Mehmet Özay 09.03.2020
foto:malaymail.com |
Malezya’da bir süredir yaşanan siyasi kaosun
ardından Ulusal İttifak adı verilen koalisyonun oluşturduğu hükümet bugün ilân edildi...
Pek çok aktörün, iki haftalık kısa bir süreye
sığan, ancak pek çok aktörün işin içinde olduğu, değişik tarihlerde farklı
gelişmelerin ortaya çıktığı, eski ittifakların bozulup yenilerinin oluştuğu,
çiçeği burnunda partilerin içinde hengâmelerin
yaşandığı, yolsuzluktan mahkeme süreçleri sürenlerin yüzlerini tebessümlerin
kapladığı, ülkeyi 21. yüzyılda hak ettiği siyasal ve toplumsal reformlara
kavuşturmayı amaçlayanların sukût-u
hayale uğradıkları vb. süreçlere konu olan ve tarihe ihanetlerle geçecek olan
bir süreç geride kalmış oldu.
Dr. Mahathir Muhammed’in 24 Şubat günü
başbakanlıktan ve ardından başında bulunduğu Yerli Birlik Partisi’nden (Parti Pribumi Bersatu)
istifasıyla gelişme gösteren siyasi krizin ardından böylece yeni kabine
kurulmuş oldu.
Bu gelişme, 2018 yılı Mayıs ayında yapılan genel
seçimlerin ardından Birleşik Malay Ulusal Organizasyonu’nun (UMNO) ana gövdesini oluşturan Ulusal Cephe
koalisyonunun 60 yıllık iktidarını deviren Umut koalisyonunun oluşturduğu
hükümetin daha iki yılı dolmadan tasfiyesi anlamına geliyor.
Hiç kuşku yok ki, halkın seçtiği meşru hükümete
karşı bazı siyasi partilerin ve hiziplerin içiçe geçen çoklu teşebbüsleriyle
gerçekleşen ve içinde ve/ya arkasında farklı aktörlerin ve kurumlarında olduğu
anlaşılan girişim bir sivil darbe olarak adlandırılmayı hak ediyor.
29 Şubat’ta federal sultan tarafından başbakan
olarak atanan ve 1 Mart günü resmen başbakan olarak ülke siyasi tarihine geçen Muhyiddin
Yasin, bugün öğleden sonra yeni kabineyi açıkladı. Muhyiddin Yasin’in
televizyonlarda canlı yayınlanan açıklamasında, “işlevsel kabine” olarak
adlandırdığı yeni kabinede, farklı siyasi grupların yanı sıra, bazı
teknokratların da görev aldığı gözleniyor.
Temiz kabine
Yeni kabine için kullanılan bir başka tanımlama
ise “temiz kabine”!...
Muhyiddin Yasin, bu kavramı geçen hafta yaptığı
konuşmada dile getirmişti. Bu kavramla meşrulaştırılmak istenen meşru olmayan
bir süreç... Halk iradesine karşı girişilen darbe sonrası halkın meydanlara
dökülmemesi için ortaya atılan “işte yeni bir temiz hükümet” sloganı...
Aynı konuşmada, yeni kurulacak hükümette,
haklarında yolsuzluk davaları süren eski başbakan ve UMNO eski başkanı Necib
Rezzak, şu anki UMNO başkanı Ahmed Zahid Hamidi ve partinin genel sekreteri
Adnan Mansor’un kabinede yer almayacağına işaret etmişti. Bugün açıklanan
kabineye bakıldığında, Muhyiddin Yasin’in en azından şimdilik bu sözünü tuttuğu
anlaşılıyor.
Kabine’de tahmin edileceği üzere bir önceki
hükümetin devrilmesinde rol alan ana aktörler görmek mümkün. Bunlar arasında,
başbakanlık mevkiinde bulunan Muhyiddin Yasin’in dışında, PKR’dan ihraç edilen
Azmin Ali, Zuraidah Kamaruddin ile UMNO’dan Hişamüddin Hüseyin Onn dikkat çeken
isimler arasında bulunuyor.
Hem UMNO, hem Malezya İslam Partisi’nin (PAS)
talip olduğu başbakan yardımcılığı görevine kimse getirilmezken, kabinede dört
yeni koordinasyon bakanlığı kurulmak suretiyle ittifak yapısı içindeki bakanlık
dağılımı sorunu şimdilik aşılmış gözüküyor.
İktidar değişikliğinin ardından bugün yeni
hükümet kurulurken, muhalefette yer alan PKR, DAP ve Amanah ise son birkaç
haftadır devam eden demokrasi karşıtı gelişmeleri halka anlatmak için yeni
stratejiler geliştirme peşinde.
Güvenoyu olmayan hükümet
Gelişmeleri uzaktan izleyenler için, Şubat ayının
son haftasında ortaya çıkan hızlı süreçler daha henüz tüm netliğiyle
anlaşılmamışken, Malezya yeni bir hükümetin varlığı ile yüzleşiyor.
Buna rağmen, ülkenin 8. başbakanının
ve kurduğu kabinenin halkın güvenoyu almadan göreve başlaması hiç kuşku yok ki,
ülke demokrasisi için önemli bir sürece işaret ediyor.
Bu yüzleşme, federal meclisten onay almamış bir
başbakan ve onay almamış bir kabine anlamına geliyor. Bugün ilân edilen yeni kabinenin varlığı bile, Şubat ayı
sonlarındaki yaşananların halen ne denli muğlak ve halk iradesine muhalif bir
durum arz ettiğini ortaya koyuyor.
Muhyiddin Yasin’in federal sultan tarafından
başbakan olarak atanmasının ardından, muhalefetin
hedefi söz verildiği üzere 9 Mart’ta, yani bugün federal meclisin toplanarak
başbakanın güven oylamasının yapılması yönündeydi.
Ancak böyle bir gündemin
gerçekleşmeyeceği, geçen hafta Muhyiddin Yasin’in federal meclisin Mayıs ayında
toplanacağını ilân etmesiyle kesinlik kazanmış oldu.
Kabinedeki
isimler
Yaşanan sivil darbenin
mimarlarından gösterilen Azmin Ali, yeni hükümette hem ekonomiden sorumlu bakan
hem de uluslararası ticaret ve endüstri bakanlığından sorumlu olarak yer
alıyor. Kabinenin diğer üç koordinasyon bakanı ise şöyle: savunma bakanlığından
sorumlu UMNO’dan İsmail Sabri Yakup; çalışma bakanlığından sorumlu Birleşik
Saravak Partisi’nden Fadillah Yusuf ve eğitim bakanlığından sorumlu Bersatu’dan
Mohd. Razdi Md. Jidin.
UMNO’dan Hişamüddin Hüseyin Onn ise
dışişleri bakanı olarak yer alıyor. Maliye bakanlığına, ASEAN bölgesinde
faaliyet gösteren Malezya merkezli CIMB Bankası’nın ceosu Zafrul Abdul Aziz;
sağlık bakanlığına UMNO’dan Dr. Adham Baba; bilim ve teknoloji bakanlığına
UMNO’dan Khairy Jamaluddin; Malezya Çin Partisi (MCA) başkanı Wee Ka Siong
laştırma bakanlığı’na PKR’dan ihraç edilen bir diğer isim Zuraidah Kamaruddin
ise emlak ve yerel hükümetler bakanlığı’na getirildi.
Yüksek öğretim ve ulusal birlik
adıyla iki yeni bakanlık oluşturulurken, bunların başına UMNO’dan Noraini Ahmad
ve Halimah Mohamed Sadique getirildi. Kabinede PAS’tan tek isim ise çevre
bakanlığına gteirilen parti genel başkan yardımcısı Tuan İbrahim Tuan Mat oldu.
Federal bölge eski müftüsü Dr. Zülkifli Mohamad al-Bakri ise başbakanlığa bağlı
din işleri bakan oldu. Böylece ilk defa bir müftü kabineye girmiş oldu.
PKR’dan
ihraç edilenler kabinede
Azmin Ali’nin başını çektiği ve
içinde 10 milletvekilinin bulunduğu hizbin PKR’dan ihraç edilmesinin ardından
henüz yeni bir parti kurma girişimi söz konusu olmadığı veya mevcut partiler
içinden birine geçmediği görülüyor. Bu durumda, Azmin Ali ve Zuraidah
Kamaruddin bağımsız milletvekili statüsüyle bakanlık görevlerine atanmış
durumdalar.
Bu gelişme, aynı zamanda, uzun
yıllar beraber oldukları reformcu PKR’a karşı işledikleri siyasi teşebbüslerin
karşılığını aldıklarını gösteriyor.
Kabine kompozisyonuna bakıldığında,
açıkçası, Ulusal İttifak kanadındaki ayrışmanın daha şimdiden ortada olduğu söylenebilir.
Olağanüstü koşullarda kurulan bu yeni kabine,
bazı yenilikleri de beraberinde getiriyor. Örneğin, UMNO ve PAS içinde başbakan
yardımcılığına kapmak için yapılan büyük çekişmeye karşılık, başbakan Muhyiddin
Yasin başbakan yardımcısı atamak yerine, dört koordinasyon bakanı atayarak
şimdilik dizginleri elinde tuttuğunu gösteriyor.
UMNO ve PAS’dan bu dört bakanlığa herhangi
bir önemli ismin getirilmemiş olması da, sürecin şimdilik Başbakan Muhiddin
Yasin’in yönetiminde gideceğini ortaya koyuyor.
Bu durum, Ulusal İttifak yapısı içerisinde siyasi
ayrışmanın ve farklılaşmanın olduğunun bir göstergesi. Tarafların şimdilik
başbakan yardımcılığından feragat ettikleri ifade edilse de, yeni hükümette
kimin sözünün geçeceğini önümüzdeki günlerdeki icraatlar ortaya koyacak.
Özellikle, Mayıs
ayında yapılacak federal meclis oturumlarında güvenoyuna sıra geldiğinde kabinenin
bazı değişimlere konu olacağı tahmin edilebilir.
Meşruiyet krizi mi?
Şubat ayının son haftasında yaşanan sivil
darbenin ardından, Muhyiddin Yasin’in nasıl olup da başbakanlık koltuğuna
oturduğu sorusu önemli.
Dr. Mahathir Muhammed’in
başbakanlıktan istifası ile yeni bir koalisyon kurulacağı belliydi. Ancak bunun
Dr. Mahathir’i devre dışı bırakılarak yapılması, yukarıda dikkat çektiğimiz
üzere iç içe geçen ihanetler zincirinin parçalarını doğru okumakla mümkün.
O günlerde halen kurucusu olduğu Bersatu’nun
başında bulunan Dr. Mahathir’in, kurmayı hedeflediği birlik hükümeti için parti
başkanlığından da istifa etmesi Muhyiddin Yasin tarafından değerlendirilen bir
fırsat oldu. Ya da zaten bunun öncesinde Dr. Mahathir’in istifasına giden
süreçte onun dışta bırakılacağına birileri çoktan karar vermişti...
Federal sultan tarafından önce
geçici başbakan olarak atanan Dr. Mahathir Muhammed, sadece birkaç gün sonra
Bersatu’da yardımcısı konumundaki Muhyiddin Yasin’in yine aynı federal sultan
tarafından başbakanlığına atanmasına karşı çıkması Bersatu içinde yaşanan
kargaşayı ayyuka çıkarıyordu.
Dr. Mahathir Muhammed’in başbakanlığında kurulan
hükümette iç işleri bakanı olarak görev yapan Muhyiddin Yasin’in başbakan olarak
atanması başta Dr. Mahathir olmak üzere herkesi şaşırtmıştı.
Bu gelişme hiç kuşku yok ki, Dr.
Mahathir tarafından kendisine karşı bir komplo kurulduğu yönünde bir düşüncenin
ortaya çıkmasına neden oldu ki, zaten “Muhyiddin Yasin ihanet etti” ifadesini
de bu süreçte gündeme getirdi.
Yeni kabinenin oluşmasından birkaç
gün önce, yani geçtiğimiz hafta sonu Dr. Mahathir, Muhyiddin Yasin’in görüşme
talebini geri çevirdiğini açıkladı. Bu iki ismin halen Bersatu içinde birarada
yer almalarına rağmen, bu koşullarda bunun sürdürülebilirliğinden bahsetmek
mümkün değil. Dr. Mahathir’in yeni bir hamlesinin gelmekte olduğunu düşünmek
için pek çok neden var.
Bırakın
son 20 yıldaki gelişmeleri, son bir hafta içinde olan bitenler bize “ihanet
sosyolojisi” adıyla yeni bir bilim dalının oluşması için kafi miktarda veri sağlıyor.
“İhanet sosyolojisi” yaklaşımını abartılı bulanlar içinse, en azından siyaset bilimi
bölümlerinde “ihanet teorisi” adıyla bir teori geliştirmek için yeterli bulguların
olduğuna şüphe bulunmuyor.
Malezya
siyaset arenasında tüm bu olup bitenler hiç kuşku yok ki, ‘siyasi ahlak nedir?’
sorusunun bir kez daha sorulmasını gerektiriyor. Ancak bu soruya verilecek
cevapların, tekrara tekabül eden taraflarının olması, hiç kuşku yok ki, önceki
süreçlerin yinelenmekte olduğu anlamı taşıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder