Mehmet Özay 08.06.2022
Avustralya’nın çiçeği burnunda başbakanı Anthony Albanese 6-7 Haziran günlerinde Endonezya’ya resmi ziyarette bulundu.
21 Mayıs’ta yapılan genel seçimlerin galibi olarak çıkan
İşçi Partisi lideri Anthony Albanese, kabinenin güçlü bakanlarıyla birlikte
Jakarta’daydı.
İki ülke arasında her yıl yapılan zirve çerçevesinde
Endonezya’yı ziyaret eden Avustralya’nın yeni başbakanı Albanese, Endonezya
devlet başkanı Joko Widodo ile yazlık sarayın bulunduğu Bogor’da biraraya geldi.
Taraflar arası görüşmelerde ikili ilişkilerden, ASEAN ve
Hint-Pasifik gibi bölgesel ve küresel ilişkilere kadar farklı konular gündeme
geldi.
Endonezya’nın önemi
Çin’in Güney Çin Denizi politikaları üzerine ABD’nin
gündeme getirdiği Hint-Pasifik stratejisi ve bunun doğrudan ürünü olan Quad
ve Aukus yapılaşmaları, Asya-Pasifik bölgesinde yeni bir düzenin
kurulmakta olduğuna işaret ediyor.
Söz konusu bu gelişmelerin, bir yandan Sumatra Adası ile
Hint Okyanusu’na öte yandan, Natuna Adaları ile Güney Çin Denizi’ne doğrudan
komşu olan Endonezya’dan ve üyesi olduğu ASEAN’dan bağımsız ele alınması mümkün
değil.
Bu noktada, başbakan Albanese’ni ziyaretini küresel öneme
sahip bu bağlamda da ele almakta yarar var.
Başbakan Albanese’in seçimlerin hemen ardından, 24
Mayıs’ta Tokyo’da düzenlenen Quad zirvesinin sonraki ilk uluslararası ziyaretini
Endonezya’ya yapması önemliydi.
Söz konusu bu ziyaret, Avustralya’nın komşu ülke
Endonezya’ya verdiği önemi gösterdiği gibi ziyaretin sadece, bu iki ülke ile de
sınırlı olmayan boyutları olduğu, son dönemde yaşanan bölgesel ilişkilerden
anlaşılıyor.
Bu çerçevede, ASEAN’ın genel merkezinin Jakarta’da
bulunması ve Endonezya’nın gizli/açık birliğin siyasi gücünü teşkil eden
ülkelerden biri olması ve birliğin en büyük ekonomik gücünü teşkil etmesi hiç
kuşku yok ki, Avustralya açısından ziyaretin iki ülke arası ilişkiden, bölgesel
ilişkiye doğru genişleyen boyutun oluşturuyor.
Bu noktada, başbakan Albanese, Cakarta’da ASEAN genel
sekreteri Lim jock Hoi ile de görüşmesi ziyaret sürecinin ikili ilişkiler ile
bölgesel ilişkilerin birbiriyle bağlantısını ortaya koyması açısından dikkat
çekici.
Bunun yanı sıra, Endonezya’nın 2023 yılında ASEAN dönem
başkanlığını üstlenecek olması Canberra yönetimin, Jakarta ile ilişkilerine bu
süreçte giderek daha çok önem vermesine yol açacaktır.
Cakarta ve Bogor’da yapılan görüşmelerde iki ülke
arasındaki ticaret ve yatırım ilişkileri kadar, önümüzdeki Kasım ayında
Endonezya’nın ev sahipliğinde, Bali Adası’nda yapılacak olan G-20 Zirvesi hazırlıkları gündeme geldi.
Endonezya devlet başkanı Joko Widodo’nun, geçtiğimiz ay
Rusya devlet başkanının Bali Zirvesi’ne davet edeceğini açıklaması üzerine bazı
Batılı ülkelerin tepkisine rağmen, Avustralya’nın zirvede yer alacağını belirtmesi
gayet önemliydi.
İkili işbirliğinde ekonomi
Başbakan Albanese’in iki günlük resmi ziyaretinde
kendisine Dışişleri Bakanı Penny Wong, Ticaret Bakanı Don Farrell, Endüstri
Bakanı Ed Husic, İklim Değişikliği ve Enerji Bakanı Chris Bowen’in yanı sıra,
ülkenin önemli iş çevrelerinin temsilcileri eşlik etti.
Heyetin ağırlık merkezini ticaret ve ekonomi
ilişkilerinin oluşturması, Canberra yönetiminin Endonezya ziyaretinden amacını
da bir şekilde ortaya koyuyor.
Başbakan Albanese, bunu destekleyici mahiyette, özellikle
kovid-19 sürecinde gerileyen ulusal ve bölgesel ekonomi işbirliğinin yeniden
canlandırılması konusundaki görüşünü kararlı bir şekilde ortaya koyarken,
devlet başkanı Jokowi’nin de aynı görüşte olduğunu söylemek mümkün.
Endonezya’nın başta Kalimantan Adası’nda yapımına karar
verilen yeni başkent olmak üzere ülkenin çeşitli bölgelerinde yeni dış
yatırımlara büyük ihtiyaç duyduğu bir dönemde destek alabileceği önemli
ülkelerin başında hiç kuşku yok ki, Avustralya geliyor.
Başbakan Albanese’in dün yani, ziyaretinin ikinci günü
Avustralya’nın yeni konsolosluğu’nun açıldığı Sulawesi Adası’nın güneyinde
Makassar’ı ziyaret etmesi, iki ülke ilişkilerinde yeni bir diplomatik ve ticari
bağın ortaya konulmakta olduğuna işaret ediyor.
Bu noktada, Avustralya’nın Endonezya’yı sadece bir sınır
ülkesi olarak görmediğine vurgu yapmakta yarar var.
Öyle ki, başbakan Albanese, iki gün süren ziyaretin
ardından yapılan ortak basın açıklamasında, Endonezya’yla ilişkileri sadece,
sınır iki ülke zorunluluğundan değil, bilinçli bir seçimden kaynaklandığını
belirterek vurguladı. Bu tercihin görünür yanında ise, iki ülke arasında Kapsamlı
Ekonomik İşbirliği Antlaşması (Indonesia-Australia Comprehensive Economic
Partnership Agreement-IA-CEPA) bulunuyor.
Ziyaret çerçevesinde, Avustralya başbakanı iklim
değişikliği ve alt yapı çalışmaları konusunda 200 milyon Dolar’lık işbirliği
desteğini gündeme getirmesi, Endonezya için önemli sayılabilecek somut bir
adımda atılmış oldu.
Özellikle, iklim değişikliği konusunun G-20 Zirvesi’nin
önemli maddelerinden biri olacağından iki ülke arasındaki işbirliğinin
zamanlaması gayet önemli.
Zengin doğal kaynaklara sahip Endonezya’nın dış yatırım
ve teknoloji desteği olmadan bu konuda adım atmasının zorluğu ortadayken, komşu
Avustralya’nın desteğinin gelmesi hiç kuşku yok ki Jakarta yönetiminde
memnuniyet yaratmıştır.
Ayrıca, eğitim ve teknoloji transferi bağlamında
Avustralya’nın küresel sağlık mimarlığı, sürdürülebilir enerji dönüşü ve
dijital dönüşüm alanlarında yüksek lisans ve doktora programları çerçevesinde
Endonezya’ya on kişilik kontenjan ayırdığının açıklanması, Avustralya’nın bu
alanda yumuşak gücünü de ortaya koyduğunu gösteriyor.
Bu noktada, dışişleri bakanının doğal katılımının yanı
sıra, diğer bakanların varlığının ekonomi ağırlıklı bir gündemin olduğuna
işaret ediyor. Bunda hiç kuşku yok ki, Endonezya tarafının hem komşu ülkeler,
hem de küresel güçlerle ilişkilerde ekonomi merkezli ilişkilere verdiği önemi
göstermesi açısından gayet önemli.
Stratejik yapılaşma
Bununla birlikte, Avustralya’nın gündeminde güvenlik ve
stratejik işbirliğinin olmadığını söylemek yanlış bir yaklaşım olacaktır.
Öyle ki, Avustralya, bir yandan Pekin yönetiminin Pasifik
Adaları ülkeleriyle son dönemde ortaya koyduğu stratejik işbirlikleri öte
yandan, ABD öncülüğünde Hint-Pasifik bölgesindeki yeni küresel stratejik
yapılanmalar noktasında Çin’le doğrudan karşı karşıya gelmekte olduğunu
gösteriyor.
Söz konusu bu her iki gelişmenin de Endonezya’yı doğrudan
etkilediği ve ilgilendirdiğine kuşku yok. Bu noktada, iki temel gelişmeye
bakmakta yarar var. İlki, Çin’in Güney Çin Denizi üzerindeki egemenlik
iddiaları. İkincisi ise, Batı Pasifikler’deki ülkelerle işbirliği süreci.
Çin’in, Güney Çin Denizi üzerinde egemenlik iddialarını
ortaya koyarken, sınırın Endonezya’nın Riau Adaları’na bağlı Natuna Adaları
bölgesine kadar uzanmış olması ve Çin balıkçı tekneleri ve donanmasına ait
unsurların zaman zaman bu bölgedeki varlığı, Endonezya’nın deniz kıta sahanlığı
bağlamında ekonomik ve güvenlik hattının Çin tarafından daraltılmakta olduğunu
gösteriyor.
Çin’in Batı Pasifikler’de Solomon Adaları, Samao Adaları ve
en son Doğu Timor (Timor Leste) gibi küçük ancak giderek stratejik önemi
ortaya çıkmakta olan ülkelerle doğrudan ekonomik ve stratejik işbirlikleri hiç
kuşku yok ki, Jakarta yönetimi tarafından da yakından takip ediliyordu.
İlişkilerde yeni dönem
Dışişleri bakanı Penny Wong, “sabık başbakan Scott
Morrison döneminde Endonezya’ya gereken ilginin gösterilmediği” yönündeki
açıklaması gayet önemli. Bu yaklaşım, önümüzdeki dönemde, iki ülke
ilişkilerinde dikkate değer gelişmeler olacağını ortaya koyuyor.
Endonezya açısından ise, devlet başkanı Jokowi’nin
iktidarının son iki yılına girilirken, 2024 seçimleri öncesinde Avustralya ile
ilişkileri özellikle ekonomi ve dış yatırımlar noktasında geliştirerek iyi bir
miras bırakmak istediğini söyleyebiliriz.
Başbakan Albanese’in kabinesinin önemli bakanlarıyla
birlikte üç günlük Endonezya ziyaretini, ikili ilişkiler kadar bölgesel ve
küresel ilişkiler açısından da, gayet önemli bir gelişme kabul etmekte yarar
var.
Endonezya yönetiminin, ABD’nin bölge politikalarına
askeri odaklı yaklaşmasını kabul etmeyen tutumu dikkate alındığında, ABD ile
aynı siyasi rejime sahip Avustralya’nın ikili ilişkiler ve bölgesel
gelişmelerde daha dostane bir yaklaşım sergilemesi, bir anlamda Endonezya-ABD
ilişkileri için de köprü vazifesi gördüğümü söylemek mümkün.
Bu noktada, sabık başbakan Scott Morrison’un 2019’da
Jakarta’yı ziyaretinin ardından gerçekleşen ilk üst düzey ziyaret olması
kovid-19 sonrası ekonomi ve yatırım ilişkilerine hız verileceğinin habercisi
anlamı taşıyor.
Özellikle, alt yapı ve enerji konusunda dış yatırımlar
peşindeki Jokowi yönetiminin bölge ülkeleri arasında Avustralya ile
yakınlaşması gayet rasyonel ve pragmatik siyasetin bir ürünü kabul etmek
gerekir.
Ziyaretin önümüzdeki Kasım ayında Bali Adası’nda yapılacak
G-20 Zirvesi’nin başarılı bir şekilde geçmesi açısından Canberra yönetiminin
Endonezya’ya desteğini ortaya koyması da hiç kuşku yok ki, dikkate değer bir
gelişme.
Rusya’nın zirveye katılacak olmasına bazı Batılı
ülkelerin verdikleri tepkiye rağmen, Avustralya başbakanı Albanese’nin “Putin’li
toplantıya katılacağı” yönündeki mesajı, küresel ekonomi ve barış süreçleri
adına olumlu bir gelişme kabul etmek gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder