14 Mayıs 2024 Salı

İspanya Katalan bölgesinde seçimler ve yeni dönem / Elections in Catalan region, Spain and new era

Mehmet Özay                                                                                                                            15.05.2024

İspanya’nın Katalan bölgesinde hafta sonunda yapılan seçimleri Sosyalist Parti’nin zaferiyle sonuçlandı…

Sosyalist Parti 135 sandalyeli parlamento’da 42 milletvekili çıkarırken, bağımsızlık yanlısı partiler parlamentoda 1984’den bu yana ilk defa çoğunluğu kaybetmiş oldu.

Seçimlerde 35 milletvekili çıkaran bağımsızlık yanlısı Birlik Partisi ikinci parti oldu.

Yeni dönem

Pazar günü yapılan seçimler, Sosyalistlerin bölge tarihinde seçimlerde ilk kez hem, seçim hem de, milletvekili sayısında ilk kez bu denli başarı elde ettilerini ortaya koyuyor.

Bu anlamda, geçen hafta yapılan Katalan bölge seçimlerini, Avrupa’da dikkat çeken bir sonuç olarak değerlendirmek gerekiyor.

Seçim sonuçları, bir tek partinin Katalan bölgesini yönetme şansı elde edememesini gösterse de, seçimlere damgasını vuran olgu Sosyalist Parti’nin başarısı oldu.

3.1 milyon kayıtlı seçmenin oy kullandığı bölge seçimleri, ulusal partiler ile bölge partileri arasında yarışa sahne olurken, en önemli gelişme ‘bağımsızlık’ yanlısı partilerin uzun bir aradan sonra parlamento çoğunluğunu kaybetmeleri oldu.

Sosyalistlerin başarısı

Seçimden, ulusal iktidardaki Sosyalist Parti adayı ve sabık Sağlık Bakanı Salvador Illa’nın başarıyla çıkarken, ‘bağımsızlık’ yanlısı dört partinin beklenen başarıdan uzak bir görünüm arz etti.

Sonuçlara bakıldığında en ağır darbeyi ise Katalon Cumhuriyetçi Sol’u aldığı görülüyor.

42 milletvekili çıkaran Sosyalist Parti’nin hükümeti kurabilmek için, 68 milletvekiline ulaşması gerekiyor.

Yarışı ikinci sırada bitiren bağımsızlık yanlısı Birlik Partisi ise, 35 milletvekili çıkardı.

Koalisyon süreci

Partilerin aldıkları sonuçlar tek bir partinin hükümeti kurmasına olanak tanımazken, koalisyon süreci önümüzdeki günlerin belirleyici gündemi olacak.

Bu noktada, Katalan bağımsızlıkçı partiler tek başlarına iktidar olma şansı bulamasalar da, kendi aralarında oluşacak olası bir koalisyonun bölge siyasitini değiştirebileceğini söylemek mümkün.

Bu noktada, en önemli çabanın seçimi ikinci sırada bitiren, bağımsızlık yanlısı Birlik Partisi lideri Carles Puigdemont olacaktır.

Puigdemont’un başında bulunduğu Birlik Partisi (Junts per Catalunya-JxCat), ılımlı ERC ve aşırı sol CUP’nin toplam 59 milletvekili bulunuyor. Bunlara, yeni kurulan ve ultra-milliyetçi olarak adlandırılan Catalan Birliği’nin iki milletvekili eklense dahi bağımsızlık yanlısı partilerin hükümet kurma şansları bulunmuyor.

Matematiksel olarak böyle bir ihtimal olsa da, seçimin galibi sosyalist partinin -ulusal hükümetin desteğini de alarak- böyle bir gelişmeye ‘evet’ deyemecektir.

Bu süreçte, -aşağıda değineceğim üzere- ulusal hükümet başbakanı Pedro Sanchez’in ‘siyasal af’ tanıdığı bağımsızlıkçı liderlerin özellikle de Carles Puigdemont ile yapacağı ‘siyasi anlaşma’ olacaktır.

Bölge hükümet kurma çabalarında en kötü senaryo, Ağustos ayına kadar koalisyon çabalarının sonuç vermemesi halinde yeniden seçim olacak...

Bağımsızlık ruhunda kayıp

Bu seçimin, Katalon bölgesi ve ulusal siyaset için belki, bundan daha önemli sonucu 1984 yılından bu yana ilk defa, bölge parlamentosunda ‘bağımsızlık’ yanlısı partilerin çoğunluğu kaybetmesi oldu.

‘Bağımsızlık’ yanlısı partilerin seçmenlerin üçte birinin oyunu alsa da, parlamento çoğunluğunu elde edemediler. Bu durum, oyların ulusal ve bölge partileri arasında farklı oranlarda -belki de, orantısız demek daha doğru- paylaştığı anlamına geliyor.

Seçimlerin en başarılı ikinci adayı ise, bağımsızlık yanlısı aday olarak dikkat isim Carles Puigdemont oldu.

2017 yılında Avrupa çapında ses getiren, “bağımsızlık referandumu”un öncü ismi olan Pugdemont’un bu başarısının, bölge ve ulusal siyasette yankıları ilgiyle izlenmeye değer olacaktır.

2017 sonrasındaki gelişmeler sonrasında, Fransa’da sürgünde bulunan Puigdemont, seçimleri ülke dışından yönetmesi seçimleri ilginç kılan unsurlardan biriydi.

1984 yılında bu yana, Katalan bölgesi parlamentosunda geçen haftaki seçimlere kadar çoğunluğu oluşturduğu, bağımsızlıkçı söylemin 2017’de zirve yaptığı ve ardından, bugün ortaya çıkan siyasal haritaya bakıldığında Katalan bağımsızlıkçılığının önemli bir darbe aldığına kuşku yok.

Bu noktada, ‘Cumhuriyetçi Katalan’ söylemine dayanan bağımsızlıkçı siyasal hareketin, kısa ve/ya orta vadede kendini yenilemesine şüpheyle bakılabilir.

Gözlemciler, ulusal iktidardaki sosyalist parti başkanı ve başbakan Pedro Sanchez’in 2017 referandumuna katılan Katalan siyasetçileri affetmesine vurgu yapıyorlar.

Bu durum, Katalan halkının idealist söylemine temel ve olumsuz bir etkisi olması, halkın seçimlerde ‘bağımsızlıkçı’ söylemden ziyade, daha çok eğitim, sağlık ve ekonomi gibi toplumsal sorunlara yönelik söylemelere eğilim gösterdiğini ortaya koyuyor.

Seçim sonuçlarının ardından, başbakanın bu ‘af politikası’nın ulusal parlamentoda onanacağını düşünmek mümkün.

Başarının anahtarı

İspanya’dan bağımsızlığı ile gündeme gelen Katalan bölge yönetimi için yapılan seçimleri ulusal hükümeti yönetem sosyalist parti adayı Salvador Illa’nın, ‘bağımsızlık’ yanlısı adaylar karşısında önemli başarı kazanması iki açıdan değerlendirilebilir.

Bunlardan ilki, Avrupa’da uzun süredir ‘sağ partiler’ ağırlıklı siyasal eğilimlere karşın, İspanya’da hem de, ‘bağımsızlık’ yanlısı bir bölgede sosyalist partinin öne çıkmasıdır.

İkincisi, Katalanlar gibi milliyetçi değerleri yüksek bir toplumda, halkın sosyalist partiyi bölge yönetimine eğilim göstermesidir. 

Seçim sonuçlarını etkileyen hususu ulusal siyaseti yöneten Sosyalist Parti mi yoksa, partinin Katalan bölge yönetimine aday gösterdiği, eski Sağlık Bakanı Salvador Illa’nın bireysel başarısı mı olduğu tartışılabilir.

Seçim sonrası analizlere bakıldığında özellikle, ikinci görüşün öne çıktığını söylemek mümkün.

Temel sorunlara eğilim

Salvador Illa, Katalan bölgesinin ‘ağır siyaset’ ağırlıklı söylemler yerine bölge halkının temel sosyal sorunlarına yönelik söylemiyle halktan önemli bir ilgi gördüğü anlaşılıyor.

Her ne kadar tek başına bölge yönetiminde söz sahibi olamayacaksa da, Salvador Illa’nın hükümet teşkilinde elinin gayet güçlü olduğu ortada. Illa’yı güçlü kılan bir başka unsur ise, ‘bağımsızlık’ yanlısı partilerin kendi aralarında ayrışmış olmalarıdır.

Seçimlerde düşük sayıda da olsa milletvekili çıkarma imkanı bulan bazı partilerin de, önümüzdeki dönemde koalisyon görüşmelerinde yer alabilecekleri öngörülebilir.

Bunun, İspanya’da -tıpkı Avrupa genelinde olduğu gibi-, son dönemde yaşanan ekonomi başta olmak üzere, politika gerilemelerinin bir yansıması olarak değerlendirmek mümkün.

Bu çerçevede, halkın önceliğinin ‘bağımsızlık’ gibi gayet önemli siyasal beklentiler yerine, daha güncel bireylerin ve toplumsal grupların ekonomik ve sosyal kalkınmalarıyla bağlantılı konulara evrildiğini söylemek yanlış olmayacaktır.

Bölge halkının böyle bir seçim sonucu ortaya çıkmasına neden olan yaklaşımında, bölgenin bağımsızlığı dört farklı eğilimin ve siyasi hareketin varlığı olduğunu söylemek gerekiyor.

Benzeri bölgelerde görüldüğü üzere, bağımsızlık veya özerk yönetim talebiyle ortaya çıkan siyasal hareketlerin kendi içlerinde ayrışmalarının neden olduğu bir tür siyasal kaotik ortam dikkat çekicidir.

Bu durum, bağımsızlığa veya özerk yönetime namzet bölge halkının, arzu edilen istikrar arayışları bir yana, gündelik yaşamlarına doğrudan etki eden ekonomik ve sosyal politikalar konusunda dahi arzu edilen siyasal yaklaşımlara uzak bırakılmalarına neden oluyor.

Katalan bölgesinde yapılan bölge seçim sonuçları, son on yıldır bölgeyi yöneten ‘bağımsızlık’ yanlısı partilerin, Katalan halkı tarafından bölge yönetimine layık görülmemeleri gayet önemli bir duruma işaret ediyor.

Bu siyasal sonucun ortaya çıkmasında, Başbakan Pedro Sanchez’in ‘Katalanlarla yeniden birleşme’ denilebilecek üst bir politik yaklaşımın eseri olarak, Katalan bağımsızlık yanlısı siyasetçilere yönelik af süreci oldukça önemliydi.

Gayet riskli olarak değerlendirilen bu af sürecinin, seçim sonrasında Katalan bölgesinde yeni oluşacak yönetim ile ulusal siyasete yansımaları önümüzdeki dönemde izlenmeye değer olacaktır.

https://guneydoguasyacalismalari.com/ispanya-katalan-bolgesinde-secimler-ve-yeni-donem-elections-in-catalan-region-spain-and-new-era/

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder