12 Haziran 2022 Pazar

Singapur’da Shangri-La toplantılarında Zelensky’den güvenlik ve barış vurgusu / Zelensky’s emphasis on security and peace in Shangri-La talks in Singapore

Mehmet Özay                                                                                                                            12.06.2022

Singapur’da, Shangri-La güvenlik ve savunma toplantıları (SLD) devam ederken, dünkü oturumlara Ukrayna devlet başkanı Zelensky’nin konuşması damgasını vurdu…

Uluslararası Stratejik Çalışmalar Enstitüsü (International Institute for Strategic Studies-IISS) tarafından organize edilen güvenlik ve savunma topantılarının ikinci gününde yani dün, Ukrayna devlet başkanı Zelensky video konferans sistemiyle geniş bir katılımcı kitlesine seslendi.

Zelensky konuşmasında, Singapur kurucu başbakanı Lee Kuan Yew’a ait olan bir söylemi gündeme taşıyarak, “uluslararası sistem olmaması halinde büyük balığın küçük balığı yiyeceği…” benzetmesini gündeme taşıması dikkat çekiciydi.

Bu çerçevede, Ukrayna devlet başkanı Zelensky’nin konuşmasıyla Shangri-La güvenlik ve savunma toplantılarının, bir anlamda küresel öneminin arttığını söylemek mümkün.

Zelensky’nin söyleminin merkezine küçük ülkelerin uluslararası sistemce varlıklarının teminat altına alınması otururken, bu düşüncesini Singapur kurucu başbakanı Lee Kuan Yew’a dayandırması sadece Singapur toplumuna bir jestten ibaret değildi.

Başbakanlığı ve daha sonra senyör bakanlığı döneminde sadece, ASEAN ve Asya-Pasifik bölgeleriyle ilgili değil, aynı zamanda küresel siyasal gelişmeler çerçevesinde de ortaya koyduğu görüşleriyle tanınan Lee Kuan Yew’ın yaklaşımının ne denli önemli olduğu son dönemde yaşanan gelişmelerle bir kez daha ortaya çıkmış oldu.

Dün gün boyu süren oturumlarda, çeşitli ülkelerden üst düzey konuşmacılar ortaya koydukları kavramlar ve söylemlerle, temelde ve benzer şekilde uluslararası sisteme vurgu yapması gayet önemliydi.

Uluslararası sistem ve çıkmazı

Bu noktada, küçük ülkelerin korunmasından, küresel kurumsal hukuki sistemlerin sürdürülebilirliği üzerinde durulurken, aslında dikotomik bir şekilde bazı ülkelerin de mevcut uluslararası sistem üzerinden eleştirilerini ve hatta çatışma ve savaş boyutuna geçtiklerini görmezden gelmek mümkün değil.

Bu çerçevede, toplantıların ikinci günündeki açıklamalar arasında uluslararası basın, Ukrayna devlet başkanı Volodymyr Zelensky’nin açıklamalarını manşete taşısa da, gün boyu süren çeşitli oturumlarda dikkatten kaçmaması gereken diğer bazı yaklaşımların da olduğunu gözden uzak tutmamak gerekir.

Bu noktada, hem Asya-Pasifik hem de küresel güvenlik konularında dünya kamuoyunu ümit var kılacak yaklaşımlar olsa da, şu anki fiili gelişmeler tehdit algısının gayet üst düzeyde olduğuna da işaret ediyor.

Zelensky’den küresel topluma çağrı

Ukrayna devlet başkanı Volodymyr Zelensky’den dikkat çeken açıklamalar geldi…

40 ülkeden beş yüzü aşkın katılımcıya video konferans vasıtasıyla hitap eden Ukrayna devlet başkanı, ülke sınırlarında süren savaşın küresel geleceği belirleyebilecek bir nitelik taşıdığını söylemesi bazıları tarafından abartılı kabul edilebilir.

Zelensky’nin açıklamalarının detaylarına bakıldığında, sözde “güçlünün hakkı” üzerinden geliştirilen politikalara geri dönülmekte olduğuna işaret ederken, bu gelişmenin yol açtığı ve açabileceği felâketlerden insanlığın kurtarılmasının da bir zorunluluk olduğu üzerinde durduğu görülüyor.

Zelensky’nin bu vurgusunda, hiç kuşku yok ki, dördüncü ayına girilen Doğu Avrupa krizini henüz önleyebilecek mekanizmaların ortaya konul/a/mamış olmasının rolü büyük.

Bu noktada, Zelensky’nin, Rusya devlet başkanı Vladimir Putin’in güç üzerinden sergilediği politikalar ve nihayetinde sıcak savaş ortamının “19. yüzyıl ve hatta öncesine dönüşün izleri” olduğu yolundaki iddiası gayet çarpıcıydı.

Aslında bu çıkış salt bir savaş ve güç ilişkisinden öte, gizli/açık başta Batı medeniyeti olmak üzere, küresel medeniyet olgusunun günümüz koşullarında nasıl ve ne şekilde anlaşılması gerektiğine vurgu yapıyor. Bu çıkış bir anlamda, insanlığın kazanımlarının nasıl heba edilme sürecine girdiğini de ortaya koyuyor.

Bununla birlikte, bu gayet iddialı yaklaşımın pratikte karşılığı olduğu da küçük ülkelerin uluslararası sistem tarafından korunmasından, yeni güvenlik ve savunma konseptlerinin geliştirilmesine tedarik zincirinin aksaması, küresel gıda kıtlığı, petroldeki fiyat artışının belirli ölçülerde ortaya çıkmasında ve enflasyonist tepkilerin gündeme gelmesinden takip etmek mümkün.

Zelensky’nin, aralarında ABD ve Çin savunma bakanlarının da olduğu gruba yönelik yaklaşık yarım saat süren konuşmasında uluslararası hukukun belirleyiciliğinin özellikle küçük ülkeler için hayati öneme sahip olduğuna dikkat çekti.

Ukrayna devlet başkanı Zelensky, 23 Mart 2015 tarihinde hayatını kaybeden Singapur kurucu başbakanı Lee Kuan Yew’un 1966 yılında Soğuk Savaş döneminde gündeme taşıdığı bu söyleme referans yaparkan, bunun salt bir retorik olmadığı aksine, günümüz koşullarının geriye doğru gidildiğine işaret ediyordu.

Lee Kuan Yew, bir Çin atasözüne dayanan bu söyleminin devamında aslında o dönem yeni bağımsızlığını kazanan Singapur’un karşı karşıya kaldığı tehdide dikkat çekerek uluslararası sistem kadar, ülkenin savunma sisteme de vurgu yapıyordu.

Çin-Tayvan/Rusya-Ukrayna benzerliği

Önce kendisine yöneltilen Tayvan’la ilgili soruya gizli/açık, “bizim gibi olmayın” diyerek adını zikretmese de, Çin’in olası bir saldırısının önüne şimdiden diplomasi ile geçilmesi tavsiyesinde bulundu.

Doğu Avrupa’da başlayan savaşın teritoryal olarak sınırlı bir bölgede sürmesine karşın, ekonomik sonuçları itibarıyla küresel etkiye ulaşması Zelensky’nin dikkat çektiği bir diğer husustu.

Buna göre, önemli bir tarım ihracatçısı olan Ukrayna’nın savaş dolayısıyla gerekli ihracat süreçlerini gerçekleştirememesi, küresel gıda piyasalarında artışlara neden oldu ve olmaya devam ediyor.

Ciddi hatırlatma

Zelensky, tam da bu noktaya vurgu yaparak, ülkesi sınırları içinde devam eden savaşın bir an önce sona erdirilmesi konusunda diplomatik çabaların ortaya konulmasına işaret etti.

Aksi halde, Rus işgalinin küresel etkilerinin artarak devam edeceği uyarısında bulunurken, “Ukrayna’nın güvenliği sizin güvenliğiniz” ifadesiyle, özellikle Asya-Pasifik ülkelerini bir anlamda empati kurmaya davet etti.

Bu söylemin, önümüzdeki Kasım ayında Bali Adası’nda yapılacak olan G-20 Zirvesi hazırlıkları çerçevesinde toplantıların konseptinin birlikte iyileşme ve kalkınma olarak belirleyen Endonezya devlet başkanı Joko Widodo’nun yaklaşımıyla benzerliği olduğunu da söylemek gerekir.

Çin’den her zamanki tepki

Söz konusu bu açıklama üzerine, Pekin yönetimi Ukrayna ve Tayvan benzerliğine karşı bir söylem geliştirirken, kendi siyasi argümanı üzerinden gelişmeleri yorumlamaya devam ediyor.

Buna göre, Çin, Tayvan’ın Ukrayna gibi uluslararası bir sorun olmadığını, aksine Çin’den kopmuş ancak geri dönüşü beklenen bir eyalet olduğunu tekrarlıyor.

Pekin yönetiminin, ‘Tek Çin’ politikası olarak bilinen ve başta ABD olmak üzere pek çok Batılı ülke tarafından da kabul edilen bu teze karşılık, Tayvan de facto bağımsız ülke olarak hareket ediyor.

Aslında, uluslararası ilişkilerde kendine özgü bir yeri olan Tayvan konusu hiç kuşku yok ki, son derece gelişmiş endüstrisi, demokratik kurumları ve sivil toplumu ile Doğu Asya’da Batılı değerlerin temsilcisi konumunda.

Batılı ülkeler için ortada Hong Kong örneği bulunurken, Pekin’in alacağı siyasi ve/ya askeri kararlarla Tayvan’ı elden çıkartılmasına göz yummayacakları düşünülebilir.

ASEAN ve Asya-Pasifik ülkeleri içinse böylesi bir gündem, tüm bölgeyi etkileyebilecek sonuçları itibarıyla istenir bir durum değil. Tüm bölgeyle endüstriye ve ticari ilişkilere sahip Tayvan’ın sahip olduğu bu yapıcı ve sürdürülebilir özelliğini önemli ölçüde yitirmesi hiç kuşku yok ki, bölge açısından büyük bir kayıp anlamına gelecektir.

Bu noktada, başta ABD yönetimi olmak üzere Fransa ve Kanada gibi diğer ülkelerin Tayvan’la siyasi ve ekonomik ilişkilerinde amaç hiç kuşku yok ki, Batılı değerleri benimsemiş Tayvan’ın bir tür koruma altına alınması anlamı taşındığı ortada. Bu noktada, son dönemde yapılan askeri işbirliği anlaşmaları bunun göstergesi.

Singapur’da Cuma günü başlayan ve bugün yani, 12 Haziran Pazar günü sona eren Shangri-La güvenlik ve savunma toplantılarının gündemi, daha önceki yılların aksine Güney Çin Denizi boyutunun ötesine geçmiş durumda.

Özellikle, dün Ukrayna devlet başkanı Zelensky’nin bölge ülkelerine ve küresel sisteme çağrısı sadece Doğu Avrupa’daki savaşın durdurulması değil, benzer gelişmelerin de bir an önce önüne geçilecek sistemin kurulması yönündeydi.

Bu ve benzeri açıklamaların Asya-Pasifik bölgesindeki gergin ortamın diplomatik yollarla çözümü konusunda ilgili ülke ve kurumlara kayda değer hatırlatmalar olması, Shanri-La toplantılarının bir anlamda işlevini yerine getirmekte olduğunu da göstermektedir.

https://guneydoguasyacalismalari.com/2022/06/12/singapurda-shangri-la-toplantilarinda-zelenskyden-guvenlik-ve-baris-vurgusu-zelenskys-emphasis-on-security-and-peace-in-shangri-la-talks-in-singapore/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder