Mehmet Özay 27.10.2021
ASEAN’da dönem başkanlığını yürüten Bruney Sultanlığı başkanlığında dün başlayan toplantılar sanal ortamda gerçekleştirilirken, zirve toplantılarının ilk gününde önemli gelişmeler yaşandı.
39. Zirve toplantısına Myanmar davet edilmezken, dört yıl
aradan sonra ABD üst düzeyde katılım sergiledi. Bunun yanı sıra, ASEAN+3
konseptli yani ASEAN+ Çin-Japonya-Güney Kore toplantıları da yapıldı.
1967 yılında kurulan ve 1997 yılında Myanmar ve 1999
yılında Kamboçya’nın üye olmasıyla on üyeli bölgesel birlik niteliği kazanan
ASEAN’da 39. Zirve toplantılarına Myanmar davet edilmedi. Bu gelişme, ASEAN
tarihinde bir ilk olarak dikkat çekiyor.
Zirve’de bir diğer önemli gelişme, dört yıl sonra ABD’nin
başkan düzeyinde toplantıya katılması oldu. Başkan Joe Biden’ın varlığı, ABD’nin
Asya-Pasifik bölgesine özellikle de, ASEAN’a verdiği önemi ortaya koyarken,
gündeme Aukus oluşumunu getirdi.
ABD, İngiltere ve Avustralya arasında geçtiğimiz 15
Eylül’de ortaya konulan nükleer destekli denizaltılarla ilgili anlaşmanın (Aukus)
ASEAN bölgesinde “barış ve istikrarı” destekleyici mahiyette olduğunu
söyleminin örneğin Malezya ve Endonezya örneklerinde olduğu gibi, tüm üye
ülkelerde aynı olumlu tepkiyle karşılandığını söylemek ise güç.
Başkan Biden, sağlık, eğitim, çevre gibi alanlarda
kullanılmak üzere yaklaşık 100 milyon Dolarlık yardım sözü verdi.
ASEAN sözleşmesini yeniliyor mu?
Myanmar’da 1 Şubat’ta yaşanan darbenin ardından ülkede
demokratik sisteme dönüş yolunda gereken adımların atılmamasına Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği’nden (Association of Southeast Asian Nations-ASEAN)
gelen tepki, birliğin sözleşmesinde yer alan
“… iç işlerine müdahale edilmemesi…” ilkesinin gözden geçirilmeye başlandığına
işaret ediyor.
Her ne kadar, “iç işlerine karışmama” uluslararası
yasalarda da yer almakla birlikte, bu yaklaşımı ASEAN özel şartları içerisinde
değerlendirmek gerekiyor.
Bu gelişme, uzunca bir süredir sadece Myanmar’daki
gelişmeler için değil, bölgenin giderek uluslararasılaşan sorunları karşısında
da, gerekli siyasal adımları atmakta tereddüt eden bir ASEAN’dan daha aktif bir
yapının geliştirilmekte olduğu izlenimi veriyor.
Güney Çin Denizi sorunu başta olmak üzere, 2015 yılı
Aralık ayında Malezya’nın dönem başkanlığında kabul edilen, ASEAN Ekonomik
Topluluğu’nun (ASEAN Economic Community-AEC), tek tek ülkeleri değil,
içinde Myanmar’ın da olduğu bütün bir bölge üzerinde yapıcı unsur olması,
Myanmar’daki gelişmelere daha hassas yaklaşılmasının sebeplerini oluşturuyor.
Bu noktada, 24 Şubat 1976 yılında Bali Adası’nda
gerçekleşen toplantıda imzalanan ASEAN Sözleşmesi’nde yer alan, “siyasi
işbirliğini güçlendirme” maddesinin aradan geçen yıllardaki tedrici gelişmesi
kadar, bugünün getirdiği yeni sorunlar karşısında çok daha fazla ihtiyaç
duyulduğunu gösteriyor.
Myanmar’la yollar ayrılmadı
Burada bir taktik süreçten de bahsetmek mümkün… 1 Şubat
darbesinin ardından Mayıs ayı sonlarında Cakarta’da gerçekleşen toplantıya
davet edilen darbeci general Min Aung Hlaing’a
demokratikleşme konusunda beş maddelik bir yol haritası teklif edilmişti.
Her ne kadar, Hlaing bu süreçte gerekli adımları atmamasına ve özellikle de,
ASEAN özel temsilcisini ülkeye kabul etmemesine rağmen, ASEAN siyasetinin
kendine özgü yapıcı niteliğine bir örnek kabul edilebilir.
ASEAN dönem başkanlığını yürüten Bruney Sultanlığı’ndan
ve ardından Malezya ve Endonezya dışişleri bakanları toplantısından gelen
kararlarla Myanmar’da darbeci general Min Aung
Hlaing’ın zirveye katılmaması çağrısı yapılmıştı.
ASEAN, Myanmar’la bağları tamamen koparmama adına de facto devlet
başkanlığını yürüten general Hlaing yerine, üst düzey bir yetkiliyi davet
etmişti. Ancak Myanmar dışişleri bakanlığı bu daveti geri çevirerek
toplantılara katılmama kararı aldı.
Zirve öncesinde gündeme getirilen bazı yaklaşımlarda ASEAN’ın zirveye,
darbe sonrasında Ulusal Demokrasi Birliği partisi (National League for Democracy-NLD) başta olmak üzere çeşitli
muhalif grupların oluşturduğu ‘Ulusal Birlik Hükümeti’ni (Myanmar’s National Unity
Government-NUG) davet edebileceği yolundaki görüş gerçekleşmedi.
Bu durum da, ASEAN’ın
aslında gizli/açık Myanmar’daki darbeci yönetime hâlâ açık kapı bıraktığını ve
önümüzdeki süreçte işbirliğini sürdürebileceğine dair bir ipucu veriyor.
ASEAN çözüm bulabilecek mi?
ASEAN ve Myanmar arasında yaşanan bu krizi taraflar arasında, sanıldığının
aksine bir çatışma ortamından ziyade, yapıcı mekanizmaların gündeme
getirilmesinin bir aracı olarak kabul etmek gerekir. Bununla birlikte, ‘ASEAN Yaklaşımı’
(ASEAN Way) olarak adlandırılan siyaset yapma biçiminde bugün yaşanan
gelişme hiç kuşku yok ki, bu anlamda bir değişiminde ortaya çıkmakta olduğuna
işaret ediyor.
ASEAN Ekonomik Topluluğu’nun kurulmasıyla birliğin
bölgesel önemi giderek daha da öne çıkarken, 2015 yılı seçimlerinin ardından
Myanmar da bu gelişmelerden olumlu etkilenen ülkelerin başında geliyordu.
Bu noktada, 2016-2020 yılları arasında yani beş yıllık
büyüme rakamlarına bakıldığında, yıl sırasıyla 5.2; 6.3; 6.8; 6.2 ve 6.3 büyüme
kaydeden bir Myanmar’la karşılaşıyoruz. (Kovid-19’dan ötürü, 2020 verisini
hedef büyüme olarak kabul edilmeli!)
Söz konusu bu büyüme rakamları dikkate alınacak olursa,
bölgenin hızlı gelişen ülkeleri arasında başlarda ilk sıralarda bulunan
Myanmar, 2020 yılı Kasım ayında yapılan seçimlerle birlikte önemli bir döneme
girmişti.
Seçimlerin galibinin, yine NLD olduğunun Ocak ayında
açıklanmasına rağmen, ordu NLD tarafından seçimlere hile karıştırıldığı
gerekçesiyle yeni parlamentonun toplanacağı 1 Şubat’ta darbe gerçekleştirdi.
Darbe sonrası gelişmeler sadece siyasal istikrarsızlık
değil, bunun tetiklediği ekonomik istikrarsızlık ve hatta insani yardım
boyutlarına ulaşacak bir ekonomik gerilemeden bahsetmek mümkün.
Dünya Bankası verilerine göre yoksulluk oranı 2019-2020
yılları arasında iki kat artış göstermesi ülkede sadece, kovid-19’un neden
olduğu ekonomik durgunlukla açıklanamaz.
Darbe sonrasında başta Japonya olmak üzere ASEAN üyesi
ülkelerin yatırımlarını geçici olarak da olsa ara vermeleri, siyasal
istikrarsızlık nedeniyle bazı ülkelerin insani yardımlarında kısıtlamaya
gitmeleri hiç kuşku yok ki, bugün yaşanmakta olan yoksulluğun temel nedenleri
arasında.
ASEAN zirvesi sonuç bildirgesinde, özellikle Myanmar
sorununun çözümü konusunda ne tür öneriler getirileceği merakla bekleniyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder