Mehmet Özay 05.02.2025
Gözlerin, ABD-Çin arasındaki ticaret savaşlarına çevrildiği dikkate alınacak olursa, Meksika’nın ABD karşısında ne yapıp yap/a/mayacağı belki, pek çokları nezdinde önem taşımayabilir.
Ancak, Meksika’nın Latin Amerika’nın ikinci büyük ekonomisi olması, ABD’ye yönelik dış ticaret hacminin 467 milyar Dolar’ı bulması, bu ülke ile Meksika ile ABD arasındaki ticaret savaşının dikkatle izlenmesini gerektiriyor.
Bu çerçevede, Meksika başkanı Claudia Sheinbaum’un, alınacak tedbirler ve rakibi konumundaki Trump’la görüşmesinde ortaya koyduğu yaklaşımın, dikkatle incelenmesinde yarar var.
Niçin Meksika?
Trump’ın, niçin Meksiya’yı hedef aldığının cevabı, Meksika’nın dış ticaretinde ihracat payının yüzde 80’ini ABD’ye gerçekleşmesinde ortaya çıkıyor.
Bu oranın parasal karşılığının, 467 milyar Dolar’a yaklaşması, ortaya çıkan açığın, Trump tarafından hazmedilemeyeceğini gösteriyor.
Trump’ın, gümrük vergisinde artışa gitmesini ve bunu bir tehdit olarak ortaya koyması temelde buna dayanıyor.
Ancak, Meksika’da devlet başkanı 62 yaşındaki enerji mühendisi Claudia Sheinbaum’un ve hükümetinin, ABD’den gelen tarif saldırısı karşısında pes etmediği aksine, gayet aktif ve dinamik bir politika takip etmeye meyilli olduğu anlaşılıyor.
Bunun yanı sıra, Meksika’ya yönelik gümrük vergisi yaptırımının nedenleri arasında, Meksika’daki Çin yatırımlarının olması ile Meksika yönetiminin ortaya koyacağı tepkiler ve tedbirler bir anlamda, ilerleyen süreçte Çin yönetiminden ne tür olası tepkilerin gelebileceğini de göstermesi bakımından önemlidir.
Halk desteği
Trump’ın ekonomik yaptırımı, Meksika yönetiminin karşı siyasal tutumu Meksika vatandaşları tarafından, başkan ve hükümete karşı pozitif bir eğilimin ortaya çıkmasına neden oluyor.
Söz konusu gümrük tarifi söylem ve özellikle de pratiğinin, ilgili ülkelerde ‘milliyetçilik’ olgunu artırma yönünde bir eğilim sağlayacağına dikkat çekmiştim.
Bugünlerde, bunun örneklerini Meksika’da görmek şaşırtıcı değil...
Öyle ki, telefon görüşmesi sonrasında Meksika kamuoyunda, başkan Sheinbaum’a desteğin yüzde 80’ler düzeyine çıkması, alınan siyasi kararların rasyonelliğinin de bir göstergesi kabul etmek gerekir.
ABD ne istiyor?
Öncelikle, ABD’nin Meksika’dan ne istediğine kısaca bakmakta yarar var. ABD’nin talep listesi beş maddeden oluşuyor.
Sınır’dan yasadışı göçmen geçişlerine mani olunması; sınır’dan uyuşturucu trağinin engellenmesi; ABD’den ihraç edilecek Meksika vatandaşlarının kabul edilmesi... Talepler bunlarla sınırlı değil... Çin’le bağlantılı yanları da var.
Trump, Meksika’daki Çin yatırımlarının ve de Çin araçlarının girmesinin durdurulmasını istiyor...
Ulusal güvenlik
Trump, aşırı doz uyuşturucudan hayatını kaybeden yüzbinlerce Amerikalı gerçeği karşısında ortaya çıkan durumu, ‘ulusal güvenlik’ olarak değerlendirirken, Meksika’daki uyuşturucu kartellerini ‘terörist’ ilȃn etmekle kalmıyor.
Aynı zamanda, bu kartellerin Meksika hükümetiyle kol kola olduğunu ifade eden yaklaşımı, Meksika hükümetini de gizli/açık benzeri bir ‘terör’ eyleminin aktörü konumuna getiriyor.
Bunun, gayet önemli açılımları olacağını düşünmek mümkün. Ancak şimdilik, ABD’nin bunun üzerine pek gitmediği görülüyor.
Öte yandan, başkan Sheimbaum, bu iddiayı “iftira” olarak kabul ederken, söz konusu kartellere karşı ABD’nin Meksika topraklarına olası bir askeri girişimine izin vermeyeceklerini de vurguladığı belirtiliyor.
Meksika tarafı
Meksika yönetimi, Trump’ın çıkışı sonrasında, karşı karşıya kalınan sorunu iki alanda değerlendiriyor: İlki, güvenlik ve ikincisi de gümrük vergileri.
Güvenlik de kendi içinde iki alana ayrışıyor: Birincisi, yasa dışı göçmenler. İkincisi ise, uyuşturucu trafiği.
Bu çerçevede, Meksika yönetiminin verdiği ilk olumlu tepki, sınıra on bin asker göndermek olduğu açıklandı.
Aslında zaten, 2021’den bu yana gündemde olan ‘sınıra asker gönderme’ süreci böylece kesin bir karara bağlanmış oldu...
Bu kararın, salt Trump’ın baskısıyla oluşmadığı, alınan acil karardan anlamak ve çıkarmak mümkün.
Kaldı ki, çeşitli kaynaklar, başkan Sheinbaum’un başkanlık koltuğuna oturduğu 1 Ekim 2024 tarihinden bu yana, -aradan pek fazla zaman geçmemiş olmamakla birlikte, ilgili sınır sorunlarıyla ilgili çalışmalar başlattığı ifade ediliyor.
Yani, sınıra asker gönderme kararının zaten, Meksika hükümetinin gündeminde olduğunu tahmin etmek mümkün.
İşin ilginç yanı, 1. Trump döneminde, 2019 yılında Trump tarafından, yüzde 5’lik gümrük tarifi tehdidi karşısında, dönemin Meksika devlet başkanı Andres Manuel Lopez’in ABD yönetimiyle anlaşarak sınıra asker gönderme kararı alması, sanki sürecin bittiği yerden başladığını ortaya koyuyor.
Misilleme...
Sorun güvenlik olduğunda, Meksika’nın da ABD’ye söyleyeceği sözler olduğu anlaşılıyor.
Pazartesi günkü telefon görüşmesinde Meksika başkanı Sheinbaum’un Trump’a, ABD’den Meksika’ya sokulan üst düzey ateşli silahların engellenmesi konusunda, ABD tarafının hem fikir olmasını ABD karşısında pes olunmadığı argümanını güçlendiren bir olgu olarak görmek gerekir.
Bunların ilkini, ABD mallarına karşı bir tarif misillemesi oluşturuyor. Bu tutumun, ABD gibi dev bir ekonomi karşısında tutunulabilecek bir dal olup olmadığı tartışılabilir.
Ancak, bu misillemenin Beyaz Saray’dan öte, ABD’deki üretici kesimi hedef alacağını söylemek mümkün.
Öyle ki, Meksika’dan gelecek tarif misillemesinin, ABD’nin ilgili ülkelere uygulamayacağı tariflerle büyük bir ihtimalle ortaya çıkması beklenen enflasyona etkisi ile bu enflasyon neticesinde, Amerikan vatandaşlarının tepkilerini artırmaya yönelik olacağı varsayılabilir.
NAFTA tehlikede mi?
Bununla birlikte, Kuzey Amerika ülkeleri arasında yani, Kanada, ABD ve Meksika arasında 1994’den bu yana fiiliyatta olan NAFTA’nın bugün ABD için bir sorun haline, ABD-Meksika dış ticaret ilişkilerinin temelini oluşturması bir anlamda şaşırtıcı.
Ya da, daha doğru bir söylemle, ABD’nin 1990’larda öngöremediği bir dış ticaret sürecinin, Meksika ile ilişkilerinde ortaya çıktığını söylemek mümkün.
Bu nedenledir ki, Trump, seçim kampanyası döneminden başlayarak “... gerekirse ABD çıkarlarına uymayan bu anlaşmayı çöpe atarız” söylemini ortaya koyuyor.
Bununla birlikte, Trump’ın, Cumartesi günü ilȃn ettiği Meksika’ya yönelik tarif uygulama kararı ile hemen ertesinde, Pazartesi günü bu uygulamayı bir aylığına erteleme kararının arka plȃnında, başka nedenlerin olduğunu söylemek mümkün.
Örneğin, Meksika tarafı -ilgili yayın organlarında dile getirildiği üzere- Trump yönetiminin tarife konu olacak emtiaları belirtmemesine dikkat çekiyor.
Yukarıda dikkat çekilen beş temel maddenin ikisinin Çin’in Meksika’daki ve Meksika’yla olan ekonomik ilişkisiyle irtibatlı olmasını yabana atmamak gerekir.
Unutmayalın, Trump’ın en büyük rakibi olarak Çin’i görüyor...
https://guneydoguasyacalismalari.com/meksika-pes-etmeyecek-mexico-will-not-surrender/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder