5 Haziran 2024 Çarşamba

Filipinler devlet başkanı Marcos’dan, Güney Çin Denizi sorununa öneri / Marcos, President of the Philippines, suggests a solution for the South China Sea issue

Mehmet Özay                                                                                                                            06.05.2024

Bu günlerde, Güneydoğu Asya’da, siyasi ve güvenlik alanlarında önemli toplantılara tanık olunuyor.

Geçen Cuma günü Singapur’da başlayan ve Pazar günü sona eren, Shangri-La güvenlik toplantılarının ardından bugün, Kuala Lumpur Asya-Pasifik Yuvarlak Masa Toplantıları’na ev sahipliği yapıyor.

Bu yazıda, her ne kadar aradan birkaç gün geçmiş olsa da, geçen hafta sonu biten Shangri-La toplantısındaki bazı hususlarla devam edeceğim.

Singapur’da Shangri La toplantılarının açılış konuşmasını, Filipinler devlet başkanı Marcos’un yaptığını geçenki yazımın girişinde belirtmiştim.

Ana konuşmacı olarak Marcos’un seçilmiş olması önemliydi...

Bu önemi, söz konusu güvenlik toplantılarına egemen olan yapının, bölgedeki gelişmeleri doğru okuduğu şeklinde yorumlayabiliriz.

Bunun yanı sıra, Filipinler’in Asya-Pasifik bölgesinde ABD’nin en önemli müttefiklerinden biri olması ve Marcos’un, 2022 yılında başkanlık koltuğuna oturmasından bu yana, yaklaşık iki yıldır Güney Çin Denizi’ne kıta sahanlığı konusunda, Çin Halk Cumhuriyeti’yle doğrudan karşı karşıya gelmesinin de, hiç kuşku yok ki gayet önemli bir yeri bulunuyor.

Bununla, Filipinler’in ABD’nin -tabiri caizse- bir aygıtı konumunda olduğunu söylemek istemiyorum.

Ancak özellike, sabık başkan Rodrigo Duterte döneminde gerileme yaşayan Filipinler-ABD ilişkilerinin, Marcos’un başkanlığıyla birlikte yeniden yükselişe geçtiği gözlemleniyor.

Özellikle, askeri işbirliği alanında olduğu gibi, Filipinler’in Güney Çin Denizi’nde kıta sahanlığı ve teritoryal hak iddiaları bağlamında, Çin’e karşı ABD’nin siyasi desteğine de sahip bulunuyor.

Uluslararası düzende kuralsızlık

Marcos’un konuşmasından bazı detaylar üzerinde yorum yapmadan önce, Shangri-La toplantılarının ev sahibi konumundaki Uluslararası Stratejik Çalışmalar Enstitüsü (International Institute for Strategic Studies-IISS) genel başkanı John Chipman girizgâhına atıf yapmak gerekiyor.

Chipman, daha önceki toplanların kavramsal temelinde, “kural odaklı düzen” olgusunun artık -tabiri caizse, yerinde yerlerin estiğini ileri sürdü.

Tüm girişimlere ve söylemlere rağmen, bazı çevrelerin -ki, burada ülkeler olarak anlamak gerekiyor, uluslararası kuralları dikkate almamaları nedeniyle bu kavramın artık aşındığını ve yerini, “kuralların bozulduğu uluslararası düzen” kavramının aldığını söyledi.

Çin’in argümanı

Açıkçası, uluslararası kurallara uymama boyutu, bu örneğimizde Çin’e tekabül ederken, bir yandan da, Çin’in ne tür bir argümanla gündemi belirlemekte olduğunu da dile getirmek gerekiyor.

Çin, ABD’nin Batı Pasifikler’deki yedinci filosu ile bölgedeki müttefikleriyle olan askeri işbirliğini kendi coğrafyası için ulusal güvenlik sorunu olarak görüyor.

Bunun ötesinde, var olan bu sistemin ki, oluşumunu Pasifik Savaşı sonrasına kadar geri götürmek gerekir, değişmesi yönünde kendince bir öneri getirmesinde mantıksal bir yön olduğu söylenebilir.

Bu durum, aynı zamanda yine Çin ve benzeri ülkeler tarafından dile getirilen, tek-kutupluluk/çok kutupluluk dünya söyleminin de odağını teşkil ediyor.

Ancak, haklılık payı görülebilecek bu söylemde, Çin’in bölge ülkelerinin desteğini henüz alamamış olmasını yine, Çin’in belki açıkça söylemek gerekirse, uyguladığı yanlış politikalarda aramak gerekiyor.

Marcos’dan ‘uluslararası’na referans

Marcos, ISIS genel direktörü Chipman’ın söylemini yumuşat istercesine, konuşmasının merkezine, Güney Çin Dezini’deki teritoryal haklar meselesini taşıyarak, 1982 yılında belirlenen, “Birleşmiş Milletler tarafından belirlenen uluslararası denizcilik yasasına (UNCLOS)” dikkat çekti.

Marcos, Batı Filipinler Denizi olarak adlandırılan bölgede, -ülke adı vermeden- son birkaç yıldır giderek artan şekilde tehditkar ve tahrikkar bir gelişmeye maruz kaldıklarına vurgu yaptı.

Tarafların sadece, Çin ve Filipinlerle sınırlı olmadığı, aksine, ASEAN üyesi ülkeler yani Vietnam, Bruney, Malezya ve bir şekilde Endonezya’nın da içinde aldığı da, gayet önemli kıta sahanlığı sorunu gündemde.

Çin’in niçin özellikle Filipinler’le bölgede karşı karşıya geldiği sorunu önemli. Daha önce Vietnam’ın benzer bir süreç yaşadığını biliyoruz...

Filipinler’in 2013 yılında, bölgedeki hak iddiaları konusunu, uluslararası tahkim mahkemesine taşıması ve 2016 yılında mahkemenin Filipinler’i, Çin karşısında haklı bulan kararının, iki ülkeyi bugün daha yakın ve tehlikeli bir sürece taşımasında rolü olduğunu söyleyebiliriz.

Marcos konuşmasının ilerleyen bölümlerinde, bölgedeki egemenlik haklarına yönelik iddia ve girişimler karşısında sessiz kalmayacaklarına dikkat çekmesi bir diğer önemli noktayı oluşturuyor.

Marcos’un görüşlerinin, sıradan bir söylem olmadığını, son dönemde bölgede Filipinler sahil güvenlik ile Çin sahil güvenlik birimlerinin karşı karşıya gelmesinden ve Filipinler’in ilgili ülkelerle askeri tatbikatların boyutun artırmasından biliyoruz.

Öte yandan, Marcos’un Çin ve ABD arasındaki jeo-politik rekabet arasında kalmak istemediklerini belirtmesi de, bölgedeki gelişmeler bağlamında önemli bir noktaya tekabül ediyor.

Gizli/açık bu söylem, Çin kadar ABD’nin de bölgedeki gelişmelerdeki rolüne dikkat çekerken, tarafları yapıcı politikalar üretmeye davet ediyor.

Bölgeselden küresele

Güney Çin Denizi’ndeki sorunu daha da karmaşıklaştıran, söz konusu bu suyolunun Malaka Boğazı bağlantılı olarak Hint Okyanusu’yla kesişen boyutu ile Doğu Asya’da Japonya, Güney Kore, Tayvan gibi gelişmiş ülkelerin ithalat-ihracat süreçlerini, denizcilik taşımacılığıyla gerçekleştirmeleridir.

Böylesine önemli bir ticaret ağının ortasında, Batılı ülkelerin ve özellikle de, ABD’nin olmadığını düşünmek büyük bir yanılgı olacaktır.

Özellikle, en azından son on yıllık gelişmelere baktığımızda hem, Shangri-La hem de, diğer platformlarda ABD yöneticilerinin sürekli uluslararası yasalara vurgusu öne çıkıyordu.

Bugün, Çin ile başta Filipinler olmak üzere ASEAN üyesi ülkelerin yarısıyla doğrdan karşı karşıya gelmesine neden olan Güney Çin Denizi teritoyal hakları meselesi ikili ülkeler veya Çin-ASEAN arasında değil, bunun ötesinde küresel güçlerin içinde yer aldığı boyutuyla önem aşıyor.  

https://guneydoguasyacalismalari.com/filipinler-devlet-baskani-marcosdan-guney-cin-denizi-sorununa-oneri-marcos-president-of-the-philippines-suggests-a-solution-for-the-south-china-sea-issue/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder