Mehmet Özay 03.06.2024
Bugün yani, 3 Haziran, Hasan di Tiro’nun vefatının 14. yıldönümü...
Hasan di Tiro’yu anmanın, sıradan bir ölüm
yıldönümü bağlamında olmadığını, bundan önce kaleme aldığımız on üç yazımızı
dikkatle okuyanlar göreceklerdir.
1925
yılında doğan ve 2010 yılında 85 yaşında Banda Açe’de vefat eden Hasan di
Tiro’nun, tıpkı benzeri isimler gibi döneminin adamı olarak zikretmek
gerekiyor.
Tiro’nun
doğum yılının, Hollanda sömürgeciliğinin varlığını, Takımadalar’ın diğer
bölgeleri gibi Açe topraklarında da sürdürdüğü bir döneme gelmesi ve
Endonezya’da, reform sürecinin ikinci on yılının başlarında vefat ettiği
dikkate alındığında, uzun bir yüzyılı tecrübe etmiş bir isimle karşı karşıya
olduğumuz görülür.
Tiro çalışmaları
Tiro’nun şahsiyeti, öğrenim süreçleri, içinde yer
aldığı siyasal, dini-siyasal hareketler, yaşadığı ve tanık olduğu farklı
dönemler, vb. hususlar onun, geniş Malay dünyasına ilgi duyan tarihçi, siyaset
bilimci, sosyolog, uluslararası ilişkiler vb. gibi sosyal bilimlerin farklı
alanlarında sömürge dönemi başta olmak üzere, bağımsızlık süreçleri, post-kolonyal
dönem gibi süreçleri çalışmayı arzulayan çevreler için, gayet önemli veriler
içerdiğini hemen yazının başında ifade edelim.
Tiro’nun şahsında mündemiç olan hususiyetler bizi,
şu aşağıda değineceğim bağlamlarda akademik ve entellektüel çalışmalar
yapmamızı zorunlu kılıyor.
Söz konusu çalışma alanlarını, çeşitli tarihsel
dönemlendirmelerle izah etmek mümkündür. Bu dönemlerin ilkini, geçmişe doğru
uzanan tarihsel boyut oluşturuyor…
Tarihsel dönemlerdirme
Hasan di Tiro vasıtasıyla yani, onun ortaya koyduğu
siyasal ve entellektüel düşünce sisteminin dayanakları dikkate alınmak
kaydıyla, 19. yüzyıl sonlarından geriye doğru birkaç yüzyıllık, gayet önemli
tarihsel süreci ele almaya el verecek ipuçlarını içinde barındırdığını açık
yüreklilikle söylemek gerekiyor.
İkincisi, Tiro’nun doğumundan, Endonezya ulusal
bağımsızlığının gündeme geldiği, 1945 yılına kadarki süreçtir.
Söz konusu bu bağımsızlığın uluslararası kurumlar
ve siyasal çevreler tarafından, 1949 yılı sonlarında tanındığı dikkate
alındığında, 1945 yerine, 1949’u kabul etmekte oldukça mantıklıdır.
Bunun temel gerekçelerinden birini, hem Hasan di
Tiro’nun bu dört yıllık süreçte yapıp ettikleri ile genel itibarıyla, bu dört
yıllık süreçte, Açe siyasal elitinin Endonezya merkezi hükümeti ile olan
ilişkilerinin belirleyiciliğine dikkat çekmek gerekiyor.
Öyle ki, Cava Adası merkezli ulusal hükümetin
teritoryal ve siyasal egemenliğinin sağlanmasında, Açe topraklarının ve
Açe’deki siyasi hareketin kaçınılmaz ve yegâne bir meşruiyet kaynağı teşkil
ettiğini hatırlamak gerekir.
Üçüncüsü, Tiro’nun, Amerika’da öğrenim gördüğü
sürece tekabül eden ulusal bağımsızlık sonrasının hemen ardından gelen süreçte
yani, 1950’li yılların başlarında ulusal siyasette ortaya çıkan siyasal
gelişmelerinin başında, Sumatra Adası’nda ‘eyalet yapılaşmalarında’, Açe
topraklarının, Kuzey Sumatra Eyaleti bünyesine dahil edilmesi gelir.
Açe siyasi elitinin, 1947 yılında Sukarno’nun Açe ziyaretinde
kararlaştırıldığı dile getirdikleri ‘anlaşma’ya dayalı olarak, Açe’nin otonom
bir eyalet statüsünde olmasının yolunu tıkayan ‘eyalet yapılaşması süreci’,
Açe’de 1930’lu yılların önemli dini-siyasi hareketi, Açe Ulama Merkezi (Pusat
Ulama Se-Aceh-PUSA) lideri Tengku Daud Beureuah’ın başında bulunduğu ve adına
‘ayrılıkçı’ denilen bir süreci başlatırken, Tiro’nun Amerika’dan bu hareketin
sözcüsü sıfatıyla yer alması temelde, Endonezya sorununun küresel perspektife
taşınması anlamına geldiğini söylemek yanlış olmayacaktır.
Burada bir parantez açarak, Sukarno’nun 1947
yılında Açe’yi ziyaretinde sarf ettiği siyasal içerikli söyleme göz atmakta
fayda var:
Suarno, 21 Temmuz 1947 tarihinde başkent Banda
Açe’de Blang Padang meydanında onbinlerce kişi önünde yaptığı “Endonezyu
ulusunun mücadelinde örnek bölge” (Daerah Modal Perjuangan Bangsa Indonesia) başlığını taşıyan konuşmada,
Açe’nin ulusal bağımsızlıkta bir ‘örnek’lik teşkil ettiğini deklare etmiştir.[1]
Bu kavram, Endonezyaca Daerah Modal olarak
zikredilirken, bu kavramın bugüne kadar Açe için çeşitli vesilelerle kullanılmaya
devam etmesi de gayet ilginçtir.
Dördüncüsü, 1959-60 yılında sona eren ‘ayrılıkçı’
hareketin ardından, -ki, tıpkı 1947’de olduğu gibi benzeri şekilde Açe’ye
‘otonom’ statüsü verileceği gündeme getirilmesiyle-, merkezi yönetimle uzlaşma
eksenli süreçte Açe, diğer bölgeler gibi kalkınmadan pay alma beklentisi
içerisinde olmuştur.
Beşincisi, 1976 yılı Aralık ayında, Hasan di
Tiro’nun dönemin genç ve başta potizif bilimler eğitimi almış genç kadrolarıyla
ilân ettiği, Açe-Sumatra Bağımsızlık Deklârasyonu ve sonrasındaki
gelişmelerdir.
Bu süreci başlatan ve bir anlamda 1950’li
yıllardaki yapılaşmanın devamı niteliğindeki oluşum, dönemin modernleşme
eksenli politikalarının Açe’de karşılık bulmaması yönündeki tezdir.
Buna ilâve olarak, özellikle Kuzey Sumatra’da
bulunan zengin petrol rezevrlerinin işletilmesi sürecinde yaşanan
gelişmelerdir.
Altıncısı, 2004 yılı sonunda meydana gelen deprem
ve tsunami sonrasında, ortaya çıkan olağanüstü insani durum nedeniyle, Açe
hareketinin merkezi hükümete, ‘şartsız ateşkes’ çağrısı sonrasında yaşanan
görüşmelerle 15 Ağustos 2005’de barış antlaşması’nın imzalanması ve Hasan di
Tiro’nun vefat ettiği 2010 yılına kadarki süreçtir.
Bu süreç hiç kuşku yok ki, neredeyse her alanda
‘reform’ sürecini tecrübe etmekte olan Endonezya için büyük bir kazanım
olmuştur.
Tiro üzerinden geniş Malay dünyası
Tam da burada, “Söz konusu bu alanlarda çalışmak
niçin bir zorunluluk oluşturmaktadır?” sorusunu sormakta yarar var.
Geniş Malay dünyasına ilgisi olduğu söylenen
çevrelerin veya tarihsel olarak geniş Malay dünyasına ilgi beslediği
iddiasındaki çevrelerin, bölgenin tarihin dünden başlayarak kayda değer bir
şekilde bu ve benzeri soruları ele almaları gerekiyor.
Bu noktada, bölgenin diline hakimiyetle, mevcut
yazılı kaynakları, arşiv belgelerini, bölge toplumlarının, bu örnekte Açe
toplumunun önde gelen siyasi, entellektüel, dini liderleriyle görüşmelerle bu
alanda yeniden yapılaştırıcı çalışmalar ortaya konulması hiç kuşku yok ki,
sadece Açe bağlamında değil, başta Endonezya olmak üzere geniş Malay dünyasını
anlamada başat bir öneme sahiptir.
Bu durum bize, açık yüreklilikle dile getirmekte
yarar var ki, kendisini özellikle, günümüz Ortadoğu coğrafyasında
konuşlandırmış ve bundan gayet konforlu çalışma alanları ürettiğini zanneden çevrelerin,
geniş Malay dünyasına dair akademik ve entellektüel zaafiyetlerinin üstesinden
gelinmesinde Açe’den başlayarak aşılması gereken gayet önemli aşamalar olduğunu
gösteriyor.
85 yıllık ömrüne pek çok tarihsel
süreçler sığmış olan Hasan di Tiro’yu, vefatının 14. yılında saygı ve rahmetle
anıyorum. Makamı cennet
olsun.
[1] “Saya
tahu rakyat Aceh adalah pahlawan. Aceh selalu menjadi contoh perang
kemerdekaan, contoh perjuangan kemerdekaan seluruh rakyat Indonesia. Seluruh
rakyat Indonesia melihat ke Aceh, mencari kekuatan batin dari Aceh dan Aceh
tetap menjadi obor perjuangan rakyat Indoneseia.” Bkz.: Biyografi Perjuangan Teungku
Mansoer Ismail Sebelum dan Sesudah Kemerdekaan. (2005). s. 111.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder