeye devam edeceğinin bir işaretidir. 

Bu anlamda, Trump hem ABD’de önemli bir farkla kazandığı seçim hem de küresel ortamda kendisine meydan okuyabilecek aktörün olmamasından güç bularak konvansiyonel dış ilişkiler ve uluslararası ilişkiler kurallarını göz ardı edebileceğini her an göstermeye hazır. 

Başkanlık koltuğuna oturmasından bu yana yaklaşık üç hafta geçmesine rağmen, bu kısa sürede komşu ülkelerden başlayarak, Ortadoğu’ya kadar ulaşan söylemleriyle Trump dünyaya nizam verme söylemine devam ediyor.

Bu açılımın ilk işareti Panama Kanalı oldu... Trump’ın Çin’i hedef alan politika ve icraatlarının nerede duracağını tahmin etmek güç. 

Öte yandan, Pekin yönetiminin başta Panama Kanalı konusu olmak üzere çeşitli alanlarda Washington’da belirlenen politikalara -bugün dışişleri bakanlığı sözcüsünden gelen açıklamayı bir yana koyarsak- nasıl güçlü bir karşılık vereceği ise merak konusu.   

https://guneydoguasyacalismalari.com/panama-kanali-trump-mutlu-cin-kizgin-the-panama-canal-trump-glad-china-furious/


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder