Mehmet Özay 22.02.2025
FSM Vakıf Üniversitesi Osmanlı Malay Dünyası Araştırmaları ve Uygulama Merkezi tarafından organize edilen “Modern Türkiye Cumhuriyetinde I. Hint Okyanusu ve Malay Dünyası Çalışmaları Çalıştayı” başlıklı çalıştaya hoş geldiniz sefalar getirdiniz.
Çalıştayın burada hazır bulunan katılımcıların katkısıyla verimli geçmesini ve bu çalıştayın merkezin çalışmalarına yön vermesini temenni ediyoruz. Ayrıca, bu alanda akademik faaliyetlerini sürdürmekte olan siz kıymetli hocalarımızla, politika yapıcılara ve sahada görev yapan çeşitli kurum temsilcilerimizle yakın işbirliğine kapı aralaması arzusunu taşıdığımızı belirtmek istiyoruz.
Aramızda daha önce bu merkezde çalışmış, etkinliklerine katılmış değerli katılımcılar var. Bununla birlikte, merkezin adını duymakla birlikte bugün, merkezin bu binasına ve bir aktivitesine ilk defa katılan diğer katılımcıları da göz önünde bulundurarak merkezle ilgili kısa bir tanıtım yapmanın faydalı olduğunu düşünüyoruz.
Osmanlı Malay Dünyası Araştırma ve Uygulama merkezinin kurulması 2015 yılında gündeme gelmiştir. Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi’nin teklifiyle Cumhurbaşkanlığı’nın iradesiyle FSM Vakıf Üniversitesi bünyesinde kurulmasına karar verilmiştir. Böylesi bir merkezin varlığına duyulan ihtiyacın önceki süreçlerde çeşitli vesilelerle gündeme getirildiğini de belirtmek istiyoruz.
“Osmanlı ve Malay Dünyası Araştırmaları ve Uygulamaları Merkezi” Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ) ile Uluslararası Malezya İslam Üniversitesi (International Islamic University of Malaysia-IIUM) arasında 2014 yılında varılan anlaşma gereğince, 2015 yılında kuruldu. Merkez, FSMVÜ’nin Topkapı kampüsünde faaliyet göstermektedir.
Merkezin adıyla ilgili olarak bazı açıklamaların yapılmasının, bugünkü çalıştaydaki katılımcıların akademik çalışma ve araştırma alanları bağlamında da faydalı olacağı kanaatindeyiz.
Bu bağlamda, merkezin adında geçen ‘Osmanlı’ kelimesi hiç kuşku yok ki, 1299-1923 yılları arasında siyasi egemenliğini sürdürmüş Osmanlı Devleti’ne referans yapmaktadır. Ancak, Osmanlı ile Türk kelimesinin doğruluk veya yanlışlığı bir yana, birbiri yerine kullanıldığını dikkate alarak Türk kelimesi çerçevesinde bir yaklaşımın da dikkate alınabileceğini öngörüyor ve düşünüyoruz. Öyle ki, Osmanlı Malay dünyası çalışmaları dendiğinde, Türk unsuruna atıf yapılmaksızın ilgili coğrafyalarda çalışmaları derinleştirmenin sınırlılığının olabileceğine dikkat çekmek istiyoruz. Örneğin, bu bağlamda, Selçuklu döneminin Malay dünyası-Hint Okyanusu bağlamındaki etkinliğinin araştırmaya konu olmasının ve bu çerçevede, girizgâh niteliğinde bazı hususların ortaya konulduğunu belirtmek isteriz.
Merkezin adında yer alan ‘Malay dünyası’ kavramı ise çokça karşılaşıldığı ve bölgeye dair bilgi eksikliğimizin de bir göstergesi olarak üzere akıllara günümüzdeki Malezya Federasyonu adıyla bilinen devleti getirmektedir. Merkezin kuruluşunda, Malezya Federasyonu’ndan bir üniversite ile işbirliğinin yapılmasının da, bunda şu veya bu derece rolü olduğunu söylememiz mümkün gözükmektedir.
Ancak, merkezin kuruluşundan bu yana yapılan bazı toplantılar ve görüşmelerde, ‘Malay’ kelimesinin neye karşılık geldiği konusunda merkez yetkililerinin bazı açıklayıcı yaklaşımları olmuştur. Bu çerçevede kısaca ifade etmek gerekirse, Malay kelimesi antropolojik ve sosyolojik olarak bugün, adına Güneydoğu Asya toprakları denilen coğrafyada egemen devletler olarak hüküm süren Malezya Federasyonu, Endonezya Cumhuriyeti, Bruney Sultanlığı’ndaki nüfusun kahir ekseriyetini oluşturan insan stoğuna karşılık gelmektedir. Bu coğrafi dağılımı, Malay dilinin kullanımına dair referanslarla desteklenmektedir. Bu bağlamda, Malay Yarımadası (Malaya), Sumatra, Borneo Adaları, Cava Adası’nda (Jakarta), Molukkas, Batı Papua Gine’de kullanılan dilin tarihsel olarak Malaycaya tekabül ettiğine dikkat çekilmektedir (Teeuw, 1959: 139).
Bu bağımsız devletlerin yanı sıra, yine aynı coğrafyada Tayland’ın güneyinde Patani bölgesi, Filipinler Cumhuriyeti’nin güneyinde, Mindanao ve Sulu Takımadaları’nda yaşayan ve her iki ülkede yaklaşık yüzde 5 ilȃ 10 arasında değişen nüfusu da içine alan toplumu içermektedir. Bir ada devleti olan Singapur Cumhuriyeti’nde ise nüfusun yaklaşık yüzde 15’i Malay nüfusundan oluşmaktadır. Bu coğrafyanın dışında, Güney Asya veya Hint Alt kıtası sınırlarında bulunan Sri Lanka eski adıyla Seylan (Ceylon), Doğu Afrika açıklarındaki Madagaskar Adası ile Güney Afrika’da çok küçük bir azınlık grubu da olsa, Malay nüfusunun varlığından söz edilmektedir.
Bu sınıflamaya, Malay el yazmaları kolleksiyoneri ve bu konularda eserler kaleme almış olan merhum Wan Muhammed Sagir Abdullah’ın yaklaşımından hareketle Burma yani, günümüzdeki Myanmar’da da, az sayıda bir Malay toplumundan bahsetmek mümkün (Abdullah, 2015: 342).
Bu noktada, özetle ifade etmek gerekirse Malezya Federasyonu, Endonezya Cumhuriyeti, Singapur Cumhuriyeti ve Bruney Sultanlığı bağımsız devletleri ile Tayland’ın güneyinde Patani ve Filipinler’in güneyinde Moro-Mindanao bölgesi Malay coğrafyasının birincil alanları içinde yer almaktadır. Buna ilâve olarak tarihsel olarak Malay diasporasının Sri Lanka (Ceylon), Madagaskar (Barendse, 2002: 6) ve Güney Afrika’da varlığı nedeniyle, bu coğrafyayı Afrika kıtasına kadar genişletilebilmektedir.
Sınırlılığımız
‘Malay’ ile ‘Malezya’ arasındaki ilişkiye rağmen, ‘Malay’ kavramın hem, coğrafi ve hem de, antropolojik olarak çok daha geniş sınırları içine alıyor. Bu bağlamda, ‘Malay’ kavramının ortaya çıkmasında İngiliz ve Hollandalı sosyal bilimciler kayda değer belirleyici rol oynamışlardır. Kısa bir literatür taramasında bunlara ulaşmak mümkün. Burada birkaç örnek vermek gerekirse, Anthony Reid’in “Melayu’yu (Malay) Farklı Modern Kimliklerden Biri Olarak Anlamak” başlıklı makalesi (Reid, 2001: 295-313) ile A. Teeuw’un “Malay Dili Tarihi: Bir Ön Çalışma” başlıklı makalesini (Teeuw, 1959) gündeme getirilebilir.
Yakın geçmişteki gelişmeler ışığında, Pan-Malay kavramının özellikle de, bağımsızlık hareketleri sürecinde gündeme getirildiği görülmektedir. Örneğin Açe’de, ‘Büyük Malay Birliği’ (Malaya Raya), -bu ideolojik yaklaşım, Pan-Malaya veya Indonesia Raya adıyla da anılmaktadır- düşüncesini eserlerinde işlemiş olan merhum Ali Haşimi gibi birkaç entellektüel akademisyen dışında bunu duymak mümkün değildir.
Burada, Pan-Malay kavramının 1930’larda ortaya çıkan seküler milliyetçi çevrelerce gündeme getirildiğine tanık olunmaktadır. Bu noktada, söz konusu bu yaklaşımın, en önemli temsilcilerinden biri Tan Malaka’dır (ö. 1949) (Reid, 1999: 17).
Malay Yarımadası’nda ise, Dr. Burhaneddin el-Hilmy (1911-1969) ve arkadaşlarının Malaya topraklarında sergiledikleri bu siyasi duruş, Cava ve Sumatra Adası’ndaki seküler milliyetçi ve bazı İslamcı unsurların da olduğunu iddia edebileceğimiz yapıların Takımadalar’ın siyasi birliğini ileri sürme adına Indonesia-Raya (Pan-Malay) siyaseti gütmüşlerdir (Aljunied, 2011: 11). Pan-Malaya düşüncesini savunan diğer bazı önde gelen aydınlar arasında, gazeteci kimlikleriyle öne çıkan ve Malaya topraklarında kurulan sol eğilimli Kesatuan Melayu Muda (Malay Youth Union) mensubu olan İbrahim bin Yaacoob ve Ishak bin Haji Mohammad yer alır (Alatas, 1997: 100).
Malay veya Pan-Malay kavramsallaştırması dışında Takımadalar’da, teritoryal ve siyasi birliğe atıf anlamında Nusantara kavramının varlığını hatırlamak gerekir. Tarihsel referans noktası 13 yüzyıl ilȃ 16. yüzyıl başlarına kadar siyasi varlığı devam etmiş olan ve merkezi Cava Adası’nın doğusunda bulunan, bununla birlikte, Takımadalar’da hakimiyet sürmüş olan Majahapit Krallığı’dır. Bugün adına Endonezya denilen topraklarda, milliyetçilik hareketlerinin ilk nüvesi kabul edilen, 1908 yılında hayata geçirilen Budi Utomo felsefi yapılaşmasını Majapahit üzerinden sergilemektedir. Majapahit’e bir diğer referans ise, Hollanda sömürge yönetimince ve bu yönetimin siyasi ve teritoryal hakimiyetine meşruiyet kazandıracak şekilde ortaya konduğu da görülmektedir (Hall, 2001: 104).
Öte yandan, bugünkü mevcut siyasal ve toplumsal koşullarda Takımadalar ve Güneydoğu Asya’da kimi bölge halklarının kendilerini ‘Malay’ olarak adlandırma gibi bir öncelikleri olmadığı, hatta bunu kullanmadıklarını söylemek bile mümkündür. Örneğin Açe, Cavalılar veya Papua’daki topluluklar arasında, ‘biz Malayız’ türünden ne gündelik yaşamda ne de politikasını, sosyal bilimini şekillendiren çevrelerde ‘Malay’ kavramına atıf bulmak mümkündür.
Osmanlı-Malay Çalışmaları Merkezi’ne Niçin İhtiyaç Var?
Bu noktada, açık ve net olarak “Böylesi bir kuruma niçin ihtiyaç olduğu ve bu kurum niçin veya nasıl gündeme geldi?” sorusunu sormak gerekir. Buna ilâve olarak Türkler, kelimenin geniş anlamıyla Malayları ne zaman anlamaya başladı; ne zaman iletişim kurmaya başladı sorularına kısaca cevap vermekte yarar var. Ardından, günümüze doğru bazı kilometre taşlarına değineceğim.
Osmanlı adı bu merkezde yer almakla birlikte, bu yazının bazı bölümlerinde dikkat çekildiği üzere Osmanlı öncesi Selçuklu Türkleri döneminde Türk unsurlarının Hint Okyanusu, Takımadalar bölgesi ile bağının kurulabilmiş olduğunu ileri sürebilir. Bu konuda, 1986-1989 yılları arasında Jakarta büyükelçisi olarak görev yapan Metin İnegöllüoğlu’nun Endonezya Cumhuriyeti Açe Eyaleti’nde yaptığı gezi sırasında bir antropoloğun çalışmalarına eş değer gözlem ve değerlendirmeleri bizi Selçuklu Türk unsurlarına götürmektedir (İnegöllüoğlu, 1994).
Bu hususta destekleyici kaynakların, Açeli tarihçi ve sosyal bilimciler ile yerel unsurların gündeme getirdikleri görüşler üzerinde durulmayı hak etmektedir.
Malay dünyasına dair birinci elden bahseden kaynaklardan belki de, ilk ve en önemlisinin İbn Batuta’nın Afrika-Asya seyahatini konu alan çalışması olduğunu düşünmek mümkündür (Gibb, 1983). Bu bağlamda, bu eserin örneğin 19. yüzyıl sonlarına doğru İstanbul’da basıldığı ve bazı kütüphanelerde yer aldığı görülmektedir. Buna ilâve olarak, tercümesinin de yapıldığı bazı kaynaklarda dile getirilmektedir (Meriç, 2010: 118).
Modern dönemde Malay dünyasının gündeme gelmesi hiç kuşku yok ki ulus devletlerin kurulmasıyla olmuştur. Öncelikle, Türkiye Cumhuriyeti’nin 1923’te kurulmasının Endonezya Cumhuriyeti’nin 1945 yılında (Endonezya Cumhuriyeti’nin Hollanda Krallığı ve Birleşmiş Milletler tarafından tanınması 1949 yılında olmuştur), Malaya Federasyonu’nu 1957, Bruney Sultanlığı’nın ise, 1971’de bağımsızlığını kazandığını hatırlatmak gerekiyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nde 1923 yılı sonrasında özellikle hilafet bağlamında yaşanan gelişmeler karşısında Malay dünyasında ortaya çıkan tepkilerin burada ele alınamayacak kadar geniş bir konudur. Bununla birlikte, birkaç hususa değinmekte fayda mülahaza ediyorum.
Hollanda sömürgeciliğinin sürdüğü bir dönemde 1937 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin ”Roterdam ve Cava Adası’nda Batavya’da birer fahri konsolosluk kurulması” kararı bulunmaktadır. Felemenk’de Roterdam ve Cava Adası’nda Bataviya da birer fahri konsolosluk ihdası ve Roterdam fahri başkonsolos unvanıyla M. L. V. Van Ressem Gard van Ressem’in ve Bataviya fahri konsolosluğuna da M. B. J. De Bruyne’nin tayinleri dönemin Reisi cumhuru Kemal Atatürk imzasıyla ve 04.03.1937 tarihiyle kararlaştırılmıştır (Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Cumhuriyet Arşivi, Belge No. 30.18.1.2.72.16.12).
1940’lı yılların ikinci yarısından itibaren Malay coğrafyasındaki duruma dair şu hususlar dikkat çekicidir.
Endonezya’da, 17 Ağustos 1945 tarihinde ilân edilen bağımsızlığa rağmen, Hollanda Krallığı’nın İngilizler desteğiyle Cava Adası’nda Başkent Batavya, Surabaya gibi şehirlere çıkartma yapması üzerine başlayan gerilla savaşı aralıklarla 1949 yılında Hollanda Krallığı’nın ve Birleşmiş Milletler’in Endonezya bağımsızlığını tanımasıyla sona ermiştir. Ancak bu dönemde, Endonezya adı verilen Takımadalar’ın bazı bölgelerinde özellikle de, Cava Adası’nda silahlı mücadele sürerken, uluslararası çevrelerle de irtibat kurulmuştur. Bu çerçevede, İngilizlerin sömürgesi altındaki Malaya’da faaliyet gösteren Endonezya Derneği adı verilen kuruluş tarafından Ankara’dan bazı taleplerde bulunulmuştur. Bu taleplerle ilgili olarak, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı’ndan Başbakanlık’a ve Başbakanlık makamından Dışişleri Bakanlığı’na yazılan birtakım yazışmalar bulunmaktadır (24.01.1949 tarihli bu yazışma “Yüksek Başbakanlığa” başlığını taşımakta ve Genel Katip’in imzasını taşımaktadır),
Başbakanlık’tan Dış İşleri’ne yazılan yazıda şunlara değinilmektedir: “Malaya’da Endonezya Derneği başkanı tarafından Yüksek Cumhurbaşkanlığı’na sunulup Genel Katipliğin 24.01.1949 tarih ve 4/64 sayılı tezkeresiyle Başbakanlığa tevdi buyurulan ve Hollandalılara karşı ticari münasebetlerin kesilmesi, Hollanda gemi ve uçaklarının Türkiye’ye sokulmaması, hapsedilen Endonezya liderlerinin iadesinin Hollandalılardan istenmesi gibi tedbirler alınması dileğini kapsayan 02.01.1949 tarihli mektuplara bağlı olarak sunulduğunu saygılarımla arz ederim. Başbakan Yerine Müsteşar (Tarih 16.01. 1949).” (Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Cumhuriyet Arşivi, Belge No. 030.10.257.727.16).
Endonezya Cumhuriyeti’nin ardından, Malaya topraklarında bağımsızlığın ilânı ve Malaya Federasyonu adıyla bir devletin kurulması üzerine Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Adnan Menderes 3 Eylül 1957 tarihinde yeni devletin kurucu başbakanı Tunku Abdul Rahman’a gönderdiği kutlama telgrafı göndermiştir. Bu kutlama mesajında şöyle denilmektedir: “On the happy occasion of the proclamation of the Malayan independence I take great pleasure in presenting to your Excellency my warmest congratulations and most sincere wishes for the welfare and prosperity of the Malayan people.” (Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Cumhuriyet Arşivi, Belge No. 030.01.0000.7.36.7.2).
Bu mesaja karşılık, Tunku Abdul Rahan ise bir teşekkür telgrafı ile karşılık vermiştir: “Grateful for your excellency’s kind message stop the persekutuan Tanah Melayu will endeavour to contribute towards World peace and prosperity stop.” Telgrafın Ankara’ya ulaştığı tarih 21 Eylül 1957 olduğu görülmektedir (Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Cumhuriyet Arşivi, Belge No. 030.01.00.7.36.7).
Modern Türkiye Cumhuriyeti’nin bölge ile kurduğu ilişkilere kısaca göz atıldığında, Endonezya Cumhuriyeti ile büyükelçilik düzeyinde ilişkilerin kurulduğu ve Cakarta büyükelçiliğinin sorumluluk sahasında Malezya Federasyonu’nun da bulunduğu görülmektedir (Cakarta Büyükelçisi Tevfik Kazım Kemahlı’nın, aynı zamanda Malezya Hükümeti nezdinde büyükelçi olarak atanmasıyla ilgili olarak Bkz.: Cumhuriyet arşivi, Dosya No. 1-86, 030.18.1.2.151.75.6.).
Malaya Federasyonu ile bu ilk resmi yazışmanın ardından elçilik hizmetlerinin Cakarta’daki Türkiye Büyükelçiliği tarafından üstlenilmiştir. Buna göre, 1959 yılı yazışmalarından anlaşıldığına göre Cakarta Büyükelçisi Tevfik Kazım Kemahlı, aynı zamanda Malezya hükümeti nezdinde büyükelçi olarak Hariciye vekâletinin 21.01.1959 tarihli ve 100004-31 ve 32 sayılı yazıları üzerine, İcra Vekilleri Heyetince 17.02.1959 tarihinde kararlaştırılmıştır. Söz konusu bu atama kararı dönemin Reisi Cumhuru Celal Bayar imzasını taşımaktadır (Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Cumhuriyet Arşivi, Belge No. 030.18.01.02.151.75.6).
13 Şubat 1977 tarihinde Ankara’da Türkiye Cumhuriyet Hükümeti ile Malezya Hükümeti arasında Ekonomik ve Teknik işbirliği anlaşması onaylanması bir diğer gelişmeye işaret etmektedir (Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Cumhuriyet Arşivi, Belge No. 30.18.1.2/367.58.20).
Kaynaklar
Abdullah, Wan Mohd. Shaghir. (2015). Ensiklopedia Naskhah Klasik Nusantara, Cetakan Pertama, Kuala Lumpur: Khazanah Fathaniyah.
Alatas, Syed Farid. (1997). Democracy and Authoritarianism in Indonesia and Malaysia: The Rise of the Post-Colonial State, Hampshire: Macmillan Press Ltd.
Aljunied, Syed Muhd. Khairuddin. (2011). “A Theory of Colonialism in the Malay World”, Postcolonial Studies, 14: 1. (7-21).
Barendse, R. J. (2002). The Arabian Seas: The Indian Ocean World of the Seventeenth Century, Armonk: An East Gate Book.
Gibb, H. A. R. (1983). Ibn Batuta Travels in Asia and Africa: 1325-1354, (Çev.: H. A. R. Gibb), New Impression, London: Darf Publishers.
Hall, Kenneth R. (2001). “The Roots of ASEAN: Regional Identities in the Strait of Melaka Region Circa 1500 C. E.”, Asian Journal of Social Science, Vol. 29, No. 1. (87-119).
İnegöllüoğlu, Metin. (1994). Asya-Pasifik’te Türk İzleri, Manisa: Celal Bayar Üniversitesi Yayınları.
Meriç, Ümit. (2010). Şehirlerin Sultanı Seyyahların Aynasında İstanbul, İstanbul: Al Baraka Türk Katılım Bankası.
Reid, Anthony. (2001). “Understanding Melayu (Malay) As A Source of Diverse Modern Identities”, Journal of Southeast Asian Studies, 32 (3). (295-313).
Reid, Anthony. (1999). “A Saucer Model of Southeast Asian Identity”, Southeast Asian Journal of Social Science, Vol 27, No. 1.
Teeuw, Andries. (1959). “The History of the Malay Language. A Preliminary Survey”, Bijdragen tot de Taal-, Land- en Volkenkunde 115, No. 2, Leiden. (138-156).
Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Cumhuriyet Arşivi, Belge No. 30.18.1.2.72.16.12.
24.01.1949 tarihli bu yazışma “Yüksek Başbakanlığa” başlığını taşımakta ve Genel Katip’in imzasını taşımaktadır. Bkz.: (Not: Metin Ek’te verilmiştir.)
Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Cumhuriyet Arşivi, Belge No. 030.10.257.727.16.
Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Cumhuriyet Arşivi, Belge No. 030.01.0000.7.36.7.2
Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Cumhuriyet Arşivi, Belge No. 030.01.00.7.36.7.
Cakarta Büyükelçisi Tevfik Kazım Kemahlı’nın, aynı zamanda Malezya Hükümeti nezdinde büyükelçi olarak atanmasıyla ilgili olarak Bkz.: Cumhuriyet arşivi, Dosya No. 1-86, 030.18.1.2.151.75.6.
Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Cumhuriyet Arşivi, Belge No. 030.18.01.02.151.75.6.
Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Cumhuriyet Arşivi, Belge No. 30.18.1.2/367.58.20.
https://guneydoguasyacalismalari.com/osmanli-malay-calismalari-hakkinda-bir-deneme/
Devam edecek...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder