27 Mayıs 2024 Pazartesi

Myanmar: krize endemik ülke / Myanmar: crisis-endemic country

Mehmet Özay                                                                                                                            27.05.2024

Myanmar, bir süredir ülkenin farklı bölgelerinde yaşanan çatışmalarla yine gündemde...

Güneydoğu Asya Ülkeler Birliği (Association of Southeast Asian Nations-ASEAN) üyesi Myanmar’da 1 Şubat 2021 darbesinden bu yana, askeri yönetim varlığını sürdürüyor.

Merkezi yönetimde egemen olan ordu (Tatmadaw) ile ülkenin farklı eyaletlerindeki etnik grupların oluşturduğu ordular arasında ateşkes süreçlerinin inkitaya uğraması, çatışmaların yeniden başlaması anlamına geliyor. 

Bunların son örneklerinden birine, ülkenin batısındaki Arakan Eyaleti’nde yaşanıyor...

Ulusal ordu ile Budist Arakan Ordusu arasındaki çalışmalardan en çok etkilenenlerin ise, bölgedeki Arakanlı Müslüman oluyor.

Farklı amaçlarla hareket eden iki ordunun çatışmasında Arakanlı Müslümanlar arada kalırken çözümü Bangladeş sınırını geçmekte arıyorlar.

Uluslararası çabalar başarısız

Geçtiğimiz Kasım ayında bozulan ateşkesin ardından, Arakan Eyaleti’nde gerginlik yerini doğrudan çatışmalara bırakırken, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konyesi bölgede ateşkeş ve insani yardım konusunda henüz olumlu bir adım atabilmiş değil.

Myanmar’daki gelişmelerde, tıpkı benzeri küresel gelişmelerde olduğu gibi Batı ülkeleri ile Rusya-Çin ittifakı karşılaşmasına tanık olunuyor.

Rusya ve Çin, gelişmeleri Myanmar’ın iç işleriyle açıklaması uluslararası kuruluşlar tarafından karar alma süreçlerinin gecikmesine veya karar alınamamasına neden oluyor.

Öte yandan, BM’nin ilgili birimlerinin Myanmar’da aktif görev yapamıyor oluşu ise bölgede yaşanan durumun vahametini gözler önüne seriyor.

Myanmar cunta rejiminin ASEAN tarafından geliştirilen 5 Maddelik çözüm önerisine yanaşmaması ise, Myanmar yönetimini daha da içe kapanmasına neden oluyor.

Endemik kaos

ASEAN bünyesinde teritoryal genişlik, nüfus yapısı, hammadde kaynakları, ekonomik yatırım imkânları gibi artılarıyla dikkat çeken Myanmar, 2011’de başlayan demokrasi tecrübesinin 2021 darbesiyle durdurulmasıyla yeniden kaos ortamına dönmüş bulunuyor.

Bugün, 2021 darbesinin ülkede etkisi devam ederken, bu yönelimden uzaklaşmaya doğru da, bir emare henüz ortada gözükmüyor.

Darbe’den bu yana, ülke siyasal yaşamında normalleşme izine rastlanmadığı gibi, merkezi yönetim ile çeşitli etnik grupların hakim olduğu eyaletler arasında çatışmacı süreç, kendini yeniden güçlü bir şekilde hissettiriyor.

Merkezi yönetime hakim olan Myanmar Ulusal Savunma ve Güvenlik Konseyi 31 Ocak’ta dördüncü kez olmak üzere ülke genelinde sıkıyönetim ilânını yeniledi.

Bu gelişme üzerine devlet başkanlığı görevini yürütem cunta üyesi U Myint Swe yaptığı açıklamada, “... Gerekirse, ileride sıkıyönetimin yeniden uzatılacağı” yönünde açıklama yapması,  mevcut yönetimin demokrasiye geçiş plânının olmadığına işaret ediyor.

Son üç yılda merkezi ordunun, ülkenin farklı bölgelerinde etnik ordulara karşı önemli sayıda yerleşim yerini kaybetmiş gözüküyor.

2023 yılı başlarında 198 yerleşim yeri “güvenliksiz” bölge ilân edilirken bu sayı bugün 221’e çıkmış durumda.

Gelinen bu nokta, merkezi ordunun karşı karşıya kaldığı zaafiyeti ortaya koyarken, yakın gelecekte ne barış süreçleri ne de demokrasiye geçiş olanaklı gözüküyor.

Darbe sonrasında, çeşitli etnik grupların birleşmesiyle oluşturulan, Ulusal Birlik Hükümeti (National Unity Government-NGU) halen varlığını sürdürüyor.

Aralarında Chin Ulusal Cephesi (Chin National Front-CNF), Karen Ulusal İlerleme Partisi (Karen National Progress Party-KNPP), Karen Ulusal Birliği (Karen National Union-KNU) gibi yapılarında bünyesinde yer aldığı NGU temsilcileri, Tatmadaw’ın, 31 Ocak’ta sıkıyönetimin uzatılmasının ardından, “askeri diktatörlüğün sona erdirilmesi ve federal demokratik birliğin tesisi için çalışmalara devam edileceği” açıklaması yaptılar.

Çatışma süreçleri

Son dönemdeki çatışma süreçlerinin örneklerinden birini, ülkenin batısındaki Arakan Eyaleti’nde Budist Arakan Ordusu (Arakan Army-AA) ile merkezi ordu arasında şiddetlenen çatışmalar oluşturuyor.

Çatışmalar özellikle, Buthidaung ve Maugndaw şehirlerinde yoğunlaşırken, adı daha çok Arakanlı (Rohingyalı) Müslümanlarla anılan bu bölgelerde, Müslümanların yanı sıra, Budist Arakanlılar da yaşam sürüyor. 

Çatışmaların temelinde Budist Arakan Ordusu’nun tüm eyalette yönetime hakim olmak istemesi ve bölgedeki merkezi ordu unsurlarından arındırılmasına yönelik girişimleri bulunuyor.

Budist Arakan Ordusu’nun bölgedeki tüm yerleşim yerlerinde kontrolü sağlama konusundaki tutumu, merkezi yönetim ordusuyla çatışmaların kızışmasına yol açarken, çatışmaların aslında, gizli/açık Arakanlı Müslümanları hedef aldığına vurgu yapmakta yarar var.

Arakanlı Müslümanlar

Yakın geçmişteki gelişmele göz atıldığında, Arakanlı Müslümanların, dönemsel olarak en son 2012 yılından başlayarak konu olduğu zulüm ve etnik soykırım süreçlerinde, merkezi yönetim ordusu (Tatmadaw) kadar, Budist Arakan yönetimi ve ordusunun da zaman zaman yer aldığı biliniyor.

Bir yandan Tatmadaw, öte yandan Budist Arakan Ordusu, farklı gerekçelerle de olsa, siyasal ve askeri hedeflerinin bir yerinde Arakanlı Müslümanlar olması noktasında birleşiyorlar.

2012 yılından bu yana yaşanan önemli göç süreçlerinin ardından, bölgedeki Müslüman nüfus yapısında kayda değer bir gerileme olsa da, son dönemdeki ulusal ordu ile Arakan Budist Ordusu arasındaki çatışmadan en çok etkilenenlerin, Müslüman kitleler olması şaşırtıcı değil.

Bazı kaynaklar, on binlerce Arakanlı Müslüman’nın yerlerinden edildiği ve bunların bir bölümünün Bangladeş’e geçmeye çalıştığı, geride kalanların ise -daha önceki süreçlere benzer şekilde-, insanlık dramıyla karşı karşıla olduklarına dikkat çekiliyor.

Bölgeden sağlıklı bilgi alınamamasında, bir süredir yaşanan kaosun da etkisi olduğuna kuşku yok.

Kimi kaynaklar, bölgedeki insani krizi artıran unsurlardan biri olarak, Bangladeş yönetiminin Arakanlı Müslüman sığınmacılara kapıları açmamasını gösterirken, diğer bazıları şu ana kadar kırk beş bin civarında Arakanlı Müslüman’ın Naf Nehri’ni geçerek Bangladeş topraklarına sığındını ifade ediyor...

Bangladeş’in rolü

Bangladeş yönetiminin son on yıla varan süre zarfında periyodik olarak ortaya çıkan krizlerde istikrarsız yaklaşımı biliniyor.

Gerek oluşturulan kamplardaki yönetim, gerekse bazı sığınmacıları Bengal Körfezi’ndeki Ada’da konuşlandırma çabaları Bangladeş yönetimine yönelik eleştiri oklarınına hedef olmasına yol açıyor.

Bununla birlikte, Bangladeş yönetimi insani yardımdaki rolüne dikkat çekerek, bugüne kadar sığınmacılara yönelik politikasında kendine olumlu pay çıkartıyor.

Yaşanan gelişmeler bakıldığında, Myanmar’ın Batısı’nda yaşam süren Arakanlı Müslümanların kara bağlantısı ile bir başka ülkeye geçmelerinin mümkün olmaması, Bangladeş topraklarını her halükârda yegâne kaçış noktası kılıyor.

Demokrasi ve kalkınma

Demokrasi lideri Suu Kyi’nin başında bulunduğu Ulusal Demokrasi Birliği (National League for Democracy-NLD) yönetimde olduğu 2010 yılında başlayan ve yaklaşık on yıl devam eden demokrasi tecrübesinin akamete uğraması, Myanmar’ın yeniden 1970’li yıllara dönmesi anlamına geliyor.

2021’deki darbenin ardından, devlet başkanı Win Myint ve devlet danışmanı Suu Kyi hapis ve göz altı süreçleri devam ediyor.

ASEAN üyesi olan Myanmar’da ordunun (Tatmadaw) egemenliği, ülkeyi bölge ülkelerinin ekonomik gelişmişliğinden pay alamamasına neden oluyor. Yaşanan istikrarsızlık etkisini ülke sınırları dışında da gösteriyor...

Yılın değişik dönemlerinde Arakanlı Müslümanların teknelerle okyanusa açılmaları devam ederken, ülkenin geniş sınır bölgelerini, yasadışı gelişmelerin merkezi haline getiriyor.

ASEAN bünyesinde, aralarında Kamboçya ve Laos’un da bulunduğu ülkeler, son yirmi yılda önemli ekonomik kalkınma süreçlerine konu olurken, Myanmar bu gelişmeye ayak uyduramamasıyla dikkat çekiyor.

Myanmar’da yaşanan kaosun sadece ülkenin iç siyasal sorunlarıyla bağlantılı olduğunu söylemek güç. Özellikle, bölgede güç mücadelesi içerisindeki küresel yapıların birbirleriyle olan rekabetlerinin Myanmar’da yansımasını bulduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

https://guneydoguasyacalismalari.com/myanmar-krize-endemik-ulke-myanmar-crisis-endemic-country/

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder